UŞAK

Yüzölçümü  : 5341 km2

Nüfûsu      : 290.283

İlçeleri      : Merkez, Banaz, Eşme, Karahallı, Sivaslı, Ulubey.

Ege bölgesinin iç batı Anadolu bölümünde yer alan bir ilimiz. İl toprakları 38° 12’ ve 38° 56’ kuzey enlemleriyle 28° 48’ ve 29° 57’ doğu boylamları arasında kalır. Kuzeyden Kütahya, doğudan Afyonkarahisar, güneyden Denizli, batıdan Manisa illeriyle çevrilidir. Trafik numarası 64’tür. Halısı dünyâca meşhur olup, “Türkiye’nin Halı Tezgahı” olarak tanınır. Halısı yanında derisi, şekeri ve pamuklu dokumalarıyla meşhur, önemli bir sanâyi ve tarım merkezidir. İstiklâl Harbinde önemli bir târihî yeri vardır.

İsminin Menşei

Uşak ismi, “oğul (uşak)”dan gelir. Özbeöz bir Türk şehri olan Uşak’ı Selçuklu Türkleri kurmuştur. Bu şehre nüfus gerekli olduğundan “oğul (uşağı) bol olsun” diye duâ edildi. Diğer bir rivâyetse Uşak’a halıcılık sanatını Oğuz Türkleri getirdi. Halı tezgâhlarının çoğu ise evde ve küçük işyerlerinde kurulurdu. Uşak halkı bu tezgahlarda çalışacak kalabalık âileye önem verirdi. Bunun için eşikte ve beşikte yeni yeni oğul (uşak) isteyenler çoktu. Şehrin kalabalıklaşması ve halı tezgahlarının devamlı vardiye usûlü ev halkınca çalıştırılması için çok oğul (uşak) isteğiyle yapılan duâlar ve doğumlardan sonra yapılan şükürlerle bu şehrin ismi “oğul” mânâsına gelen “Uşak” olarak halk arasında yerleşti ve asırlar boyu bu isimle anıldı.

Târihi

Uşak ve çevresi çok eski çağlarda iskân edilmiştir. M.Ö. 2500’de Hititlerden evvel Luvi istilâsına uğradığı sanılmaktadır. Bu bölge Hititlerin batı komşusu Arzava ve Akiyyava krallıklarının sınırları içinde bulunuyordu.

Anadolu’da ilk siyâsî birliği kuran ve Anadolu’da târih devresini açan Hitit İmparatorluğuna dâhil oldu. Hitit Devleti iktidar kavgaları ve iç savaşlarda yıkılınca bu bölgeye Frikya krallığı hakim oldu. Daha sonra Lidya krallığının bir parçası oldu. Lidyalılar zamânında, Ege’yi Ortadoğu’ya bağlayan dünyânın ana ticâret yollarından “Kral Yolu” bu bölgeden geçti.

M.Ö. 6. asırda Pers İmparatorluğu Lidya Krallığını yenince, Anadolu’nun büyük kısmı ve bu bölge Perslerin istilâsına uğradı. M.Ö. 4. asırda Makedonya Kralı İskender, Pers İmparatorluğunu yenerek İran’ı ve Anadolu’yu Makedonya İmparatorluğuna kattı. İskender’in ölümü üzerine İmparatorluk komutanları arasında paylaşıldı ve bu bölge “Selevkoslar” Agya İmparatorluğunun payına düştü. Daha sonra bu bölgeyi Bergama Krallığı ele geçirdi. M.Ö. 2. asır sonlarında Romaİmparatorluğu bu bölgeyi Bergama Krallığı ile birlikte topraklarına kattı. M.S. 395 senesinde Roma İmparatorluğu ikiye bölününce, bütün Anadolu gibi Uşak çevresi de Doğu Roma (Bizans)nın payına düştü.

Bizans devrinde bu bölge zaman zaman, Sâsânî ve İslâm ordularının akınlarına maruz kaldıysa da Bizanslılar 1071 Malazgirt Zaferine kadar bu bölge üzerinde hâkimiyetlerini devam ettirdiler. 1071 Malazgirt Zaferinden sonra, Selçuklu Hâkanı Alparslan’ın yeğeni Anadolu fâtihi ve Anadolu Selçuklu Türk Devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şahın emrindeki Selçuklu Türk Oğuz orduları Uşak ve çevresini fethederek Türk Devletinin sınırları içine kattı.

Birinci Haçlı Seferi, genç Türk Devletini sarstı ve bu darbeden faydalanan Bizans İmparatorları Komnenoslar sâhil Anadolu gibi Uşak ve çevresini de geri aldılar. On ikinci asırda Türkler bu bölgeye devamlı akınlar yaparak Uşak ve çevresini Bizans’tan geri alarak yeniden fethettiler. Uşak; Bizans sınırı(uç) sayılıyordu. Üçüncü Haçlı Seferinin birinci dalgası, Almanya imparatoru Friedrich Barbarossa emrinde buradan geçerek Akdeniz kıyılarına indi.

Sivas ve Kayseri’de saltanatlarından mahrum edilen Danişmendoğulları, Selçuklu Devleti tarafından bu bölgeye yerleştirildiler. Danişmendoğulları her sene Bizans’a karşı savaş açarak sınırları genişletmek ve Süleyman Şah zamânında olduğu gibi Ege Denizine diğer beylikler de Marmara ve Karadeniz’e yeniden ulaşmak için çalışıyorlardı.

On üçüncü asrın ikinci yarısında Anadolu, Moğolların ve onların yerini alan İranlı Moğolların (İlhanlıların) istilâsına uğradı. On üçüncü asır sonlarında İlhanlılar Türkleştiler ve Müslüman oldular. 1308’deSelçuk Hânedanı sona erince, Anadolu Türk Beylikleri, ilhanlıları “Büyük Hâkan” olarak tanıdılar. İlhanlılar yıkılmadan önce Anadolu Beylikleri bağımsız oldu. Danişmendoğullarının bir kolu olan Karasioğulları Marmara ve Çanakkale Boğazlarına ulaşmak için Gediz Vâdisini terk edince, 13. asır sonlarında Germiyanoğulları bu bölgede uçbeyi oldular. Germiyanoğulları eski büyüklüğünü kaybedince, Anadolu’da Türk Beyliğinin kurulması için Osmanlı Devletine Birinci Sultan Murâd Hüdâvendigâr Han zamânında 1380’de tâbi oldular. 1391’de Yıldırım Sultan Bâyezîd Han, Germiyan Beyliğine son vererek, Uşak çevresi Osmanlı Devletine katıldı.

Tîmûr Han ile yapılan 1402 Ankara Savaşından sonra, beylikler tekrar bağımsız oldular. Germiyan Beyliği de Karamanoğullarına bağlı olarak beyliği devam etti. İkinci Yâkup Beyin vasiyeti üzerine 1429’da Germiyan Beyliği ve Uşak, Osmanlı Devletine katıldı.

Osmanlı Devlet Teşkilâtında Uşak, merkezi Kütahya olan Anadolu beylerbeyliğinin (eyâletinin) 14 sancağından (vilâyetinden) biri olarak merkez sancağının bir kazâsı idi.

Tanzimattan sonra merkezi Bursa olan Hüdâvendigâr Eyâletinin (vilâyetinin) 5 sancağından biri olan Kütahya Sancağının kazâ merkeziydi. Birinci Dünyâ Savaşından sonra Yunan işgâline uğrayan Uşak, Yunanlılar tarafından yakılıp yıkıldı. İstiklâl Harbinin büyük çarpışmaları bu topraklarda yapıldı. 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar Başkumandanlık Meydan Muhârebesinden sonra Yunan ordusu yine bu topraklarda büyük bozguna uğradı. Banaz ilçesi yakınlarıdaki Göyem köyü tepelerine sığınan Yunan orduları başkumandanı General Trikopis ile General Diyenis ve diğer komutanlar Çakmaklı Tepede Türk birliklerine teslim oldular. 1 Eylül 1922’de Uşak düşman işgâlinden kurtuldu.

Uşak, Cumhûriyet devrinde Kütahya’ya daha sonra Manisa’ya bağlı bir kaza merkeziyken, 15 Temmuz 1953’te il olmuştur.

Fizikî Yapı

Uşak il topraklarının % 57’si platolarla, % 37’si dağlarla ve % 6’ya yakın kısmı ovalarla kaplıdır. Dağlar daha çok doğu ve kuzeydoğuda, ovalar ise güneybatıda yer alır.

Dağlar: İlin en yüksek dağı Uşak-Kütahya sınırında bulunan Murad Dağı (2309 m)dır. Diğer önemli dağları Bulkaz Dağı (1990 m), Elmadağ (1805 m), Ahır Dağı (1915 m), Kocatepe (1898 m), Elinoğlu Tepesi (1967 m), Kemer Dağı (1197 m), Elmas Dağı ve Burgaz Dağlarıdır.

