Hadîs, Şafiî mezhebi fıkıh ve tıb âlimi. İsmi, Ali bin Ebü’l-Hazm el-Kureşî ed-Dımeşkî el-Mısrî eş-Şâfiî olup, lakabı Alâüddîn’dir. İbn-ün-Nefîs diye meşhûr oldu. Hadîs, fıkıh, tıb, lügat, mantık, siyer ve birçok ilimlerde söz sahibi olan İbn-ün-Nefîs, 607 (m. 1210) senesinde Türkistan’ın Karş şehrinde doğdu. Daha çok tıb ilmi alanında çalışmalar yapan İbn-ün-Nefîs’in bu alanda yazdığı kitaplar ve buluşları çok meşhûrdur. İbn-ün-Nefîs, 687 (m. 1288) senesi Zilka’de ayında Mısır’da vefât etti; Malını, mülkünü ve çok sayıda yazmış olduğu kitaplarını, Kâhire Hastahânesine vakfetti. İbn-ün-Nefîs’in kabri, Mısır’ın Rahmâniye bölgesindedir.
İbn-üd-Dahvan’dan ilim öğrenen İbn-ün-Nefîs, tıb sahasında zamanın en büyük âlimi olarak, ilk defa küçük kan dolaşımını keşf etti. Günümüzden yediyüz yıl önce, kalb, akciğer gibi zor ameliyatların yapılabileceğini ilk defa ortaya koyan İbn-ün-Nefîs’dir. Aynı zamanda Şafiî mezhebinde de yüksek ilimlere sâhib olan İbn-ün-Nefîs, tıb ilmini, yedinci asırda Nûreddîn Zengî tarafından Şam’da kurulan hastahânede öğrendi. Daha sonra Kâhire’ye yerleşen İbn-ün-Nefîs, burada Mısır tabîblerinin başkanı olarak Nasırı Hastahânesinde vazîfe yaptı. Orada birçok talebe yetiştirdi. Talebelerinden en meşhûru, cerrahî branşıyla ilgili bir eser yazan İbn-ül-Kuff’dur. İbn-ün-Nefîs, ayrıca fıkıh âlimi olarak da Kâhire Masûriye Medresesi’nde Şafiî mezhebi fıkhına göre ders verdi.
İbn-i Zehebî onun hakkında; “İbn-ün-Nefîs, tıb sahasında çok kitap yazdı. Kitâb-üş-Şâmil bunlardandır. Eserlerini ezberden yazdı, ilimlerin inceliklerini bilmesi sebebiyle, başka bir esere müracaat etmedi” demektedir.
Es-Sübkî ise onun için; “İbn-ün-Nefîs’in usûl-i fıkh, mantık ve tıbba dâir yazdığı çok kıymetli eserleri vardır. Tıb sahasında onun bir benzeri görülmedi” demektedir.
Esnevî de onun hakkında; “İbn-ün-Nefîs, fen ilimlerinde ve diğer ilimlerde zamanının büyüğü idi. Çok talebe yetiştirdi” demektedir.
Tıb târihinin en büyük keşiflerinden biri olan küçük kan dolaşımı, İbn-ün-Nefîs tarafından bulunmuştur. Tıb târihi, küçük kan dolaşımının ilk olarak onaltıncı yüzyılda Michael Servistas tarafından bulunduğunu söylerse de, yapılan araştırmalar bu kan dolaşımını bulanın, büyük din ve tıb âlimi İbn-ün-Nefîs olduğunu ortaya koymuştur. İbn-ün-Nefîs, kendisinden onüç asır önce yaşıyan meşhûr Yunanlı tabîb Galen’in eserlerini inceliyerek, onun yanlışlarını çok güzel bir biçimde düzeltti ve küçük kan dolaşımı hakkındaki görüşlerini, şöyle, açıkladı:
“Kalb, şimdiye kadar zannedildiği gibi sağ karıncığın içindeki kanla değil, aksine, bölümlerine damarlar yoluyla dağılan kan ile beslenmektedir. Kalbin sağ karıncığından pompalanan kan, akciğerleri beslemek için değil, akciğerlere temizlenmek için yayılır. Sağ karıncık ile sol karıncık arasında geçiş yoktur. Kalbin yaradılışı îcâbı, bir cismi sertlik vardır. Ba’zı bilginlerin dediği gibi, ne görünür bir geçiş ne de Galen’in inandığı gibi kanın akışını sağlayacak olan gizli bir geçit vardır. Bunun zıddına, kalbin gözenekleri ve mesanesi, kapalı ve kalındır. Sağ karıncıktan çıkan kirli kan, akciğer atar damarı yoluyla akciğer torbacıklarına geçer. Orada hava ile karşılaşarak, kan en son damlasına kadar temizlenir. Daha sonra hayâtın idâmesini sağlamak için havayla temizlenen kan, akciğer toplar damarıyla kalbin sol kulakçığına geçer.”
Çok yönlü bilgiye sahip olan İbn-ün-Nefîs, meşhûr Galen ve İbn-i Sina’nın bütün tıb ile ilgili eserlerini ezbere bilirdi. İbn-ün-Nefîs müşâhede ve tecrübeye çok önem verirdi. Ancak, deney ve gözlemlerinin neticesinde elde ettiği sağlam bilgileri kabûl ederdi. İşin gereğine varabilmek için mutlaka konunun temeline inerdi. Kesin bir sonuca vardıktan sonra, o konu hakkında eser yazardı. Kendisi; “Eserlerimin benden sonra uzun seneler yaşayacaklarını bilmeseydim, onları asla kaleme almazdım” demektedir. İbn-ün-Nefîs, peşin hükümlerden kaçınan, objektif deneylere dayanan, tıb ilminin gözbebeği bir âlimdi. Zamanın büyük tıb âlimi olan İbn-ün-Nefîs, daha çok insan organizması üzerinde etkili olan faktörleri araştırdı. Hastalıkların tedâvilerinden çok, esas sebepleri üzerinde durdu. İbn-ün-Nefîs, aynı zamanda ortopedi branşının da kurucularındandır.
İbn-ün-Nefîs, tıb, hadîs, fıkıh ve çeşitli ilim alanlarında eserler ve şerhler yazmıştır. Yazdığı eserlerden ba’zıları şunlardır: 1. Eş-Şâmil fit-Tıb: İbn-ün-Nefîs’in yazdığı en büyük tıb kitabıdır. 2. El-Mûciz: Çok meşhûr bir eseridir. İbn-i Sina’nın yazdığı tıb kitabı olan Kânun’un bir çeşit özetidir. İlk defa 1244 (m. 1328) senesinde Kalküta’da basılmıştır. Bu eserin birçok şerhi, haşiyesi ve ekleri yazılmıştır. Bu eser, ilmî ve pratik tıb, ilâçlar ve gıdalar, organlara âit hastalıklar, organlar arası hastalıklar olmak üzere dört bölümden meydana gelmiştir. Kanunî Sultan Süleymân Hân zamanında, Edirne Dârüşşifâsı baştabibi Ahmed bin Kemâl bu eseri Türkçeye çevirdi. Bir nüshası Süleymâniye Kütüphânesi Reîs-ül-Küttâb kısmı 732 numarada kayıtlıdır. 3. Kitâb-ül-Muhazzab fil-Kuhl: Göz hastalıkları ile ilgili bir eserdir. Bir nüshası Vatikan Kütüphânesi 307 numarada vardır. 4. Şerh-üt-Tenbîh liş-Şîrâzî fî fürû’ul-fıkh-ış-Şâfiî: Şîrâzî’nin yazmış olduğu Tenbîh adlı eserin şerhidir. 5. Tarîk-ül-fesâhati, 6. Bugyet-üt-Tâlibîn vel-Huccet-ül-Mütetâbibîn, 7. Şerh-ül-Külliyât, 8. Er-Risâlet-ül-Kâmiliyye fis-sîretin Nebeviyye: Peygamber efendimizin (s.a.v.) hayâtını anlatan bir eserdir. Bir nüshası Kâhire Kütüphânesi’nde mevcûttur. 9. Muhtasar fî ilm-il-usûl-il-hadîs: Hadîs, ilminin prensiplerini anlatan bir eserdir.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-7, sh. 58
2) Keşf-üz-zünûn cild-1, sh. 463, 464, 490 cild-2, sh. 1114, 1269, 1899
3) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-8, sh. 305
4) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh. 401
5) El-A’lâm cild-4, sh. 270
6) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 714
7) Tabakât-ül-usûliyyîn cild-2, sh. 89
8) El-Bidâye ven-nihâye cild-13, sh. 313
9) Miftâh-üs-se’âde cild-1, sh. 329
10) Uyûn-ül-enbâ cild-2, sh. 249
11) Brockelmann Gal-1, sh. 493 Sup-1, sh. 899
12) Tam İlmihâl Se’âdet-i Ebediyye sh. 490