HAMMÂD BİN HİBETULLAH HARRÂNÎ

Hadîs, târih ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimi. Künyesi Ebü’s-Senâ olup ismi, Hammâd bin Hibetullah bin Hammâd bin Fadl bin Fadlî’dir. 511 (m. 1117) yılında Harran’da doğdu. Doğum yerine nisbetle Harrânî denildi. Tüccâr ve Saffar lakabları verildi. 598 (m. 1202) yılında Harran’da vefât etti.

Küçük yaşta Harran’daki âlimlerin ilminden istifâde edip, temel din bilgilerini ve âlet ilimlerini öğrendi. Daha sonra çeşitli ilim merkezlerine seyahatlerde bulundu. Bağdad’da Ebü’l-Kâsım Semerkandî, Ebû Bekr bin Zagûnî, Sa’îd bin Bennâ; “Herat’ta Mes’ûd bin Muhammed bin Gânim, Abdüsselâm bin Ahmed, Mısır’da İbn-i Rifâa Sa’di, İskenderiyye’de Hâfız Ebû Tâhir Silefî ve daha birçok âlimden hadîs-i şerîf öğrenip ilim tahsil etti. Gittiği yerlerdeki âlimlerin kitaplarını, seyahat ettiği diğer şehirlerde yaydı.

Allahü teâlânın dînine hizmet etmek için öğrendiği hadîs-i şerîfleri ezberledi. Âlimlerin hayatlarını, hadîs-i şerîf rivâyet edenlerin üstünlüklerini öğrendi. Onların güzel ahlâklarını, örnek hayatlarını, ibretli sözlerini kitaplarında yazdı. Vakitlerini, ilim öğrenmek, öğretmek ve ibâdet etmekle geçirirdi. Çok sabırlı ve cömert idi. Güler yüzü, tatlı dili ile insanlara emr-i ma’rûf yapar, doğru yolu gösterirdi. Allahü teâlânın dînine hizmet etmenin ehemmiyetinden sık sık bahseder, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bilmeyenlere öğretmeyenlerin mes’ûliyetten kurtulamayacaklarını anlatırdı.

Pekçok talebe yetiştirdi. Yetiştirmiş olduğu âlimler, kendisinden aldıkları ilmi insanlara yaydılar. Muvaffakuddîn, Abdülkâdir Revhâvî, Hâfız Ziya, İbn-i Abdiddâim, Necîb Harrânî, Sehâvî Mukrî ve daha birçok âlim ondan ilim, öğrenenler arasındaydı.

Güzel şiirler ve kıymetli kitaplar yazan Ebü’s-Senâ Hammâd bin Hibetullah, kendi memleketinin âlimleri ve târihi hakkında “Târih-i Harran” adlı bir eser yazdı. Bu kitabının birinci cildini yalnız, “Ahmed” ismindeki zâtlara ayırdı. Diğer eserlerinin isimleri bilinmemektedir.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Tabakât-ı Hanâbile (zeyli) cild-1, sh. 434

2) Şezerât-üz-zeheb cild-4, sh. 335

3) Mu’cem-ül-müellifîn cild-4, sh. 73