Platolar: Yayla ve platolar geniş bir alanı kaplar. En geniş yayla ve platolar, Murad Dağının eteklerinde yer alır. Dağlar arasında kalan düzlüklerde tarım yapılır. Platoların çoğu ise otlak olarak kullanılır.

Ovalar: İlin başlıca ovaları Banaz ve Uşak Ovasıdır. Banaz Ovası: Banaz Çayı Vâdisinin genişleyerek meydana getirdiği bir ovadır. Banaz Çayı Vâdisi, kuzey-güney istikâmetinde uzanır. Çok yerde dar ve dik yamaçlıdır. Genişlediği yerde Banaz Ovası meydana gelir. 6500 hektarlık bu alanda daha çok şekerpancarı yetişir.

Uşak Ovası: Banaz Çayının genişlemesiyle meydana gelir. Uşak şehrinin kenarından başlar ve 5500 hektardır. Bu ovada tahıl, baklagiller ve sanâyi bitkileri yetiştirilir.

Akarsular: Uşak ilinin en önemli iki akarsuyu, Banaz Çayı ile Gediz Irmağıdır. Banaz Çayı: Uzunluğu 165 km’dir. Murad Dağından çıkar ve kuzey-güney istikâmetinde akar. İl topraklarını aşıp, Büyük Menderes Nehrine katılır. Gediz Irmağı: Murad ve Eğrigöz Dağlarından çıkarak ilin kuzeybatısından geçerek, Manisa il topraklarına girer. Ayrıca, Karabol Çayı ve Yaver Deresi gibi küçük akarsular da vardır.

Göller: Uşak ilinde göl yoktur.

İklim ve Bitki Örtüsü

İklim: Uşak ilinin iklimi Ege ve İç Anadolu bölgeleri arasında bir geçiş özelliği gösterir. Daha çok kara iklimi hüküm sürer. Yazları sıcak, kışları uzun ve sert geçer. Senelik yağış miktarı 430 mm ile 700 mm arasındadır. Sıcaklık -24°C ile +39,8°C arasında seyreder. 0°C altında geçen gün sayısı 70’dir. Yağışların çoğu kışın yağar. Yazın yağış oldukça azdır.

Bitki Örtüsü: İl topraklarının % 38’i orman ve fundalıklarla, % 35’i ekili-dikili alanlarla ve % 24’ü çayır ve mer’alarla kaplıdır.

Ekonomi

Uşak ilinin ekonomisi tarıma ve tarıma dayalı sanâyi ile, deri, iplik, battaniye ve seramik îmâlâtına dayanır.

Tarım: Uşak ilinde bitki tarımı yalnız Banaz ve Uşak Ovasında yapılır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, arpa, nohut, fasulye, burçak, fiğ, tütün ve haşhaştır. Tarım alanına göre meyve ve sebze üretimi önemlidir. Üç bin hektarlık alanda sebze ve 5000 hektarlık alanda bağcılık yapılır. Ormanlardaki ahlat ağaçlarının aşılanmasıyla armut, yabâni fıstıkların aşılanmasıyla antepfıstığı elde edilir.

Hayvancılık: Tarımdan sonra en önemli gelir kaynağı hayvancılıktır. İlde mer’a hayvancılığı yapılır. Koyun, sığır ve kıl keçisi beslenir.

Ormancılık: İlin yüzölçümüne göre ormanları zengin sayılır. İl topraklarının % 38’i orman ve fundalıktır. Murad Dağları ormanlarla kaplıdır. Diğer dağlarda da, orman vardır. Ormanlarda meşe, palamut meşesi, karaçam, kızıl çam, dişbudak, karaağaç, ahlat, çınar ve ardıç ağaçları bulunur. Ormanaltı bitki örtüsü; böğürtlen, eğrelti, karaçalı, kekik türü bitkilerdir.

Korularda ise çam türleri, meşe ve kavak ağaçları çoğunluktadır. 27 köy orman içinde ve 103 köy orman kenarındadır. Ormanlardan senede 30.000 m3 sanâyi odunu ile 150.000 ster yakacak odunu ve 100 ton reçine elde edilir.

Mâdenleri: Mâden bakımından fakir sayılır. Başlıca mâdeni linyittir.

Sanâyi: Uşak ilinde sanâyi son senelerde hızla gelişmektedir. Faal nüfûsun % 14’e yakını imâlat sanâyiinde çalışmaktadır. 10 ve daha fazla işçi çalıştıran sanâyi iş yeri sayısı 180, 2 ilâ 9 kişi arasında işçi çalıştıran iş yeri sayısı 1500’e yaklaşmaktadır.

