MUHAMMED BİN MÜBÂREK EL-BAĞDÂDÎ (İbn-ül-Hall)

Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi Muhammed bin Mübârek bin Muhammed bin Abdullah bin Muhammed el-Bağdâdî’dir. Ebü’l-Hasen,İbn-i Ebi’l Bekâ ve İbn-ül-Hall künyelerine sahiptir. 475 (m. 1082) senesinde doğdu. Şafiî mezhebinde büyük bir fıkıh âlimidir. Fıkıh ilmini, Ebû Bekr-i Şâşî’den öğrendi. Hadîs, hılâf ve münâzara ilimlerinde çok büyük bir mevki’i vardı. Vera’ ve zühd sahibiydi. Bağdad’ın doğusunda, açık bir sahrada bulunan mescidinde oturur, ancak zarurî bir ihtiyâcı olursa oradan ayrılırdı. Hep ders okutur ve dînî suâllere fetvâ verirdi. “Tevcîh-üt-tenbîh” adında kıymetli bir eseri vardır.

Fetvâları da meşhûrdur. Kardeşi Ahmed bin Mübârek de, büyük bir fıkıh âlimi olup, şiirleri meşhûrdur. 552 (m. 1157) senesinin Muharrem ayında, Bağdad’da vefât etti. Sonra Kûfe’ye nakledilip oraya defnedildi.

Hadîs, fıkıh, usûl, münâzara ve hılâf ilimlerinde, zamanındaki âlimler arasında yüksek bir yeri bulunan Muhammed bin Mübârek, Ebû Abdullah en-Ni’âlî’den, Ebü’l-Hattâb Nasr bin Betır’dan, Sabit bin Bündâr’dan, Ebû Abdullah bin el-Büsrî’den, Ca’fer es-Serrâc’dan, Ebû Bekr et-Tûsî’den, Ebû Gâlib el-Bâkıllânî’den, Ebü’l-Hüseyn bin et-Tuyûrî’den ve daha başka âlimlerden hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden de; Abdülhâlık bin Esed, Ebû Sa’d bin es-Sem’ânî, Ahmed bin Târik el-Kerkî, Feth bin Abdüsselâm ve daha birçok âlim, hadîs-i şerîf öğrenip rivâyet ettiler. Onlardan vefât edenlerin en sonuncusu, Ebü’l-Hasen el-Katî’î’dir.

Çok güzel yazı yazardı. Kendisine sorulan fetvâları, güzel bir hat ile yazıp verirdi. İnsanlar, fetvâ husûsunda ihtiyâcı olmadığı hâlde, güzel yazısını almak için koşup gelirlerdi. Böyle fetvâ yazmasını isteyenler o kadar çoğaldı ki, bunları yazmaktan hemen hemen hiç vakti kalmıyordu.

İbn-i Sem’ânî diyor ki; “O, Bağdad’da yetişen Şafiî âlimlerinin en büyüklerinden birisidir. O, hocası Fahr-ül-İslâm Ebû Bekr-i Şâşî’den öğrendiği fıkhî meselelerde fetvâ vermekte, zamanının bir tanesiydi.” O da fıkıh ilmini, hocası Ebû İshâk-ı Şîrâzî’den, o da kendi hocası Kâdı Ebû Tayyib’den almıştır.

İbn-i Neccâr diyor ki: “O, mezhebi bilmekte ve İmâm-ı Şafiî’nin delîllerini (nasslarını) ve onun mezhebindeki âlimlerin vecihlerini nakletmekte büyük bir imamdı.”

Birçok ilimlerde yükselmiş olup, fetvâlarında hep isâbetli hükmü bildirirdi. Ahlâkı güzeldi. Davranışlarında ve gidişatında en güzel yolu ta’kib ederdi. Fakirliği tercih eder, Selef-i sâlihînin yolundan ayrılmazdı. Tekellüfü terk eder, külfetli ve debdebeli hayattan hoşlanmazdı. Devamlı mescidinde otururdu. Vera’ ve zühdden ayrılmazdı.

Onun, Şafiî mezhebinin fıkıh ve usûlüne dâir iki eseri vardır. Fıkha dâir olanı, Ebû İshâk-ı Şîrâzî’nin “Tenbîh” kitabının şerhi olup, ona “Tevcîh-üt-tenbîh” ismini vermiştir. Usûl-i fıkha dâir bir kitabı daha vardır.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-11, sh. 170

2) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-6, sh. 176

3) Şezerât-üz-zeheb cild-4, sh. 164, 165

4) Vefeyât-ül-a’yân cild-1, sh. 227

5) El-Bidâye ven-nihâye cild- 12, sh. 237

6) Esmâ-ül-müellifîn cild-2, sh. 93