İBN-İ HALÂVÂ (Muhammed bin Meâlî)

Hanbelî fıkıh âlimlerinden. İsmi, Muhammed bin Meâlî bin Ganîme’dir. Künyesi Ebû Bekr olup, Lakabı İmâdüddîn’dir. İbn-i Halâvâ diye bilinir. Doğumunun 530 (m. 1135)’dan sonra olduğu söylenir. 611 (m. 1214) yılının Ramazân-ı şerîf ayının 28. Cum’a gecesi vefât etti. Cum’a namazından önce Bâb-ı Harb kapısı kabristanına defnedildi. Ebû Feth bin Kerûhî, Ebû Fadl bin Nasır, Ebû Bekr bin Zâgûnî, Sa’îd bin Benâ ve başkalarının derslerini dinledi. Ebû Feth bin Münâ’nın yanında âlim oldu. Hanbelî mezhebinde pek yükseldi. Dînin emir ve yasaklarına uymakta pek dikkatli ve titiz olup, zarûret dışında insanlardan uzak kalırdı. Ebû Zekeriyyâ Yahyâ bin Sayrafi ve başkaları ondan ilim almışlar ve hadîs-i şerîf dinlemişlerdir.

İbn-i Kati’î onun hakkında şöyle der: “Muhammed bin Meâlî, sâlih bir zât olup, şüpheli olan şeylerden çok uzak dururdu. Me’mûniyye mescidinde kalır, âhırette kendisine fâide verecek şeylerle meşgûl olurdu.”

İbn-i Kâdisî onu pekçok medhetmiş, Hanbelî mezhebinde çok ilim sahibi, fetvâ vermekte mahir olduğunu, umûmiyetle mescidinde bulunan zaviyesinde kaldığını bildirdi. Ayrıca onun için; “Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyet eder, insanların arasına pek karışmazdı. Dünyâya düşkün olan kimselerin kapısına gitmezdi. Kimseden birşey kabûl etmezdi. Allahü teâlânın velî kullarından birisi idi” demiştir.

Büyük âlim Nâsıh bin Hanbelî ise; “Muhammed bin Meâlî, dünyâya rağbet etmez, ya’nî haramlardan ve haram olması muhtemel olan şeylerden uzak kalır, mübahları bile zarûret miktarı kullanırdı. O, faziletli bir âlim idi. Terzilikle uğraşır, bu arada ilim ile, sırf Allahü teâlânın rızâsı için Kur’ân-ı kerîm okutmakla meşgûl olurdu. Ben de kendisinden Kur’ân-ı kerîmden bir miktar okudum. Bana, kendisinden istifâde etmemi söylerdi. Bana Mukaddimet-ül-hıbrî adlı eserini verir, onu ezberinden okurdu. Temizdi ve temizliğe çok dikkat ederdi. Büyük âlimlerden Zâhir, babası Nasır hayatta olduğu hâlde, Muhammed bin Meâlî’nin yanına çok gider, onunla görüşürdü. Ebû Ferec Cevzî’nin, “Câmi-ül-Mesânîd” adlı eserini, fıkıh mevzûlarına göre yeniden düzenlemiştir. İbn-i Mukbîl’in “Kifâyet-ül-Müftî” isimli eserini, büyük âlim İbn-i Münâ’dan okurdu.”

Münzirî ise onun hakkında; “Muhammed bin Meâlî, vera’ sahibi, dindar, Hanbelî mezhebini iyi bilirdi. Hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu. Kur’ân-ı kerîm okuttu. Bir müddet imamlık yaptı. Kendisinden icâzet aldım, icâzeti bize Bağdad’dan yazıp gönderdi” demektedir.

Muhammed bin Meâlî’nin (r.a.) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîf şöyledir: İbn-i Mes’ûd (r.a.) anlattı: Resûlullah (s.a.v.) bir hasır üzerinde uyumuşlardı. Kalktıklarında mübârek vücûdlarında hasır izi vardı. Yâ Resûlallah! Bize emretseydiniz de, biz senin için yumuşak bir yatak te’min etseydik, dedim. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Benim dünyâ ile ne işim var. Benim dünyâdaki hâlim, bir ağaç altında gölgelenip, sonra orayı terkedip giden kimseye benzer.”

Muhammed bin Meâlî’nin “El-Münîre fî usûl” adlı eseri vardır.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Tekmiletü li-vefeyât-in-nakile cild-4, sh. 130

2) Zeyl-i Tabakât-ı Hanâbile cild-2, sh. 77

3) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh. 48