MUHAMMED BİN HÜSEYN EL-HABÎR EL-BECLÎ

Evliyânın meşhûrlarından. Doğum târihi bilinmemekte olup, 621 (m. 1224) senesinde vefât etti. Önce fıkıh âlimlerinden İbrâhim bin Zekeriyyâ’dan fıkıh ilmi öğrenmeye başladı. Fakat hastalanıp, derse devam edemedi. Memleketine döndü. Hastalığı geçince, kardeşi Ali ile birlikte tekrar hocası İbrâhim bin Zekeriyyâ’nın yanına gidip kırâat dinlediler, ders aldılar, Ders aldıkları yerde hava iyice ısınınca, bir ağacın gölgesinde otururlar, dinlenirlerdi. Birgün yine kardeşi ile birlikte gölgede dinlenirlerken, Muhammed bin Hüseyn uyudu. Bu sırada bir kuş gelip, gagasını onun ağzına yaklaştırıp, ağzına güzel kokulu birşey boşalttı. Bundan sonra kendisinde bambaşka bir hâl hâsıl oldu, ma’rifet yolu açıldı. Uykudan uyanınca, kardeşine buradan gidelim dedi. Arzusu üzerine oradan memleketlerine döndüler.

Muhammed bin Hüseyn hazretleri birara tekrar hastalandı. Bu hastalığı sırasında, hocası İbrâhim bin Zekeriyyâ yanında talebeleri ile birlikte onu ziyârete geldi. Bu ziyâreti sırasında hocası ona çeşitli fıkıh mes’elelerini sordu. Her sorduğuna tam cevap aldı. Hocası onun ilimdeki üstün hâlini görünce, bu, çalışmakla elde edilmesi mümkün olmayan bir ilimdir dedi. Muhammed bin Hüseyn’e ma’rifet yolları açılmış, ilmin inceliklerine kavuşmuştu. Kabri Avâce denilen yerde, Şeyh Muhammed el-Hakîmî’nin kabri yanındadır. Ziyâret edilmekte ve bereketlerine kavuşulmaktadır.

Bir menkıbesi şöyledir: Birgün biri ona gelip, “Öküzüm çalındı” dedi. “Öküzünü mü istiyorsun?” buyurunca, o kimse; “Evet” dedi. Öyleyse falan yere git, orada çift süren bir zât bulacaksın, o senin öküzünü bulur dedi. Bahsettiği bu zât, tasavvufda hocası, Yemen’de yetişen meşhûr evliyâdan Muhammed bin Ebî Kir el-Hükmî idi. Öküzünü arayan kimse söylendiği şekilde hareket edip, o zâtı buldu. Çift sürmekte olan o zâtı görünce, birara öküzünü onun aldığı zannına kapıldı. Fakat o zâta; “Bana öküzümü bul” dedi. Sonra, “Öküzünü benim bulacağımı kim söyledi?” deyince, Muhammed bin Hüseyn söyledi dedi. “Peki öyleyse, falan yere git, orada öküzünü bir ağaca bağlanmış olarak bulacaksın” dedi. Bahsedilen yere gidip, öküzünü bir ağaçta bağlanmış olarak buldu ve sevinerek alıp götürdü. Öküzü çalıp, oraya bağlayan hırsız ise, almak için geldiğinde bulamadı, şaşkın ve üzgün dönüp gitti.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Câmi’u kerâmât-il-evliyâ cild-1, sh. 118