TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

2.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

NAFÎ' MEVLÂ İBN-İ ÖMER (Radıyallahü Anh)

Medine-i münevverede Tâbiîn devrinin meşhûr âlimlerinden. Künyesi, Ebû Abdullah'dır. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. 117 (m. 735) senesinde vefât etti. Aslen Deylem'lidir. Abdullah İbn-i Ömer'in (r.a.) âzâdlısıdır. Otuz yıl ona hizmet etmiştir. İbn-i Ömer onu, katıldığı muharebelerden birisinde esir etmiştir. Medîne-i münevverede yetişip, büyümüştür. Fıkıh ve hadîs ilimlerinde söz sahibi idi. Çok hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Hadîs ilminde sika (güvenilir) bir âlimdir. Kendisi, Abdullah bin Ömer'in oğlu Sâlim bin Abdullah hayatta iken fetva vermezdi. Abdullah İbni Ömer, Ebû Hüreyre, Ebû Lübâbe bin Abdülmünzir, Ebû Sâîd el-Hudrî, Hz. Âişe, Ümmü Seleme, İbn-i Ömer'in çocukları ve daha bir çoklarından (r.anhüm) rivâyette bulunmuştur. Kendisinden de, oğulları Ebû Ömer, Ömer ve Abdullah, Abdullah bin Dinar, Sâlih bin Keysân, İbn-i Şihâb ez-Zührî gibi âlimler rivâyette bulunmuşlardır. Rivâyet ettiğ, ihadîs-i şerîfler meşhûr altı hadîs-i şerîf kitabında mevcuttur. Nâfi' hazretleri, Mısırlılara, Sünnet-i seniyyeyi öğretmesi için, Ömer bin Abdülazîz (r.a.) tarafından gönderilmiştir.

Âlimlerin hakkında buyurdukları: İmâm-ı Mâlik (r.a.): "Nâfi'nin Abdullah İbn-i Ömer'den rivâyeti bana kâfi gelirdi. Ayrıca onu başkasından da işitmek ihtiyâcını hissetmezdim. Ben küçük iken yanımda bir çocukla beraber, Nâfi'e giderdim. O, bana hadîs-i şerîf söylerdi. Kendisi, sabah namazından sonra mescidde kalır, güneş doğunca kalkıp giderdi."

Ahmed bin Sâlih el-Mısrî: "Nâfi', tanınmış, büyük bir hadîs-i şerîf hâfızı idi. Medîne-i münevvereliler O'nu İkrime'den daha önce kabul ederlerdi."

El-Halîlî: "Nâfi'nin rivâyeti sahih ve hatasızdır. O, herkesin kabul ettiği bir kimsedir." Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden ba'zıları:

"Her kim Allaha ve âhıret gününe îmân ederse, komşusuna iyilik etsin! Her kim Allaha ve âhıret gününe îmân ederse, misafirine ikrâmda bulunsun! Her kim Allaha ve âhıret gününe îmân ederse, ya hayır söylesin veya sussun."

"Kimin canı bir şey arzu eder ve kendi arzusuna aldırış etmeyerek başkasını kendi üzerine tercih ederse, Allahü teâlâ O'nu mağfiret eder (affeder)."

 

KAYNAKLAR

1) El-A'lâm cild-8, sh-5

2) Tehzîb-üt-tehzîb cild-10, sh-412

3) Vefeyât-ül-a'yân cild-5, sh-367

4) Şezerât-üz zeheb cild-1, sh-145

5) Tezkiret-ül-huffâz cild-1, sh-99

6) Tehzîb-ül-esmâ ve'l-luga cild-2, sh-123

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider