ALİ BİN MÜSLİM ES-SÜHREVERDÎ

Şam’da yetişen Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden. Künyesi Ebü’l-Hasen olup ismi, Ali bin Müslim bin Muhammed bin Ali es-Sülemî es-Sühreverdî’dir. Lakabı Cemâl-ül-İslâm’dır. Ali bin Müslim hazretleri, fıkıh ilminin yanında, fen ilimlerinde de söz sahibi idi. 533 (m. 1139) senesi Zilka’de ayında, bir sabah namazını kılarken, secdede iken Şam’da vefât etti. Sahâbe-i Kirâmdan (r.anhüm) ba’zılarının bulunduğu Bâb-üs-sagir denilen kabristana defnedildi.

Cemâl-ül-İslâm; Ebû Nasr bin Tallâb, Ebü’l-Hasen bin Ebi’l-Hadîd, Abdülazîz el-Kettânî, Gânim bin Ahmed bin Ali bin Muhammed el-Missîsî, Fakîh Nasr-ül-makdisî ve birçok âlimden hadîs-i şerîf öğrendi. Fıkıh ilmini ilk önce Kâdı Ebi’l-Muzaffer Abdülcelîl bin Abdülcebbâr el-Mervezî’den öğrendi. Daha sonra Şam’da, Fakîh Nasr-ül-makdisî’nin ve Gazâlî’nin derslerine devam etti. Gazâlî, fıkıh âlimi Nasr-ül-makdisî’nin vefâtından sonra, Onun ders makamına geçmesini Ali bin Müslim hazretlerine emretti. Çünkü Ali bin Müslim’in anlayışını ve ilmini hep överdi. Cemâl-ül-İslâm, fıkıh âlimi Nasr-ül-makdisî’nin yanında ders müzakerecisi olup, ilim öğrenenlere ders tekrarı yapardı.

Kendisinden ise; Hâfız Ebü’l-Kâsım bin Asâkir ve onun oğlu el-Kâsım, Es-Silefî, İsmâil el-Cenzevî, Berekât-el-Huşûî ve birçok âlim ilim öğrenip, hadîs-i şerîf rivâyet etti.

Gazâlî hazretleri Şam’dan ayrılırken buyurdu ki: “Buradan ayrılırken arkamda öyle bir genç bıraktım ki, yaşarsa hizmeti çok büyük olur. O da, Cemâl-ül-İslâm’dır.” Gerçekten Gazâlî hazretlerinin buyurduğu gibi oldu ve Ali bin Müslim, ilmi, ihlâsı ve firâseti ile dînimize hizmet etti. Cemâl-ül-İslâm hazretleri, bir müddet Şam’da Gazâliyye dergâhında müderrislik yaptı. Mezhebinin inceliklerini bilen ve ferâiz, tefsîr, usûl ilimlerinde İmâm idi.

Tebyin adlı eserde onun hakkında; “Ali bin Müslim, Ebî Hâtem el-Kazvinî’nin “Tecrid-üt-tecrîd” kitabını ezbere bilirdi.

Güzel yazısı vardı. Fetvâları çok sağlam olup, Şam ahâlisi ona göre amel ederdi.

Cemâl-ül-İslâm hazretleri, hastaları ziyâret eder, cenâzelerde bulunurdu. Derslerine muntazaman devam ederdi. Güzel ahlâk sahibi idi. Tefsîr ve fıkıh ilmine dâir eserler yazdı. O, ilim meclisleri kurdu ve bu meclislerde kaybolan sünnetleri anlatır, onları ortaya çıkarıp yayardı. Sünnete muhalif olan kimselere de cevap verdi. Kendisinden sonra yerini dolduracak kimse olmadı. O, fıkıh, tefsîr, usûl, ferâiz, hesâb ilminde söz sahibi idi. Rü’yâları da ta’bir ederdi.” yazmaktadır.

İbn-i Asâkir de; “O, usûl, fıkıh, tefsîr, va’z, ferâiz, hesâb ilminde âlim idi. Rü’yâları ta’bir ederdi” demektedir.

Ali bin Müslim’in yazmış olduğu eserlerden biri de, “Kitâbü Ahkâm-il-hunsâ”dır.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-7, sh. 241

2) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-7, sh. 235

3) Tabakat-ül-müfessirîn (Dâvûdî) cild-1 sh. 435

4) Şezerât-üz-zeheb cild-4, sh. 102

5) Tabakât-ül-müfessirîn (Süyûtî) sh. 26