Hanefî mezhebi fıkıh, usûl âlimi. İsmi, Muhammed bin Ahmed bin Ömer bin Ahmed bin Ebû Şâkir Erbilî’dir. Künyesi Ebû Abdullah olup, lakabı Mecdüddîn’dir. İbn-i Zâhir diye tanınır. 602 (m. 1205) senesinin Safer ayında Erbîl’de doğup, 677 (m. 1278) senesinde yine burada vefât etti. Erbîl’de yetişti. Bağdad’da, âlimlerden ilim aldı ve hadîs-i şerîf dinledi. Dımeşk’a geldi. Burada ders okuttu. Bağdad’da; Ebû Bekr bin Hâzin Kâşgârî’den, Dımeşk’da; Sehâvî, Kerîme, Tâcüddîn bin Hameveyh, Tâcüddîn bin Ebî Ca’fer’in derslerini dinledi. Kendisinden; Ebû Şâme, Dimyatî, Ebû Hüseyn Yünûnî, Şihâbüddîn Mahmûd rivâyette bulundu.
Hanefî âlimlerinin büyüklerinden olan Muhammed bin Zâhir, Kaymaziyye Medresesi’nde ders verdi. Düşüncelerinde isâbetli idi. Aynı zamanda, edebî ilimlerde de çok yükselmişti.
İbn-i Zâhir’in şiirlerinden bir bölümün tercümesi şöyledir:
“Her canlı sonunda ölecektir. İnsan, ömrü boyunca, sür’atle ölüme doğru koştu. Ebedî kalacağı evini harâb ediyor. Onun yerine, çok kısa bir müddet içerisinde harâb olup yıkılacak olan dünyâ evleri kuruyor, onları yapmağa çalışıyor. Hergün ömür eksiliyor. Yaş ilerledikçe.vücûda ağrılar, sızılar geliyor, insanlar, zaman içerisinde bir kâfiledir. Dâima yolculuk yapmaktadırlar. Fakat bu yolculuğun dönüşü yoktur. Öyleyse, kendine azık hazırla. Çünkü takvâ en hayırlı azıktır.”
Muhammed bin Zâhir’in bir şiir dîvânı vardır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-8, sh. 302
2) El-Bidâye ven-nihâye cild-13, sh. 282
3) Fevât-ül-vefeyât cild-3, sh. 301
4) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh. 359