TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

4.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

EBÛ AMR DIMEŞKÎ (Radıyallahü Anh)

Şam evliyâsının büyüklerinden. Ebû Abdullah-ı Celâ ve Zünnûn-i Mısrî'nin talebeleriyle sohbet etti. Şam'da yaşayıp 320 (m. 932) yılında orada vefât etti.

Birçok âlimden ilim tahsil edip, tasavvuf yoluna girdi. Âlimler arasında fetvâları meşhûrdu. Ömrünü ibâdet ve tâatle geçirdi. Din düşmanlarına, bilhassa alemin ölümsüz olduğu iddiasında olan felsefecilere çok güzel cevaplar verdi.

Birçok insan, meclisinde bulunup feyz ve bereketinden istifade ettiler. Mümtaz insanlar gelip, ona talebe olmakla şereflendiler. Ebû Hayr-i Deylemî, Ebû Bekr-i Râzî, Mensûr bin Abdullah, Ebû Abdullah bin Muhammed Şâmî onun talebelerinin meşhûrlarındandır.

Ebû Amr-i Dımeşkî hazretleri buyurdu ki:

"Evliyânın dört hususiyeti vardır. Siyaset, riyâzet, firâset ve riâyet. Siyaset ve riygzet gizli, firâset ve riâyet açıktır. Siyaset; kalb temizliğine, riyâzet ise hakîkate ulaştırır. Siyaset, nefsi tanımaktır. Riyâzet, nefse muhalefet ve düşmanlıktır. Firâset, Allahü teâlânın iyiliklerini yakînen görmek. Riâyet de, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymaktır. Siyâset, kulluğu canlandırır, riyâzet kaza ve kadere râzı olmağı sağlar. Firâset, kötülükten arınmayı ve târif edilemeyecek şeyleri müşâhedeyi sağlar, riâyet ise sevgi ve korku kazandırır. Vefâ, safâ ile berâber olur, rızâ muhabbetle berâberdir. Bunlardan birinin ilmi diğerinden, birinin bilgisizliği de öbürünün cehâletinden kaynaklanır."

"Tasavvuf, Hakîkî müşâhede için, gözünü dünyâdan tamamen çevirmektir."

"Allahü teâIâdan korkan, şeytanın kötülüklerinden daha çok, nefsinin kendisine vereceği zarardan korkar."

"Rızâ, her halinde Yaratanın hükmüne râzı olmaktır."

"İnsanları hoş görmek, muhabbet icabıdır. Diğer insanların yaptıklarım, seçilmişlerden de beklemek akıl işi değildir. Evliyâ, bu fâni dünyâda olup biten şeylerle değerlendirilmeye kalkışılırsa, ortalık fitne ve fesada boğulur."

"Peygamberler, mu'cizelerini insanların imân etmeleri için açıklarlar. Evliyâ da, kerâmetlerini insanlar arasında fitneye yol açmaması için saklar."

"Hatıra gelip geçen şeyler mühim değildir. İş bir makama vâsıl olup, aslî vatanını müşâhede etmektir. Asıl yerini gören, geçici şeylere i'tibâr etmez."

"Kalbin kararmasının alâmeti, kulun kendi tedbirine güvenip, Hak teâlânın muhafaza etmesi için duâ ve istekte bulunmamasıdır. Halbuki Peygamber efendimiz (s.a.v.) "Yâ Rabbi! Beni, daha şimdi doğmuş bir çocuk gibi muhafaza et!" diye duâ buyurdular."

"İnsanların kalbinin nuru, yüzünde görülür."

 

KAYNAKLAR

1) Risdle-i Kuşeyrî sh-308, 426

2) Tabakât-us-sûfiyye sh-177, 277

3) Tabakât-ül-kübrâ cild-1, sh-10l

4) Hilyet-ül-evliyâ cild-10, sh-346

5) Şezerât-üz-zeheb cild-2, sh-287

6) Tezkiret-ul-evliyâ cild-2, sh-53

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider