Hanbelî mezhebi fıkıh âlimlerinden. Künyesi Ebû Bekr ve Ebû Abdullah olup ismi, Muhammed bin İbrâhim bin Abdülvâhid bin Ali bin Sürûr el-Makdisî’dir. Lakabı Şemsüddîn’dir, 603 (m. 1206) senesi Safer ayının ondördünde Cumartesi günü Dımeşk’da doğdu. 676 (m. 1277) senesi Muharrem ayının onikisi olan Cumartesi günü Kâhire’de vefât etti. Ertesi gün Karâfe mezarlığına, amcası Hâfız Abdülganîm’in yanına defn edildi.
İbn-i Ebi’s-Sürûr; İbn-i Kendî, İbn-i Hârestânî, İbn-i Melâib, Şeyh Muvaffakuddîn’den hadîs-i şerîf dinledi ve ilim öğrendi. Daha sonra Bağdad’a gitti. Orada bir süre kalarak, Ebü’l-Feth bin Abdüsselâm, İbn-i Dâhirî Abdülkâhir Sühreverdî’den ve birçok âlimden hadîs-i şerîf dinledi. Bağdad’da evlenen İbn-i Ebi’s-Sürûr, daha sonra Mısır’a gitti. Vefâtına kadar Mısır’da kaldı.
İbn-i Ebi’s-Sürûr, çok hadîs-i şerîf rivâyet etti. O devrin büyük âlimlerinden ekserisi ondan hadîs-i şerîf öğrendi. İbn-i Ebi’s-Sürûr’den; Dimyâtî, Hârisî, Ubeyd es-Si’ridî, Şerîf Ebü’l-Kâsım Hüseynî, Hâfız Abdülkerîm Halebî ve birçok âlim ilim öğrenip hadîs-i şerîf rivâyet etti.
Ebû Bekr Muhammed; âlim, sâlih, dînimizin emir ve yasaklarına uymaya çok dikkat eden, insanlara faydalı olan bir zât idi. İbn-i Ebi’s-Sürûr, Kâhire’deki Selâhiyye Medresesi’nde bir süre ders verdi. Sonra bu görevden ayrılarak kadılık vazîfesine getirildi. Daha sonra tekrar Selâhiyye Medresesi’nde ders ve fetvâ vermeye başladı. Vefâtına kadar ders, okuttu.
Ubeyd es-Si’ridî onun hakkında; “İbn-i Ebi’s-Sürûr, güzel ahlâkı ile meşhûr idi. Şam’da ve Bağdad’da fıkıh öğrendi. Fetvâ verdi. Ders okuttu. Mısır’da Kâdı’l-kudâtlığa ta’yin edildi. Mısır’da şeyhler şeyhi idi” demektedir.
Berzâlî, yazmış olduğu târihinde onun için şöyle demektedir: “Ebû Bekr Muhammed, güzel ve güler yüzlü idi.
Fıkıh ve kelâm ilimlerinde derin bilgiye sahipti. Çok iyilik yapar, akrabayı sık sık ziyâret ederdi ve çok sadaka dağıtırdı, insanlara karşı tevâzuu ve muhabbeti çoktu. Kâhire’deki Selâhiyye Medresesi’nde müderrislik yaptı. 670 (m. 1271) senesinde ta’yin edildiği kadılık görevinden ayrıldı. Evinde ders okutmaya ve fetvâ vermeye başladı, ibâdet ve ders vermekle ölünceye kadar meşgûl oldu.”
İbn-i Zehebî de onun için; “İbn-i Ebi’s-Sürûr kırk yaşından sonra Mısır’ı vatan seçti. Hanbelî mezhebinin reîsi idi. Fazilet, hayr ve hasenat sahibi, sâlih, güzel yaşayışlı bir zât idi. İnsanlara çok faydalı olurdu” demektedir.
Kutb Yünûni onun hakkında; “Ebû Bekr Muhammed, sûret yönünden çok güzel idi. Fazilet sahibi, çok dindar, kerem sahibi, hoş görülü bir zât idi. Selâhiyye Medresesi’nde ilk ders veren Hanbelî fıkıh âlimi idi. Mısır’da ilk Hanbelî Kâdı’l-kudâtı idi. Son derece zühd sahibi, dünyâyı hakîr gören, ona iltifât etmeyen bir âlim idi” demektedir.
İbn-i Ebi’s-Sürûr, birçok eserler yazdı. Yazdığı eserlerden ba’zıları şunlardır. 1. Kitâb-ül-cedel, 2. Uyûn-ül-ahbâr, 3. Kelâm alâ usûl-il-kırâeti.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-8, sh. 208
2) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh. 353
3) Zeyl-i Tabakât-ı Hanâbile cild-2, sh. 294
4) El-A’lâm cild-5, sh. 296