AHMED BİN ABDURRAHMÂN EL-MAKDİSÎ (En-Nablusî)

Hanbelî mezhebi fıkıh ve hadîs âlimlerinden. İsmi, Ahmed bin Abdurrahmân bin Abdülmün’îm İbni Ni’me en-Nablusî’dir. Künyesi Ebû Abbâs olup, İbn-i Şeyh Cemâleddîn diye de meşhûr oldu. Şihâbüddîn lakabı ile tanınırdı. 628 (m. 1231) senesinin Şa’bân ayında Nablus’ta doğdu. İlim tahsili için çok memleket ve şehir dolaştı. Birçok âlimden hadîs-i şerîf dinledi ve fıkıh öğrendi. “El-Bedr-ül-münîr fî ilm-it-ta’bîr” adındaki eseri meşhûrdur. 697 (m. 1298) senesi Zilka’de ayında Dımeşk’da (Şam’da) vefât etti. Bâb-ı Sagir’e, Ebû Tayyib’in türbesine defnedildi.

Ahmed-i Makdisî, doğum yeri olan Nablus’ta, amcası Takıyyüddîn Yûsuf’dan ve Sâhib Muhyiddîn bin el-Cevzî’den hadîs-i şerîf dinledi. Râbi’a’da, Süleymân-ı Si’ridî’nin ilim meclisinde hazır bulundu. İbn-i Hımyerî, İbn-i Ravvâh, Sâvî, Silefî’nin torunu ve daha başka âlimlerden hadîs-i şerîf öğrenip rivâyet etti.

İlim öğrenmek için; Mısır, Dımeşk ve İskenderiyye’yi dolaştı. Yalnız olarak el-Kavsî’nin huzûrunda bulunup, ondan ilim tahsil etti. Muhammed bin Mende, Muhammed bin Abdülvâhid Sühreverdî ve İbn-i Rüzbe ona icâzet verdiler. Hanbelî mezhebinin fıkıh bilgilerini öğrendi. Rü’yâ ta’birlerini bilmekte çok yükseldi ve meşhûr oldu. Rü’yâ ta’birinde zamanının bir tanesiydi. Bu husûstaki bilgisine zamanında kimse ulaşamadı. Rü’yâ görüp ondan ta’birini isteyen kimseler, başından geçen hâdiselerden de haber vermesine çok hayret ederlerdi. Çok kerre ismiyle, memleketiyle ve eviyle beraber bildirdikleri olurdu. Onun bu husûsta, çok garîb ve meşhûr hikâyeleri vardır.

Âlimlerden birçoğu onun hakkında dediler ki: “Ona, cinnîlerden görüp haber veren olurdu. Bununla beraber o, çok ibâdet eder, zikir tesbih ve evrâd ile meşgûl olur ve çok namaz kılardı.”

Zehebî diyor ki: “O, büyük bir âlim ve fazilet sahibi bir zât idi. Onun ahkâm (emir ve yasaklar) hakkında nefis bir kitabı vardır. O, bir müddet Kâhire’de, sonra da Dımeşk’da kaldı ve orada vefât etti. Kaldığı müddet içerisinde, “Dâr-ül-hadîs-il-Afrikiyye”nin baş müderrisliğine ta’yin edildi. Burada, gelen talebelere hadîs-i şerîf okuttu. Sonra bu görevden alındı. Bir müddet de Hanbelî kadılığı görevinde bulundu. Kendisinden; el-Münzî, el-Berzâlî, Zehebî ve daha birçok âlim, hadîs-i şerîf dinleyip rivâyet ettiler.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Zeyli Tabakât-ı Hanâbile cild-2, sh. 336

2) Mu’cem-ül-müellifîn cild-1, sh. 266

3) El-Bidâye ven-nihâye cild-13, sh. 353

4) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh. 437

5) Keşf-üz-zünûn sh. 231