EBÜ’L-MUTARRİF MAHZÛMÎ (Ahmed bin Abdullah)

Usûl, kelâm, hadîs ve Mâlikî mezhebi fıkıh âlimi, vâ’iz. Künyesi Ebü’l-Mutarrif olup ismi, Ahmed bin Abdullah bin Umeyre’dir. 580 (m. 1184) yılında Endülüs şehirlerinden Belensiye yakınlarındaki Şukûr adasında doğdu. Şukûri, Belensî ve Mahzûmî nisbet edildi. Endülüs’ün İbn-ül-Cevzî’si denildi. Ebû Mutarrif Mahzûmî ve İbn-i Umeyre diye tanındı. 658 (m. 1260) yılında Tunus’ta vefât etti.

Doğum yeri olan Şukûr adasından Belensiye’ye gitti. Orada ilim öğrendi. Ebü’l-Hattâb Ahmed bin Muhammed bin Vâcib, Ebü’r-Rabiî, Ebû Ali Ömer Şülviyyîn, Ebû Muhammed bin Süleymân bin Havtillâh, Ebû Abdullah bin Nûh, Ebû Ömer Ahmed bin Hârûn ve daha birçok âlimden ilim öğrendi. Gırnata’ya gitti. Ebû Bekr Azîz bin Abdullah bin Abdülmelik’le sohbet etti. Mersiye şehrine kadı ta’yin edildi. Daha sonra Endülüs’ten ayrılıp Tunus’a gitti. Ebü’l-Fütûh Nasr bin Ebü’l-Ferec Husrî’nin derslerinde bulundu. Ahmed bin Muhammed İbni Gammâz’dan ilim öğrendi. Edebiyat, Arabî ilimler, fıkıh bilgileri ve hadîs ilminde ilerledi. Endülüs’e dönüşünde Şukûr adasına gitti. Daha sonra Şâtıbe’ye kadı ta’yin edildi. Arkasından Mayorka’ya nakledildi. 627 (m. 1229) yılında buradaki vazîfesine devam etmekte ve “Kitab” ismi verilen Mayorka târihi ile ilgili eserini yazmaktaydı. Daha sonra Belensiye’ye gitti. Orada dokuz sene kaldı. Müslümanların oraları acı bir şekilde terketmelerine şahit oldu. Daha sonra tekrar Mayorka’ya gitti. Merrâkûş’e geçti. Muvahhidî hükümdârı Ebû Muhammed Abdülvâhid Reşîd’in hizmetinde çalıştı. Bir ara Dîvân-ı inşâ kâtibliği verildi. Hilâne şehrinde Ribât-ül-Feth’de kadılık yaptı. Reşîd’in yerine Ebü’l-Hasen Ali Mu’tezid geçince, onu Mıknasa’ya kadı ta’yin etti. 640 (m. 1242)’da Mu’tezid’in katledilmesi üzerine, Mıknasa’dan Afrikıyye’ye (Tunus’a) gitmek niyetiyle ayrıldı. Sebte’ye gitti. Merînîlerden arkadaşlarıyla karşılaştı. Sebte’den Afrikıyye’ye doğru yola çıkıp Bâceye’ye 645 (m. 1257)’de ulaştı. Veliahd Ebû Yahyâ Zekeriyyâ Hafsî tarafından karşılandı. Bâceye’ye yerleşti. Orada kırâat dersleri verdi. Emîr Ebû Zekeriyyâ Hafsî onu Tunus’a da’vet etti. Orada sâlih ve zâhid kimselerle, Allahü teâlânın dostlarıyla sohbet etti. Vefâtına kadar orada kaldı.

Birçok talebe yetiştirdi. Başta oğlu Ebü’l-Kâsım olmak üzere, Ebû İshâk Telemsânî, Ebû Ca’fer bin Zübeyr, Ebü’l-Hasen Tâhir bin Ali Şukûrî, Ebû Bekr Abdullah bin Hattâb, İbn-i Ebbâr ve daha birçok âlim onun talebeleri arasındaydı.

Yazmış olduğu eserlerden ba’zıları şunlardır: “Et-Tıbyân fî ilm-il-kelâm,” “Redd-i Kitâb-il-meâlim fî usûl-il-fıkh”, “Et-Tenbîhât âlâ mâ fit-tıbyân min-et-temvîhât”, “İhtisar min târih servet-il-Meridîn”, “El-Fîh-ül-kasî fil-feth-il-kudsî” ve “Mecmû-i resâil.”

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Ed-Dîbâc-ül-müzehheb sh. 46

2) Tabakât-ı Usûliyyîn cild-1, sh. 203

3) Bugyet-ül-vuât cild-1, sh. 319

4) Terâcim-ül-müellifîn-it-Tunûsiyyîn cild-3, sh. 433

5) El-A’lâm cild-1, sh. 159

6) Mu’cem-ül-müellifîn cild-1, sh. 299