MUĞLA

İlin Kimliği

Yüzölçümü    : 13.338 km2

Nüfûsu           : 562.809

İlçeleri           : Merkez, Bodrum, Dalaman, Datça, Fethiye, Kavaklıdere, Köyceğiz, Marmaris, Milas, Ortaca, Ula, Yatağan.

Birçok tabiî güzellikleri kendinde toplayan ilimiz. Deniz, göl, dağ ve ormanın içiçe bulunduğu; balı, balığı, kumsalları ve târihî zenginliğiyle şöhret yapan; ülkemizde en uzun deniz kıyısına sâhip olan Muğla; 36° 17’ ve 37° 33’ kuzey enlemleri ile 27° 13’ ve 29° 46’ doğu boylamları arasında yer alır. Doğudan Antalya, kuzeydoğudan Burdur ve Denizli, kuzeyden Aydın, güney ve batıdan Ege Denizi ile çevrilidir. Muğla’nın batısı Ege bölgesinde, doğusu Akdeniz bölgesinin Antalya bölümünde bulunur. Trafik numarası 48’dir.

İsminin Menşei

Muğla bölgesini Selçuklu Türklerinin meşhur komutanlarından “Muğul Bey” Bizans’tan alarak fethetti. Bu kahraman ve yiğit komutanın hâtırası için bu bölgeye “Muğul İli” denildi. Zamanla bu kelime konuşulan halk dilinde “Muğla” olarak yerleşti. Türkiye’deki her şehrin ismini Lâtince ve Yunanca bir kelimeye dayandırmayı değişmeyen bir kaide olarak benimseyen Hıristiyan batılılar, Muğla isminin “Mobolla”, “Menos” ve “Myndus” kelimelerinden geldiğini iddiâ ederler. Muğla’nın Türkler tarafından fethinden önceki ismi “Alinda” idi.

Târihi

Muğla ve çevresinin târihi çok eskilere dayanır. M.Ö. 3000 senelerinde Kargalıların bu bölgeye hâkim oldukları, M.Ö. 2500 senelerinde Luvilerin yerleştiği ifâde edilir. Fakat bu hususta târihî kesin deliller henüz ele geçmiş değildir. Eldeki bilgiler, bu bölgeye Hititlerin hâkim olduğunu ve Lugga ismini verdiklerini göstermektedir. Hitit İmparatorluğunun iç savaş ve iktidar kavgaları ile zayıflayıp yıkılması üzerine bölgeye Frikya Krallığı hâkim oldu. Frikya Devletinin yıkılışı ile bölge Lidya Krallığının eline geçti. Ege adalarında oturanlar bu bölgenin kıyılarında Dor Siteleri kurdular. Pers Kralı Kiros, M.Ö. 6. asırda Lidya Devletini yıkınca bu bölgeyi de işgal etti.

M.Ö. 6. asırda Makedonya Kralı İskender, Asya seferine çıktığında bu bölgeden geçti ve Pers Devletini ortadan kaldırarak Anadolu ve İran’ı Makedonya topraklarına kattı. Makedonya Kralı İskender’in ölümü üzerine imparatorluk parçalandı ve Anadolu’nun diğer bölgeleri gibi bu bölge de Selevkos Hânedanının payına düştü. Bilahare Bergama Krallığı, Mısır Ptolemaiosları, Rodos Krallığı arasında el değiştirdi.

Karya ismi verilen bu bölge M.Ö. 130 senesinde Bergama Krallığı ile birlikte Roma İmparatorluğuna katıldı ve M.S. 395’te Roma İmparatorluğu bölününce bu bölge Anadolu gibi Doğu Roma’nın (Bizans) payına düştü. Bu devirde, Bodrum’dan başka Milas (Mylsaa) gelişti ve Muğla (Alinda) ikinci plânda bir şehir olarak kaldı.

1071 Malazgirt Zaferinden sonra Anadolu Fatihi ve Anadolu’da Türk Devletinin kurucusu Selçuklu Kutalmışoğlu Süleyman Şahın komutanlarından Muğul Beye bağlı Türk kuvvetleri Muğla ve çevresini fethetti.

On birinci asrın sonunda Bizanslıların teşviki ile Türkleri Anadolu’dan söküp atmak için birbirini tâkip eden ve bugüne kadar sâdece strateji, taktik ve şekil değiştirerek devam eden Haçlı Seferleri başladı. Bizanslı Komnenoslar, Birinci Haçlı Seferinden istifâde ederek sâhildeki diğer Türk şehirleriyle birlikte Muğla ve çevresini de istilâ ettiler. On üçüncü asır boyunca Türk akıncıları, bu bölgeye akınlar yaptılar. 1280’de Selçuklu uç beylerinden Menteşe Bey, bu bölgeyi ikinci defâ fethetti. Bu yüzden bölgeye Cumhûriyet devrine kadar, Menteşe Beye izâfeten Menteşeİli dendi.

Oğuzların Türkmen kolundan olan Menteşe Beyin kurduğu Menteşe Beyliği, 1308’e kadar Konya’ya (Türkiye Selçuklu Devletine) 1308-1335 arasında Tebriz’deki İlhanlı Devletine tâbi oldu. 1335’te ise bağımsız oldular. 1284-1390 arasında saltanat süren Menteşe Beyliği, 1390’da Yıldırım Bâyezîd Han tarafından Osmanlı Türk Birliğine (Devletine) katıldı. 1402 Ankara Savaşından sonra bâzı beylikler gibi Menteşe Beyliği de, yeniden bağımsızlığını îlân ederek, Osmanlı Devletinden ayrıldı. Sultan İkinci Murâd Han, saltanatının ilk yıllarında Menteşe Beyliğini yeniden Osmanlı Birliğine bağladı. Menteşe Beyliğinin başşehri Milas idi. Osmanlı Devleti, Menteşe Beyliğini birlik içine katınca sancak merkezini Muğla’ya nakletti. Osmanlı Devrinde Fethiye(Mekri) gelişmeye başladı. Menteşe beyleri Milâs’ın yakınında Beçin’de otururlardı. Burada mühim eserler yaptılar.

Menteşe Beyliği kudretli donanması ile Ege Adalarına, Yunanistan’a seferler yaparak Osmanlıların Ege ve Akdeniz’e açılmaları için ilk yolu açtılar. Hatta Menteşe Beyliği, bir ara Rodos Adasının bir kısmına sâhip oldu. Anadolu’nun savunması Ege Adalarından başlar görüşü, ilk çağlardan bu yana değişmemiştir.

Kânûnî Sultan Süleyman Han, 1522’de Rodos’u ve Bodrum’u fethederek Osmanlı Devletine kattı ve buradaki şövalyelerMalta’ya kaçtılar. Osmanlı devrinde Muğla, merkezi Kütahya’da bulunan Anadolu Beylerbeyliğinin (eyâletinin) 14 sancağından (vilâyetinden) biri. Tanzimattan sonra merkezi İzmir olan Aydın vilâyetinin (eyâletinin) 5 sancağından biri oldu. 6 kazası vardı. 1867’de bağımsız sancak oldu. Muğla, yalnız şehrin adı olarak kullanıldı, il’e Menteşe denildi.

Birinci Dünyâ Harbinden sonra, sembolik sayıda İtalyan askerinden ibâret bir işgal kuvveti, (1920-1921) yıllarında kısa bir müddet kaldıktan sonra, Muğla’yı Millî Kuvvetlere çarpışmadan devretti. Cumhûriyet devrinde bütün mutasarrıflıklar (sancaklar) il olunca Muğla da il oldu.

Lozan’dan önce Muğla’nın % 92’si Türk, % 7’si Rum idi. Lozan Antlaşması ile Rumlar Yunanistan’a gönderildiler.

Fizikî Yapı

Muğla ilinin % 77’si dağlar, % 12’si platolar ve % 11’i ovalarla kaplıdır. Akdeniz ve Ege Denizinde sâhilleri bulunan Muğla’nın kıyıları dünyânın en girintili ve çıkıntılı yerlerinden biridir. Bu kıyılarda pekçok körfez, koy, yarımada ve irili ufaklı ada vardır.

