Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Seyyid Yahyâ bin Sabit bin Seyyid Hazım Ali bin Ebü’l-Fedâil Seyyid Ali el-Magribî el-İşbilî’dir. Seyyid Ahmed Rufai hazretlerinin dedesidir. Seyyid Yahyâ hazretleri 450 (m. 1058) senesinde Magrib’den Basra’ya hicret etti. On sene sonra 460 (m. 1068)’de vefât etti. Kabr-i şerîfleri Basra’daki Fermüddeyr kabristanında olup, buraya “Sebiliyyât” da denilmektedir.
Abbasî hükümdârı Kâim biemrillahın halifeliği zamanında, Bâtınî sapıkları ile Eshâb-ı Kirâm düşmanları el ele vererek, İslâmiyeti bozmaya, onun emirlerini değiştirmeye ve müslüman halkın tâbi olduğu doğru i’tikâd ve dört hak mezheb aleyhine faaliyet göstermeye başlamışlardı. Bu gizli ve açık faaliyetler neticesinde, halkın temiz i’tikâdları bozuldu. Hattâ ezanın bile ba’zı kelimelerini kaldırıp, yerine başka şeyler söylediler. Bid’atleri ve küfrü yaydılar.
Selçuklu meliki Ertuğrul Bey’in himmet ve gayretiyle, müslümanlar arasında fitne çıkaranların ele başıları ve yardımcıları öldürüldü ise de, karışıklığın önü alınamadı, İslâmiyeti yok etmek isteyen sapıklar çok olup, halk arasında dağıldığından, bunların hakkından ancak ma’nevî bir güç ve tasarruf sahibi velî bir zât gelebilirdi. Halîfe Kâim biemrillah, Allahü teâlânın bir velî kulunu Basra’ya getirmeyi düşündü. Fakat o bölgede böyle bir zât yok idi. Karışıklık uzun süre devam etti. Magrib’den Seyyid Yahyâ hazretlerinin Basra’ya gelip yerleştiğini haber alan halîfe, kendilerini hürmet ve ta’zimle Bağdad’a da’vet etti. Bâtınî sapıklarının ve Eshâb-ı Kirâm düşmanlarının önüne geçmesi istendi. Kendisine salâhiyet verilip, Basra’ya vâli ta’yin olundu.
Seyyid Yahyâ hazretlerinin Sünnet-i senıyye üzere yaşaması, her hâl ve hareketlerinde İslâmiyetin emrini gözetmesi, herkese adâletle muâmelesi neticesinde fitne ortadan kalktı. Dalâlet ehli, pek az bir zaman içinde yaptıklarına tövbe etti. Güzel hâl ve ahlâk sahibi oldular. Böylece, İslâmiyet orada kuvvet buldu.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mir’ât-ül-Haremeyn cild-3, sh. 132