Tebe-i tâbiînden büyük bir hadîs âlimi.
Künyesi, Ebû Bekir'dir. Doğum târihi bilinmemektedir. 219 (m. 834) târihinde
Mekke'de vefât etti. Mekke-i mükerremenin hadîs ve fıkıh âlimi idi. İbn-i Uyeyne,
İbrâ-hîm bin Sa'd, Muhammed bin İdrîs eş-Şâfiî, Velîd bin Müslim, Yeki' bin
Cerrâh, Mervân bin Muâviye ve daha başka büyük âlimlerden (r.aleyhim) ilim alıp,
hadîs-i şerîf rivâyet etti. Ondan da, Buhârî, Ebû Zür'a, Ebû Hatim, Bişr bin
Mûsâ Nesâî ve daha bir çok âlim (r.aleyhim) ilim alıp hadîs-i şerîf rivâyet
etmişlerdir. İmâm-ı Şafiî hazretlerinden ilim öğrendi, Onunla beraber Mısır'a
gitti. Vefâtına kadar İmâm-ı Şâfiî hazretlerinin yanından ayrılmadı. Sonra
Mekke-i mükermeye döndü orada fetvalar verdi. İmâm-ı Buhârî hazretlerinin
hocasıdır. Buhârî (r.a.), Humeydî'den yetmişbeş hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.
Bu durunu İmâm-ı Müslim kitabının mukaddimesinde açıklamıştır.
Âlimlerin hakkında söyledikleri: Ahmed bin Hanbel, "Humeydî bizim yanımızda
büyük bir imamdır."
İshâk bin Râhaveyh: "İmâm-ı Şâfiî, Humeydî ve Ebû Ubeyd (r.aleyhim) zamanımızın
büyük âlimle-rindendi."
Hâkim Ebû Ubeyde: "Humeydî (r.a.) Mekkelilerin müftîsi ve hadîs âlimidir. Ahmed
bin Hanbel, Iraklılar sünnet-i seniyyeyi iyi bilmekte nasıl ise, Humeydî de
Hicazlılar için sünnet-i seniyye hususunda aynısıdır." buyurdular.
Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden ba'zıları:
Ebû Şureyh Ka'bî (r.a.) rivâyet etti.
Resûlullah efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki: "Allahü
teâlâya ve âhıret gününe îmân eden, komşusuna ikrâm etsin. Allahü teâlâya ve
âhıret gününe îmân eden misafirine ikrâm etsin."
Ömer bin Ebî Seleme rivâyet etti. Ben Resûlullahın (s.a.v.) himayesinde yetim
bir çocuk olarak bulunuyordum. Elimi, yemek yerken çanağın çeşitli yerlerine
doğru hareket ettiriyordum. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz (s.a.v.) "Ey küçük!
Yemek yiyeceğin zaman, Besmele söyle
(Bismillahirrahmanirrahîm de),
sağ elin ile
ye ve önünden ye"
buyurdu. Ondan sonra, Resûlullahın (s.a.v.) buyurduğu gibi yedim.
Hâlid bin Velîd (r.a.) rivâyet etti.
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: "/ruorUh kıyâmet
günü azâbı en şiddetli olanı, dünyâda iken insanlara en çok eza ve cefâ vermiş
olan kimsedir."
Ebû Katâde el Ensârî rivâyet etti.
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Sizden birisi mescide girdiği
zaman, oturmadan önce iki rek'at namaz kılsın."
Ebüd-derdâ rivâyet etti. Resûlullah
(s.a.v.) buyurdu ki: "(Kıyâmet günü) terazide en ağır
gelecek şey, güzel ahlâktır."
"Yumuşaklıktan nasîbi olan kimsenin, hayırdan da
nasîbi vardır."
Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.) rivâyet etti:
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki; "Kim Ramazân-ı
şerîf orucunu tutar, ondan sonra Şevval ayından da altı gün tutarsa, bütün ohısu
boyunca oruç tutmuş gibi olur."
Muâz bin Cebel (r.a.) rivâyet etti.
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Kim, kalbinden ihlâsla
ve yakın ile "la ilâhe illallah" derse, Cennete girer ve ona Cehennem ateşi
dokunmaz."
Ümmü Seleme (r.anha) bildirdi. Resûlullah
(s.a.v.) sabah namazından sonra "Allahım!
Senden faideli ilim, temiz rızk, kabul edilen amel isterim"
buyurdu.
Abdullah bin Mes'ûd bildirdi. Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Üçüncüyü
yalnız bırakıp iki kişi aralarında gizli konuşmasınlar. Çünkü böyle yapmak,
yalnız bırakılan o üçüncü şahsı üzer."
"Pişmanlık tövbedir."
Humeydî'nin eserlerinden, "Müsned"i vardır.
Basılmıştır.
KAYNAKLAR
1)
El-A'lâm cild-4, sh-87
2)
Tehzîb-üt-tehzîb
cild-5, sh-215
3)
Tabakât-üş-9âfiîyye
cild-2, sh-140
4)
Tezkiret-ül-huffâz
cild-2, sh-1
5)
Şezerât-üz-zeheb
cild-2, sh-45
|