Dağlar: Muğla ili dağlık bir bölgedir. Dağ ve platolar ilin % 89’unu kaplar. Dağ ve platoların yapısı kalkerdir. Başlıca dağları Göktepe (2234 m), Marçal Dağları (1368 m), Akdağlar (3014 m), Çiçekbağı Dağı (2295 m), Bozdağ (1175 m), Laba Dağı (1073 m), Oyluk Dağı (1892 m), Menteşe ve Beşparmak dağlarıdır.

Ovalar: İlin % 11’ini teşkil eden ovaların çoğu akarsuların dağlık araziyi aşındırarak meydana getirdiği ovalardır. Başlıca ovalar şunlardır:

Yatağan, Bozöyük, Leyne, Dalaman, Ortaça, Dalyan, Kumlu, Bayat, Pisiköy, Yaşyer, Tekfuranbarı, Bitez, Akçaalan, Kara, Milas, Ören, Varvil, Kızılkaya, Gök, Muğla, Dirgene, Gülağzı, Yerkesik ve Ula.

Akarsular: Dalaman Çayı; Burdur ilinden çıkar, Denizli iline geçer. Acıpayam yakınında Sandras Dağlarından birçok dereyi alarak Muğla’ya girer. Dalaman Ovasını sular. Sarısu yakınlarında sığ bir bataklık yaparak denize dökülür. Suyu boldur. Muğla içindeki uzunluğu 60 km’dir. Eşen Çayı: Akdağlar’dan çıkar ve Seki Yaylasından sonra güneye akar. Antalya sınırına yakın bir yerde Akdeniz’e dökülür. Namman Çayı; Ula ilçesinden çıkar, uzunluğu 30 km’dir. Köyceğiz Gölüne dökülür. Ayrıca Sarıçay, Varvil Çayı, Çine Suyu (Büyük Menderes’e karışır) veAkçay’ın yukarı kolları diğer akarsulardır.

Göller: Muğla’nın 4 tabiî gölü vardır. Köyceğiz Gölü: Kıyıya yakın olan bu göl tabiî güzellikleriyle meşhurdur. Yüzölçümü 65 km2, derinliği 1,5-5 m arasında değişir. Dar bir boğazla Akdeniz’e bağlıdır. Denizde sular kabarınca deniz suyu bu göle gelir. Fazla sular kanalla denize dökülür. Eski çağlarda zelzele ile çöken binâlar hâlen gölün dibinde olup, damları su yüzeyinden görünmektedir. Gölde başta kefal olmak üzere bol balık bulunur. Bafa Gölü: Muğla-Aydın sınırı üzerindedir. Yüzölçümü 65 km2dir. 28 km2si Muğla’ya âittir. Balık bakımından çok zengin bir göldür. Denizcik Gölü: Krater gölüdür. Yüzölçümü 4 km2 ve derinliği 18-24 m’dir. Milas yakınındadır. Hacat Gölü; Milas yakınında Sarıçay ağzında eski bir koyun bu çay tarafından ağzının kapatılması ile meydana gelmiştir. Denize dar bir boğazla bağlıdır. Kışın artan sular boğaz vâsıtasıyla denize dökülür. Derinliği 1,5 m’dir.

İklim ve Bitki Örtüsü

Muğla ilinde Akdeniz iklimi hüküm sürer. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır. Kıyıdan içeriye gidildikçe kara ikliminin tesiri görülür ve ısı düşer. Kıyılarda kar yağışı görülmez. İç kısımlarda ise senede 1-2 gün kar görülebilir. Sıcaklık +43,7°C ile -12,6°C arasında seyreder. Yağış miktarı 1180 mm ile 775 mm arasında bölgelere göre değişir.

Muğla il topraklarının % 75’e yakını orman ve fundalıklarla kaplıdır. Ormanlar gür ve verimlidir. dağların büyük kısmı ormanlarla, kıyılardaki yamaçlar makilerle örtülüdür. Ormanlarda çoğunlukla kızılçam, karaçam, fıstıkçamı, sedir, ardıç ve dünyâda ender bulunan kokulu “günlük” ağaçlar bulunur. Vâdi ve su kıyılarında çınar, söğüt ve selvi ağaçları çoktur. İl topraklarının % 4,5’i çayır ve mer’alarla % 16’sı ekili dikili alanlarla kaplıdır.

Ekonomi

Muğla’nın ekonomisi çok yönlü olup, tarıma, turizme, sanâyi ve ticârete dayanır. En çok turist gelen illerden biridir. Turistik tesisler giderek artmaktadır. Orman, turunçgiller ve sanâyi ürünleri bakımından zengindir.

Tarım: Muğla ili dağlık bir arâzi olduğu için ekime müsâit arâzisi azdır. Buna rağmen ülkenin önemli tarım üretim merkezlerinden biridir. Tarımda; gübreleme, sulama, ilâçlama ve modern tarım araçları kullanılmaktadır. Tahıl, turunçgiller ve sanâyi ürünleri (pamuk, tütün) başta gelir. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, mısır, bakla, pamuk, tütün, susam ve anasondur.

Sebzecilik gittikçe gelişmekte, seracılık ve turfanda sebzecilik yaygınlaşmaktadır. Türkiye’de kuşkonmazın tamâmı Muğla’da yetişir. Ayrıca yetiştirilen lahana, pırasa, ıspanak, patlıcan, hıyar, domates, fasulye, biber, soğan, bakla ve karnıbahar başta İzmir ve İstanbul olmak üzere diğer illere sevk edilir.

Meyvecilikte Muğla önde gelen illerimizden biridir. Senede 100 bin tona yakın zeytin, 15 milyona yakın zeytin ağacından toplanır. Zeytin üretiminin yüzde 80’i Milas’ta yapılır. Turunçgiller ağaç sayısı 2 milyonu aşar. Mandalina, portakal ve limon yetişir. Turunçgiller başta Köyceğiz olmak üzere kıyı şeridindedir.

Muğla’da yaklaşık 200 bin adet antepfıstığı ağacı bulunmaktadır. Ayrıca bol miktarda üzüm, elma, armut, şeftali, erik, incir, bâdem, turunç ve altıntop yetişir. Muğla susam ekiminde ikinci, tütünde dördüncü sırada yer alır (İzmir, Manisa ve Samsun’dan sonra).

Hayvancılık: Muğla ilinde hayvancılık ikinci derecede bir gelir kaynağıdır. Küçükbaş hayvan sayısı azalırken kümes hayvanları miktarı artmaktadır.

Türkiye’de en çok bal Muğla’da elde edilir. İl sınırları içinde 200 bin arı kovanı vardır. Marmaris balı ve arı sütü meşhurdur. Balıkçılık ve sünger çıkarma çok ileridir. Balı gibi balığı da meşhurdur. Kefal, barbunya ve mercanbalığı bol miktarda yakalanır. Türkiye’de süngerin tamâmı buradan çıkarılır.

Ormancılık: Muğla ili orman bakımından çok zengindir. Ormanları gür ve verimlidir. İl yüzölçümünün % 70’i orman ve fundalıktır. 800 bin hektar orman ve 200 bin hektar fundalıkla 1 milyon hektarlık orman varlığı vardır. Ormanlarda çam türü ağaçlar çoğunluktadır. Dünyâda çok az yerde rastlanan “günlük” ağaçları Muğla ormanlarında bulunur. Bu ağaçların gövdelerine çentikler açılarak kap bağlanır. Bu çentikten akan sığla yağı toplanarak sanâyide kullanılır. Senelik sığla yağı üretimi 15 bin tona yakındır. Ormanlardan defne yaprağı ile reçine elde edilir.

Mâdenler: Muğla mâden varlığı bakımından da çok zengin bir ildir. İşletilen başlıca mâdenleri linyit, krom, zımpara, giofrik, boksit, kuvarsit, mika ve panzadır.

Türkiye’nin en zengin linyit yatakları Muğla’nın Yatağan ilçesindedir. Ponza Bodrum’da ve Giofrik merkez ilçe ile Yatağan’da bulunur. Yatağan linyitlerinin küllerinde uranyum vardır.