Başlıca fabrikalar: Uşak Şeker Fabrikası (1926), Uşak Yem Fabrikası, Uşak Mermer Sanâyi ve Madencilik A.Ş., Besiciler Gıdâ Sanâyii ve Ticâret A.Ş., Uşak Elektro Porselen A.Ş., Hitit Seramik Fabrikası, Radyatör îmâl eden Nip-El A.Ş., Emâye Gıdâ Tarım Ürünleri A.Ş., Makina Sanâyi Ticâret A.Ş., alüminyum sülfat üreten Kimyâ Sanâyii Ticâret A.Ş., Dülgeroğlu Pelüş Battaniye Fabrikası başta olmak üzere çok sayıda battaniye fabrikası, un fabrikaları, çimento fabrikası ve 5 tuğla ve kiremit fabrikası, Yeni Tabakhâne’de ve Çanlı Tabakhâne sitelerinde birçok deri fabrikaları.

Ulaşım: Karayolu: İzmir-Uşak-Afyon, Ankara E-23 devlet karayolu en önemli karayolu hattıdır. Bu yol Uşak ilini ikiye böler. Ayrıca Kütahya-Uşak-Denizli karayolu da önemli bir yoldur.

Bütün ilçelere asfalt veya stabilize yollar vardır. Köy yolları yeterlidir. İl dâhilinde 172 km devlet yolu ve 230 km il yolları vardır.

Demiryolu: Uşak, İzmir-Afyonkarahisar demiryolu üzerinde yer alır. Eşme-Ulubey-Uşak-Banaz istasyonlarıyla il, Türkiye’nin muhtelif bölgelerine demiryolu ile bağlanır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfus: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 290.283 olup, 146.809’u ilçe merkezinde, 143.474’ü köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 5341 km2 ve nüfus yoğunluğu 54 civârındadır.

Örf ve âdetleri: Târih boyunca çeşitli medeniyetler ve milletler bu bölgeden gelip geçmiştir. 1071’den beri her bakımdan Türk olan bu bölgede Türk-İslâm kültürü örf ve âdetleri tam olarak yerleşmiştir.

Mahallî kıyâfet: Kadınlar altınlarla süslü başlıklar, uzun etekli gömlekler, “girikli” denilen yırtmaçlı entariler, ayaklara yün çorap ve “lâçin” denilen ayakkabı giyerler. Erkeklerin giyimleriyse başlık, desenli poşular, işlemeli mintan, çepken, kara şalvar veya pantolondur. Ayaklara çizgili yün çorap ve kundura giyilir.

Mahallî halk oyunları: Uşak halk oyunları ve halk mûsikisi bakımından çok zengindir. Melodiler hareketlidir. Müzik ve halk oyunları İzmir bölgesine dâhildir. Başlıca oyunları: İslâmoğlu Zeybeği, Sallama Oyunu, Uşak Sürmelisi, Köroğlu, Gediz, Konyalı, Tek Zeybek, Çift Zeybek, Genç Ali Zeybeği ve Soğukkuyu Zeybeğidir.

Mahallî yemekler: Gediz güveci, pelvaze, erkeç, çepleme, çömlek eti, alacatane ve döndürmedir.

El sanatları: Uşak, halı sanâtının Anadolu’da ilk merkezdi. Halıcılık Anadolu’ya Oğuz Türkleri ile Orta Asya’dan gelmiştir. Uşak halısı, dünyâca meşhurdu. Halı “kalı”dan gelir. Gelin çeyizlerinin içinde en kalıcı eşyâ olduğu için bu isim takılmıştır. Her evde halı dokunurdu. Uşak için halıcılık, ocakta bulgur tenceresi ve tandırda yufka ekmeği gibi tabiî bir işti. Halının çözgüsüne, atkısına eli varmayan Uşaklı yok gibiydi. Uşak halılarının ilk örneklerindeki geometrik süsler (Orta Asya modelleri) ile Kızılderililerin dokumalarındaki geometrik süsler aynıdır. Günümüzde halı dokumacılığı eski önemini kaybetmiş olup, makina halıcılığı gelişmektedir.

Eğitim: Okuma çağındaki çocukların % 95’i okula gitmesine rağmen, okur-yazar nispeti % 75 tir. Okulsuz köy yoktur. İl dâhilinde 15 okul öncesi eğitim, 340 ilkokul, 42 ortaokul, 6 meslekî ve teknik ortaokul, 7 lise, 11 meslekî ve teknik lise vardır. İlde ayrıca Ege Üniversitesine bağlı Uşak Meslek Yüksekokulu da öğretim vermektedir.

İlçeleri

Uşak ili merkez (Uşak), Banaz, Eşme, Karahallı, Sivaslı veUlubey ilçelerinden meydana gelmiştir.

Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 145.146 olup, 105.270’i ilçe merkezinde, 39.876’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 59, Güre bucağına bağlı 26 köyü vardır. Yüzölçümü 1333 km2 olup, nüfus yoğunluğu 10’dur.

İlçe toprakları genelde engebeli olup, kuzeybatı kesimi Gediz, güneyi ise Büyük Menderes havzalarına girer. Toprakları yer yer orman ve makilerle kaplı sırtlar ve sırtlar arasında düzlüklerle kaplıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, haşhaş, şekerpancarı, tütün, fasulye ve nohuttur. Bâzı bölgelerinde hayvancılık önemli geçim kaynaklarındandır. İlçenin en önemli sanâyi kuruluşu Uşak Şeker Fabrikasıdır.

İlçe merkezi Ankara-İzmir karayolu üzerindedir. İstiklâl Harbi sırasında Yunan işgal kuvvetleri Uşak’ın dörtte üçünü yakıp yıkmıştır. Cumhûriyetin îlânından sonra yeniden kurularak, günümüzdeki Modern hâline getirildi. İzmir, Afyon demiryolu 1886’da işletmeye açılmıştır. Uşak, 1953’e kadar Kütahya’ya bağlı bir ilçe merkeziyken, bu târihten îtibâren il merkezi oldu. Uşak Belediyesi 1867’de kurulmuştur.

Banaz: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 44.619 olup, 14.287’si ilçe merkezinde, 30.332’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 47 köyü vardır. Yüzölçümü 1063 km2 olup, nüfus yoğunluğu 42’dir.

İlçe toprakları genelde dağlıktır. Bir bölümü ise Banaz Çayının vâdisiyle parçalanmış plato özelliğindedir. İlin en yüksek dağı olan Murad Dağı (2309 m) ilçenin kuzeyinde, Sandıklı Dağları ise güneyinde yer alır. Çam ormanlarıyla kaplı Murad Dağının eteklerinde geniş yaylalar vardır. Murad Dağından doğan Banaz Çayı ilçenin ve Uşak’ın en önemli akarsuyudur. BanazÇayı Vâdisinin genişlediği yerde, çok verimli Banaz Ovası bulunur.

Topraklarının büyük kısmı dağlık olmasına rağmen, ekonomisi tarıma dayalıdır ve ilin tarım üretimi yönünden en zengin ilçesidir. Başlıca tarım ürünleri, buğday, arpa, yulaf baklagiller, şekerpancarı, haşhaş ve elmadır. İlçede hayancılık da gelişmiştir. Sığır ve kıl keçisi beslenir. Kilimcilik ilçenin en önemli el sanatıdır. İlçede mısır unu ve nişastası, glikoz ve yem üreten bir fabrika ile iki adet tuğla ve kiremit fabrikası vardır. Evrendede bölgesinde cıva çıkarılmaktadır. Çıkarılan cıva ihraç edilir. Ovacık köyü çevresinde zengin mermer yatakları vardır.

İlçe merkezi İzmir-Afyon kara ve demiryolu üzerinde kurulmuştur. 1953’te Uşak’ın il yapılması üzerine Banaz ilçe merkezi oldu. Aynı senede belediyesi kuruldu. İl merkezine 32 km mesâfededir.

Eşme: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 39.902 olup, 10.547’si ilçe merkezinde, 29.355’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 61 köyü vardır. Yüzölçümü 1338 km2 olup, nüfus yoğunluğu 29’dur.

İlçe toprakları ortalama yüksekliği 1000-1200 m olan platolardan meydana gelmiştir. İlçenin kuzey kesiminden akan Gediz Nehrinin açtığı vâdi tarıma elverişli topraklarla kaplıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, üzüm, elma, armut, nohut ve susamdır. Hayvancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. En çok sığır ve kıl keçisi beslenir. El tezgahlarında dokunan ve tabiî boyalarla boyanan kilimleri meşhurdur. Kilimcilik eski önemini kaybetmiştir. Fakılı köyünde uranyum yatakları vardır.

İlçe merkezi, Manisa-Uşak demiryolu kıyısında kurulmuştur. Manisa’ya bağlı bir ilçeyken 1953’te il olan Uşak’a bağlandı. İl merkezine 62 km uzaklıktadır.

Karahallı: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 18.609 olup, 5839’u ilçe merkezinde, 12.770’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 15 köyü vardır. Yüzölçümü 323 km2 olup, nüfus yoğunluğu 57’dir.

