KÂSIM BİN ALİ (Ebû Muhammed İbni Asâkir)

Şafiî fıkıh ve hadîs âlimlerinden. İsmi, Kâsım bin Ali bin Hasen bin Hibetullah ed-Dımeşkî’dir. Künyesi Ebû Muhammed olup, Şam’da yetişen meşhûr hadîs âlimlerinden İbn-i Asâkir’in oğludur. Lakabı “Behâüddîn”dir. 527 (m. 1133) senesi Cemâzil-evvel ayında Şam’da doğdu. Kâsım bin Ali; Şam’da Ebü’l-Hüseyn es-Sülemî, Nasrullah el-Masîsî, Kâdı Ebü’l-Meâlî Muhammed bin Yahyâ el-Kureşî, amcası, dedeleri Kâdı Zekî Yahyâ bin Ali el-Kureşî ile Cemâl-ül-İslâm bin Müslim es-Sülemî’den ve daha birçok âlimden hadîs-i şerîf dinleyip ezberledi. Hadîs âlimlerinden Ebû Abdullah-i Ferâvî ile Hâristan kadısı Hasen bin Abdülmelik el-Hellâl ve ikisinin tabakasından olanlar ona icâzet vermişlerdir. Hadîs ilminde yüksek bir ilme sahip oldu. Şam’da Sultan Nûreddîn Zengî tarafından yaptırılan Dâr-ül-hadîs-in-Nûriyye Medresesi meşihat makamına ta’yini yapıldı. Vera’ sahibi bir zât olup, haramlara düşme korkusundan mübahların çoğunu terkederdi. Bid’atları yok etmede çok gayretliydi. Latife yapması çoktu. Bir ara Mısır’ı ziyâret etti. Oradakiler kendisinden çok hadîs-i şerîf öğrendiler. 600 (m. 1203) senesi Safer ayının dokuzuncu günü Şam’da vefât etti. Bâb-üs-sagîr kabristanının avlusunun dışında babasının yanına defnedildi. Orada Sahâbe-i Kirâmdan Hazreti Mu’âviye’nin ve başkalarının da kabirleri vardır.

Büyük bir muhaddis olan Kâsım bin Ali hafız olup, yüzbinden çok hadîs-i şerîfi senet ve metinleriyle birlikte ezberlemişti. Sadûk (güvenilir) sağlam bir râvî idi. Nâsır-üs-sünnet diye anılırdı. Hâfız Münzirî diyor ki; “Onunla Medine’de karşılaştım. Bildiği bütün hadîs-i şerîfleri, bana ezberinden yazdırıyordu. Sonra beni, onları aldığı asıl kaynaklarına gönderdi. Ben de kabûl ettim. Onların hepsinin, öğrendiklerimin aynısı olduğunu gördüm. İbn-i Nakata dedi ki: “O, güvenilir bir râvîdir.”

Cihâdın faziletleri hakkında iki cildlik bir eser yazdı. Bundan başka “Fedâil-ül-medîne” ve “Fadâil-ül-Mescid-il-Aksâ” adında iki eseri vardır. Babasının vefâtından sonra Dâr-ül-hadîs-in-Nûriyye reîsliğine ta’yin edilmişti. Bu vazîfesinin karşılığı olarak hiçbir şey almadı. Hattâ onun suyundan içmedi ve abdest almadı denilmiştir. Zühd ve vera’ sahibiydi.

Çok kitabı tekrar yazardı. Hattâ babasının Târih-i Dımeşk’ını çoğaltmak için iki kere yazdı. Ayrıca ona bir de “Zeyl” yazmaya başlamış, fakat tamamlayamamıştır. Fedâil-ül-Kuds isminde ayrıca kıymetli bir eseri daha vardır.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-8, sh. 106

2) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-8, sh. 352

3) Tezkiret-ül-huffâz cild-1, sh. 368

4) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 828

5) Şezeret-üz-zeheb cild-4, sh. 347

6) Vefeyât-ül-a’yân cild-3, sh. 311

7) Zeyl-i Kitâb-ir-ravdateyn sh. 47