Hadîs, kırâat, nahiv ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimi. Künyesi, Ebû Muhammed olup ismi, Abdullah bin Ali bin Ahmed bin Abdullah’dır. Meşhûr kırâat âlimi Ebû Mensûr Hayyât’ın torunudur. 464 (m. 1072) yılında Bağdad’da doğdu. Bağdadî nisbet edildi. Hayyât’ın torunu demek olan, Sıbt-ül-Hayyât denildi ve bu lakabla meşhûr oldu. 541 (m. 1146) senesinde Bağdad’da vefât etti. Kasr Câmii’nde, Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin kıldırdığı cenâze namazından sonra, Ahmed bin Hanbel hazretlerinin de medfûn olduğu Bâb-ı Harb kabristanına, dedesinin yanına defnedildi. Cenâzesine, çok büyük bir kalabalık iştirâk etti.
Ebû Mensûr Hayyât gibi bir kırâat âliminin torunu olan Ebû Muhammed Sıbt-ül-Hayyât, küçük yaşta Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Temel din ilimlerini öğrendi. Arabcanın inceliklerine vâkıf oldu. Kırâat ilmini, dedesinden başka; Şerîf Abdülkâhir Abbasî, Ebû Tâhir bin Suvâr, Sabit bin Bendâr, Ebü’l-Hattâb bin Cerrah, Ebü’l-Berekât Muhammed bin Vekîl, Yahyâ bin Ahmed Sebtî, İbn-i Bedrân Halvânî, Muhammed bin Ahmed Mukrî, Ebü’l-Hasen bin Ka’ûs, Ebü’l-Ganâim Muhammed bin Ali Türsî ve Ebü’l-İzz Kalânisî gibi zamanının en önde gelen kırâat âlimlerinden, bütün rivâyetleriyle öğrendi. Binlerce defa Kur’ân-ı kerîmi hatmetti. Zamanındaki kırâat âlimlerinin reîsi oldu. Ebü’l-Hüseyn bin Nekûr, Ebû Mensûr bin Abdülazîz. Tırâd Zeynebî ve daha birçok âlimden hadîs-i şerîf öğrendi. Ebü’l-Kerem bin Fahir’den edebiyat ilimlerini ve lügat ilmini öğrendi. Aynı zâttan, meşhûr nahiv âlimi Sibeveyh’in kitaplarını da okudu. Arabca ve lügat ilimlerinde büyük âlim oldu. Hanbelî mezhebi fıkıh bilgilerinin inceliklerine vâkıf oldu. Kur’ân-ı kerîmi öğrenmek ve öğretmekle uğraşır, insanlara Allahü teâlânın kitabını öğretmek gayretiyle çırpınırdı. Güzel sesi ve çok güzel şekilde okuduğu Kur’ân-ı kerîmi dinlemek için, çok uzaklardaki şehirlerden gelenler olurdu. Ondan kırâat dersi almak için gelenler arasında, hem Endülüslü, hem Hindli, hem Yemenli, hem Buhârâlı vardı. Hepsi, Allahü teâlânın kitabını doğru okumayı öğrenmek gayretindeydi. O, vakitlerini ilim öğrenmek ve öğretmekte kullanır, arta kalan zamanında Kur’ân-ı kerîm okur, ibâdetle meşgûl olurdu. Haram ve şüphelilerden çok sakınır, harama düşerim korkusuyla mübahların birçoğunu da terk ederdi. İnsanlara sevgi ve saygıda kusur etmezdi. Onları tatlı dil ve güler yüzle karşılar, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öğretmek için gayret ederdi. Vefâtına kadar, Bağdad’da İbn-i Cürde Câmii’nde imamlık yaptı. Talebelerinden İbn-i Sem’ânî onun için; “Nahiv ve lügat ilimlerini çok iyi bilirdi. Herkese sevgi ve saygı gösterir, herkesçe sevilirdi. Çok alçak gönüllüydü. Çok güzel Kur’ân-ı kerîm okurdu. Bilhassa, Ramazan gecelerinde insanlar, onun kırâatini dinlemek için toplanırlardı. Zamanının bir tanesi idi. Ömrümde Fâtiha sûresini, ondan daha güzel ve usûlüne uygun okuyanı görmedim. Kırâat ve Kur’ân-ı kerîm ilimlerine dâir çok kitabı vardır” buyurmaktadır.
Ebû Muhammed Sıbt-ı Ebî Mensûr Hayyât Bağdadî, birçok talebe yetiştirdi. Allahü teâlânın kitabı Kur’ân-ı kerîmi, daha çok kimsenin iyi bir şekilde öğrenmesi ve okuması için gayret etti.
Abdülvehhâb bin Sekine, Muhammed bin Yûsuf el-Gaznevî, Abdülvâhid bin Sultan, Ebü’l-Feth Nasrullah bin Kiyâl, Muhammed bin Muhammed bin Hârûn bin Kiyâl, Mübârek bin Mübârek Haddâd, Sâlih bin Ali Sarsarî, Hamza bin Ali Kubeytî, Zâhir bin Rüstem ve daha birçok âlim ondan kırâat ilmini öğrendi. Kendisinden kırâat öğrenip de en son vefât eden; Tâcüddîn Zeyd bin Hasen Ebü’l-Yemen el-Kindî’dir. Bu mübârek zâtlar da, birçok kimseye Kur’ân-ı kerîm kırâatini öğretip, Allahü teâlânın kitabının doğru okunmasına gayret ettiler.
Ebû Muhammed Sıbt-ı Hayyât’tan, hadîs âlimleri ve hadîs hafızlarından olan birçok büyük âlim de hadîs-i şerîf ilmi öğrenip, rivâyette bulundu. Ondan hadîs-i şerîf rivâyet eden âlimler arasında; İbn-i Nasır, İbn-i Sem’anî, İbn-i Cevzî de vardı.
Kırâat ilmine dâir birçok kıymetli eser de yazan Sıbt-ül-Hayyât’ın kitaplarından ba’zıları şunlardır: “El-Mebhec”, “Kitâb-ül-kifâye”, “Kasîdet-ül-Mündede”, “Kitâb-ür-Ravda”, “Kitâb-ül-İcâz fis-seb’a”, “Kitâb-ül-Müeyyed lis-Seb’a”, “Kitâb-ül-Mevdiha fil-Aşreti”, “Kitâb-ül-İhtiyâr”, “Kitâb-üt-Tebsıra”.
Ebû Muhammed Sıbt-ı Hayyât’ın rivayet ettiği hadîs-i şerîflerden birinde, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Bir kimse, Allah yolundaki bir gaziyi teçhiz ederse, (gâzi ile) aynı sevâbı alır. Yine bir kimse, Allah yolundaki bir gazinin ailesine hayırlı bir sûrette vekâlet eder, yiyecek ve içeceğini te’min ederse, yine aynı sevâbı alır.”
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Zeyl-i Tabakat-ı Hanâbile cild-1, sh. 209
2) Şezerât-üz-zeheb cild-4, sh. 129
3) Ma’rifet-ül-kurrâ-il-kibâr cild-2, sh. 403
4) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 455
5) Mu’cem-ül-müellifîn cild-6, sh. 86
6) El-A’lâm cild-4, sh. 105