FADLULLAH BİN AHMED EL-MİHENÎ

Evliyânın büyüklerinden. Künyesi Ebû Sa’îd olup ismi Fadlullah bin Ahmed bin Muhammed el-Mihenî’dir. Ehl-i sünnet i’tikâdında, herhâli sünneti seniyyeye uygun, akıllara hayret veren hâller ve kerâmetler sahibi bir zât idi. Çok kimseler, onu görmek ve mübârek sözlerini işitmekle doğru i’tikâd sahibi oldular. Ebû Sa’îd hazretleri, büyük âlim Ebû Abdurrahmân es-Sülemî’nin meclisinde bulundu. 440 (m. 1048) senesinde Mihene’de vefât etti.

Fadlullah bin Ahmed, Zâhir bin Serahsî ve daha birçok âlimden ilim öğrenip, hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden ise; İmâm-ül-Haremeyn Ebül Meâli el-Cüveynî, Ebü’l-Kâsım Selmân bin Nasır el-Ensârî, Hasen bin Ebî Tâhir el-Ciyliy, Abdülgaffâr eş-Şirûviy ve daha birçok âlim ilim öğrenip hadîs-i şerîf rivâyet etti.

Abdülgâfir, Siyak kitabında onun için şöyle demektedir: “El-Mihenî hazretleri, zamanının büyüğü idi. O, tasavvuf büyüklerinin ileri gelenlerinden olup, ma’rifet sahiblerinden idi. Şânı yüce, hâli güzel, zamanın bir tanesi olup, onun gibisi görülmedi. Gençlikte mücâhede yolunu seçti. Çok ibâdet ederdi. Yanlızlığı severdi. Çok kerâmeti görüldü. Firâset sahibi idi.”

Kendisi şöyle anlatır: Büyük âlim Ebû Abdurrahmân es-Sülemî hazretlerinin huzûruna ilk defa gittiğimde bana, “Şimdi size kendi elimle, hatırlamaya ve ibret almaya vesile olacak bir yazı vereceğim” buyurdu. Ben de “Peki efendim” dedim. Daha sonra şöyle yazdı: “Dedem büyük âlim Ebû Amr İsmâil bin Nüceyd es-Sülemî’den işittim. O da Ebü’l-Kâsım Cüneyd bin Muhammed’in şöyle buyurduğunu söyledi: “Tasavvuf; güzel ahlâktır. Güzel huydan ibârettir. Ahlâkını güzelleştirenin derecesi yükselir.” Daha sonra da şunu yazdı: “En güzel söz, İmâm Ebû Sehl Muhammed bin Süleymân es-Su’lûkî’nindir. Güzel huy, i’tirâz etmemektir.”

Ebû Sa’îd el-Mihenî buyurdu ki: “Tasavvuf; insanın nefsini sevmemesi ve peşinden gitmemesi, kalbini Allahü teâlâya bağlaması ve her haliyle sahibine yönelmesidir.”

Ebû Hasen Ali bin Ebû Bekr en-Nişâbûrî şöyle anlatır: “Üstâd Ebû Osman İsmâil bin Abdurrahmân en-Nişâbûrî hazretleri, güzel bir kıyâfetle Ebû Sa’îd Fadlullah bin Ebü’l-Hayr el-Mihenî hazretlerinin ziyâretine gitti ve orada bir yere oturarak, “Efendim! Hatırlar mısınız? Serahs’da Şeyh Ebû Ali Zâhir hazretlerinin yanında beraberdik. Kendisinden Hadîs-i şerîf dinlemiştik. Acaba ilk olarak bize rivâyet ettiği hangi hadîs-i şerîf idi?” dedi. O zaman Ebû Saîd Fadlullah el-Mihenî hazretleri buyurdu ki: “O zâtın rivâyet ettiği ve bizim de işitip yazdığımız ilk hadîs-i şerîfte “Dünyâyı sevmek (gönül bağlamak, düşkün olmak), günahların başıdır” buyuruluyordu.”

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-5, sh. 306