Bağdad’da yetişen kelâm ve hadîs âlimlerinden. Künyesi Ebü’l-Hasen olup ismi Ali bin Ahmed Hasen bin Muhammed bin Nuaym el-Basrî’dir. İbn-i Nuaymî ismiyle meşhûr oldu. Ali bin Ahmed hazretleri; hafız, ârif ve şâir bir zât idi. 423 (m. 1032) senesi Zilka’de ayında vefât etti.
İbn-i Nuaymî; Ahmed bin Muhammed bin Abbâs el-Esfâtî, Muhammed bin Ahmed bin el-Feydûl İsfehânî, Ahmed bin Ubeydullah en-Neherdîrî, Ali bin Mûsâ et-Temmâr, Muhammed bin Adî bin Zahr-ül-Minkâri, Ebû Ahmed bin Saîd el-Asker, Muhammed bin Hamd bin Hammâd bin Süfyân el-Kûfi, Ebi’l-Mufaddal eş-Şeybânî, Hüseyn bin Ahmed bin Dînâr ed-Dekkâk, Abdullah bin Muhammed bin el-Yesa’el-Antakî, Ali bin Ömer es-Sükerrî ve birçok âlimden ilim öğrenip, hadîs-i şerîf dinledi. İbn-i Nuaymî; İmâm, fazilet sahibi, ârif ve Şafiî mezhebi inceliklerini çok iyi bilen bir âlim idi. İbn-i Berkânî, “O, çok ilim sahibi idi. Sorulan herşeyi en güzel bir şekilde cevaplandırırdı. Vefâtından sonra rü’yâmda, İbn-i Nuaymî’yi çok güzel bir şekil ve hâlde gördüm.” İbn-i Hatîb ise, “O, Hâfız, ilimde mahir, kelâm âlimi veşâir idi” demektedir.
İbn-i Nuaymî’nin, Hazreti Âişe’den rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Peygamber efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Tavaf (Kâ’be-i muazzama etrâfında dönme), Safa ve Merve arasında sa’y (gidip gelme), azîz ve celîl olan Allahü teâlâyı zikir ve şükür içindir.”
Ebü’l-Hasen Nuaymî, bir şiirinde şöyle demektedir: “Alçak ve aşağı kimselere minnet etme. Kâfi miktarda yiyecek ve içecek ile kanâat et. Kanâat sana yeterlidir. Sen ayakları toprakta (tevâzu üzere), fakat arzu ve gayreti (din için çalışması) çok fazla olan, Ülker yıldızına kadar ulaşan kimselerden ol.”
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-5, sh. 237
2) Târihi Bağdâd cild-11, sh. 331
3) Şezerât-üz-zeheb cild-3, sh. 226