Hadîs ve fıkıh âlimlerinden. Künyesi Ebü’l-Abbâs, lakabı Şemsüddîn’dir. 564 (m. 1168) senesinde doğdu. 623 (m. 1226)’de vefât etti. Dımeşk’da Ebü’l-Meâlî bin Sâbir’den ve diğer âlimlerden hadîs-i şerîf işitti. Bağdad’a gidip, orada da Ebü’l-Feth bin Şâtil’den, İbn-i Cevrî’den ve bunların tabakalarından hadîs-i şerîf dinledi. Nişâbûr’da Abdülmün’îm el-Ferâvî’den, Vâsıt’ta da pekçok âlimden hadîs-i şerîf işitti. Ayrıca zamanının âlimlerinden fıkıh ilmini de öğrenip, bu husûsta emsalini geçti. Sonra Buhârâ’ya gidip, bir müddet orada kaldı. Bu sebeble kendisine Buhârâ’ya nisbetle “Buhârî” de denilmiştir. Buhârâ’da, Rızâ en-Nişâbûrî’den hılâf ilmini öğrendi. Sonra Şam’a döndü. Bir müddet Hıms’da ikâmet etti. Münzirî ve ba’zılarının rivâyetine göre, Hıms’da kadılık yaptı. İmâm-ı Zehebî onun hakkında şöyle demiştir: “Büyük âlim, müftî, vekarlı ve ağırbaşlı idi. Çok hadîs-i şerîf ezberlemiş, güvenilir, sâdık bir âlim idi. Sıkıntılara katlanan, mürüvvet sahibi bir zât idi. Son derece fasîh konuşurdu. Herkes onun şöhretini ve faziletini kabûl edip, onu methetmiştir.”
Zamanının en meşhûr âlimlerinden olup, kendisinden pek çok kimse rivâyette bulunmuştur. Bu zâtlardan biri, Abdurrezzâk er-Res’anî’dir.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Zeyl-i Tabakât-ı Hanâbile cild-2, sh. 168
2) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh. 107
3) Tekmiletü vefeyât-ün-nakile cild-5, sh. 266