Hadîs ve tefsîr âlimi. Aslen Musullu olup, 266 (m. 879)'da Bağdâd'da doğdu ve
orada yetişti. Künyesi, Ebû Bekr olup, ismi, Muhammed bin Hasen bin Muhammed bin
Zeyd en-Nakkâş'dır. Gençliğinde tavan ve duvarları boyadığı, nakış işlediği için
"Nakkâş" denildi. Ebû Bekr-i Nakkâş ismi ile tanındı. 351 (m. 952) yılında
vefât etti. İlim öğrenmek için doğuda ve batıda birçok yeri dolaştı. Mısır'dan,
Maveraünnehr'e kadar olan yerlerdeki ilim merkezlerine; Kûfe, Basra, Mekke-i
mükerreme, Mısır, Şam, Cezîre, Mûsul, Cibâl ve Horasan'a gitti.
Buralarda meşhûr âlimlerin derslerinde ve sohbetlerinde bulundu. Muhammed bin
Ali Saig, İshâk bin Süneyn Huttulî, Ebû Muslim Keccî, İbrâhîm bin Zâhir Havânî,
Muhammed bin Abdullah bin Süleymân Hazermî, Ahmed bin Muhammed bin Reşîd bin
Mısrî, Hasen bin Süfyân ve daha birçok âlimden ilim tahsil edip hadîs-i şerîf
rivâyet etti. Küçük yaşta Kur'ân-ı kerîm kırâatinde ileri bir seviyeye yükselen
Ebû Bekr-i Nakkâş, Hârûn bin Mûsâ Ahfeş, İbn-i Ebî Mihrân ve daha başka
âlimlerden Kur'ân-ı kerîmin kırâatini öğrendi. Zamanında kırâat ve tefsîr
ilminde Irak'ın en büyük âlimi oldu. Yüzbin hadîs-i şerîfi râvileriyle birlikte
ezberleyerek hadîs ilminde hâfız oldu. Günahlardan çok sakınır, harâma düşmek
korkusundan şüpheli olan şeyleri terk ettiği gibi, mübahların da birçoğunu terk
ederdi. Sözü doğru, anlayışı çok, ilmi bol, ma'rifeti geniş bir zâttı. Çok kitap
yazdı. Kitaplarla dolu bir evi vardı.
Kendisinden, birçok âlim ilim öğrenip hadîs-i şerîf rivâyet etti. Ebû Bekr bin
Mücâhid, Ca'fer bin Muhammed Huldî, Dare Kutnî, İbn-i Şahin, Ebû Ahmed Ferâdî,
Ebû Ali bin Sazan ve daha pekçok âlim bunlar arasındaydı. Kırâat ilminde Ebû
Bekr Ahmed bin Hüseyn bin Mihrân ve Ebû Hüseyn Hammanî'yi yetiştirdi. Değişik
kırâat usûllerini onlara öğretti. Bit hassa hocası Ahfeş'ten öğrendiği İbn-i
Âmir'in kırâatini ta'lîm ettirdi. Talebeleri de Allahü teâlânın rızâsını
kazanmak için, hocalarından aldıkları ilimleri insanlara öğretmeye gayret
ettiler.
Ebül-Hasen İbn-i Fadl-ı Kattân anlatır: "Ebû
Bekr-i Nakkâş, ölüm döşeğinde iken yanında idim. Vefât etmeden önce üç defa
yüksek sesle, Saffât sûresi altmışbirinci âyet-i kerîmesi olan, "Amel
edenler, böyle
ni'mete kavuşmak için amel etsinler"
diyerek, rûhunu teslim etti."
Ebû Bekr-i Nakkâş'ın bu hadîs-i şerîf
şöyledir: Abdullah bin Abbâs (r.a.) şöyle anlattı: "Ben Resûlullah efendimizin
huzurunda bulunuyordum. Resûlullahın mübârek kucağının sol tarafında Mısırlı
mübârek zevcesi Mâriye'den olan oğlu İbrâhîm, sağ tarafında ise, torunu Hz.
Hüseyn var idi. Bir kere birini, bir kere diğerini seviyordu. Bu sırada Cebrâil
(a.s.) teşrîf edip, vahiy getirdi. Sonra oradan ayrıldı. Bunun üzerine
Resûlullah efendimiz: "Bana Cebrâil
(a.s.) geldi. "Yâ Muhammed! Rabbin sana selâm ediyor. Senin için oğlun İbrâhîm
ile, torunun Hüseyn cem
(ikisi beraber) olmıyacak,
ikisinden birini, diğerine karşılık fedâ et
(ikisinden birisini tercih et)
diye buyuruyor" dedi. Sonra Resûlullah (s.a.v.) oğlu İbrâhîm'e bakıp
ağladılar. Hz. Hüseyn'e bakıp, yine ağladılar. Sonra: "İbrâhim
olduğu zaman ona benden başka üzülen olmaz. Hüseynin annesi Fâtıma, babası
amcamın oğlu Ali'dir. O ölürse, kızım Fâtıma ve amcamın oğlu üzülecekler. Onlar
üzüleceğine ben üzülürüm. Ey Cebrâil! İbrâhim'in ruhunu al! Onun için İbrâhimi
fedâ ettim"
buyurdu. Üç gün sonra Resûlullahın (s.a.v.) oğlu
İbrâhîm'in ruhu alındı. Resûlullah efendimiz, Hz. Hüseyn'i, kendisine doğru
gelirken görünce, onu öptü, bağrına bastı.
Pek çok kıymetli kitap yazan Ebû Bekr-i Nakkâş'ın eserlerinden ba'zıları
şunlardır: Tefsîr ilminde "Şifâ-üs-sudûr", Kur'ân-ı kerîm ve ma'nalarına dair
"el-Muvaddah" ve "el-İşâret", ayrıca, Sıdk-ul-akl, el-Menâsik, Ahbâr-ul-kısas,
Zemm-ül-hased, Delâil-ün-Nübüvve ve Kur'ân-ı kerîm âlimleri hakkında üç değişik
tabakattan meydana gelen "el-Mu'cem-ül-kebîr" adlı eserler de, ona aittir.
KAYNAKLAR
1)
Vefeyât-ül-a'yân
cild-4, sh-298
2)
Târîh-i Bağdâd cild-2, sh-201
3)
Mu'cem-ül-müellifîn
cild-9, sh-214
4)
Tezkiret-ül-huffâz
cild-3, sh-908
5)
Tabakât-ul-müfessirîn
(Süyûtî) sh-29
6)
Şezerât-üz-zeheb
cild-3, sh-8, 9
7)
Miftâh-üs-se'âde cild-2, sh-81, 82
8)
Tabakât-ül-müfessirîn
(Dâvûdî) cild-2, sh-131
9)
Tabakât-üs-şâfiiyye
cild-3, sh-145
10) Mîzân-ul-i'tidâl cild-3, sh-520!
|