Meşhûr hadîs âlimlerinden. İsmi, Abbâd bin Abbâd bin Habîb bin Mühelleb bin Ebî
Sufre'dir. Künyesi "Ebû Muâviye"dir. Atakî, Ezdî, Mühellebî ve Basrî nisbetleri
ile de tanınmaktadır. Doğum târihi kesin olarak bilinememektedir. Hicrî 181 (m.
797) târihinde Recep ayının 18'inde Bağdâd'da vefât etmiştir.
Abbâd bin Abbâd, hadîs hâfızlarından olup, Basra'da yetişen meşhûr
âlimlerdendir. Yüzbin hadîs-i şerîfi senetleri ile birlikte ezberlemiştir.
Zamanının âlimleri arasında şerefli, üstün bir yeri vardı. Fazîlet sahibi,
hadîs-i şerîf rivâyetinde sika, yani güvenilir bir kimseydi. Çok sayıda âlim,
onu hadîste senet kabul etmişlerdir.
Ebû Cemre-i Dabi'î, Yunus bin Habbâb, Muhammed bin Amr, Avf el-A'rabî, Ebû
Uyeyne'nin kölesi Vâsıl, Hişâm bin Urve, Âsım el-Ahvâl gibi birçok kimselerden
ilim alıp, hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Yahyâ bin Muîn, onun hakkında dedi
ki: "O, hadîs rivâyetiyle meşhûr olan Hammâd bin Avvâm'dan daha güvenilir ve
ondan daha çok hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir." Ahmed bin Hanbel, Küteybe,
Müsedded, Yahyâ bin Muin, Ahmed bin Meni', Hasen bin Arefe ve başkaları Ondan
hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.
Hz. Âişe'den rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîf şöyledir: Hz. Âişe buyurdu ki:
"Yanıma Ensârdan bir kadın girdi. Resûlullah'ın (s.a.v.) yatağını dürülmüş
olarak gördü, sonra gitti ve bana içi yün olan bir yatak gönderdi. O sırada
Resûl-i Ekrem yanıma geldi ve "Bu nedir?" buyurdu. Ben de durumu olduğu
gibi anlattım. Bana "Onu geri ver!" buyurdu. Ben onu iade etmedim. Fakat
Resûl-i Ekrem efendimizin evde üç defa "Geri ver!" buyurmasından çok
hayrete düştüm. Tekrar, "Onu iade et! Ey Âişe, Allahü teâlâ'ya yemin ederim
ki, eğer isteseydim Allahü teâlâ benim yanımda altından ve gümüşten dağlar
bulundururdu." Ebû Cemre’den, O da İbn-i Abbâs'tan naklen haber verdi. İbn-i
Abbâs şöyle buyurdu: "Abdülkays heyeti Resûlullah efendimizin huzuruna gelerek,
"Yâ Resûlallah! Şu mahalle sakinleri bizler Râbia'nın bir koluyuz. Seninle
aramıza Mudar kâfirleri girmiştir. Bu yüzden sana ancak harâm aylarda
gelebiliyoruz. Bize öyle bir şey emret ki, onunla hem kendimiz amel edelim hem
de bizden sonrakileri ona davet eyleyelim", dediler. Resûlullah efendimiz şöyle
buyurdular. "Size dört şey emrediyorum. 1- Allahü teâlâya imânı, (sonra
bunu kendileri tefsîr ederek) Al-lah'dan başka ilah olmadığına ve Muhammed
aleyhisselâm'ın O'nun Resûlü olduğuna şehâdet etmenizi 2-Namaz kılmayı, 3- Zekât
vermeyi, 4-Bir de aldığınız ganimetlerin beşte birini vermenizi emrediyorum..."
Rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
"İslâmiyyet garib, kimsesiz olarak başladı. Son zamanlarda, başladığı gibi,
garib olarak geri döner. Garib olan müslümanlara müjdeler olsun."
KAYNAKLAR
1) el-A'lâm cild-3, sh-257
2) Tehzîb-üt-tehzîb cild-5,
sh-95
3) Şezerât-üz-zeheb cild-1,
sh-296
4) Mîzân-ül-i'tidâl cild-2,
sh-367
5) Vefeyât-ül-A'yân cild-6,
sh-308
6) el-Menhel-ül-azb-ül-mevrûd
cild-3, sh-09
7) Tezkiret-ül-huffâz cild-1,
sh-260, 261
|