Evliyânın meşhûrlarından. İsmi, Abdurrahîm bin Ahmed Kınâvî, Magribî’dir. Künyesi Ebû Muhammed’dir. Hem Seyyid, hem şerîf (Hz Hüseyn’in ve Hazreti Hasen’in soyundan) olup, 592 (m. 1196) senesinde vefât etti. Aslen Sebeteli olup, Magrib’e gelmeştir. Mekke’de yedi sene kaldıktan sonra Kınâ’ya gidip yerleşti ve vefâtına kadar orada ikâmet etti. Ebû Midyen Şuayb Tilmisânî’nin ve Ebü’l-Hasen Ali bin Ahmed Sabbag’ın talebesidir. Bu zâtların derslerinde ve sohbetlerinde kemâle ermiştir. Mâlikî mezhebinde olup, zâhir ve bâtın ilmine sahip idi. Hâfız Münzirî onun hakkında şöyle demiştir: “Zâhidlerin meşhûrlarından, çok ibâdet eden bir zât idi. Sohbetinde bulunanlar çok istifâde etmiş, berekete kavuşmuşlardır. Pek-çok sâlih kimse onun sohbetlerinde yetişip, kemâle ulaşmıştır.” Kerâmetleri ve sözleri meşhûrdur. Çok kuvvetli tasarrufa sâhib idi. Câhil bir kimseye, ey filân şu âlime karşı konuş dediği zaman, o câhil kimse ilmî mes’elelerden öylesine bahsederdi ki, âlimlerin dili tutulurdu. Bir müddet konuşmasından sonra, “Yeter” buyurup sustururdu. O kimse de eski hâline dönerdi. Kabri başında yapılan duâların kabûl olduğu çok görülmüştür. Çarşamba günü öğle vakti, yalın ayak, baş açık bir hâlde kabrini ziyâret edip rûhuna okuyan, kabri yanında iki rek’at namaz kılan ve onu vesile ederek Allahü teâlâya duâ edip bir hacetini isteyen kimsenin duâsının kabûl olunduğu tecrübe ile bildirilmiştir. Kemâleddîn bin Abduzzâhir şöyle anlatmıştır: “Abdurrahîm Kınâvî’nin kabrini ziyârete gitmiştim. Kabrinin başına oturduğumda, kabirden elini uzatıp benimle müsâfeha yaptı ve buyurdu ki: “Ey evlâdım, sakın bir göz açıp kapayacak kadar zaman bile olsa Allahü teâlâya âsî olma! Şüphesiz ki ben, İlliyyînde, Cennetin yüksek derecelerindeyim.”
Buyurdu ki: “Allahü teâlânın azameti, büyüklüğü karşısında kalbde hâsıl olan heybet, basireti ve gözü başka şeylerden çevirir. Artık Rabbinden başkasına bakmaz, başkasını görmez. Bundan sonra Celâl nûruyla görür ve Cemâl şimşekleriyle işitir.” Biri gelip ondan nasihat isteyince, “Koyun gibi ol, koyun sahibine teslim olur. Sen de Rabbine teslim ol” buyurdu.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Tabakât-ül-evliyâ (İbn-i Mulakkin) sh. 443
2) Câmi’u kerâmât-il-evliyâ cild-2, sh. 67
3) Hüsn-ül-muhâdara cild-1, sh. 515
4) Tabakât-ül-kübrâ cild-1, sh. 156