Meşhûr nahiv âlimi. İsmi, Muhammed bin Abdullah bin Abdullah bin Mâlik’dir. Künyesi Ebû Abdullah olup, lakabı Cemâlüddîn’dir.
İbn-i Mâlik diye bilinir. 600 (m. 1203) senesinde Endülüs’de, Ceyyân denilen yerde doğdu. Bu sebeble kendisine Ceyyânî denilir. Dımeşk’da 672 (m. 1273) târihinde vefât etti. Şafiî mezhebindendir. İbn-i Mâlik, nahiv, lügat ve mantık ilimlerini babasından öğrendi. Ba’lebek’de bir müddet kaldı. Sonra Dımeşk’a döndü. Dımeşk’da; Sehâvî Hasen bin Sebbâh ve bir grup âlimden ders aldı. Arabî ilimlerde hocaları pek çoktur. Haleb’de İbn-i Arûn ve başkalarının yanında kaldı. Burada Arabî ilimleri okuttu. Arabcaya vâkıf olmak için çok gayret gösterdi. Nihâyet Arab dil ve edebiyatını çok iyi öğrendi.
İbn-i Mâlik’den; oğlu Bedrüddîn, Şems bin Ebû Feth el-Ba’lî, Bedr bin Cemâa, Âlâ bin Attâr ve daha birçok âlim rivâyetlerde bulundu.
İbn-i Mâlik, aynı zamanda kırâatler ve onlarla alâkalı bilgilerde de mütehassıs idi. Lügat ilminde, en garip ve duyulmamış şeyleri bilirdi. Sarf ve nahivde zamanında bir benzeri yoktu. Nahiv ve lügat ilimlerinde şâhid olarak getirmiş olduğu şiirler için, en büyük âlimler bile, onları nereden bulup getiriyor diye hayrette kalırlar idi. En zor şiirleri çözmek ve ma’nâsını anlamak ona pek kolay gelirdi.
Bir müddet Dımeşk’da kalan İbn-i Mâlik burada kitap yazmakla ve talebe yetiştirmekle meşgûl oldu, müderrislik yaptı. Çok talebe yetiştirdi. Meşhûr ve kıymetli eserler yazdı. İbn-i Mâlik’in ilminin artmasında şahsî çalışmalarının büyük payı vardır.
İbn-i Mâlik Haleb’de İmâm iken, namazlardan sonra, Kâdı’l-kudât Şemsüddîn bin Hılligân’a hürmetinden dolayı onu evine kadar uğurlardı.
İbn-i Mâlik, nahvî bir kaide için, ekseriyetle Kur’ân-ı kerîmden şâhid getirirdi. Eğer Kur’ân-ı kerîmde bulamazsa, hadîs-i şerîflerden, onlarda da bulamazsa, Arabların şiirlerinden şâhid getirirdi. Bununla beraber çok ibâdet eder, dînin emir ve yasaklarına uymakta çok gayret gösterirdi. Heybetli ve vekar sahibi idi. Çok ibâdet ederdi. İnce kalbli idi. Konuşurken ifâdesi gayet güzel ve düzgün idi. İbn-i Mâlik, çok kolay bir şekilde, zorlanmadan şiir yazardı. Sa’düddîn bin Arabî, onu ve yazdığı “Teshîl-ül-fevâid” adlı eserini bir şiirle methetmiştir.
Eserleri: 1. El-Elfiyye: Matbûdur. En meşhûr eseridir. Nahiv ilmine dâirdir. 2. Teshîl-ül-fevâid: Matbûdur. 3. Şerh-üt-Teshîl: Yazmadır. Birinci cildi Rabat’dadır. 4. Ed-Darbu fî ma’rifet-i lisân-il-Arab, 5. El-Kâfîyet-üş-Şâfiiyye: Matbûdur. Takriben üçbin beyittir. Nahivle ilgilidir. 6. El-Kâfiyet-üş-Şâfiiyye şerhi, 7. Sebk-ül-manzûm ve Fekk-ül-Mahtûm: Yazmadır. Nahivle ilgilidir. 8. Lâmiyyet-ül-efâl: Yazmadır. 9. İddet-ül-Hâfız ve umdet-ül-lafz: Yazmadır. Bu eseri kendisi şerhetmiştir, 10. İ’caz-üt-ta’rîf: Yazmadır. Sarf ilmine dâirdir. 11. Şevâhid-üt-Tevhîd: Yazmadır. 12. İkmâl-ül-ilâm bi müselles-il-kelâm: Matbûdur. 13. Mecmû: Yazmadır. Bunda on risale vardır. 14. Tuhfet-ül-Mevdûd fil-maksûr vel-memdûd: Matbûdur, manzûm bir eserdir. 15. El-Aruz, 16. El-İ’tidâd fil-fark beyn-ez-zâi ved-dâd: Manzûm bir eserdir.
İmâm-ı Süyûtî, Bugyet-ül-vuât adlı eserinde şöyle der: Mecmûaların birisinde, talebelerinin derlediği ba’zı yazılarını gördüm. Bunları Tabakât-ı kübrâ ve Tezkire adlı eserlerimde İbn-i Mâlik’in hayâtını anlatırken naklettim.
İbn-i Mâlik’in, Teshîl’den kısalttığı Fevâid ismindeki eseri için, Sa’düddîn Muhammed bin Arabî, şu ma’nâdaki şiiri söylemiştir:
“Allahü teâlâ, büyük âlim Cemâlüddîn’i üstün kıldı. İlmi yaymaya onu lâyık eyledi. Yazdığı Fevâid adlı eseri, üzerinde düşünen akıl sahibi kimseler için çok fâideleri ihtivâ etmektedir. Bu eseri, nahiv ilmine dâir her mes’eleyi kendisinde toplamıştır. Bu eserin benzerine az rastlanır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) El-A’lâm cild-6, sh. 233
2) Bugyet-ül-vuât cild-1, sh. 130
3) Fevât-ül-vefeyât cild-3, sh. 407
4) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-8, sh. 67
5) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh. 399
6) Miftâh-üs-se’âde cild-1, sh. 115
7) El-Bidâye ven-nihâye cild-13, sh. 267