İlçe toprakları İç Batı Anadolu Eşiği adıyla bilinen plato bölgesinin güneyinde yer alır. Bulkaz Dağının uzantıları ilçe topraklarının doğu sınırlarını çizer. Bu dağın eteklerindeki yaylalar hayvan besiciliği yönünden önem taşır. İlçenin en önemli akarsuyu Banaz Çayıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Bağcılık çok yaygındır. Bol miktarda kuru üzüm elde edilir. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa ve nohuttur. Hayvancılık da ilçe ekonomisinde önemli rol oynar. En çok koyun beslenir. İlçede elektrikli makinalarda dokunan pamuklu dokumalar meşhurdur.

İlçe merkezi küçük bir kasaba görünümündedir. İl merkezine 60 km mesâfededir. Karahallı belediyesi 1907’de kurulmuştur.

Sivaslı: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 22.804 olup, 5726’sı ilçe merkezinde, 17.078’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 21 köyü vardır. Yüzölçümü 486 km2 olup, nüfus yoğunluğu 47’dir.

İlçe toprakları orta yükseklikte düzlüklerden meydana gelir. Doğusunda Bulkaz Dağının uzantıları yer alır. Topraklardan doğan suları Banaz Çayı toplar.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri arpa, buğday, şekerpancarı, baklagiller ve susamdır. Ayrıca üzüm armut, elma ve diğer meyve ve sebzeler de bol miktarda yetiştirilir. Hayvancılık ekonomide önemli yer tutar. Daha çok küçükbaş hayvanlar beslenir. Kilimcilik ilçe halkının önemli geçim kaynaklarındandır.

İlçe merkezi Karagün Deresi Vâdisinin yukarı bölümünde kurulmuştur. Uşak-Denizli yolu ilçe merkezinden geçer. İl merkezine 32 km mesâfededir. İlçe fazla gelişmemiştir. Sivaslı belediyesi 1948’de kurulmuştur.

Ulubey: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 19.203 olup 5140’ı ilçe merkezinde, 14.063’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 27 köyü vardır. Yüzölçümü 798 km2 olup, nüfus yoğunluğu 24’tür.

İlçe toprakları genelde düzdür. Önemli bir yüksekliği olmayan topraklardan doğan sular. Banaz Çayı ile Aksaz Çayına katılır. Menderes Irmağı üzerine kurulmuş olan Adıgüzel Baraj Gölünün kuzey bölümü ilçe sınırları içinde kalır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, nohut, yulaf ve üzümdür. Ayrıca az miktarda armut, elma, fasulye ve susam yetiştirilir. Hayvancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Genelde küçükbaş hayvan besiciliği yapılır. İlçe topraklarında zımpara taşı yatakları vardır.

İlçe merkezi Kazancı Deresinin Banaz Çayına karıştığı yerde kurulmuştur. Uşak-Eşme karayolu ilçe merkezinden, İzmir-Afyon demiryolu ise kuzeyinden geçer. İl merkezine 30 km mesâfededir. Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezi olan Ulubey belediyesi 1898’de kurulmuştur.

Târihî Eserler ve Turistik Yerleri

Uşak ili tabiî güzellikleri, târihî eserleri, zengin ulaşım imkânları ve yeterli şifâlı su kaynakları ile meşhur bir ilimizdir. Turizm bakımından her imkâna sahiptir. Başlıca tarihî eserleri şunlardır:

Ulu Câmi: Çarşı içinde sağlam yapısı, ilginç özellikleriyle dikkati çeken câminin yapım târihi kesin belli değildir. Taçkapının üzerindeki kitâbe Germiyanoğlu Süleymânşahın oğlu Yâkup Beyin 1419’da yaptırdığı bir çeşmenindir. Câminin de bu târihlerde yapıldığı tahmin edilmektedir. Gördüğü tâmirler yüzünden bâzı bölümleri orijinalliğini kaybetmiştir.

Burmalı Câmii: Yapım târihi kesin belli değildir. Mîmârî tarzından 16. asırda yapıldığı tahmin edilmektedir. Çeşitli zamanlarda tâmir görmüştür. Girişin sağındaki minâre silindirik gövdelidir. Gövdede tuğlalar çeşitli biçimlerde dizilerek desenler meydana getirmiştir.

Çakaloz Câmii: Kurtuluş mahallesindedir. Kitâbesi olmadığından yapım târihi bilinmemektedir. Minâresi ve taç kapısının üzerindeki Sultan İkinci Abdülhamîd Hanın tuğrasından 19. asırda yapıldığı tahmin edilmektedir. Batı tesiriyle değişen Osmanlı mîmârîsinin bütün özellikleri câmide görülür.

