TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

2.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

EBÜ'L-BEHTERİ VEHB BİN VEHB (Radıyallahü Anh)

Tebe-i tâbiînden meşhûr fıkıh ve hadîs âlimi. Arab ailelerinin şeceresini çıkarmada ve onların ö-nemli târihî günleri hakkında derin bilgi sahibi idi. Arab edebiyatı ve dili ile uğraştı. Şiirler yazdı. Asıl ismi, Vehb bin Vehb bin Kesîr bin Abdullah bin Zem'a olup, künyesi Ebül-Behterî'dir. El-Kureyşî, el-Medenî nisbetleri verilen Ebül-Behteri, el-Kadî lakabı ile meşhûr oldu.

Babası Vehb, Kureyş kabilesinden Fihiroğullarındandır. Annesi ise, Hz. Ali'nin kardeşi Akîl'in kızının kızı Abdete binti Ali bin Yezîd'dir. Ebü'l-Behterî, Medenî'de doğdu. Orada ilim tahsil etti. Annesi dul kalınca, İmâm-ı Ca'fer-i Sâdık'la (r.a.) evlendi. Bu vesîleyle, ondan daha çok istifâde etmek imkânı buldu. Daha sonra Şam'a gitti. Halife Hârûn Reşîd'in hilâfeti esnasında Bağdâd'a gitti. Halife, onu mükâfatlandırıp, Bağdâd'ın batısındaki Asker-il-Mehdî bölgesine kadı ta'yin etti. Bir müddet sonra Bekâr bin Abdullah'ın yerine Medîne-i münevvere kadısı ve muhâfızı olarak gönderildi. Daha sonra Medine'den (Bağdâd'a) alındı. Vefâtına kadar orada kaldı. Kâd-ıl-kudât (kadılar kadısı) İmâm-ı Ebû Yûsuf hazretlerinin 182 (m. 798) yılında vefâtından sonra yerine Kâd-ıl-kudât ta'yin edildi. 200 (m. 815) senesinde Bağdâd'ta vefât etti.

Ca'fer-i Sâdık hazretleri ve Hişâm bin Urve gibi Tâbiînin büyük ve meşhûrlarından ilim tahsil etti. Onlardan hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden de Saîd bin Müseyyeb ve Reca' bin Sehl gibi âlimler hadîs-i şerîf rivâyet ettiler.

Bir şâirin "Fâhiroğullarının bize bıraktığı miras" diye tavsif ettiği Ebü'l Behterî, çok cömertti. İhtiyâcı olanın hacetini geri çevirdiği hiç görülmemişti. "Birisi benden birşey istese de onun hacetini (ihtiyâcını) yerine getirip sevab kazanayım" derdi. Kendisine hacet gelmediği zaman rahatsız olurdu. Dedelerine şiirler yazıldığı gibi ona da yazılmış, şâirleri fazlasıyla memnun etmişti. İstediği gibi çok veremediği zaman şiir sahibinden özür dilerdi. Kendisine ihsanda bulunulduğunda, özür dileyerek hemen sahibine geri gönderirdi. Çünkü o, ihtiyâcının karşılanmasını yalnız Allahü teâlâ'dan beklerdi.

Kendisi hakkında Ebû Saîd el-Ukaylî, "Ebü'l-Behterî, insanların en zariflerinden ve şairlerindendir" demektedir. Ebü'l Behterî'nin ilme düşkünlüğü hakkında şu sözü nakledilir.

"Her zaman benden daha bilgili olan kişilerin bulunduğu bir topluluk içinde olmayı, böyle olmayan bir toplulukta olmamaya tercih ederim. Çünkü ilmi az olanlar benden istifâde etse de, ben onlardan istifâde edemem."

Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden ikisi aşağıdadır.

İmâm-ı Ca'fer-i Sâdık'dan (r.a.) işittim. O da babalarından rivâyet etti. Resûlullah (s.a.v.), "Üç şey göze kuvvet verir, yeşilliğe, akarsuya ve güzel yüze bakmak" buyurdu.

Rivâyet ettiği diğer bir hadîs-i şerîf de şudur: "Kim amel etmek üzere kırk hadîs-i şerîf ezberlerse, Allahü teâlâ o kimseyi âlim ve fakîhlerden kılar."

Ebü'l-Behterî'nin kaleme aldığı çok değerli eserleri vardır. Kaynaklarda isimleri zikredilen eserleri şunlardır:

1. Kitâb-ı sıfat-ün-Nebî (s.a.v.)

2. Fedâil-il-Ensâr.

3. Fedâil-il-Kebîr, fazîletlere ait bütün rivâyetleri toplayan bir kitapdır.

4. Tasmîm ve cedîsin,

5. Nesebi veled-i İsmâil,

6. Kitâb-ı el-Rivâyet

 

KAYNAKLAR

1) Mir'ât-ül-cinân, cild-1, sh-463

2) Şezerât-üz-zeheb, cild-1, sh-360

3) Mîzân-ul-i'tidâl cild-4, sh-353

4) El-A'lâm, cild-1, sh-126

5) Tabakât-ı İbn-i Sa'd, cild-7, sh-332

6) Vefeyât-ül-a'yân cild-6, sh-37

7) Esmâ-ul-müellifîn cild-2, sh-501

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider