AHMED BİN ABDÜDDÂİM EL-MAKDİSÎ

Hadîs ve fıkıh âlimlerinden. Künyesi Ebü’l-Abbâs, lakabı Hatîb Zeynüddîn’dir. 575 (m. 1179) senesinde doğdu. 668 (m. 1269)’de vefât etti. Muhaddis Ma’mer’in kâtibi idi.

Dımeşk’da Yahyâ es-Sakafi’den, Ebû Abdullah bin Sadaka’dan, Ebü’l-Hasen bin Mevâzînî’den, Abdurrahmân Harakî’den, İsmâil el-Cünzirî’den ve diğer hadîs âlimlerinden hadîs-i şerîf işitti. Bu zâtlardan rivâyette bulunan âlim odur. Sonra Bağdad’a gidip orada; Ebü’l-Ferec bin Küleyb’den, Mübârek bin Ma’tüş’den, Ebü’l-Ferec bin Cevzî’den, Ebü’l-Feth bin Münâdî’den, Abdullah bin Ebi’l-Mecîd’den, Abdülvehhâb bin Sekine’den ve diğer âlimlerden, Harran’da da; Harran hatîbi Şeyh Fahrüddîn’den hadîs-i şerîf işitti. Musul hatîbi Ebü’l-Fadl, Abdülmün’im el-Ferâvî, İbn-i Şâtîl ve el-Kazzâz’dan icâzet aldı. Bu âlimlerden rivâyette bulunan tek zâttır. Kendi kendine de çok çalışıp, hadîs ilminde ince bilgileri öğrendi.

Fıkıh ilmini ise şeyh Muvaffaküddîn’den öğrendi. Bir târih kitabı yazdı. Faziletli ve dikkatli bir âlim idi. On seneden fazla hatîblik yaptı. Gayet güzel ve serî yazı yazardı. Kendi hattı ile pekçok ve büyük kitablar yazmıştır. Vakti müsait olduğu zaman, günde dokuz forma veya daha fazla yazardı. İbn-i Asâkir’in “Târih-i Dımeşk” adlı eserini iki defa yazdı. Bu eser seksen cild halindedir. Şeyh Muvaffaküddîn’in “El-Mugnî” adlı eserini defalarca yazdı. Eliyle bin cild kitap yazdığı rivâyet edilmiştir. Ezîd kâtibliğinde elli sene kadar çalışmıştır. Güzel yüzlü ve güzel huylu, mütevâzi, dînin emirlerine tam uyan bir âlim idi. Kendisinden; Makdis hafızlarından Hâfız Ziyâüddîn, Zekîyy-ül-Berzâlî, es-Seyf bin Mecîd, Amr bin Hâcib hadîs-i şerîf dinlediler. Meşhûr hadîs âlimlerinden Muhyiddîn Nevevî, Şemsüddîn bin Ebî Amr, Takıyyüddîn İbni Dakîk-il-İd ve diğerleri, Ahmed bin Abdurrahmân el-Harirî de icâzetle ondan hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir.

Onun vefât ettiği gece rü’yâ gören bir zât şöyle anlatmıştır: “İnsanlar câmide toplanmışlardı. Birden bire bir gürültü koptu. Sebebini sorunca, bu gece Mâlik bin Enes vefât etti dediler. Sabah olunca câmiye gittim. Düşünceli idim. Bir de işittim ki, biri şöyle bağırıyordu. Kim Zeynüddîn bin Abdüddâim’in cenâzesinde bulunursa, Allahın rahmeti onun üzerine olsun.”

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-1, sh. 263

2) El-A’lâm cild-1, sh. 145

3) Zeyl-i Tabakât-ı Hanâbile cild-2, sh. 278

4) El-Bidâye ven-nihâye cild-13, sh. 257