İsfehan’da yetişen fıkıh âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden. İsmi, Mahmûd bin Muhammed bin Abdülvâhid bin Mensûr bin Ahmed bin Ali olup, künyesi Ebü’l-Kâsım’dır. İbn-i Ahmed bin Mâşâde ve İbn-ül-Müşerref diye tanınmıştır. Şafiî mezhebi âlimlerinden idi. Doğum târihi bilinmemektedir. 571 (m. 1175) senesinden sonra vefât etti.
Mahmûd bin Muhammed (r.a.), zâhirî ve bâtınî ilimlerde çok derin âlim idi. Zâhir bin Tâhir, Ebû Gâlib Ahmed bin Hasen, Ebü’l-Kâsım İsmâil bin Ahmed es-Semerkandî, Ebü’l-Kâsım İbn-üs-Sebbâg, Ebü’l-Fadl Muhammed bin Ömer ve başka birçok âlimin sohbetlerinde bulunup, onlardan ilim öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden ise; Kâdı Ebü’l-Mehâsin Ömer bin Ali el-Kureşî, Muhammed bin Bekâ es-Sersenî ve başka zâtlar ilim öğrenmişlerdir. Ayrıcakalabalık bir cemâat, 571 senesinde kendisinden, kendi yazdığı Fıkh-ül-kulûb isimli eserini dinlemişlerdir.
İbn-i Ahmed bin Mâşâde hazretleri rivâyetlerinde ve tasnif ettiği eserlerinde az hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.
İbn-ün-Neccâr şöyle anlatıyor: “Mahmûd bin Muhammed (r.a.), zamanındaki tasavvuf büyükleri arasında en ileri gelenlerden idi. Zühd, ibâdet, ilim ve diğer güzel sıfatlarla vasıflanmış idi. Haramlardan ve şüpheli olanlardan çok sakınır, dünyâya hiç kıymet vermezdi. Devamlı ibâdet ve tâatle meşgûl olurdu. Fazilet ve yüksek ilim sahibi idi. Hâl ve hareketlerinde, bütün işlerinde vekar üzere bulunur, İslâmın şerefini korur, bunda hiç gevşeklik göstermezdi. İnsanlarla iyi geçinip onlara iyilik etmesi ve bunun gibi hasletlerle, yaşayışı çok güzel olan ve her haliyle örnek alınacak çok yüksek bir zât idi.”
Yine İbn-ün-Neccâr anlatıyor: “Evliyâlık yolunda üstün mertebeleri, hakîkat ehli âlimlerin yolları üzere çok kıymetli ve güzel sözleri vardır. Tasavvufa dâir çok kıymetli eserler tasnif etmiştir.
Şafiî mezhebi âlimlerinden Tâcüddîn-i Sübkî hazretleri, Tabakât-üş-Şâfiiyye isimli kıymetli kitabında, Mahmûd bin Muhammed hazretlerini anlatırken şöyle yazmaktadır: “İbn-i Ahmed bin Mâşâde’nin (r.a.) nesebini, Fıkh-ül-kulûb isimli kitabında kendi el yazısı ile okudum. Bu kitap musannifinin kendi el yazısı ile bende mevcûttur. Tasnifindeki usûl ile eşine ender rastlanan bu kitap, fıkıh bâblarına göre tasnif edilmiştir. Her bâb, fıkha âit çeşitli mes’eleleri bildirerek başlamakta, ondan sonra da tasavvuf büyüklerinin sözleri zikredilmektedir. Diğer bâblar da aynen bu usûl ile devam etmektedir. İbn-i Ahmed bin Mâşâde (r.a.) bir konuşmasında; “Bana bu kitabı yazmak için icâzet ve emir verildi. Şayet emir olmasaydı, bu kitabı yazamazdım. Yolumuzun büyüklerinden Ebû Tâlib-i Mekkî hazretleri, tasavvuf hakkında Kût-ül-kulûb isimli eseri, Ebü’l Kâsım Kuşeyrî hazretleri de usûl hakkında Nahv-ül-kulûb isimli eseri tasnif ettikleri gibi, bu da, fıkıh ilminde Fıkh-ül-kulûb olacak inşâallah” şeklinde anlatmıştır.”
Yine Tâcüddîn-i Sübkî hazretleri buyuruyor ki: “Fıkh-ül-kulûb, fıkıh ilminde tasnif edilen eserler arasında çok sağlam, sahih, pek kıymetli güzel bir eserdir.”
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Sübkî) cild-7, sh. 292
2) Mu’cem-ül-müellifîn cild-12, sh. 197