Büyük hadîs âlimlerinden. Künyesi, Ebû Hüseyn’dir. 158 (m. 774)’de vefât etmiştir. Mâlik bin Mugavvel, Süfyân-ı Sevrî, Şû’be, Seyf bin Süleymân, Mâlik bin Enes gibi büyük âlimlerin (r.aleyhim) derslerini dinlemiştir.
Ondan da, Abdullah bin Vehb, Yezîd bin Hârûn, Ahmed bin Hanbel, Ebû Bekr bin Ebî Şeybe rivâyette bulunmuşlardır. Bağdâd’a gidip, orada ders verdi. Hadîs-i şerîf öğrenmek için Mısır ve Horasan’a gitti. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler, Sahîh-i Müslim, Sünen-i Ebî Dâvûd, Sünen-i Tirmizî, Sünen-i Nesâî ve Sünen-i İbn-i Mâce’de mevcûttur.
Rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîf şöyledir: Abdullah bin Büreyde’ye babası (r.a.) dedi ki: Resûlullah (s.a.v.) mescide gelmişti. Ben de mescidin kapısındaydım. Elimden tutup, beni mescide soktu. Mescide girince, namaz kılıp, duâ eden birisini gördük. O zât şöyle duâ ediyordu: “Allahümme innî es-elüke biennî eşhedü enneke entellâh. Lâ ilahe illâ ente’l-ehed-üs-Samed ellezî lem yelid ve lem yûled ve lem yekûn lehû küfüven ehad” diyordu. Sonra Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Allahü teâlâya yemîn ederim ki, o İsm-i a’zam ile duâ etti. İsm-i a’zam ile (Allahü teâlâdan) birşey istendiğinde, Allahü teâlâ o şeyi verir, onun ile duâ edildiğinde, Allahü teâlâ o duâyı kabûl buyurur.”
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Târîh-i Bağdâd cild-8, sh. 442
2) Tezkiret-ül-huffâz cild-1, sh. 350
3) Tehzîb-üt-tehzîb cild-3, sh. 402