Hadîs ilminde
hüccet (üçyüzbin hadîs-i şerîf bilen) ve Şâfiî mezhebindeki büyük fıkıh
âlimlerinden. Lügat, nahiv ve edebiyatta üstâd olan bir zât. İsmi, Hamd bin
Muhammed bin İbrâhîm bin Hattâb el-Hattâbî, el-Büstî olup, künyesi Ebû
Süleymân'dır. Dedesine nisbetle Hattâb, memleketine nisbetle de Bûstî
denilmiştir. 319 (m. 931) târihinde Afganistan'ın başşehri Kabil'e bağlı olan
Büst şehrinde doğdu. Mekke, Basra, Bağdâd ve daha başka İslâm şehirlerinde ilim
tahsil etti. Çeşitli ilimler hakkında eserler te'lîf etmiş ve meşhûr hadîs,
kitaplarından İmâm-ı Buhârî'nin Sahih'ine, Ebî Dâvûd'un Sünen'ine şerh
yazmıştır. 388 (m. 998) yılı Rabî-ul-âhır ayında, yine Büst'te vefât etti.
Hattâbî,
Mekke'de Ebû Sa'îd İbn-ül-A'râbî, Bağdâd'da İsmâil bin Muhammed es-Saffârve
oradaki başka âlimlerden, Basra'da Ebû Bekr bin Dâse, Nişâbûr'da Ebül-Abbâs
el-Es'âm ve daha başka âlimlerden ilim öğrenip, hadîs-i şerîf rivâyetinde
bulundu. Ayrıca Bağdâd'da Ebû Ömer ez-Zâhid'den edebiyat ve lügat ilmini, Ebû
Ali Bin Hüreyre ve Kaffâl'den fıkıh ilmini öğrendi. Kendisinden de Ebû Abdullah
el-Hâkim, Ebû Hâmid el-Isferâyînî, Ebû Nasr Muhammed bin Ahmed el-Belhî
el-Gaznevî, Ebû Mes'ûd el-Hüseyn, İbn-i Muhammed el-Karâbîsî, Ebû Amr Muhammed
bin Abdullah er-Rezcâhî ve daha birçok âlim ilim öğrendi, hadîs-i şerîf
rivâyetinde bulundular.
Hattâbî,
zamanında ilimleri kendinde toplayan bir âlimdi. Haramlardan sakınması pek
fazla, ibâdeti çok ve arkadâşları arasında her bakımdan üstün bir zât idi.
Hadîs-i şerîf ilminde sika (güvenilir, sağlam), hüccet (üçyüzbin hadîs-i şerîf
bilen) fıkıh ilminde ise sened'dir. Irak, Hicaz, Horasan ve Mâverâünnehr'i
dolaştı. Çeşitli ilimler hakkında birçok kitap yazdı.
Seâleb-i
Yetmiyye adlı kitabın sahibi, Hattâbî için: "Hattâbî; ilim, irfan ve takva
yönünden, yaşadığı zamanda çok meşhûr olan Ebû Ubeyd el-Kâsım bin Selâm'a
benzetilirdi" demektedir.
Sem'ânî şöyle
bildiriyor: "Hattâbî, hadîs ilminde rivâyet şartları taşıyan ve üçyüzbin hadîs-i
şerîf bilen ve rivâyet ettiği hadîs-i şerîfleri sağlam olan bir zâttır."
Kendisi şöyle
anlatır: "Ebû Sa'îd A'rabî'nin sohbetinde şu sözünü işittik: Bir kimsenin
yanında Kur'ân-ı kerîmle beraber Sünen-i Ebî Dâvûd kitabı varsa, o kimseye bu
iki kitap yeter."
Manzum olarak
buyurdu ki:
Gurbet;
evden uzak olmak değildir sadece,
Dengini
bulamayan garipler var nice,
Ben Best ve
ehâlisi arasında garibim,
Beraberimde
ise lyâlim ve ehlim. Başka bir şiirinde ise:
Hakkını tam
almaya hırslı olma ihsan et
Böyle olur
kerîmler, bağışlayıp sen gözet.
Cimrilik
etme sakın, iktisâda devam et.
Müsriflik ve
bâhillik pek kötüdür hazer et.
Başka bir
şiirinde de:
Yaşadığın
sürece insanlarla hoş geçin.
Dünyâ idare yeri, sen onun içindesin.
Haktan gayre
yalvarma, başkasını yâr sanma.
Müheymin olan Allah kâfidir, gayre kanma.
Rivâyet ettiği
hadîs-i şerîflerde Peygamber efendimiz buyurdular ki:
"Bir zaman
gelecek, kişinin helaki, karısının, anne-babasının ve çocuklarının elinde
olacaktır. Bunlar onu, fakîrlikle ayıplarlar ve gücünün yetmediği şeyleri
kendisinden isterler. Kişi, bu sebeple tehlikeli işlere girerek dîni gider ve
kendisi de helâk olur."
"Her kim
cemaat hâlinde bulundukları hâlde, müslümanların arasını açar ve onlardan
ay-rılırsa, İslâmiyet bağını boynundan çıkarmış olur."
İbn-i Mes'ûd'un
(r.a.) şöyle anlattığını rivâyet etti: Resûlullah (s.a.v.), fitne ve karışıklık
zamanlarının geleceğini anlatmıştı. Ben: "Yâ Resûlallah! Bunlar ne zaman
olacak?" diye kendilerine sordum. Resûİullah (s.a.v.), "İnsanın, beraber
bulunduğu arkadaşına emniyet etmediği zamanda olacak" buyurdu. Ben: "Eğer o
zamana ulaşırsam, nasıl hareket etmemi emir buyurursunuz yâ Resûlallah?"; diye
sordum. Resûlullah (s.a.v.): "Elini eteğini çek ve evine gir" buyurdular.
Ben: "Bu hâl evime kadar gelirse ne yapayım?" dedim. Resûlullah (s.a.v.):
"Odana gir" buyurdular. Ben: "Odama da girerse ne yapayım?" dedim.
Resûlullah (s.a.v.), "Mescidine gir ve böyle yap. Ölünceye kadar Rabbim
Allahtır, de!" buyurdular. Böylece Resûlullah (s.a.v.), Mu'cize-i Peygamberi
olarak âhir zaman fitnelerini haber verdiler. Onun yazmış olduğu kitapları ve
Sünen-i Ebî Dâvûd'a, Sahîh-i Buhârî'ye yapmış olduğu şerhi, ilmini ve kemâlini
göstermeye yetmektedir.
Eserlerinin
ba'zıları şunlardır:
Garib-ül-hadîs,
A'lâm-üs-sünen fî şerhi Sahîh-il-Buhârî, Meâlim-üs-sünen fî şerhi Sünen-i Ebî
Dâvûd, kitâb-ül-gunye ani'l-kelâm ve ehlihi, İslâhu galât-il-muhaddisîn,
Kitâb-ül-uzlet ve Şerhi esmâ-ül-hüs-nâ.
KAYNAKLAR
1) Tabakât-uş-Şâfiiyye cild-3, sh-282
2) Vefeyât-ül-a'yân cild-2, sh-214, 216
3) Tezkiret-ül-huffâz cild-3, sh-1018
4) Bugyet-ül-vuâtcild-1, sh-546
5) Şezerât-üz-zeheb cild-3, sh-127, 128, 150
6) Miftâh-üs-se'âde cild-2, sh-292, 526, 527
7) Mu'cem-ül-müellifîn cild-4, sh-74
8) Keşf-üz-zünûn sh-108, 1032
|