9. CİLD

İBN-İ KURTUBÎ (Abdullah bin Hasen)

Hadîs, kırâat ve lügat âlimi, şâir, hatîb. Künyesi, Ebû Muhammed ve Ebû Bekr olup ismi, Abdullah bin Hasen bin Ahmed bin Yahyâ bin Ubeydullah’tır. 556 (m. 1161) yılında, Endülüs’ün güneyinde bir liman şehri olan Mâlaka’da doğdu. Mâlakî, Ensârî ve Kurtubî nisbet edildi 611 (m. 1214) yılında Mâlaka’da vefât etti.

Küçük yaşta babası Ebû Ali Hasen bin Ahmed Kurtubî’den ilim öğrenmeye başlayan İbn-i Kurtubî, babasından başka, Ebû Bekr İbn-i Ced, Ebü’l-Kâsım bin Habiş, Ebû Abdullah bin Zerkûn, Kâsım bin Dahmân Süheylî ve daha birçok âlimden hadîs-i şerîf öğrenip ilim tahsil etti. İbn-i Arûs, İbn-i Kevser ve İbn-i Fahhâr’dan kırâat ve Arabî ilimleri tahsil etti. Yirmi yaşlarında iken Mâlaka’da talebe okuttu. Süheylî’nin devamlı hizmetinde bulunur, ilminden istifâde ederdi. Ebü’l-Hasen bin Hâzil ve Ebû Mervân bin Kuzmân’dan icâzet aldı. Daha sonra Gırnata ve İşbiliyye, Sebte ve Mersiye şehirlerine seyahat etti. Gittiği şehirlerdeki âlimlerin ilminden istifâde edip, eksiklerini tamamladı. Allahü teâlânın dinine hizmet için çok çalıştı. Yüzbin hadîs-i şerîfi râvîleriyle birlikte ezberledi. Hadîs âlimlerinin hayatlarını çok iyi bir şekilde öğrendi. Endülüs’ün en büyük üç muhaddisinden biri oldu. Kırâat ve fıkıh ilimlerinde de zamanının en büyük âlimlerinden oldu. Güzel ahlâkı, merhameti, örnek yaşayışı ile insanlara emri ma’rûf yapıp, doğru yolu öğrenmelerine vesile oldu, Memleketi Mâlaka’ya döndü. Talebe okutmaya başladı. Mâlaka Câmii’nde hatîblik vazîfesi verildi. İnsanlar, İslâmiyete olan bağlılığından ona i’timâd edip güvendiler. Herkes ona koşup, hadîs, kırâat ve fıkıh ilimleri öğrenmek için yarış etti. İnsanlara Allahü teâlânın dînini öğretmekteki gayreti, talebesinin ve sevenlerinin çoğalmasına vesile oldu. İnsanların İbn-i Kurtubî’nin etrâfında toplanmasından rahatsız olan zamanın Mâlaka vâlisi Ebû Âmir İbn-i Hassûn’la araları açıldı. Ebû Âmir, İbn-i Kurtubîyi hatîblik vazîfesinden aldı. Ebû Âmir hatîbliği kendisi yapmaya başladı. İbn-i Kurtubî siyâsi bir da’vâ peşinde olmadığı için, hiçbir şey yapmadı. Ancak, insanlara hutbelerde söylediği birkaç nasîhata mâni olunmasına üzüldü. Yoksa, müslümanlar kırâat öğrenmek iğin yine ona geliyor, fetvâ sormak için onu arayıp buluyorlardı.

Kendisinden birçok kimse ilim öğrendi. Bunlar arasında Ebû Abdullah İbn-i Tirâz, Ebü’l-Kâsım İbni Taylesân ve daha birçok âlim vardı.

Pek kıymetli eserlerin de müellifi olduğu zannedilen İbn-i Kurtubî’nin, kırâat ve şiirle ilgili ba’zı kitapları bilinmektedir.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Tezkiret-ül-huffâz cild-4, sh. 1396

2) Tekmiletü vefeyât-in-nakile cild-4, sh. 141

3) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh. 48

4) Bugyet-ül-vuât cild-2, sh. 37

5) Mu’cem-ül-müellifîn cild-6, sh. 42