Hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimi. Künyesi Ebü’l-Berekât olup ismi Hasen bin Muhammed bin Hasen’dir. 544 (m. 1149) yılında Selh kasabasında doğdu.
Meşhûr târih ve hadîs âlimi ibn-i Asâkir’in yeğeni idi. Zeyn-ül-Emnâ lakabı verildi. Ebü’l-Berekât İbni Asâkir denildi. 627 (m. 1230) yılında Şam’da vefât etti.
İlmi ve ibâdetleriyle meşhûr ve ma’rûf olan Ebü’l-Berekât İbni Asâkir, başta amcaları Sâin Hibetullah ve Hâfız Ebü’l-Kâsım olmak üzere, Abdürrahmân bin Hasen Dârânî, Ebü’l-Aşâir Muhammed bin Halîl, Hasen bin Hüseyn, Hadir bin Sibl Hârisî, Ebû Necîb Sühreverdî ve daha birçok âlimden hadîs ilimlerini öğrendi. Pekçok hadîs-i şerîf dinledi. Ebü’l-Kâsım Ali bin Hasen, İbn-i Asâkir’den fıkıh bilgilerini öğrendi. Şafiî mezhebine göre fetvâ verdi. Şam’da Hazîne me’mûrluğu ve Evkaf nâzırlığı yaptı. Nûreddîn Zengî tarafından Şam’da yaptırılan Nûriyye Dâr-ül-hadîsi’nde tâliblerine ilim öğretti.
Pekçok talebe yetiştirdi. Berzâlî, Hâfız Zekî Münzirî, Kemâl bin Adîm, Zeyn Hâlid, Şeref Nablûsî, Ahmed bin Hibetullah bin Asâkir, Ahmed bin İshâk ve daha birçok âlim onun talebeleri arasındaydı.
Allahü teâlânın dînini öğrenmekte, öğretmekte, Allahü teâlânın dînini yaşamakta ve yaymakta zamanının en önde gelen âlimlerinden olan Ebü’l-Berekât Zeyn-ül-Emnâ İbni Asâkir, dünyâya hiç i’tibâr etmez, çok namaz kılar ve devamlı Allahü teâlâyı zikrederdi. Geceyi üçe bölerdi. Üçte birinde Kur’ân-ı kerîm tilâvet eder, Allahü teâlâyı anardı. Üçte birinde uyur, üçte birinde namaz kılardı. Gündüzleri de oruç tutar, ilim öğrenerek ve öğretmekle meşgûl olur, çok namaz kılardı. Çok namaz kılmasından dolayı Seccâd (çok secde eden) diye bilinirdi. Bütün yaptıklarına tövbe eder, devamlı istiğfarda bulunurdu.
Ba’zı kimseler, rü’yâlarında Hazreti Osman’ı gördüler. Resûlullahın (s.a.v.) dâmâdı ve halîfesi, iki nûr sahibi Hazreti Osman (r.a.), Zeyn-ül-Emnâ’ya selâm verdi. Kucaklaştılar. “Ey mü’minlerin emîri, Zeyn-ül-Emnâ’ya selâm mı veriyorsun?” diye sorulunca, “Evet, ona selâm veriyorum. Zîrâ o, ençok tövbe edenlerdendir. Ona Medine hurmalarından bir hurma hediye ettim” buyurdu. Zeyn-ül-Emnâ’nın kardeşi Ebü’l-Fadl, o esnada hacda idi. Hacdan dönünce; “Sana bir paket hurma getirdim” deyip Zeyn-ül-Emnâ’ya verdi ve “Herhalde Hazreti Osman veya Hazreti Ali’nin ağacındandır” dedi. Zeyn-ül-Emnâ, “Muhakkak Hazreti Osman’ın ağacındandır” buyurup, yukarıdaki rü’yâyı anlattı.
Zeyn-ül-Emnâ; “Oruç tutmaya başladığım günden beri, bir hastalık ve benzeri bir sebeble orucumu bozmadım. Ramazan’dan önce veya sonra hastalanırdım. Yetmiş Ramazan oruç tuttum. Hiçbir Ramazan’da hastalanıp orucumu bozmadım” buyururdu.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-8, sh. 141
2) El-Bidâye ven-nihâye cild-13, sh. 127
3) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh. 123