Tebe-i
tâbiînden meşhûr fıkıh ve hadîs âlimi. Arab ailelerinin şeceresini çıkarmada ve
onların ö-nemli târihî günleri hakkında derin bilgi sahibi idi. Arab edebiyatı
ve dili ile uğraştı. Şiirler yazdı. Asıl ismi, Vehb bin Vehb bin Kesîr bin
Abdullah bin Zem'a olup, künyesi Ebül-Behterî'dir. El-Kureyşî, el-Medenî
nisbetleri verilen Ebül-Behteri, el-Kadî lakabı ile meşhûr oldu.
Babası Vehb,
Kureyş kabilesinden Fihiroğullarındandır. Annesi ise, Hz. Ali'nin kardeşi
Akîl'in kızının kızı Abdete binti Ali bin Yezîd'dir. Ebü'l-Behterî, Medenî'de
doğdu. Orada ilim tahsil etti. Annesi dul kalınca, İmâm-ı Ca'fer-i Sâdık'la
(r.a.) evlendi. Bu vesîleyle, ondan daha çok istifâde etmek imkânı buldu. Daha
sonra Şam'a gitti. Halife Hârûn Reşîd'in hilâfeti esnasında Bağdâd'a gitti.
Halife, onu mükâfatlandırıp, Bağdâd'ın batısındaki Asker-il-Mehdî bölgesine kadı
ta'yin etti. Bir müddet sonra Bekâr bin Abdullah'ın yerine Medîne-i münevvere
kadısı ve muhâfızı olarak gönderildi. Daha sonra Medine'den (Bağdâd'a) alındı.
Vefâtına kadar orada kaldı. Kâd-ıl-kudât (kadılar kadısı) İmâm-ı Ebû Yûsuf
hazretlerinin 182 (m. 798) yılında vefâtından sonra yerine Kâd-ıl-kudât ta'yin
edildi. 200 (m. 815) senesinde Bağdâd'ta vefât etti.
Ca'fer-i Sâdık
hazretleri ve Hişâm bin Urve gibi Tâbiînin büyük ve meşhûrlarından ilim tahsil
etti. Onlardan hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden de Saîd bin Müseyyeb ve
Reca' bin Sehl gibi âlimler hadîs-i şerîf rivâyet ettiler.
Bir şâirin
"Fâhiroğullarının bize bıraktığı miras" diye tavsif ettiği Ebü'l Behterî, çok
cömertti. İhtiyâcı olanın hacetini geri çevirdiği hiç görülmemişti. "Birisi
benden birşey istese de onun hacetini (ihtiyâcını) yerine getirip sevab
kazanayım" derdi. Kendisine hacet gelmediği zaman rahatsız olurdu. Dedelerine
şiirler yazıldığı gibi ona da yazılmış, şâirleri fazlasıyla memnun etmişti.
İstediği gibi çok veremediği zaman şiir sahibinden özür dilerdi. Kendisine
ihsanda bulunulduğunda, özür dileyerek hemen sahibine geri gönderirdi. Çünkü o,
ihtiyâcının karşılanmasını yalnız Allahü teâlâ'dan beklerdi.
Kendisi
hakkında Ebû Saîd el-Ukaylî, "Ebü'l-Behterî, insanların en zariflerinden ve
şairlerindendir" demektedir. Ebü'l Behterî'nin ilme düşkünlüğü hakkında şu sözü
nakledilir.
"Her zaman
benden daha bilgili olan kişilerin bulunduğu bir topluluk içinde olmayı, böyle
olmayan bir toplulukta olmamaya tercih ederim. Çünkü ilmi az olanlar benden
istifâde etse de, ben onlardan istifâde edemem."
Rivâyet ettiği
hadîs-i şerîflerden ikisi aşağıdadır.
İmâm-ı
Ca'fer-i Sâdık'dan (r.a.) işittim. O da babalarından rivâyet etti. Resûlullah
(s.a.v.), "Üç
şey göze kuvvet verir, yeşilliğe, akarsuya ve güzel yüze bakmak"
buyurdu.
Rivâyet ettiği
diğer bir hadîs-i şerîf de şudur: "Kim amel etmek
üzere kırk
hadîs-i şerîf ezberlerse, Allahü teâlâ o kimseyi âlim ve fakîhlerden kılar."
Ebü'l-Behterî'nin kaleme aldığı çok değerli eserleri vardır. Kaynaklarda
isimleri zikredilen eserleri şunlardır:
1.
Kitâb-ı
sıfat-ün-Nebî (s.a.v.)
2.
Fedâil-il-Ensâr.
3.
Fedâil-il-Kebîr, fazîletlere ait bütün rivâyetleri toplayan bir kitapdır.
4.
Tasmîm
ve cedîsin,
5.
Nesebi
veled-i İsmâil,
6.
Kitâb-ı
el-Rivâyet
KAYNAKLAR
1)
Mir'ât-ül-cinân, cild-1, sh-463
2)
Şezerât-üz-zeheb, cild-1, sh-360
3)
Mîzân-ul-i'tidâl cild-4, sh-353
4)
El-A'lâm, cild-1, sh-126
5)
Tabakât-ı İbn-i Sa'd, cild-7, sh-332
6)
Vefeyât-ül-a'yân cild-6, sh-37
7)
Esmâ-ul-müellifîn cild-2, sh-501
|