Hadîs, nahiv, edebiyat, lügat ve Mâlikî mezhebi fıkıh âlimi. Künyesi Ebü’l-Hasen olup ismi, Şîs bin İbrâhim bin Muhammed bin Haydere bin Hâc’tır. 510 (m. 1116) yılında Mısır’da Kıft beldesinde doğdu. Doğum yerinden dolayı Kıftî, son yerleştiği Kına’dân dolayı da Kınâvî nisbet edildi. İslâmiyete olan hizmetinden dolayı Ziyâüddîn lakabı verildi. Dedesi Hâc’dan dolayı İbn-ül-Hâc diye meşhûr oldu. Ömrünün sonuna doğru Kınâ’ya gitti. Orada 598 (m. 1202) yılında vefât etti.
Zekâ ve hafızasının kuvveti ve gayreti ile küçük yaşta dikkatleri üzerine çeken İbn-i Hac Kınâvî Kıftî, temel din bilgilerini ve yardımcı ilimleri öğrendikten sonra, Ebü’l-Kâsım Abdurrahmân bin Husayn bin Habbâb, Ebû Tâhir İsmâil bin Avf, Ebü’l-Haccâc Yûsuf bin Ali Kadâî gibi zamanın en ileri gelen âlimlerinden ilim öğrenip, icâzet aldı. İskenderiyye’de, hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden Ebû Tâhir Silefî’den hadîs ilmi tahsil edip, hadîs-i şerîf öğrendi. Edebiyat, Arabî ilimler, hadîs ve Mâlikî mezhebi fıkıh bilgilerinde zamanın en ileri gelen âlimlerinden oldu. Peygamberimizin (s.a.v.) yaşayışını, Selef-i sâlihînin hayâtını, hâl ve hareketlerini çok iyi bir şekilde öğrendi. Vaktinin bir ânını boş geçirmedi. Hep ilim öğrenmek, öğretmek ve bu yolla Allahü teâlânın dinine hizmet ederek, O’nun rızâsını kazanmak için çalıştı. Onun tebessüm etmekten ziyâde güldüğünü kimse görmedi. Her zaman güleryüzlü idi. Kendisine âhırette fayda vermeyeceğini bildiği şeylere hiç iltifât etmezdi. Haram ve şüpheli şeylerden şiddetle kaçar ve mübahların birçoğunu terk ederdi. İlim öğrenmek ve öğretmekten arta kalan zamanını ibâdetle geçirirdi.
İbn-i Hac Şîs bin İbrâhim Kınâvî Kıfti hazretlerine, Mısır sultanları çok iltifât ederlerdi. Hâlbuki o, onlardan hiç hoşlanmazdı. Çünkü o zaman Mısır’da idâre, Eshâb-ı Kirâma (r.anhüm) düşman olan Fâtimî halifelerinin elindeydi. O, bir Ehl-i sünnet âlimi ve âdil bir idâreci olan Vezir Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin idâreye hâkim olmasını arzu ediyor, i’tikâdı bozuk kimselerin işbaşından uzaklaştırılmasını istiyordu. Diğer Ehl-i sünnet âlimlerinin de işbirliği ve müslümanların desteği ile Fatımî halifeliği ortadan kaldırıldı. Vezir Selâhaddîn-i Eyyûbî, Atâbeğ Nûreddîn Zengî’ye tâbi olarak Mısır’ın tamâmına hâkim oldu. Müslümanlara pek faydalı hizmetler yapıp, zâlim haçlı askerlerinden, peygamberler şehri Küdüs-i şerîfi kurtardı.
İbn-i Hac Şis bin İbrâhim Kıftî Kınâvî, Mısır’da ve Kına’da birçok talebe yetiştirdi. İnsanlara hadîs-i şerîf ve fıkıh bilgileri öğretti. Ehl-i sünnet âlimlerinden kendisine kadar ulaşan güzel bilgileri insanlara anlatırdı. Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öğrenmeyenin, i’tikâd ve amelinin doğru olamayacağını, yanlışlıklarla dolu i’tikâd ve amelin de, sahibini Cehenneme atılmaktan kurtaramayacağını söylerdi.
Pek kıymetli eserler de yazan İbn-i Hac, değişik mevzûlarda yazdığı eserlerinden ba’zılarını Sultan Selâhaddîn-i Eyyûbî’ye takdim etti. O’nun eserlerinden bir kısmı şunlardır. “Kitâb-ül-işâret fî teşkîl-il-ibâre” “El-Mu’tesâr minel-muhtasar”, “Tehzîb zihn-il-vâî fî ıslâh-ir-râyet ver-Râî” (Bu eseri, Selâhaddîn-i Eyyûbî için hazırlamıştır.), “Hazz-ül-galâsim ve ifhâm-ül-muhâsim”, “Teâlik fil-fıkh alâ mezheb-il-İmâm Mâlik”, “Lü’lüet-ül-meknûne ve Yetimet-ül-masûne (Kasideler mecmûasıdır.), “Letâif-ül-siyâse fî ahkâm-ir-riâse”.
Yazmış olduğu güzel şiirleriyle de insanlara nasihat eden İbn-i Hac bir şiirinde şöyle buyurmaktadır:
“Nefsine
dikkat et, hırs insanı yorucudur.
Kalbi ve cismi imân yükseltir.
Senin rızkın taksim edilmiştir ve onu
bulacaksın.
Her insan rızkına kavuşur, o geri dönmez.
Sen Allahü teâlânın taksiminden şikayetçi
olursan,
Küfrün kapısını çalmış olursun.”
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Fevâid-ül-vefeyât cild-2 sh. 108
2) Bugyet-ül-vuat cild-2, sh. 6
3) Ed-Dîbâc-ül-müzehheb sh. 128
4) Hüsn-ül-muhâdara cild-1, sh. 454
5) Mu’cem-ül-müellifîn cild-4, sh. 311
6) El-A’lâm cild-3, sh. 181