HASEN BİN SÂFİ EL-BAĞDÂDÎ (Melik-ün-Nuhât)

Şafiî âlimlerinin büyüklerinden. İsmi, Hasen bin Safi bin Abdullah bin Nizâr bin Ebü’l-Hasen el-Bağdâdî, künyesi Ebû Nizâr, meşhûr lakabı ise Melik-ün-Nuhât’dır. 489 (m. 1096) senesinde Bağdad’da Dâr-ür-rakîk sokağında dünyâya geldi.

Genç yaşında ilme yöneldi. Zemânının en meşhûr âlimlerinden ilim öğrendi. Fıkıh, kelâm, usûl-i fıkıh, edebiyat ve nahiv ilimlerinde meşhûr oldu. Bilhassa nahiv ilminde öyle bir dereceye ulaşdı ki, “Melik-ün-nuhât” (nahivcilerin sultanı) lakabını aldı ve bu isimle zikredildi.

520 (m. 1126)’de Bağdad’dan ayrıldı. Bir müddet Vâsıt şehrinde kaldı ve orada ilim öğretti. Horasan, Kirman ve Gazne gibi belli başlı ilim merkezlerini dolaştı. En son Dımeşk’a geldi ve buraya yerleşti. 568 (m. 1173) senesi Şevval ayının sekizine rastlayan Salı günü Dımeşk’de vefât etti. Bâb-üs-sagîr kabristanına defn olundu.

Ebû Nizâr (r.a.), Şerîf Ebû Tâlib ez-Zeynebî’den hadîs ilmini, Ahmed el-Unsuhî’den Şafiî fıkhını, Ebü’l-Feth Burhân’dan usûl-i fıkıh, Es’ad el-Mihenî’den dört mezhebin mukayeseli fıkhını, Ebû Abdullah el-Kayrevânî’den kelâm ilmini, Ebü’l-Hasen Ali bin Zeyd el-Fasîhî’den de nahiv ilmini öğrendi.

Mu’cem-i Yâkut’da diyor ki: “Ebû Nizâr, doğru i’tikâdlı (Ehl-i sünnet i’tikâdında), kerîm, hâlleri güzel olan bir zât idi.”

Nahiv ilminde el-Hâvî (iki cild), el-Umd, el-Müntehâb, Şafiî fıkhında el-Hâkim, usûl-i fıkıhda Muhtasâr-ı usûl-i fıkh, kelâmda Muhtasar fî usûlüddîn, on cildlik uslûb-ül-hak fî ta’lîl-il-kırâat ve Dîvânı vardır. Dîvânında Peygamberimizi (s.a.v.) medh eden çok kıymetli şiirleri vardır.

Vefâtından sonra rü’yâda görülüp, Allahü teâlânın kendisine nasıl muâmele ettiği sorulunca; bir şiiri sebebiyle Allahü teâlânın kendisini affettiğini haber verdi.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-7, sh. 63

2) Bugyet-ül-vuât cild-1, sh. 504

3) Mu’cem-ül-müellifîn cild-3, sh. 230

4) Şezerât-üz-zeheb cild-4, sh. 227

5) Vefeyât-ül-a’yân cild-2, sh. 92

6) Keşf-üz-zünûn sh. 391, 624, 628, 815