Hadîs, usûl, hılâf ve şafiî mezhebi fıkıh âlimi. Künyesi Ebü’l-Haccâc olup ismi, Yûsuf bin Abdülazîz bin Ali bin Nâdir’dir. İspanya’nın doğusundaki Mayorka adasında doğduğu için Mayorkî, kabilesine nisbetle Lahmî denildi Dedeleri Nâdir’den dolayı İbn-i Nâdir diye meşhûr ve ma’rûf oldu. Mısır’a gidip İskenderiyye’de yerleşti. 523 (m. 1129) yılında vefât etti.
Yakın çevresinden, temel din bilgilerini ve âlet ilimlerini öğrenen Ebü’l-Haccâc İbni Nâdir, Bağdad’a giderek oradaki büyük âlimlerden ders aldı. Ali bin Süleymân’dan hadîs-i şerîf ilimlerini, Kiyal Hirâsî’den Şafiî mezhebi fıkıh bilgilerini öğrendi. 505 (m. 1111) yılında Şam’a gitti. Daha sonra Mekke’ye gitti, hac etti. İslâm ülkelerinin çeşitli yerlerinden gelerek Mekke-i mükerremede ilim öğretmek ve ibâdet etmekle meşgûl olan âlimlerin ilminden istifâde etti. Orada Ebû Abdullah Taberî’nin ileri gelen talebelerinden oldu. Fıkıh usûlü ilminde, mezhebler arasındaki ictihâd farklılıklarını bilmede ve Şafiî mezhebi fıkıh bilgilerinde âlim oldu. Mısır’a gidip İskenderiyye şehrine yerleşti. İskenderiyye şehrinde hadîs ilmini yeniden canlandırdı. Daha sonra başlı-başına bir hadîs mektebi olacak olan Ebû Tâhir Silefî’yi yetiştirdi. Ondan ders alıp ilim öğrenen âlimler arasında; Ahmed bin Müslim bin Recâ Tenûhî, Ebü’l-Kâsım bin Asâkir ve daha birçok âlim vardı.
İbn-i Nâdir Mayorkî, dünyâ malına kıymet vermez, Allahü teâlânın rızâsı için olmayan sözü söylemezdi. Her işini Resûlullahın (s.a.v.) sünnetine uygun yapmak için gayret sarfederdi. Selef-i sâlihînin ilim ve dindeki gayreti kendisinde de mevcût idi. Durmadan çalışır, ilim öğrenmek ve öğretmek için gayret sarfederdi. Zühd ve takvâda, Allahü teâlânın emirlerini yapıp yasaklarından sakınmakta çok ileri idi. Her işte ve herşeyde Allahü teâlâya muhtaç olduğunu, hiç kimse ve hiçbir şeyin hiçbir şeyi yaratamayacağını, ancak Allahü teâlânın yaratmasına sebep olabileceğini sık sık söylerdi. Her işinde dînin bütün hükümlerine uyarak çalışır, insanlara ve hayvanlara iyilik ve ihsânlarda bulunur, boş zamanlarında hep ibâdetle meşgûl olurdu. Hep Allahü teâlânın büyüklüğünü ve ni’metlerini düşünür, lüzumsuz yere konuşmaz ve dâimâ cenâb-ı Hakkın ismini zikrederdi.
Yetiştirmiş olduğu yüksek ilim sahibi talebelerinin yanında, pekçok kıymetli eser de yazan İbn-i Nâdir Mayorkî; fıkıh, hadîs, usûl ve hılâf ilimlerinde kitaplar yazdı. Bunlardan hılâf ilmine dâir olan “Et-Ta’likât-ül-kübrâ” bilinmektedir.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Tabakat-üş-Şafîiyye (Esnevî) cild-2, sh. 423
2) Şezerât-üz-zeheb cild-4 sh. 67
3) Hüsn-ül-muhâdara cild-1, sh. 405
4) El’A’lâm cild-8, sh. 238
5) Keşf-üz-zünûn sh. 424