BÂBÂ KEMÂL CÜNDÎ

Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerinin huzûrunda yetişen evliyâdan. Bâbâ Kemâl Cündî hazretlerinin doğum ve vefât târihleri kat’î olarak bilinememekte ise de, hicrî yedinci asrın ikinci yarısının başlarında vefât ettiği bellidir.

Bâbâ Kemâl (r.a.), Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerinin huzûrunda kemâle geldiğinde, hocası kendisine hırkasını verdi ve “Türkistan diyarında Mevlânâ Şemsüddîn Müftî’nin Ahmed Mevlânâ isminde bir oğlu vardır. Bizim bu hırkamızı ona ulaştır ve terbiyesi (yetişmesi) ile de meşgûl ol!” buyurdu. Bâbâ Kemâl (r.a.), “Peki efendim” deyip huzûrundan ayrıldı ve Türkistan yolunu tuttu, işâret olunan Cünd beldesine geldi. Baktı ki, çocuklar oyun oynuyorlar. Ahmed Mevlânâ, o zaman daha çocuktu ve orada çocukların arasında idi. Fakat o oyun aynamıyor, oyun oynayan çocukların çıkardıkları kaftanlarını (elbiselerini) bekliyordu. Bâbâ Kemâl’in kendisine doğru geldiğini görünce hemen ayağa kalkarak karşıladı. Selâm verdi. Bâbâ Kemâl hiçbir şey söylemeden, O; “Nasıl biz başkalarının elbiselerini bekliyorsak, siz de bizim elbisemizi bekliyorsunuz” dedi. Bâbâ Kemâl onu bağrına bastı, sonra Müftî’nin yanına geldiler. Durumu kendisine anlatınca, Müftî, Bâbâ Kemâl hazretlerine dedi ki: “Bu çocuk meczûbdur (delidir). Size münâsib hizmet edemiyebilir. Fakat bunun küçük kardeşi Dânişmend Mevlânâ gayet akıllı ve terbiyelidir.” Bunun üzerine Bâbâ Kemâl (r.a.) dedi ki; “O da nasîblensin. Fakat biz, üstadımızın işâreti ile Ahmed Mevlâna’nın yetişmesi ile meşgûl olacağız.” Nihâyet, Ahmed Mevlânâ kısa zamanda yetişti. Kemâlâtı, yüksekliği etrâfa yayıldı. Çok kimselerin de yetişmelerine, kemâl mertebelerine yükselmelerine vesile oldu.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Nefehât-ül-üns trc. sh. 489