Şeyh Hacı Kemer Türbesi: Cumâ Mahallesindedir. Türbede Germiyan Beyi Süleyman Şahın dâmâdı Şeyh Hacı Kemal Efendiyle hanımı medfundur. Kemal Efendi, Nakşibendi tarîkatı şeyhi ve uç beyiydi.

Çatalköprü: Uşak’a 45 km uzaklıktaYenişehir köyü yakınlarında Gediz Irmağı üzerinde kurulan köprü, Selçuklular zamânında yapılmıştır. Uzunluğu 145 m olup, üç kemerlidir.

Çanlı Köprü: Dokuzsele Çayı üzerindedir. Kitâbesinden 1256’da Emir Sipahsalar Şucâeddîn Kızıl’ın yaptırdığı anlaşılmaktadır. Genişliği 3, uzunluğu 8 metredir.

Beylerhan Köprüsü: Gediz Irmağı üzerinde Beylerhan köyü yakınındadır. Kitâbesi olmadığından yapım târihi kesin olarak belli değildir. Osmanlıların ilk devirlerinde yapılmıştır. Köprübaşı, Sarıkız ve Güre Köprüsü adlarıyla da bilinir. 1894’te tâmir gören köprü 50 m uzunluğunda 3,5 m genişliğindedir. Üç büyük, üç küçük olmak üzere altı gözden meydana gelir.

Halıpazarı Köprüsü: Uşak’ın içinde Dokuzsele Deresi üzerindedir. Osmanlılar zamanında yapılmıştır. Uzunluğu 2, genişliği 5, yüksekliği 3,5 metredir.

Zafer Anıtı: İl merkezine 15 km mesâfedeki Göğem köyündedir. Kurtuluş Savaşında Yunan orduları Başkomutanı General Trikopis’in teslim alındığı tepe üzerine dikilmiştir. Trikopis ve karargâhını Süvâri Bölük Komutanı Sivaslı YüzbaşıAhmed Bey, 2 Eylül 1922 gecesi saat 22.30’da teslim almış ve Kafkas Fırkası Komutanı Albay Dadaylı Hâlit Beye teslim etmiştir.

Eski Eserler:

Selçikler Şehri Kalıntıları: Sivaslı ilçesinin Selçikler köyünde yapılan kazılarda eski târihi “Sebaeste” şehrine âit kalıntılar bulunmuştur. Bulunan eserler Hitit ve Roma devrine âittir. Trainopolis (Flaviopolis): Banaz’ın Ahlat köyündedir. Romalılardan kalma bir şehir kalıntısıdır. Bizans İmparatoru Traianugs şehri yeniden yaptırmıştı. Leşker (Leşler) Kayası: Uşak Bozkuş köyündedir. Frikyalılardan kalma kaya mezarlarıdır. Ulubey: Çarpıcı köyü yakınlarındaRomalılardan kalma anfiller ve toprak içinde âile mezarları bulunmuştur. Sülümenli: Romalılardan kalma iki heykel, saray, kale ve tiyatro kalıntılarıdır. Katakekomene Sitesi: Bugünkü Eşme buraya kurulmuştur.

Mesire Yerleri: Uşak, Mesire yerleri ve tabiî güzellikler bakımından çok zengin bir ilimizdir. bâzı mesire yerleri şunlardır:

Çevreköy Akse Çamlığı: İl merkezine 3 km mesafede orman içi dinlenme yeridir. Bölge kızılçam, söğüt, kavak ağaçlarıyla kaplıdır. İçinden bir akarsu geçer. Manzarası çok güzeldir.

Evrendi: Sivaslı ilçesine 1 km mesâfede Bulkaz Dağı eteklerinde orman içi dinlenme yeridir. Suyu ve çam ağaçları boldur.

Evrendede: Banaz ilçesine 4 km mesâfede orman içi dinlenme yeridir. Karaçam ve kızılçam ağaçları ile kaplıdır. İlin en güzel mesire yerlerindendir.

Çokrağan: Murad Dağı güneyinde orman içi dinlenme yeridir. Gediz Nehrinin kaynağı olan Çokrağan Suyu bu çamlıktan doğar.

Göğem Köyü Çamlığı: İl merkezine 15 km mesâfede Göğem köyündedir. Çamlığın içinde dinlenme evleri vardır. Bu evlerin bakımı ve geliri köy halkına âittir.

İçme ve Kaplıcaları: Uşak şifâlı sular bakımından zengindir. Bu kaynaklardan Hamamboğazı şifâlı suyu ile Aksaz Hamamı en önemlileridir.

