HÂMİD BİN EL-HACER

Fıkıh âlimlerinden. İsmi, Hâmid bin Mahmûd bin Hâmid bin Muhammed bin Ebî Amr el-Harrânî olup, künyesi Ebü’l-Fadl’dır. 513 (m. 1119)’de Harran’da doğdu. El-Hatîb, el-Fakîh, ez-Zâhid, Ebü’l-Fadl, Takıyyüddîn gibi nisbetlerle tanınır. Harran’da hatîblik, müftîlik, müderrislik yaptı.

Bağdad’da el-Hâfız Abdülvehhâb el-Enmâtî, Yahyâ bin Hubeyş el-Fârûkî, Amr bin Abdullah bin Ali el-Harbî ve başka âlimlerden hadîs-i şerîf öğrendi. Fıkıh tahsil edip, derin âlim oldu. Bağdad’a geldiğinde, Seyyid Abdülkâdir hazretlerinin medresesine gitti. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin derslerine devam etti. Onun eshâbından oldu. Harran ahâlisinden birçok kimse kendisinden ilim öğrendiler. El-Hatîb Fahrüddîn, Ebü’l-Feth Nasrullah bin Abdûs ve başka âlimler bunlardandır. Yine Harran’da Ebü’l-Mehâsin Ömer bin Ali el-Kureşî ed-Dimeşkî, Ebü’l-Hasen bin el-Katî’î gibi hadîs toplayan zâtlar kendisinden hadîs-i şerîf öğrendiler.

Oğlu İlyâs’dan nakledilir ki, “Babam, Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretleriyle bir yere ziyârete gitti. Beraberinde bir cemâat de vardı. Babam, topluluktan ayrılıp bir kenara çekildi. Elbisesini başının üzerine kaldırdı. Şeyh Abdülkâdir, “Bu kimdir?” diye sordu. Bu fakîh Hâmid el-Harrânî’dir dediler. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî (r.a.), “Onun meliklerle (sultanlarla) alâkası olacak” buyurdu. Hakîkaten de öyle oldu. Nâsıhuddîn bin Hanbelî anlatır: “Vâli Nûreddîn Muhammed, Harran’da Hâmid bin el-Hacer için bir medrese yaptırdı. Hâmid, bu medresede ders verirdi.”

Hâmid bin el-Hacer, haramlardan şiddetle kaçar, şüpheli korkusuyla mübahların fazlasını terkeder, dünyâ malına karşı en küçük bir muhabbet beslemezdi. Zühd ve vera’da, Harran’da meşhûr idi. 570 (m. 1175) senesinde Harran’da vefât etti.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Tabakât-ı Hanâbile (zeyli) cild-1, sh. 332

2) Mu’cem-ül-müellifîn cild-3, sh. 181