Sanâyi: Muğla ilinde sanâyi tarıma dayalıdır ve sanâyi kuruluşlarının % 80’ni devlet kuruluşudur. Îmâlât sanâyii gelişme hâlindedir. Küçük sanâyi iş yeri 1500 civarındadır. Başlıca büyük sanâyi kuruluşları SEKA’nın Dalaman Kâğıt Fabrikası, TARİŞ Çırçır ve Prese Atelyeleri, Yatağan Yem Fabrikası, Anadolu Sabun ve Yağ Sanâyii T. A.Ş., İnal Gözlük Sanâyii, Peynir ve Tereyağ Fabrikası, Koytaş Tarım ve Sanâyi Makinaları A.Ş., Mehmet Altaş Traktör Römork Sanâyii, Kireç Sanâyii A.Ş., Aslan Teneke Kutu Sanâyii, Yatağan Termik Santralı’dır. Tekne, yat ve ağaç balıkçı motoru îmâlâtı gelişmektedir.

Enerji: Yatağan Termik Santrali üç ünitelidir. Milâs ve Yeniköy’de de enerji santralları vardır.

Ulaşım: Muğla ili kara, hava ve deniz yolları bakımından zengin sayılır. İzmir-Aydın-Denizli-Isparta-Antalya yönünde uzanan E-24 karayolundan Aydın’dan ayrılan 6 numaralı karayolu Muğla’ya bağlanır.

İzmir-Selçuk-Kuşadası-Söke yolu Bodrum-Yatağan-Muğla’ya bağlanır. İl sınırları içinde 626 km devlet yolu ve 380 km il yolları vardır.

Muğla il kıyılarında çok sayıda tabiî liman vardır. Başlıca liman ve iskeleleri Bodrum, Marmaris, Güllük, Fethiye, Günlükbaşı ve Göcek’tir. İstanbul-İskenderun arasında sefer yapan Denizcilik Bankasına âit gemiler Bodrum, Marmaris ve Fethiye’ye uğrarlar. Marmaris ve Bodrum’da yat limanları vardır.

1982’de işletmeye açılan Dalaman Havaalanına yurtiçi ve yurtdışından turist taşıyan uçaklar inmektedir.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfûsu: 1980 sayımına göre toplam nüfûsu 562.809 olup, 186.397’si il ve ilçelerde, 376.412’si köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 13.338 km2 ve nüfus yoğunluğu 42’dir.

Örf ve Âdetleri: Muğla ili çok eski çağlardan beri önemli yerleşme merkezi olup, 5 bin senelik bir târihe sâhiptir. Bu târihî seyir içinde birçok millet ve kültürler gelip geçmiştir. 1071’de Türkler tarafından fethedilmesinden sonra bölgeye Türk-İslâm kültürü hâkim olmuştur. Diğer kültürler unutulmuş sadece bâzı târihî yapılar günümüze intikal etmiştir. Muğla halkı asırlardır geleneklerine çok bağlı kalarak örf ve âdetlerini devam ettirmişlerdir.

Mahallî Kıyâfet: Millî ve dînî günlerde, düğün ve törenlerde mahallî kıyâfetlere rastlanır. Mahallî erkek kıyâfetleri: Hoca, ağa ve zeybek kıyâfeti olarak üçe ayrılır. Hoca kıyâfeti. Cübbe ve sarıktan ibârettir. Ağa kıyâfeti: Fes üzerine Şam kumaşından abani sarık sararlar, üzerlerine cübbe yerine ceket, elifli veya alelâde pantolon giyilir. Zeybek kıyâfeti: Zeybekler kendi aralarında efe, zeybek ve kızan olarak ayrılır ve herbirinin kıyafeti ayrıdır. Efeler başlarına narçiçeği renginde fes giyerler. Feslere püskül veya oyalı yazma sarılır. Püsküle koza ismi verilir. Siyah renklidir ve 100 dirhemdir. Giyilen şalvar diz kapakları üzerinde ise de dizlik giyilerek açık yerler örtülür. Üzerlerine giyilen kısa ceketin kolları varsa “cepken” yoksa “camedan” denir. Çuhadan yapılırlar. Üzerleri sırma ile işlenir. Cepkenlerin altına pullu mintan giyilir. Bele “acemşalı” denilen kuşak sarılır. Kuşağın üzerinde silahlık vardır. Arasına bir yatağan, gümüş tütün tabakası, kehribar ağızlık, mendil ve yara sarmak, kesici silahlardan korunmak için 2 hokka temiz yapağı konur. Giyilen çizmeye “kayılık” denir. Üzeri işlemelidir. Baldır kısmına gelen yerinden püsküller sarkar. Çizme giyilmediği zaman dizlik giyilir. Buna “kepmen” denir. Kepmen içine kama sokulur.

Kadın kıyâfetleri: Başa“şamı” denilen ince bir bez sarılır. Şamı sarılmadan kenarları kesilmiş sadece üstü bulunan fes giyilir. Fes çene altından geçen iki şeritle tutturulur. Boyuna gerdanlık takılır. İç gömleğin yakası ve bağrı renkli ipliklerle işlenir. Üçetek topuklara kadar iner. Üçetek üzerine sim ve kaytandan işlemeli kadife cepken giyilir. Cepkenin altına kuşak bağlanır. Parlak ve satenden yapılmış şalvar ile kıyafet tamamlanır. Ayağa renkli veya beyaz yün çorap, yemeni şeklinde burnu sivri ve yukarı kalkık arka kısmından yukarı çıkıntısı olan ayakkabı giyilir.

Muğla; oyun, müzik ve türkü folkloru bakımından çok zengindir. Zeybek havaları, teke oyunları ve kaşık oyunları yaygındır. Teke oyunları Fethiye’de; Zeybek oyunları ise Bodrum, Milas, Köyceğiz ve Muğla’da yaygındır. Kına gecelerinde “Temel devren” adıyla söylenen türküler çok ve meşhurdur. Türkülerde gurbet havaları, Avşar beyleri, uzun yol havaları, semahlar, gemici türküleri, gelin ağlatma ağıtları ve zotlatmalar ağır basar. Bölgenin meşhur oyunları Bilalin Zeybeği, Satı Zeybeği, Ferayı, Bıçak Oyunu, Kalkan Oyunu, Kuruoğlu, Zapbak, Buhurcular Zeybeği, Çıktım Tepe, Gidene Bak Gidene, Demirciler, Eydim Kavak Dalını ve Kadıoğlu Zeybeğidir.

Mahallî Yemekler: Kuzu ve oğlak etinden yapılan Püryan Kebabı, Milas’ın Keşkeşi, Bodrum’un Paşa Makarnası ve Saraylısı, Datça’nın Mürdümerik Çorbası ve Hernep Pekmezi meşhurdur.

1881-1894 arasında 2 Alman profesörü bu bölgede tetkik yaparak örf ve âdetler hakkında 2 ciltlik eser hazırlamışlardır.

Eğitim: Muğla’da okulsuz köy yoktur. Okur-yazar nisbeti % 90’a ulaşmıştır. İlde 55 anaokulu, 600 ilkokul, 61 ortaokul, 9 meslekî ve teknik ortaokul, 12 lise, 20 meslekî ve teknik lise vardır. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesine bağlı İşletmecilik Yüksek Okulu da Muğla’dadır.

İlçeleri

Muğla’nın biri merkez olmak üzere on iki ilçesi vardır.

Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 71.155 olup, 35.605’i ilçe merkezinde, 35.550’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 24, Göktepe bucağına ağlı 10, Yenkesik bucağına bağlı 14, Yeşilyurt bucağına bağlı 3 köyü vardır. Yüzölçümü 1649 km2 olup, nüfus yoğunluğu 43’tür. İlçe toprakları genelde düzdür. Doğu ve kuzeydoğusunda Oyluklu Dağları yer alır. Dağlardan denize kadar Muğla Ovası uzanır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, tütün ve zeytindir. Sanâyisi gelişmemiştir. İlçe topraklarında asbest, zımpara taşı ve linyit yatakları vardır. İlçe merkezi Oyluklu Dağının eteklerinde Muğla Ovasının kuzeyinde kurulmuştur. İlçe merkezinin içinden Karamuğla, Basmalı ve Değirmendere çayları geçer. Belediyesi 1871’de kurulmuştur.

Bodrum: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 56.821 olup, 20.931’i ilçe merkezinde, 35.890’ı köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları Güllük Körfezi ile Gökova Körfezi arasında kalan bir yarımadadan meydana gelir. Yaran ve Pazar dağları topraklarını engebelendirir. Dağlar iğne yapraklı ağaçlarla kaplıdır. İlçe sınırları içinde irili ufaklı birçok ada vardır.