Hamamboğazı Ilıca ve İçmesi: Banaz ilçesine 7 km mesâfededir. Dört kaynak hâlinde çıkar. Bunlar Ekşi Suyu, Sarıkız Ilıcası, Gazos Suyu ve Karakazan Suyudur. Ekşi Suyu ile Gazos Suyu 18°C sıcaklıkta olup, sâdece içilmektedir. Diğer iki kaynak ise 37°C sıcaklıkta olup, birer havuzlu hamamları vardır. Konaklama tesisleri yetersiz olan ılıcanın suyu içmeyle, karaciğer, safra yolları ve idrar yolu hastalıklarına banyo olarak ise, romatizma, nefrit, nevralji ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir.

Aksaz Kaplıcası: Ulubey ilçesine 25 km mesâfede Aksaz Çayı kenarındadır. Büyük bir granit kayasının dibinde 5 ayrı noktadan kaynamaktadır. Suyu 39°C sıcaklıktadır. Konaklama tesisleri olmayıp, çadırlarda kalınır. Kaplıca suyu içmeyle karaciğer ve safra yolu hastalıklarına, banyo olarak ise, romatizma nevralji, nefrit, kırık ve çıkıklarla kadın hastalıklarına iyi gelmektedir.

UŞŞÂKİYYE

Hasan Hüsâmeddîn Uşşakî Efendinin ve talebelerinin tasavvufta tâkip ettiği yol, tarikat. Halvetiyye yolunun kollarındandır. Hasan Hüsâmeddîn Efendi Uşak’ta yerleştiği için, onun ismine nispetle Uşşâkiyye adı verilmiştir.

Uşşâkiyye yolunun kurucusu olan Hasan Hüsâmeddîn Efendi 1475 (H.880) senesinde Buhârâ’da doğdu. İlk tahsilini memleketinde tamamladı. Babasının vefâtından sonra ticâretle uğraşmaya başladı. Gördüğü bir rüyâ üzerine tasavvufa yöneldi. Rüyâda talebe olması istenen velî zâtı bulmak üzere Buhârâ’dan ayrıldı. Anadolu tarafına gelip, Erzincan’da Seyyid Ahmed Semerkandî hazretlerine talebe oldu.Tasavvuf yolunda ilerleyip evliyâlığın yüksek derecesine ulaştı. Hocası ona Kübreviyye ve Nûrbahşiyye yollarından hilâfet verdi. Seyyid Ahmed Semerkandî’nin emri üzerine Uşak’a giderek oraya yerleşti ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı. Onların dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşmaları için gayret sarf etti. Sultan Üçüncü Murâd Han zamânında İstanbul’a gelerek Halvetiyye yolu büyüklerinden Ümmi Sinân hazretleriyle görüşüp onun sohbetlerinde bulundu. Ümmi Sinân hazretleri ona Halvetiyye yolundan hilâfet verdi. Sultan Üçüncü Murâd Hanın emriyle Kasımpaşa’da Hasan Hüsâmeddîn Uşşâkî için bir dergâh inşâ edildi. Bu dergâhta talebe yetiştirmekle ve insanlara nasihat etmekle meşgul olan Hasan Hüsâmeddîn Uşşâkî hazretleri Kübreviyye, Nûrbahşiyye ve Halvetiyye yollarının usullerini birleştirerek Uşşâkiyye yolunu kurdu. Çok talebe yetiştirdi. Hilâfet verdiği talebelerini Anadolu’nun çeşitli yerlerine, halka İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatmak üzere gönderdi.

Uzun müddet İstanbul’da kaldıktan sonra pâdişâhtan izin alarak hac vazîfesini yerine getirmek üzere Mekke-i mükerremeye gitti. Hac dönüşü 1594 (H.1003) senesinde vefât etti. Cenâze namazı Konya’da kılındı. Vasiyeti üzerine İstanbul’a getirilerek dergâhının bahçesinde defn edildi.

Hasan Hüsâmeddîn Uşşâkî hazretlerinin vefâtından sonra da Uşşâkiyye yolu devâm etti. Bu yoldan Cemâliyye adıyla başka bir kol da meydana geldi. Kasımpaşa’daki Uşşâkiyye dergâhı uzun müddet büyük hizmetlere vesile oldu. Ancak bir zelzele (deprem) neticesinde dergâh ve türbe çökerek harap oldu. Kabir sokak zemininden çok aşağı kaydı. Zamânın Osmanlı pâdişâhı Sultan İkinci Abdülhamîd Hanın emriyle dergâh ve türbe yeniden yaptırılarak bugünkü hâline getirildi.