Fıkıh ve kelâm âlimi. İsmi, Ali bin Muhammed’dir. Künyesi Ebü’l-Hasen, lakabı Seyfüddîn el-Âmidî’dir. 551 (m. 1156)’de Âmid’de doğdu. 631 (m. 1233) senesinde Şam’da vefât etti. Âmid, Diyarbakır’ın eski ismidir. Oralı olduğu için Âmidî denilmiş, bu nisbeti ve lakabı ile, “Seyfüddîn Âmidî” olarak tanınmıştır, İlim öğrenmeye kendi memleketinde başladı. Önce Kur’ân-ı kerîm okumayı ve memleketinde bulunan meşhûr kırâat âlimlerinden kırâat ilmini öğrendi. Hanbelî mezhebi fıkıh bilgilerini içine alan bir kitabı ezberledi. Bu tahsilinden sonra Bağdad’a gidip, tahsiline orada devam etti. Bağdad’da yine kırâat ilmine dâir ders aldı. Ebü’l-Feth İbn-ül-Münâ’dan fıkıh ilmini öğrendi. Ebü’l-Feth Şâtîl’den hadîs-i şerîf dinledi. Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden Şeyh Ebü’l-Kâsım bin Fudlan’dan Şafiî mezhebi fıkıh bilgilerini öğrendi. Bu arada Hanbelî mezhebinden Şafiî mezhebine geçti.
Böylece Şafiî mezhebi fıkıh bilgilerinde ve kelâm ilminde âlim olarak yetişti. Bağdad’daki bu tahsilinden sonra Şam’a gitti. Şam’da fen ilimlerini de öğrenip, zamanının en meşhûr âlimi oldu. Şam’dan da Mısır’a gitti. Mısır’da Mücâvere Medresesi’nde ve Zaferî Câmii’nde ders verdi. Pekçok kimse onun derslerine devam edip, ondan icâzet aldı. Mısır halkı ve talebeler ondan çok istifâde etti. Fakat kendisini yanlış anlayıp, aleyhinde bulunanların tutumları sebebiyle, Mısır’dan ayrılıp Hama’ya gitti. Hama hükümdârı Melik Mensûr’dan iyi bir himâye gördü. Ona yüksek bir vazîfe verdi. Böylece iki sene Hama’da kaldı. Melik Mensûr ona çok ikramda ve yardımda bulundu. Âmidî, daha sonra Şam’a gitti. Şam emîri Şerefüddîn Îsâ bin el-Melik-ül-âdil tarafından yardım ve himâye gördü. Azîziyye Medresesi’nde müderrislik vazîfesi verildi. Bu medresedeki verdiği dersler çok dikkati çekmiştir. Bir müddet müderrislik yaptıktan sonra bu vazîfeden alındı. Medrese-i Adliye yanındaki evine çekilip, ömrünün son zamanlarında yalnız olarak yaşadı.
Âmidî, güzel yüzlü ve gayet güzel konuşan meşhûr bir âlim idi. Fıkıh ilminde Şafiî mezhebi âlimlerindendir. Şafiî mezhebinin meşhûr âlimlerinden Şeyh-ül-İslâm İzzeddîn bin Abdüsselâm, Âmidî için şöyle demiştir: “Ben, ondan daha iyi ders veren birini görmedim. Üslûbu tatlı ve gayet fasîh konuşan bir hatîb idi. “El-Vesît” adlı eserini gayet güzel izahlar ile okuturdu. Biz münâzara usulünü ondan öğrendik. Bir zındık münâzara için gelse, onun karşısına Âmidî çıkardı. Çünkü bu husûsda ehliyet ve kabiliyet sahibi o idi.”
Âmidî, İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin “El-Vesît” adlı eserini ezberlemişti. Bir defasında İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin tabutunu rü’yâsında görmüş, tabutu açıp, yüzünden öpmüştür. Uyanınca İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin “El-Mustasfâ” adlı eserini ezberlemeye karar verdi ve çok kısa bir zamanda ezberledi.
Âmidî’nin kelâm, fıkıh, mantık ve hikmette yirmi civârında kıymetli eserleri olup, bir kısmı şunlardır: 1. Gâyet-ül-merâm fî ilm-il-kelâm, 2. Dekâik-ül-hakâyık fil-hikme, 3. İhkâm-ül-Ahkâm, 4. Ebkâr-ül-efkâr fî usûliddîn, 5. Gâyet-ül-emel fî ilm-il-cedel, 6. Rumûz-ül-kunûz, 7. Menâih-ül-kerâih, 8. Kitâb-ül-Bâhir fî ulûm-il-evâil vel-evâhir, 9. Münteh’es-sül, 10. Kitâb-ül-mübîn fî şerhi meânî’l hükemâ vel-mütekellimîn, 11. Et-Tercihât fîl-hılâf, 12. El-Muâhazât fil-hılâf, 13. Lübâb-ül-elbâb, 14. Et-Ta’lîkât-üs-sagîre vel-kebîre fil-hılâf.
Seyfeddîn Âmidî, kelâm ilminde, usûl-i dînde, i’tikâd bilgilerinde ve usûl-i fıkıh ilminde derin âlimdir. Âmidî de kendinden önceki Ehl-i sünnet âlimleri gibi, bid’at fırkalarına ve kelâm ilmine felsefeyi karıştıranlara karşı cevap verip, kelâm ilmine karıştırılan felsefî düşünceleri temizledi.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-7, sh. 155
2) Tam İlmihâl Se’âdet-i Ebediyye sh. 986
3) Eshâb-ı Kirâm sh. 312
4) Vefeyât-ül-a’yân cild-3, sh. 293
5) Lisân-ül-mizân cild-3, sh. 134
6) El-Bidâye ven-nihâye cild-13, sh. 140
7) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh. 144
8) Esmâ-ül-müellifîn cild 1, sh. 707
9) Miftâh-üs-se’âde cild-2, sh. 179
10) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Sübkî) cild-8, sh. 306
11) Mîzân-ül-i’tidâl cild-2, sh. 259
12) Hüsn-ül-muhâdara cild-1, sh. 541
13) Zeyl-i Ravdateyn sh. 161
14) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Esnevî) cild-1, sh. 137
15) Ahbâr-ül-hükemâ sh. 161
16) Kâmûs-ül-a’lâm cild-1, sh. 365
17) El-A’lâm cild-4, sh.