Ekonomisi tarım ve turizme dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri Tütün, zeytin, mandalinadır. Turfanda sebze yetiştiriciliği gelişmiştir. Tavukçuluk halkın önemli geçim kaynaklarındandır. Orman yönünden zengin olduğundan ormancılık gelişmiştir. Köylerde halı ve kilim dokumacılığı yaygındır. Yaz aylarında çok sayıda yerli ve yabancı turist ilçeye gider. Turistik tesis ve konaklama yerleri gün geçtikçe artmaktadır.

İlçe merkezi yarımadanın Gökova Körfezine bakan güney kıyısında kurulmuştur. Şarkılara, şiirlere ve romanlara konu olan Bodrum, beyaz badanalı evleri, Rodos çiçekleriyle süslü sokakları, güzel sâhilleri ve denizi ile efsâne bir şehirdir. İlçe merkezine 108 km mesâfededir. Belediyesi 1905’te kurulmuştur.

Dalaman: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 26.408 olup, 15.025’i ilçe merkezinde, 11.383’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 13 köyü vardır. İlçe toprakları üç tarafı dağlarla çevrili düzlük alandan meydana gelir. Gölgeli Dağlar ve Boncuk Dağı ilçe topraklarını engebelendiren başlıca yükseltilerdir. Başlıca akarsuyu Dalaman Çayıdır. Dağlar iğne yapraklı ağaçlarla kaplıdır.

Ekonomisi tarıma ve sanâyiye dayalıdır. Verimli Dalaman Ovasında yetiştirilen başlıca tarım ürünleri, nârenciye, sebze ve pamuktur. Fethiye-Köyceğiz yolu üzerinde bir Devlet Üretme Çiftliği vardır. SEKA Kâğıt Fabrikası başlıca sanâyi kuruluşudur. Ormancılık gelişmiştir. Başta günlük yağı olmak üzere çeşitli orman ürünleri elde edilir.

İlçe merkezi, Dalaman Ovasında Fethiye-Köyceğiz karayolu kıyısında kurulmuştur. Köyceğiz ilçesine bağlı bir köyken 1 Aralık 1983’te ilçe olmuştur. Dalaman Havaalanı 1982’de işletmeye açılmıştır. İlçenin gelişmesinde havaalanı ve kâğıt fabrikasının rolü büyüktür. İlçe belediyesi 1967’de kurulmuştur.

Datça: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 10.741 olup, 5022’si ilçe merkezinde, 5719’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 9 köyü vardır. Yüzölçümü 439 km2 olup, nüfus yoğunluğu 24’tür. İlçe toprakları Datça Yarımadasında yer alır. Başlıca yükseltisi Balaban Dağlarıdır. Dağlık kesim gür ormanlarla kaplıdır.

Ekonomisi turizme dayalıdır. Denizinin temizliği, güzel kumu, tabiî koyları çok sayıda turisti ilçeye çeker. İlçe kıyılarında çok sayıda hotel, tâtil sitesi ve konaklama tesisleri vardır. Tarıma müsâit yerlerde yetiştirilen başlıca tarım ürünleri zeytin, turunçgiller ve tütün olup, turfanda tarla sebzeciliği yapılır. Balıkçılık küçük çapta geçim kaynağıdır. İlçe merkezi Hisarönü Körfezinde, Balaban Dağı eteklerinde kurulmuştur. Taştan yapılmış, düz damlı, yüksek tavanlı beyaz badanalı evleriyle güzel bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 129 km mesâfededir. Belediyesi 1928’de kurulmuştur.

Fethiye: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 127.620 olup, 25.783’ü ilçe merkezinde, 101.837’si  köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 22, Eşen bucağına bağlı 15, Kemer bucağına bağlı 25, Seki bucağına bağlı 9, Üzümlü bucağına bağlı 8 köyü vardır. Yüzölçümü 3059 km2 olup, nüfus yoğunluğu 42’dir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Güneyinde Baba Dağı, kuzeyinde Boncuk Dağı güney doğusunda Akdağ yer alır. Dağlar gür ormanlarla kaplıdır. Başlıca akarsuyu Eşen Çayıdır.

Ekonomisi tarım, mâdencilik, ormancılık ve turizme dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri tütün, şekerpancarı, pamuk, anason, zeytin, turunçgiller, susam ve yerfıstığıdır. Turfanda tarla sebzeciliği ve seracılık yaygın olarak yapılır. İlçe ormanlarında meşe palamudu, çam reçinesi ve günlük ağaçlarından sığla yağı elde edilir. Köylerde ev tezgahlarında kilim ve destar dokumacılığı yapılır. İlçe topraklarındaki zengin krom yatakları Etibank tarafından işletilmektedir. Zengin târihî eserleri ve tabiî güzellikleri sebebiyle çok sayıda turist çeker. Türkiye’nin önde gelen turizm merkezlerinden biridir. Belediyesi 1874’te kurulmuştur. Mekri Megri olan ismi, 1914 senesinde şehit düşen Pilot Fethi Beyin ismine izâfeten Fethiye olarak değiştirilmiştir.

İlçe merkezi, Fethiye Körfezinin doğusunda, ovanın güneybatısında yer alır. İzmir-Muğla-Antalya karayolu doğusundan geçer. İl merkezine 130 km mesâfededir. İlin en büyük ilçesidir. Koyları, plajları, vâdileri, yaylaları ve ormanları çok güzeldir. Belediyesi 1875’te kurulmuştur.

Kavaklıdere: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 12.037 olup, bunun 3339’u ilçe merkezinde, 8698’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 9 köyü vardır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Doğu Menteşe Dağları topraklarını engebelendirir. Dağlar gür ormanlarla kaplıdır. Ekonomisi tarım ve ormancılığa dayalıdır. İlçe merkezi Dipsiz Çayının başlangıç kollarından olan bir derenin vâdisinde yer alır. Yatağan ilçesine bağlı bir bucakken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu. Belediyesi 1955’te kurulmuştur.

Köyceğiz: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 25.836 olup, 6406’sı ilçe merkezinde, 19.430’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 28 köyü vardır. İlçe toprakları kuzeyinde yer alan Sandras Dağı ve Köyceğiz Ovası ile Dalaman Ovasının bir kısmından meydana gelir. Başlıca akarsuları Namnam ve Yuvarlak çayları olup Köyceğiz Gölüne dökülürler.

Ekonomisi tarım ve turizme dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri portakal, mandalina, pamuk, mısır, buğday, susam ve zeytin olup, ayrıca az miktarda arpa, baklagiller ve yerfıstığı yetiştirilir. Balıkçılık ve arıcılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Günlük ağaçlarından elde edilen Sığla yağı ihraç edilir. İlçe topraklarında krom ve magnezit yatakları vardır. Tarım makinaları üreten fabrika başlıca sanâyi kuruluşudur.

İlçe merkezi Köyceğiz Gölünün kıyısında kurulmuştur. Muğla-Fethiye karayolu ilçenin güneybatı kıyısından geçer. İl merkezine 58 km mesâfededir. Belediyesi 1885’te kurulmuştur.

Marmaris: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 41.840 olup, 16.361’i ilçe merkezinde, 25.479’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 19, Bozburun bucağına bağlı 5 köyü vardır. Yüzölçümü 866 km2 olup, nüfus yoğunluğu 48’dir. İlçe toprakları orta yükseklikte engebeli arâziden meydana gelir. Üç tarafı denizlerle çevrilidir. Sâhillerinde irili ufaklı birçok ada vardır. Dağlar kızılçam ormanları ile kaplıdır.

Ekonomisi turizm ve tarıma dayalıdır. Uzun süren yaz mevsimi, uygun iklimi, zengin tabiî güzellikleri, yat limanları ile ülkemizin en önemli turizm merkezlerindendir. İlçede yetiştirilen başlıca tarım ürünleri turunçgiller, tahıl, zeytin, yerfıstığı, susam sebze ve meyvedir. Arıcılık gelişmiştir. Marmaris’in çam balı meşhurdur. Günlük ağaçlarından elde edilen sığla yağı ihraç edilir.

İlçe merkezi Cennet Adası ile Keçi ve Bedir adaları yanında bulunan bir koy’un kuzey kıyısında kurulmuştur. Yat turizmi açısından önem taşıyan bir limanı vardır. Limanından Rodos Adasına düzenli küçük feribot seferleri yapılır. Muğla-Datça karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 56 km mesâfededir. Kıyılarında birçok tâtil köyü ve sitesi, otel, motel, pansiyon ve yazlık ev vardır. Belediyesi 1879’da kurulmuştur.

Milas: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 98.710 olup, 28.741’i ilçe merkezinde, 69.969’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 60, Günlük bucağına bağlı 5, Ören bucağına bağlı 17, Selimiye bucağına bağlı 24 köyü vardır. Yüzölçümü 2.167 km2 olup, nüfus yoğunluğu 46’dır. İlçe toprakları üç tarafı dağlarla kaplı düz bir arâziden meydana gelir. Kuzeyinde Beşparmak Dağları, batısında İlbir, güneydoğusunda Bencik ve Kavak dağları yer alır. Dağlardan kaynaklanan akarsular genelde yazın kurur. Bafa Gölünün doğu bölümü ilçe sınırları içinde kalır. Dağlar ormanlarla kaplıdır.

Ekonomisi tarım, ormancılık, turizm ve mâdenciliğe dayanır. Başlıca tarım ürünleri zeytin, buğday, çiğit, pamuk, arpa, mısır ve turunçgillerdir. Orman kıyısı köylerinde yaşayan halk, ormanlarda yapılan bakım ve kesim işlerinde çalışır. İlçe topraklarında demir, dolomit, diyasporit, linyit ve zımpara taşı yatakları vardır. Zımpara taşı ihraç edilir. Zeytinyağı, sabun, çırçır atölyeleri başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. Tabiî güzellikleri ve târihî eserleri yönünden zengin olan ilçe kıyılarında çeşitli turistik tesisler vardır. Köylerde ev tezgahlarında halı ve kilim dokumacılığı yapılır.

İlçe merkezi Beşparmak Dağları eteklerinde kurulmuştur. İzmir-Muğla karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 67 km mesâfededir. Çok eski bir târihe sâhiptir. İlçe belediyesi 1870’te kurulmuştur.

Ortaca: 1990 sayımına göre toplam nüfuûsu 29.287 olup, 12.109’u ilçe merkezinde, 17.178’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 19 köyü vardır. İlçe toprakları dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Doğusunda Boncuk Dağı yer alır. Başlıca akarsuyu Dalaman Çayıdır.

Ekonomisi tarım ve turizme dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri portakal, mandalina, pamuk, mısır, buğday, susam ve zeytindir. Arıcılık gelişmiştir. Günlük ağacından elde edilen sığla yağı ihraç edilir.

İlçe merkezi, Dalaman Çayı kıyısında kurulmuştur. Köyceğiz’e bağlı bir bucakken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. Belediyesi 1960’da kurulmuştur.

Ula: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 19.978 olup, 5185’i ilçe merkezinde, 14.793’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 15 köyü vardır. Yüzölçümü 407 km2 olup, nüfus yoğunluğu 49’dur. İlçe toprakları, orta yükseklikteki dağlarla engebelenmiş arâziden meydana gelir. Kuzey ve doğusunda Oyuklu Dağı, batısında Kıran Dağları yer alır. Başlıca akarsuyu Namnam Çayıdır. İlçe topraklarının bir bölümü kızılçam ormanları ile kaplıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, buğday, mısır, portakal olup ayrıca az miktarda mandalina, zeytin, susam, pamuk, yerfıstığı, sebze ve meyve yetiştirilir. Hayvancılık ve arıcılık gelişmiştir. En çok sığır ve koyun beslenir. Kıyılarında kamu ve özel kesime âit birçok dinlenme tesisleri vardır.

“İlçe merkezi, Muğla Ovasında, kıyıdan iç kısımda kurulmuştur. Muğla-Fethiye karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 15 km mesâfededir. Ahşap ve taş karışımı çok orijinal evleri meşhurdur. Belediyesi 1895’te kurulmuştur.

Yatağan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 42.376 olup, 11.890’ı ilçe merkezinde, 30.486’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 29, Turgut bucağına bağlı 10 köyü vardır. İlçe toprakları dağlık kesimde yer alır. Dağlar akarsu vâdileriyle derin bir şekilde parçalanmıştır. Doğusunda oyluk Dağı, batısında Bencik Dağı, yer alır. Başlıca akarsuyu Dipsiz Çayıdır. İlçe topraklarının büyük kesimi kızıl çam ormanları ile kaplıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, buğday, mısır, zeytin, tütün ve arpa olup, ayrıca az miktarda sebze, meyve, susam ve yerfıstığı yetiştirilir. Sığır besiciliği, tavukçuluk ve arıcılık yapılır. Orman kıyısındaki köylerde yaşıyanlar ormancılık işlerinde çalışırlar. Kızılçam ormanlarında bir miktar reçine üretilir. İlçe topraklarında alüminyum, linyit ve zımpara taşı yatakları vardır. Çıkarılan linyit, Yatağan Termik Santralinde kullanılır. Süt ürünleri, zeytinyağı ve yem fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. Köylerde ev tezgahlarında kilim ve halı dokumacılığı yapılır.

İlçe merkezi Dipsiz Çayı Vâdisinde kurulmuştur. Eski ismi Ahi Köyüdür. Aydın-Muğla karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 29 km mesâfededir. İlçe belediyesi 1944’te kurulmuştur.

Târihî Eserler ve Turistik Yerleri

Muğla Türkiye’nin en güzel, yabancı ve yerli turistlerin en çok rağbet ettiği gelişmiş turizm merkezlerinden biridir. Târihin en eski şehirlerinden biri olan Muğla’da eski devirlerden, Selçuklu ve Osmanlılardan kalan pekçok eser vardır.

Ulu Câmi: Menteşeoğullarından İbrâhim Bey tarafından 1344’de yaptırılmış olup, en eski Türk eserlerindendir. Çeşitli zamanlarda yapılan tâmirler yüzünden orijinalliğini kaybetmiştir. Muğla’nın en büyük câmisidir.

Kurşunlu Câmii: Esseyyid Şucâeddîn tarafından 1494’te yaptırılmıştır. 1853’te gördüğü tâmir sırasında kubbesi kurşunla kaplanınca, Kurşunlu Câmi diye meşhur oldu.

Şeyh Câmii: Şeyh Bedreddîn tarafından 1565’te yaptırılmıştır. Minâresi 1806’da eklenmiştir. Çeşitli zamanlarda tâmir görmüştür. Şeyh Bedreddîn mezarı câminin hazîresindedir.

Pazaryeri Câmii: Bartıkoğlu Hacı Ahmed Ağa tarafından 1843’te yaptırılmıştır. Minâresiz olarak yapılan câmiye, minâre 1866’da Köseoğlu Hacı Mehmed Ağa tarafından eklenmiştir.

Saburhâne Câmii: Saburhâne Dergâhının yerine Tavaslıoğlu Hacı Osman Ağa tarafından 1848’de yaptırılmıştır.

Şâhidî Câmii: Şeyh Seyyid Kemâleddîn adına 1390 senesinde yaptırılmıştır. Yanında bir tekkesi vardır. Çeşetli zamanlarda tâmir görmüştür. Bahçesinde, câmiye adını veren Mevlevî şeyhi Şâhidî’nin ve başka din büyüklerinin mezarları vardır.

Mustafa Paşa Câmii: Bodrum ilçesinde kalenin karşısındadır. Kızılhisarlı Mustafa Paşa tarafından 1723’te yaptırılmıştır.

Tepecik Câmii: Bodrum ilçesinde 1735’te Hasan Ağa tarafından yaptırılmıştır. Birinci Dünyâ Savaşında yıkılan kubbe daha sonra tâmir ettirilmiştir.

Hacı İlyas Câmii: Milas’ta Orhan Bey tarafından 1330’da yaptırılmıştır. İlyas mahallesindedir. Dikdörtgen plânlı olup çatısı kiremitle kaplıdır.

Ulu Câmi: Milas ilçesinin en büyük câmisidir. Ahmed Gâzi tarafından 1378’de yaptırılmıştır. Minâresi sonradan eklenmiş olup 33 basamaklı açık merdiven şeklindedir.

Firuz Bey Câmii: Milas ilçesinde Menteşe vâlisi Hoca Firuz Bey tarafından 1394’te yaptırılmıştır. İlk devir Osmanlı mîmârisinin güzel örneklerinden biridir. Gök Câmii de denir. Kapısı oymalı ve taş kakmalıdır. Beş kubbelidir. Minâresi, açık minâre türündendir.

Ağa Câmii: Milas’ın, Toptaşı Tepesinin batısındadır. Hacı Abdülazîz Ağa tarafından 1737’de yaptırılmıştır. Dikdörtgen plânlıdır. Minâresi 1886’da yapılmıştır.

Ahmed Gâzi Medresesi: Milas ilçesinde 1375’te Ahmed Gâzi tarafından yaptırılmıştır. Yanında Ahmed Gâzinin türbesi vardır. Avlu çevresinde dizilmiş olan medrese odaları küçük ve boştur.

Şemsiana Türbesi: Muğla’nın Saburhâne mahallesindedir. Birkaç kere kaldırılmak istendiyse de muvaffak olunamadı. Şemsiana, Muğla ilinin içme suyunu getirmiş olmasıyla meşhur olmuştur.

Hamursuz Dede Türbesi: Türbede 1380-1450 senelerinde yaşayan Hamursuz Dede isimli bir zât medfundur. Aynı isimle anılan bir tepenin üzerindedir.Rivâyete göre Kurbazâde Medresesi mutfağında hamur işlerine baktığı ve hamura maya katmadığı için Hamursuz lakabıyla meşhur olmuştur.

Sarıana Türbesi: Marmaris’te Güllük’e giden yol üzerindedir. Sarıana kerâmet göstererek Kânûnî Sultan Süleymân Hana Rodos’un feth edileceğini müjdelemiş; ineğiyle de ordunun süt ihtiyacını karşılamıştır.

Beçin Kalesi: Muğla yakınlarında olup, Bizans kalıntıları üzerine Menteşeoğulları tarafından yaptırılmıştır. Önemli bir merkez olup, Menteşeoğulları beyleri Beçin’de otururlardı. Kalede Medrese, Menteşeoğlu Gâzi Ahmed Beyin türbesi ve hamamı vardır.

Bodrum Kalesi: Roma katolik kilisesine bağlı Rodos şövalyeleri tarafından on beşinci asırda havari Petrus adına yapılmıştır. Kalenin dört burcu ayrı ülkelerce inşâ edilmiştir. En büyük (aslanlı) kuleyi İngilizler, en yüksek yerdekini İspanyollar yaptırmıştır. Kale duvarları Hıristiyanlarca kutsal sayılan kişilerin kabartmaları ile Lâtince ve Yunanca yazılarla ve Rodos şövalyeleri armaları ile süslenmiştir. Kale daha önce zelzelede yıkılan Bodrum (Halikarnas) mozalesinin taşları ile yapılmıştır. Bu kale Cumhûriyet döneminde onarılmış ve bir kısmı müze haline getirilmiştir. Asma köprülü 5 kapısı, 3 kulesi ve 3 kat suru vardır. Osmanlılar kaleyi hapishâne olarak kullanmışlardır. Bodrum açıklarında Yassıada civârında deniz altından özellikle Fenike gemisinden çıkarılan eserler bu kalede toplanmıştır.

Kalenin Osmanlı döneminde câmiye çevrilen kilisesi 1965’te su altı müzesine çevrilmiştir. Bodrum Limanında 40 m derinlikle 400 sene önce batan Osmanlı ticâret gemisi çıkarılma çalışmaları devam etmektedir.

Keramos Kalesi: Muğla’nın 64 km güneydoğusunda Keramos’ta eski çağlardan kalma bir kaledir.

Marmaris Kalesi: On altıncı asırda Kânûnî Sultan Süleyman Han koydaki yarımada üzerine yaptırmıştır.

Mozule Anıtı (Mausoleum): Dünyânın yedi harikasından biri sayılan bu anıt Bodrum’dadır. M.S. 353 senesinde Karia Kralı Mausales adına yaptırılmıştır. Anıtkabirdir. Burada 19. asırda kazı yapan İngilizler, bulunan heykelleri British Museum’a götürmüşlerdir. Anıtın yalnız yeri, temelleri ve bâzı kabartmalı sütunlar kalmıştır. Londra’daki müzede bulunan bu anıt 44 metre yükseklikte, beyaz mermerden 24 ayak merdivenle çıkılan yuvarlak bir kaideye oturmuş ve zamanla zelzeleden yıkılmıştı.

Tiyatro: Mozulenin karşısında Göktepe denilen yerdedir.

Ayrıca Agora, Mars Tapınağı ve Kilise Bodrum’daki eski eserlerden başlıcalarıdır.

Myndos Şehri Harâbeleri: Bodrum’a 23 km uzaklıkta bulunan Gümüşlik’tedir.

Knidos Şehri Harâbeleri: Datça’nın batısında M.Ö. 7. asırda Dorlar tarafından kurulmuştur. Burada bulunan Démeter Tapınağının mühim kısmı Londra’da British Museum’dadır. Bu harâbelerde tiyatro, surlar ve çeşitli yıkıntılar vardır. Cumal ve Kargı kiliseleri Bizanslılardan kalmadır. Tekir burnundadır. Birbirine bağlı iki şehirden meydana gelmiştir. Miken, İskender, Roma ve Bizans devrinde Afrodisias mezhebinin merkezi olmuştur. Altıncı asırda İslâm levendleri şehri bir ara ele geçirmiştir. 1856-1858’de İngiliz arkeologları kazılarda bulduğu heykel, kandil ve paraları Londra’daki British Museum’a kaçırmışlardır. Büyük tiyatronun mermer taşlarını ise Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa; Kahire’deki sarayının inşâatında kullanmıştır. Dolmabahçe Sarayındaki bâzı mermerler buradan gelmiştir. Aslanlı anıt Londra’daki müzeye kaçırılmıştır. Bu şehirde yirmi bin ve on bin kişilik tiyatro, pembe tapınak, kâinat tapınağı, Akropol, Nekropol (mezar odaları) başlıca eserlerdir.

Amos Şehri Harâbeleri: Marmaris yakınlarında M.Ö. 5. asırda kurulan ve korsanların barındığı bir şehirdi.

Telmessos Şehri Harâbeleri: Fethiye yakınlarında Lidyalıların kurduğu bir liman şehridir. Kakasbos Tapınağı, Aminta, Anıt kabri, kayalara oyulmuş Lidya mezarları, su kemerleri, sarnıçlar ve kale başlıca kalıntılardır. Amintas Kuyu Mezarı Makedonya Kralı İskender’in komutanlarından Amintas için M.Ö. 4. asırda yapılmıştır.

Caunus Şehri Harâbeleri: Köyceğiz’in güneyinde Dalyan köyünde eski bir şehir kalıntılarıdır. Yirmi bin kişilik tiyatro, su kemerleri, kayalara oyulmuş mezarlar, saray ve surların harâbeleri bulunmaktadır. M.Ö. 4. asırda Giritliler tarafından yapılmış, Karia liman şehridir. İskender, Pers, Roma ve Bizans devirlerini yaşamıştır.

Ören Harâbeleri: Eski çağlara âit bir şehir harâbeleridir. Milas yakınında deniz kenarındadır. Eski Keranos şehri kalıntılarıdır.

Patara Harâbeleri: Eski çağlara âit bir şehir harabeleridir. Lidya şehridir.

Labranda Harâbeleri: Eski çağlara âit bir şehrin kalıntılarıdır. Milas’a 10 km mesâfede Kargacık köyü yakınındadır. Karia’nın en eski şehirlerindendir. M.Ö. 4. asırda kurulmuştur. İki giriş kapısı, tapınak, tepede kale ve oda mezarlar başlıca kalıntılardır.

Pınara (Minare Köyü) Harâbeleri: Eski çağlara âit bir şehir kalıntısıdır. Lidya şehirlerinin en önemlisiydi. Tiyatrosu ve 2500 kaya mezarı ile mağaralar vardır.

Kınık (Ksantos) Harâbeleri: Eski çağlara âit bir şehir kalıntısıdır. Lidya medeniyetinin önemli şehirlerindendi.

Ayaklı Köyü Harâbeleri: Milas-Selimiye yolu üzerindeki Ayaklı köyü eski çağlarda bir Karya şehriydi. Romalılara âit Evromos Tapınağı buradadır.

Kapıkırık Köyü Harâbeleri: Milas civârındaki bu köyde Heraklea şehri bulunuyordu. Bizans’tan kalma manastır, eski çağlara âit tiyatro ve şehir kalıntıları mevcuttur. Bafa Gölü kuzeydoğusundadır. M.Ö. 5. asırda Lamos Körfezinde kurulu bir liman şehridir. Piskoposluk merkezi idi. Menderes’in getirdiği alüvyonlarla denizden uzakta kalmıştır. Şehri kuşatan yüksek surlar, Dor üslûbu Athena Tapınağı, Agora (çarşı), konsey binâsı(buleutrion), Roma Hamamı, Endymior Tapınağı, kale ve kale kalıntıları vardır.

Kedreia Harâbeleri: Marmaris’in 18 km kuzeyinde Kerme Körfezinde Sedre Adası üzerindedir. Karia bölgesinin küçük bir şehriydi. Kıyı surları. Roma Tapınağı (Bizanslılar kiliseye çevirmiştir), at nalı şeklinde tiyatro, sarnıçlar, tersâne, Roma Metropolü günümüze gelen kalıntılardır.

Bargylia Harâbeleri: Günlük’ün 6 km güneydoğusunda Kemikler köyü yakınındadır. İkitepe üzerinde kurulan bir Karia şehridir. Tapınak, tiyatro, surlar, odeon, kapaklı uzuntaş, lahitler vardır.

Uydai Harâbeleri: Karaoğlan Dağı eteğinde Milas’a 7 km mesâfede Damlıboğaz köyündedir. Karia şehridir. M.Ö. 6. asırda kurulmuştur. 2,5 m yükseklikte surlar, Apollon ve Artemis tapınakları, lahitle, 41 kalker mezar vardır.

İasos: Güllük Koyunda Asun Kurin köyündedir. M.Ö. beşinci asırda kurulmuştur. Karia şehridir. Piskoposluk merkeziydi. Sarnıçlı kale, 21 basamaklı tiyatro, kabartmalı sütunlar, mezar odalar, agora ve ana kapı günümüze gelen kalıntılardır.

Strantonikeia Harâbeleri: Yatağan’a 8 km mesâfede Eskihisar köyündedir. M.Ö. 218’de Suriye KralıAntiokos karısının ismini vermiştir. Açık hava müzesinde kale, saray kapısı, çiçekli sütunlar, tiyatro sergilenir.

Tios-Doger Harâbeleri: Fethiye’ye 25 km mesâfede Döğer bucağındadır. Kabartmalı mezarlar ve sur kalıntıları vardır.

Üzümlü Harâbeleri: Kadyanda şehrinin harâbelerinden kabartma resimlerle süslü mağaralar, tiyatro, büyük ev sarnıçları, Lidya dilinde yazılmış anıt vardır.

Sidima (Dodurga) Harâbeleri: Eski Sidima şehri harâbeleri, Dodurga köyündedir. Beyaz mermerden yapılmış kitâbeli mezarlar vardır.

Lidya Kaya Mezarları(Amintas Anıtı): Fethiye civarında kayalara oyulmuş mezarlardır. Dördüncü asırda yapılmıştır. Ayrıca Roma ve Bizans devrine âit kaya mezarlar da vardır.

Leton Tapınağı: Fethiye yakınlarında Lidya Kralı Sarpedor adına M.Ö. 4. asırda yapılmıştır. Zeus Tapınağı: Milâs’ta M.S. 2. asırda yapılmıştır. Augustos Tapınağı: Milas’ta M.S. 1. asırda yapılmıştır.

Gümüşkesen Anıtı (mezarı): Milas’tadır. Korent başlıklı sütunlarla süslü Roma mezarıdır. M.Ö. 1. asırda yapılmıştır. Piramit biçimli bir çatıyla örtülüdür. Tavanı geometrik şekiller ve çiçek motifleriyle süslüdür. Çatıyı tutan 12 sütun korent başlıklıdır. Baltalıkapı: Milas’tadır. Karyalılardan kalmadır. Sinuri Tapınağı: Milas yakınlarında Kalınağıl’dadır. M.Ö. 6. asırda yapılmıştır. Karyalıların taptıklarıSinuri için yapılmıştır. Aynı yerde bir kulenin yıkıntısı vardır. Bizanslılar bu tapınağı kiliseye çevirmişlerdir.

Akköprü: M.S. 3. asırda Romalılar tarafından yapılmıştır. Köyceğiz’e 33 km mesâfede 30 m yükseklikte 50 m uzunlukta târihî bir köprüdür. Ege’yi Akdeniz’e bağlayan tek köprüdür.

Müzeler:

Bodrum Müzesi: Dünyânın en zengin sualtı eserleri bulunan bu müzede. Karyalılara âit zengin eserler de vardır. Müze Miken Salonu, Sualtı eserleri Bölümü ve Karya Salonu olarak üç bölümden ibârettir. Fethiye Arkeolojik Müzesi: Bu müzede Lidya, Roma Bizans ve Osmanlı devrine âit eserler sergilenir. Milas Müzesi: Eski eserler sergilenir. Letoun Müzesi.

Mesire yerleri:

Muğla ilinin Akdeniz ve Ege denizlerinde 1114 km uzunlukta kıyısı vardır.ÊBu kıyılar dünyânın en girintili ve çıkıntılı kıyıları olup, dantel veya oya gibi işlenmiş olan bu kıyılarda irili ufaklı yüzlerce koy, körfez, burun, adacık ve Bodrum, Fethiye, Marmaris ve Güllük limanları bulunur. Muğla tabiî güzellikler bakımından en güzel illerimizden biridir. Sayılamayacak kadar tabiî güzelliklerinden bâzıları şunlardır:

Günlük Ormanları: Fethiye ileMarmaris arasında “günlük” ağaçlarından meyana gelen bu ormanın dünyada diğer bir eşi Kaliforniya’da olup, Türkiye’dekiler dünyânın en güzelidir. Bu ormanlarda dolaşmak zevkli ve sıhhata faydalıdır. Çok güzel kokan “günlük” ağaçlarından elde edilen sığla yağı ilâç ve parfüm sanâyiinde kullanılır.

Ula Kapuzu: Ula ilçesinin 2 km yakınında 500 m yükseklikte bir tepedir. Buradan deniz ufkunun ve bilhassa akşam güneşinin batışının (gurubun) seyrine doyum olmaz.

Sakar Tepesi: Muğla-Marmaris yolu üzerinde Muğla’ya 18 km mesâfededir. 550 m yükseklikteki bu tepeden Gökova Körfezinin, yemyeşil ormanın, masmavi denizin, kenarları okaliptüs ağaçları ile süslü kıvrım kıvrım akan derelerin, çiçek dolu yamaçların, çayırların ve köylerin manzarası târif edilemeyecek kadar güzeldir. Bu manzaraları seyredenler hayran kalmaktadır.

Gökova Körfezi: Dünyâda bir eşi bulunmayan bu körfezin kıyıları orman ve meyve bahçeleri ile sanki dantel gibi örülmüştür. Kıyıları, yusyuvarlak ve pembe kumlarla kaplı kumsalları, güzel adacıkları ve fevkalâde güzel manzarası ile Muğla’nın ve dünyânın en güzel köşelerinden biridir. Kadral Adası ayrıca kendine has güzelliğe sâhiptir.

Ölü Deniz Belceğiz: Fethiye’ye 12 km mesâfede kuytu ve gizli bir liman özelliğindedir. Gemiler için emin bir sığınaktır. Kenarları şahane bir dinlenme yeridir. Deniz berraktır. 45 metre derinlikteki dip çok net olarak görülür. Deniz avcılığı için müsâittir. Yatların ölü denize girmesi yasaktır. Bu tedbir burasının kirlenmesini önlemek içindir. Ölü Denizin güzelliğini anlatacak kelime bulmak zordur. Bu kapalı koyda mavinin yeşile, yeşilin kum beyazına dönüştüğü sular, denizin içine kadar inen çamlar insanda garip hisler meydana getirir.

Kelebekler Vâdisi: Kıdırak Plaj Parkının güneyinde, Kötürümsu Koyunun iç kısmındadır. Vâdide bahar aylarında rengârenk binlerce kelebek görülür.

