TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

4.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

HÜSEYN BİN SÂLİH (İbn-i Hayran) (Radıyallahü Anh)

Şâfiî mezhebi âlimlerinden. İsmi Hüseyn bin Sâlih bin Hayrân'dır. Künyesi, Ebû Ali'dir. Bağdâd'da yetişen âlimlerin en büyüklerindendir. Zühd, vera' ve takva sahibiydi. 310 (m. 923) senesi Zilhicce ayının 17'sinde Salı gecesi vefât etti. Vefâtı hakkında başka târihler de bildirilmektedir.

İbn-i Hayran, vera' sahibi olan fakîhlerin büyüklerindendir. Zamanındaki Şâfiî âlimlerinin imâmı o-lup, fazîlet bakımından onların en üstünlerindendi. Abbasî halifesi Muktedirin zamanında kadılık teklif edilince, yapamıyacağını söyledi. Vezir Ebü'l-Hasen Ali bin Îsâ, onu kendi yerine vekil edeceğini, bu hususta düşünüp karar vermesini söyledi ve dedi ki: "Ben bununla, bizim zamanımızda kendi yerimize vekil bırakabilecek ve kendisine kadılık görevi verilebilecek bir kimsenin var olduğunun, fakat onun da bunun yaymadığının bilinmesini istedim."

İbn-i Hayran'ın kadılık vazifesini kabul etmemesi, Eshâb-ı kirâm zamanındaki şu hâdiseye benzemektedir: Hz. Osman (r.a.), Abdullah bin Ömer'i çağırdı ve "Derhal git ve kadılık vazifesine başla!" dedi. O da: "Ey mü'minlerin emîri! Beni bu vazifeden affetmez misiniz?" dedi. Halife de: "Hayır, hemen git kadılık vazifesini yerine getir!" dedi. İbn-i Ömer de: "Acele etme, ey mü'minlerin emîri! Sen, Resûlullah e-fendimizin (Allahü teâlânın azâb etmesinden korunmak isteyen kimse, Muâz bin Cebel'in emirlerine sarılsın) buyurduğunu işitmedin mi?" dedi. Halife Osman (r.a.) da "Evet, işittim" deyince, o da: "Bunun için ben kadı olmaktan Allahü teâlâya sığınıyorum" dedi. Halife Osman (r.a.) da: "Baban Ömer, insanlar arasında kadılık yaptığı hâlde, seni bundan alıkoyan şey nedir?" diye sordu. O da: "Benim bu vazifeyi kabul etmeme mâni olan şey, Resûlullahın: (İnsanlar arasında kadı olup da, bilmeden hüküm veren kimsenin yeri Cehennemdir) buyurmasıdır" diye cevap verdi.

Hüseyn bin Muhammed el-Keşfülî diyor ki, "Halife Muktedir-billah'ın veziri Ali bin Îsâ, Ebû Ali bin Hayrân'ın kendisine teklif edilen "Kâdı'l-kudâtlık, ya'nî Başkadılık (Temyiz reisliği) görevini kabul etmesini emretti. O ise, kaçıp evine gizlendi. Vezir adamlarına, onun kapısı önünde onaltı gün nöbet tutturup dışarı çıkarmadı. Komşuları vâsıtası ile karşıladığı suya olan ihtiyâcı çok arttı. Bu durum vezire ulaştı. O da, serbest bırakılmasını emretti ve birçok kimsenin hazır bulunduğu meclisinde: "Biz Ebû Ali hakkında; hayırdan, iyilikten başka birşey düşünmedik. Memleketimizde, doğu ile batı arasında Kâdı'l-kudâtlık yapabilecek bir zâtın bulunduğunu, fakat bunu kabul etmediğini göstermek istedik" dedi.

Büyük fıkıh âlimi Abdülmelik bin Muhammed bin Adî el-Isterâbâdî, onun hakkında diyor ki; "O, müslümanların her hususta kendisine müracaat ettiği en büyük âlimlerden birisiydi. Hadîs ilminde hâfız idi. Ya'nî, yüzbinden çok hadîs-i şerîfi senetleriyle ve râvileriyle ezberlemişti."

 

KAYNAKLAR

1) Tabakât-üş-Şâfiiyye cild-3, sh-271

2) El-Bidâye ven-nihâye cild-11, sh-71

3) Târih-i Bağdâd cild-8, sh-53

4) Şezerât-üz-zeheb cild-2, sh-287

5) Vefeyât-ül-a'yân cild-2, sh-133

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider