Endülüs’te yetişen Mâlikî mezhebi âlimlerinin büyüklerinden. İsmi, Abdurrahmân bin Abdullah bin Ahmed el-Haş’amî es-Süheylî el-Endülüsî’dir. Ebü’l-Kâsım, Ebû Zeyd ve Ebü’l-Hasen künyeleri ile tanınmıştır. Fıkıh, tefsîr, hadîs, kırâat, nahiv, lügat, edebiyat ve diğer ilimlerde derin âlim idi. Endülüs’ün büyük şehirlerinden Mâleka şehri yakınlarında bulunan Süheyl beldesinde, 508 (m. 1114) senesinde doğdu. Doğum târihinin 507, 509 ve doğum yerinin Mâleka şehri olduğu da rivâyet edilmiştir. 581 (m. 1186) senesi Şa’bân (başka rivâyette Şevvâl) ayının 26. gününe rastlayan Perşembe günü Merrâkûş’te vefât etti. Öğle vakti defn olundu.
İlim öğrenmekte ve yaymakta çok gayretli olan Süheylî (r.a.), kırâat ilmini Ebû Dâvûd es-Sagîr, Süleymân bin Yahyâ, Muammer Ebû Bekr, İbn-ül-Arabî, Şüreyh bin Muhammed, Ebû Mensûr bin Hayr ve başka zâtlardan öğrendi. Abdullah bin Muhammed, Ebû Abdullah bin Mekkî ve başka âlimlerden hadîs-i şerîf ilmini öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyet etti. Ayrıca, Ebû Abdullah bin Neccâh ez-Zehebî ve başka birçok büyük âlimden ilim öğrendi ve rivâyetlerde bulundu.
Kendisinden de; Ebû Muhammed el-Kurtubî, Ebü’l-Hüseyn bin es-Serrâc, Ebû Muhammed bin Atıyye, Ebû Hattâb bin Halîl ve başka birçok kimse ilim öğrenip hadîs-i şerîf rivâyet ettiler.
Süheylî hazretleri, küçük yaşlarda iken ilim tahsiline başladı, ilimde çok yükseldi. İlminin çokluğu, aklının, anlayışının ve zekâsının kuvvetliliği ile, zamanındaki âlimlerin üstünü, önderi oldu. Allahü teâlânın fadlından ve rahmetinden bir lütuf olarak birçok güzel hasletler ve üstünlükler bu zâtta toplanmış idi. Onyedi yaşında gözleri a’mâ olduğu hâlde, ilimde yüksek derecelere kavuştu. Her işinde salâh (doğruluk) sahibi idi. Yediği lokmanın helâlden olmasına çok dikkat ederdi. Şüpheli birşey yemezdi. Kanâat sahibi olup, az birşey ile yetinirdi. İlimde çok yükselip, şânı her tarafa yayıldı. Büyüklüğünü bildiren haberler Merrâkûş’e ulaşınca, oraya da’vet edildi. Kabûl edip Merrâkûş’e gitti. Orada, kendisine çok iyilik ve ikramda bulunuldu. Orada takriben üç sene ikâmet etti.
İbn-üz-Zübeyr şöyle anlatıyor: “Süheylî (r.a.), tefsîr ve hadîs ilminde hafız, hadîs-i şerîfleri rivâyet edenleri tanımakta mahir, kelâm ve usûl ilminde âlim, târih ve neseb ilminde çok kuvvetli, diğer ilimlerde de ilmi pekçok olup, büyük bir âlim idi. Ma’rifetteki (Allahü teâlâyı tanımaktaki), ya’nî evliyâlık yolundaki derecesi çok yüksek idi. Zekâsı çok kuvvetli idi. Kur’ân-ı kerîmi öğretmek ve diğer ilimlerde talebe yetiştirmek husûsunda zamanında bulunanlardan ileri olup, her tarafta onun büyüklüğü konuşulur, onun güzel hâlleri anlatılırdı.
Aklî ve naklî ilimleri kendisinde toplamıştı. Arab dili ve edebiyatını çok iyi bilirdi. Edebiyat, lügat, nahiv, hitâbet ve diğer edebî ilimlerde de çok yüksek idi. Nahiv ilminin öncülerindendir. Aynı zamanda şâir idi. Birçok kıymetli şiirleri vardır.
Süheylî hazretleri, birçok eser tasnif etmiştir. Zamanında bulunan ve kendisinden sonra gelen birçok kimse, eserlerinden istifâde etmişlerdir. Her biri çok kıymetli olan eserlerinden birkaçının isimleri şunlardır: Ravd-ül-enf, Şerh-ül-cümel, et-Ta’rîfu vel-i’lâm bimâ fil-Kur’ân, Mes’elet-üs-sırrı, Deccâl, Mes’eletü rü’yet-üllahi ven-Nebiyyi fil-menâm, Netâic-ül-fîkr, Şerhu’ âyet-il-vasıyyeti fil-ferâiz, Kasîdet-ül-ayniyye.
İbn-i Dıhye diyor ki: “Süheylî (r.a.), bana bir şiir okudu ve “Her kim ki bu şiirin Arabî olan aslını okuyup, ondan sonra duâ ederek Allahü teâlâdan bir şey istemişse, o duâ mutlaka kabûl olmuştur” buyurduz. O şiirin tercümesi şudur:
Ey kalblerden geçeni çok iyi bilen Rabbim!
Sığınağım tek sensin başka kime giderim.
Ey her türlü belâya karşı bir tek ümidim!
Yalnız sana yalvarır, senden yardım dilerim.
Ey Rahmet hazînesi sonsuz olan Allahım!
Her türlü hayırları ancak senden umarım.
İhtiyâcımı ancak ben sana arzederim.
Yoktur, red olunursam, gidecek başka yerim.
Yalnız senin fadlına, lütfuna güvenirim.
Şayet men’ olunursam kime gidebilirim.
Sana boyun bükmüşüm affeyle bu âsîyi.
Bilirim ki ümitsiz, bırakmazsın kimseyi.
Salât olsun bizlerden Allahın Resûlüne,
İyilik ihsân eyle, eshâbına, âline,
Her mahlûkun üstünü o Resûl hürmetine,
Kavuşalım yâ Rabbî! O’nun şefaatine.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) El-Bidâye ven-nihâye cild-12, sh. 318
2) Mu’cem-ül-müellifîn cild-5, sh. 147
3) Tezkiret-ül-huffâz cild-4, sh. 1348
4) Vefeyât-ül-a’yân cild-3, sh. 143
5) Bugyet-ül-vuât cild-2, sh. 81
6) Şezerât-üz-zeheb cild-4, sh. 271
7) Tabakât-ül-müfessirîn cild-1, sh. 266
8) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 520
9) Kâmûs-ül-a’lâm cild-4, sh. 2707
10) El-A’lâm cild-3, sh. 312
11) Ed-Dîbâc-ül-müzehheb sh. 150
12) Tam İlmihâl Se’âdet-i Ebediyye sh. 1018