İMÂDÜDDÎN-İ ERBİLÎ (Muhammed bin Yûnus)

Musul’da yetişen Şafiî âlimlerinin meşhûrlarından. İsmi, Muhammed bin Yûnus Muhammed bin Mene’a bin Mâlik el-Erbilî el-Mûsulî’dir. Künyesi Ebû Hâmid olup, İmâdüddîn-i Erbilî lakab ve nisbeti ile meşhûr oldu. 535 (m. 1140) yılının başlarında Erbil kalesinde doğdu. Orada yetişti. Musul’da babasından fıkıh ilmini öğrendi. Sonra Bağdad’a gidip Yûsuf bin Bündâr ed-Dımeşkî’den ve başka âlimlerden, Nizâmiyye Medresesi’nde de Sedîd Muhammed es-Selemâsî’den bu ilmi okudu. Ayrıca orada Ebû Hâmid Muhammed bin Ebî Rebî’ el-Gırnâtî, Abdürrahmân bin Muhammed el-Küşmeyhenî ve daha başkalarından hadîs-i şerîf dinleyip ezberledi. Daha sonra Musul’a döndü. Orada bulunan Nûriyye, Zeynebiyye, Bagşiyye, Alâiyye medreselerinde ders okuttu. Şânı, şöhreti yükseldi ve adı her yerde duyuldu. Çeşitli memleketlerden fıkıh âlimleri gelip, ondan ilim tahsil ettiler. Musul emîri Şah Nûreddîn Arslan’ın yanında çok hürmet ve i’tibâr gördü. Onun tarafından, birçok defa Bağdad’da bulunan halîfeye ve Dımeşk’da bulunan Melik-ül-âdil Nûreddîn’e elçi olarak gönderildi. Sanki onun veziri gibiydi. 592 (m. 1196) senesinde, onu Musul kadılığına (hâkimliğine) ta’yin etti. Beş ay sonra bu vazîfeden ayrıldı. Sultân Nûreddîn Arslan’ın vefâtından sonra, oğlu Sultan Kahir Mes’ûd’a ders okutmak için tekrar Bağdad’a geldi. Sultan Kâhir’in yanında da çok hürmet ve saygı gördü. Birçok hediyelerle Musul’a döndü. 608 (m. 1211) senesi Cemâzil-âhır ayında Musul’da vefât etti.

İlim öğrenmek ve öğretmek için, Musul ve Bağdad arasında sayısız kerreler gidip gelen İmâdüddîn-i Erbilî, zühd ve vera’ sahibi bir zât idi. Dünyâya rağbet etmez, haramlardan son derece sakınır ve bilhassa temizliğe çok dikkat ederdi.

İbn-i Hılligân diyor ki: “O, Şafiî mezhebinin fıkıh ve usûl-i fıkıh bilgilerinde zamanının en büyük âlimi idi. Yaşadığı devirde büyük bir şöhrete sahipti. Çok vera’ sahibi olup, temizliğe pekçok dikkat ederdi. Yazı yazmak için kullanacağı kaleme, yıkamadan el sürmezdi. İlim ve faziletleri çok idi. Eserleri azdı.”

İbn-i Şühbe de diyor ki: “Sohbetleri çok tatlı, huyları yumuşak idi. Eşyalarını çok güzel kullanırdı.”

Eserlerinden başlıcaları şunlardır: 1. El-Melût fil-Cem’ beyn-el-mühezzeb vel-Vesît: Fıkıh ilmine dâirdir. 2. Şerh-ül-vecîz: İmâm-ı Gazâlî’nin eserinin şerhidir. 3. Akide. 4. Et-Tahsîl: Cedel ilmine dâir bir eserdir. 5. Ta’likâtün fil-ahlâk: Tamamlayamamıştır.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) El-Feth-ül-mübîn fî tabakât-ül-usûliyyîn cild-2, sh. 50

2) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-8, sh. 109

3) El-Bidâye ven-nihâye cild-13, sh. 63

4) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh. 34

5) Esmâ-ül-müellifîn cild-2, sh. 108

6) Vefeyât-ül-a’yân cild-4, sh. 203

7) El-A’lâm cild-7, sh. 160

8) Mu’cem-ül-müellifîn cild-12, sh. 143