TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

3.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

SÜLEYMÂN BİN YESÂR (Radıyallahü Anh)

Tâbiînin büyüklerinden. Medîne-i münevveredeki fukaha-i seb'adan (yedi büyük fıkıh âlimi) biridir. Künyesi Ebû Eyyûb'dür. Hz. Osman'ın halifeliği sırasında doğdu. 104 (m. 722) senesinde 73 yaşında iken vefât etti. Ümmül-mü'minîn Hz. Meymûne'nin azatlısı idi. Fıkıh ve hadîs ilminde meşhûr âlimdir. Hz. Meymûne'den, Hz. Âişe'den, Hz. Ümmü Seleme'den, Ebû Hüreyre'den, İbn-i Abbâs'dan, Zeyd bin Sâbit, Mikdad bin Esved ve diğer pek ço zâttan hadîs-i şerîf işitip, rivâyet etmiştir. Amr bin Dinar, Abdullah bin Dinar, Abdullah bin Fadl el-Hâşimî, Ebu'z-Zinâd, Bükeyr bin Eşeç, Yahyâ bin Sa'îd el-Ensârî ve diğerleri Süleymân bin Yesâr'dan hadîs-i şerîf işitip rivâyet etmişlerdir. Kütüb-i sitte râvilerindendir. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler Sahîh-i Buhârî'de, Sahîh-i Müslim'de, Sünen-i İbn-i Mâce'de, Sünen-i Tirmizî'de yer almıştır. Sika, (güvenilir, sağlam) bir râvi olup, çok hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.

Fıkıh ilminde zamanının yedi büyük âliminden biridir. O asrın meşhûr âlimlerinden olan Sa'îd bin Müseyyib, kendisine fetva sormaya gelenleri, Süleymân bin Yesâr'a gönderirdi ve "Bu gün o en iyi bilen âlimdir" derdi.

Hubeyb bin Yesâr Külâbî, Ebû Hazım'dan şöyle nakletmiştir: "Süleymân bin Yesâr, bir defasında bir arkadaşı ile Medine'den Ebva'ya gitmişti. Bir ara arkadaşı onu çadırda bırakıp, bir iş için yanından ayrılmıştı. Yakınlarındaki çadırdan bir kadın onu görmüş, güzel suretine hayran kalıp, çadıra gelmişti. Bir şeyler istiyor zannederek yiyecek öteberi vermek üzere iken, kadın kötü düşüncesini söyledi. Süleymân bin Yesâr, kadına seni şeytan saptırmış deyip, başını ellerinin arasına alıp, ağlamaya başladı. Kadın onun ağlamaya başladığını görerek şaşırdı. Oraya geldiğine pişman olup, hemen çadırına döndü. Arkadaşı gelip, onun ağladığını görünce hayrola çocuklarını mı hatırladın, dedi. Durumu öğrenince o da ağlamaya başladı. Bunun üzerine Süleymân bin Yesâr, peki sen niçin ağlıyorsun, dedi. Arkadaşı sen böyle bir tehlikeden kurtuldun. Acaba ben böyle birşeyde tehlikeden kurtulabilir miydim diye ağlıyorum, dedi. Bundan sonra Kâ'be-yi ziyâret için Mekke'ye gittiler. Mekke'ye varıp, Kâ'be-yi tavaf ettiler. Süleymân bin Yesâr, tavaftan sonra bir köşeye çekilip biraz uyudu. Rü'yâsında Yûsuf aleyhisselâmı gördü. Hz. Yûsuf onun Ebva'daki kadından sakıncasından dolayı onu methetti ve o hâlini çok beğendiğini söyledi."

Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden ba'zıları:

Ebû Hüreyre'den rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte Resûlullah efendimiz buyuruyor ki: "Allahü teâlâya fıkıhtan daha üstün bir şeyle ibâdet edilmedi. Muhakkak ki, bir tek fakîh, şeytân üzerine bin âbidden daha şiddetlidir. Her şeyin bir direği vardır. Bu dînin direği de fıkıhtır."

"Kıyâmet gününde, insanların üzerinde ilk hüküm verilecek şu üç kişidir. Birincisi, şehîd edilen bir adamdır. Bu adam Allahü teâlânın huzuruna getirilecek, Allahü teâlâ ni'metlerini ona tarif edecek, o da onları tanıyacaktır. Allahü teâlâ bunun üzerine adama "Bu ni'metler hakkında ne yaptın?" diye soracak. Şehîd "Senin uğrunda çarpıştım. Nihayet şehîd edildim!" diyecektir. Hak teâlâ "Yalan söyledin. Ancak sen cesur denilmek için çarpıştın. Gerçekten senin için cesur denildi de!" buyuracak. Sonra onun hakkında emir verecek ve yüzü üstü sürüklenecek, nihayet Cehenneme atılacaktır.

İkincisi, ilim öğrenip öğreten ve Kur'ân-ı kerîm okuyan bir adamdır. Bu da getirilerek kendisine ni'metlerini tarif edecek, o da onları tanıyacaktır. Allahü teâlâ "Bunlar hakkında ne, yaptın?" diye soracak o da "İlim öğrendim ve öğrettim. Senin rızân için Kur'ân-ı kerîm okudum!" diyecek. Allahü teâlâ da "Yalan söyledin! Ancak sen ilmi, âlim denilsin diye öğrendin, Kur'ân-ı kerîmi de o kâridir, (Kur'ân-ı kerîmi ezbere bilen) denilsin diye okudun, gerçekten sana denildi de!" buyuracak. Sonra onun hakkında emir verecek ve yüzü üstü sürüklenecek, nihayet Cehenneme atılacaktır.

Üçüncüsü, Allahü teâlânın kendisine zenginlik ve malın her çeşidinden verdiği adamdır. Bu da getirilerek ona ni'metlerini tarif edecek, o da onları tanıyacaktır. Allahü teâlâ "Bunlar hakkında ne yaptın" diye soracaktır. O adam "Uğrunda mal sarf edilmesini dilediğin hiçbir yol bırakmadım. Mutlaka senin için sarf ettim!" diyecek Allahü teâlâ da "Yalan söyledin! Ancak sen, o cömerttir, desinler diye yaptın. Gerçekten denildi de" buyuracak. Sonra onun hakkında emir verecek ve yüzü üstü sürüklenecek. Sonra Cehenneme atılacaktır."

 

KAYNAKLAR

1) Tehzîb-üt-tehzîb cild-4, sh-228

2) Tezkiret-ül-huffâz cild-L sh-91

3) Miftâh-üs-se'âde cild-2, sh-16

4) Tehzîb-ül-esmâ vel-luga cild-1, sh-234

5) El-A'lâm cild-3, sh-138

6) Hilyet-ül-evliyâ cild-2, sh-190

7) Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye sh-998

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider