İBN-ÜS-SÜKKERÎ (Abdürrahmân bin Abdül’alâ)

Mısır’da yetişen hadîs ve fıkıh âlimlerinin büyüklerinden. İsmi, Abdürrahmân bin Abdül’âlâ bin Ali el-Mısrî olup, künyesi Ebü’l-Kâsım’dır. Lakabı İmâmüddîn’dir. İbn-üs-Sükkerî diye tanınmıştır.

553 (m. 1158) senesinde Mısır’da doğdu. 624 (m. 1227) senesi Şevval ayında vefât etti. Şafiî mezhebi âlimlerindendir.

Fıkıh ilmini, Şihâbüddîn-i Tûsî ve Zâfir bin Hüseyn’den öğrendi. Hadîs ilmini, İbrâhim bin Semâka, Ebü’l-Hasen Ali bin Halef el-Kâfi ve başka âlimlerden öğrendi. Ayrıca, Şeyh Kureşî ve başka âlimler ile de görüşüp sohbetlerinde bulundu. Onlardan istifâde etti. Kendisinden ise; İbn-ür-Rif’a ve başka âlimler ilim öğrenip rivâyetlerde bulunmuşlardır.

İbn-üs-Sükkeri hazretleri, sâlihleri seven, onlara iyilik ve ikramda bulunan çok yüksek bir zât idi. Onlarla birlikte olmaya, onların ihtiyâçlarını karşılamaya, onlara fâideli olmaya çok gayret eder ve bunu ihmâl etmezdi. Herkes tarafından sevilen, hürmet edilen bir zât idi.

Hadîs-i şerîf öğretti. Ders okuttu ve fetvâ verdi. Kâhire’de hatîb, aynı zamanda oranın kadısı idi. Bir ara Kâdı’l-kudât oldu. Bu vazîfede bir müddet kaldı. Birgün kendisinden, yetimlerin mallarından borç vermesi istendi. Kabûl etmedi ve kadılıktan ayrıldı. İbn-i Rif’a’nın hocası Zahîrüddîn-i Tezmentî (r.a.) şöyle anlatır: “Kâdı İmâdüddîn hazretlerinin vefâtından günlerce sonra, kabrini ziyârete gittim. Kabrin yanında kalender (dünyâ ile alâkasını kesmiş) bir fakir gördüm. Onu görünce bir an geri durdum. Fakir, “Yaklaş!” dedi. Ona yaklaştım. Fakir dedi ki: “Kıyâmet günü âlimler, herbirinin başında bir liva (sancak) olduğu hâlde haşredileceklerdir. Bu kadı da onlardandır.” Daha sonra fakiri aradım. Fakat bir daha bulamadım.”

Kâdı İbn-üs-Sükkerî hazretlerinin yazmış olduğu çeşitli eserlerden ba’zıları şunlardır: “Şerhu Sahîh-il-Müslim”: İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin Vesît isimli eserine bir haşiyedir. Devir mes’elesine âit olan “Mûsânnifdir.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Sübkî) cild-8, sh. 170

2) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Esnevî) cild-2, sh. 67

3) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh. 114

4) Mu’cem-ül-müellifîn cild-5, sh. 144

5) Hüsn-ül-muhâdara cild-1, sh. 411

6) Tekmiletü li-vefeyât-in-nakile cild-5, sh. 314

7) Keşf-üz-zünûn sh. 558, 2009