MUHAMMED BİN FADL İSFERÂÎNÎ

Kelâm ve tasavvuf âlimlerinden. Künyesi Ebü’l-Feth olup, İbn-i Mu’temed ismiyle de tanınmıştır. 474 (m. 1081)’de doğdu. 538 (m. 1143) senesinde Bistam’da vefât etti. Nişâbûr’da Ebü’l-Hasen el-Medînî’den, Hemedân’da Şîruveyh bin Şehredâr ve diğer âlimlerden ilim öğrendi. Kendisinden ise İbn-i Asâkir, İbn-i Sem’ânî ve diğerleri ilim almıştır. İbn-i Asâkir onun için şöyle demiştir: “O, hitâbeti güzel, konuşması hoş ve suâllere çabuk cevap veren zâtlardan son gördüğüm âlimdir. İnsanları irşâd etmek için, hakkı anlatmak husûsunda son derece fedakâr ve gayretli idi. Müttekî, çok ibâdet eden, sâlih ve kerem sahibi bir zât idi.”

İbn-i Sem’ânî de şöyle demiştir: “O, âlim, vâ’iz, tatlı sözlü, güzel va’z eden, ifâdeleri düzgün ve sözleri hoş bir zât idi.”

İbn-i Neccâr ise; “Zamanının meşhûr âlimi idi. Onun sözleri açık, misâlleri güzel, anlatış tarzı ve üslûbu çok hoş idi” demiştir. 515 (m. 1121) senesinde Bağdad’a gitti. Herkes tarafından büyük bir sevgi ve alâka gördü. Bir müddet kaldı. Sonra Bağdad’dan ayrıldı. Tasavvufda derin bir âlim idi. Keşf-ül-esrâr, Beyân-üt-tekallüb, Bess-ül-esrâr, Nesâr-ül-kalb ve Usûl adlı eserleri vardır. Bağdad’dan Horasan’a giderken hastalandı. Dizanteri hastalığından, garîb ve şehîd olarak Bistam’da vefât etti. Bistam’da, Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin kabri yanına defn edildi. Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin mescidinde vazîfeli olan zât, rü’yâsında Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerini görmüş, yarın bir kardeşim gelecek, o benim misâfirim olacak buyurmuş. Ertesi gün Muhammed bin Fadl hazretleri hasta olduğu hâlde Bistam’a geldi. Üç gün hasta olarak orada kaldı ve vefât etti. Yine aynı zât şöyle anlatmıştır: “Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerini rü’yâmda gördüm. “Yarın benim yanıma sâlih bir zât defn edilecek, onun için bir kabir kaz” buyurdu. O zât bu rü’yâ üzerine, sabahleyin kalkıp söylenilen yerde bir kabir kazdı. Bir de işitti ki, o gün Muhammed bin Fadl vefât etmiş. Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin kabrinin yanında kazılmış olan kabre defn edildi. Yine Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin tekkesindeki hizmetçi, rü’yâsında Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin kablara su doldurduğunu görüp, efendim müsâade edin ben doldururum deyince, yarın bir misâfir gelecek, ona ben hizmet etmeyi severim, buyurduğunu söylemiştir. Hizmetçi, sabahleyin kalkıp baktım ki, kablar su dolmuştu, sonra Muhammed bin Fadl’ın cenâzesi getirildi, demiştir. Bistam hatîbi şöyle anlatmıştır: “Muhammed bin Fadl’ı kabre koymak için kabrine indim. Göğsüm ile kabrin duvarı arasında dört parmak kadar bir mesafe vardı. Kabrin dar olmasına hayret etmiştim. Sonra kabir birden bire genişledi ve cenâze elimden alınır gibi oldu. Ben kendimden geçtim. Sonra kabirden dışarı çıktım, aklım başımdan gitmişti.”

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-11, sh. 129

2) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-6, sh. 170

3) Şezerât-üz-zeheb cild-4, sh. 118

4) Keşf-üz-zünûn cild-1, sh. 220, cild 2, sh. 1926