Hadîs, fıkıh ve tasavvuf âlimi. Künyesi Ebû Muhammed, lakabı Fahrüddîn’dir. 611 (m. 1214) senesinde Ba’lebek’de doğdu. 688 (m. 1289)’de Dımeşk’da vefât etti. Kur’ân-ı kerîm okumayı ve kırâat ilmini, dayısı Ba’lebek kadısı Sadrüddîn Abdurrahîm bin Nasr’dan öğrendi. Hadîs ilmini, Ebü’l-Mecîd el-Hanbelî, Mükerrem bin Ebi’s-Sakr ve diğer âlimlerden öğrendi. Bu âlimlerden hadîs-i şerîf işitip, rivâyet etti. Fıkıh ilmini ise; Takıyyüddîn Ahmed bin Azvânî, Süleymân bin Abdurrahmân bin Hâfız, Şemsüddîn Ömer bin el-Mencâ’dan öğrendi. Hâfız Takıyyüddîn bin Salâh’ın “Ulûm-ül-hadîs” adlı eserini ezberledi ve müellifîne ezberden okuyup dinletti. Seyf-ül-Âmidî’den ve Kâdı Necmüddîn bin Râcih’den fıkıh usûlü ve hılâf ilminden bir miktar okudu. Amr bin Hâcib’den sonra da, Mecdüddîn bin Erbilî’den nahiv ilmini okudu. Ayrıca Şeyh-ül-fakîh onu sever ve kendi evlâtlarından ileri tutardı. Dımeşk’a gidinceye kadar ona Hanbelîlerin mescidinde imamlık vazîfesi verdi. Dımeşk’a gidince. Kâdı Necmüddîn İbn-üş-Şeyh Şemsüddîn bin Ebî Ömer’in yerine vekâleten Cevziyye’de ders verdi. Sadriyye ve Müsmâriyye’de de İbn-i Mencâ’ya vekâleten ders verdi. Ayrıca câmide ders halkası kurdu. Meşhed ve Urve’de hadîs hocalığı vazîfesi yaptı. Nûriyye ve Sadriyye’de de Dâr-ül-hadîs medreselerinde hadîs müderrisliği yaptı. Fıkıh âlimlerinden pekçok kimse ondan icâzet aldı. Güler yüzlü ve şöhretten sakınan bir zât idi. Geceleri çok namaz kılar ve Kur’ân-ı kerîm okur, gündüzleri ise ekseriya oruçlu olurdu.
İbn-i Yunînî onun hakkında şöyle demiştir: “Çok ibâdet eden, sâlih, zâhid ve faziletli bir zât idi. O, babamın sohbetinde bulunanlardandır. Babam onu severdi. Hanbelîlerin mescidinde onu imamlığa geçirdi. Onunla Mekke’ye yolculuk yaptım, ibâdet etmesinde ve üstün hâllerinde onun benzerini çok az gördüm, ilmiyle amel eden âlimlerin hayırlılarından, sâlih, mütevâzi, istikâmet sahibi ve ince kalbli olup, Allahü teâlânın sâlih kullarından idi.”
Berzâhî de onun için; “Müslümanların hayırlılarından ve sâlihlerin büyüklerinden idi” demiştir.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Zeyl-i Tabakât-ı Hanâbile cild-2, sh. 319