Gedova Adası: Köyceğiz Gölünün ortasında ormanlarla kaplı bir adadır. Küçük iskelesi, plaj ve bungalov tipi evleriyle güzel bir dinlenme yeridir.

Dalyan: Köyceğiz Gölünü denize bağlayan tabiî kanalın orta kısmındadır. İskele, gazino ve lokantası vardır. Yakınında târihî harâbeler, kanalın denize döküldüğü yerde Gökbeli ismi verilen yerde 100 m genişliğinde kumsal vardır. Kumsalın yanından yükselen dağların ve kıyıların manzarası çok güzeldir.

Gümbet: Bodrum’a 2 km mesâfededir. Plajın kumu çok incedir. Su sığdır.

Karaağa: Bodrum Limanına 5 km mesâfededir. Fok Mağarası ve Güzellik Ilıcası meşhurdur. Fok Mağarası romatizma hastalığına iyi gelir.

Bardakçı Köyü: Bodrum yakınındadır. Küçük bir plajı tatlı bir su kaynağı vardır. Mitolojilerde geçen Salmakis Çeşmesinden akan su budur.

Kara Toprak: Turgut Reis veya Karabağ diye de bilinir. Bodrum’a 22 km mesâfededir. Plajı ince kumludur. Kamp ve mesire yeridir. Turgut Reis’in doğduğu yerdir. Anıtı vardır.

Gümüşlük: Bodrum’a 24 km mesâfededir.

Demir: Torba kıyılarının yanında İkiz Adaların karşısında deniz ve kumu nefis bir koydur.

Torba Kıyıları: Bodrum’a 9 km mesâfededir. Balçık Koyu adı verilen bu yer balık avcılığı için çok uygundur.

Paşalimanı: Volkanik bir bölge olan bu yerden limana bakılınca, çevredeki adalarla burasının sulara gömülmüş bir krater ağzını andırdığı görülür.

Bodrum: Sayısız tabiî güzellikleri bünyesinde taşıyan bir ilçedir. Her yeri eşsiz güzelliklerle oya gibi işlenmiş kıyıları tabiî kumsallarla doludur.

Marmaris: Âdeta bir dantel gibi işlenmiş koyların süslediği Marmaris çok güzel bir ilçedir. Dünyâda eşi sâdece Kaliforniya’da bulunan “Günlük Ormanı” bu ilçededir. Denizaltı avcılığı, balıkçılık ve kara avcılığı çok zengindir. Sâhillerinde laos, mercan, barbunya, lüfer ve trançabalığı avlanır. Kara avcılığı ise tavşan, dağkeçisi, ayı, keklik ve çeşitli kuşlar bakımından zengindir. Ege’nin Akdeniz adalarından turist gelen (uğrak kapısı) olan Marmaris’in her yanı deniz, yeşillik ve kumsallarla örtülüdür. Amos Bahçealtı: Marmaris’e 7 deniz mili mesâfededir. Karadan gitmek zordur. Rodos Şövalyelerinden kalma kale kalıntısı vardır. Günnücek Piknik yeri: Marmaris’e 2 km mesâfededir. Millî parktır. Günlük ağaçları ile süslüdür. Turunç: Marmaris’e 5 km mesâfede bir mesire ve deniz sporlarının yapıldığı yerdir. Aktaş: Piknik ve kamp yeridir. Marmaris’e 3 km mesâfededir. Gölenye Piknik Yeri: Marmaris’e 7 km mesâfededir. Yolu düzgündür. Ordugâh: Marmaris’e 4 km mesâfede güzel bir yerdir. Alkaya Mağarası: Marmaris yakınındadır. Görülmeye değer bir yerdir.

Milas: Bafa Gölü krater ve göller ile Güllük Plajı sakin ve şahane manzaralı bir yerdir. Turistik tesisleri vardır. Ören Plajı balıkçılığı ile meşhurdur.

Datça: İlçe bir yarımadanın ortasındadır. İlçede 5 dönümlük belediye parkı, parkın etrafında Roma devri eserleri vardır. Burgaz, Gebekum, Karaincir, Palamut, Tekir ve Kargı dinlenme yerleridir.

Gökova: Muğla-Marmaris yolu üzerinde Muğla’ya 30 km, Ula’ya 19 km, Marmaris’e 25 km mesâfededir. Gökova ve Sakar virajının manzarası çok şahanedir. Ayrıca Sedir Adası, Turnalı Koyu, Akbük Mal Deresi, Gelibolu Bük mesire yerleridir. Denizi ve kumu güzel olan bu koylar deniz avcılığına çok müsâittir.

Fethiye: Dağların denize kadar sokulduğu, çok güzel manzaralı kumsalların uzadığı Fethiye civarında 19 antik şehir harâbesi vardır.

Dağ, deniz, orman ve kumsalların kucaklaştığı Fethiye her yanı eşsiz tabiî güzelliklerle doludur. Körfezde irili ufaklı 14 ada vardır.

Şövalye Adası: İç körfezin ortasındadır. Turistik tesisleri vardır. Tersane ve Kızılada kamp piknik ve dinlenme yerleridir. Çalış Burnu: Fethiye’ye 6 km mesâfededir. Tabiî plajı 10 km’dir. Dirlik: Güzel bir kamp yeridir. Kadyanda (Üzümlü): Fethiye’ye 22 km mesâfede dinlenme ve mesire yeridir. Küçük Kargı: Fethiye-Muğla yolu üzerindedir. Tatlı içme suyu vardır. Fethiye’ye 21 km mesâfededir. Göçek Körfezi: Birçok adayla süslü olan bu körfez aynı zamanda krom ve manganez ihraç edilen bir limandır. Katrancı Koyu-Çamlıköy: Fethiye’ye 19 km uzaklıktadır. Kamp kurmak isteyen turistlerin tercih ettiği yerdir. Kumluova-Karadere: Fethiye’ye 75 km mesâfededir. Suyu ılık ve sığdır. Başlıca mesire yerleri; Dont ve Seki yaylaları, Değirmenbaşı, Karapınar, Çırpı (Aksızlar), Samanlık, Boncuklu, Deliktaş Koyu, Karaçulha, Eldirek, Patlangıç, Zorlar, Kayabaşı, Doğanlar, Bekçiler, Çaltılar, Çobanisa, Ceylan, Temel köydür.

Köyceğiz: 20-35 km’lik bir çevre içinde denizi, gölü, ormanları, dağları ve yaylaları iç içedir. Her çeşit spora ve dinlenmeye müsâittir. Dalyanı, gölüyle Köyceğiz eşsiz, bir sayfiye yeridir. Gölle deniz arasındaki dere (boğaz) balık bakımından çok zengindir. Türkiye’nin en iyi balık yumurtaları buradan elde edilir.

Sultaniye Köyü: Köyceğiz yakınındadır. Fevkalade göl plajları, şifâlı kaplıcaları ile tanınmıştır. Ağa Köyü: 800 m yüksekte ormanlarla çevrili güzel bir yerdir. Köyceğiz Gölü: 55 km2lik bir yüzölçümü vardır. Denizden 10 m yüksektedir. Çok dar bir boğazla Akdeniz’e bağlanır. Med ve cezirden faydalanarak balık avlanır. Kefal, levrek, çipura, pisi ve sazanbalığı yakalanır.

Befa Gölü: Balık bakımından zengin olduğu gibi güzel bir mesire yeridir. Yamaçları zeytin ağaçları, eflatun ve pembe renkli zakkum çiçekleri ve katır tırnakları etrafını süsler.

Kaplıca ve içmeler:

Muğla ili, şifâlı su kaynakları bakımından zengin sayılır. Fakat bu suların bir bölümünde yeterli kaynak yoktur. Bâzıları şunlardır:

Karaada Mâden Suyu: Bodrum sâhilinin sol tarafında Karaada’nın karşısındadır. Tedâvi ve konaklama tesisleri vardır. Kaplıcanın suyu banyo olarak; romatizmal hastalıklara, kırık-çıkıklardan sonraki mafsal yapışıklıklarına, kronik iltihaplı hastalıklara, kadın hastalıklarına, nefrit hastalıklarına faydalıdır.

Gebeler Ilıcası: Fethiye ilçesine 35 km uzaklıkta Gebeler köyündedir. Tedâvi ve konaklama tesisleri iptidai olup, gelenler çadır ve çardaklarda kalırlar. Kaplıcanın suyu içme olarak mîde-barsak, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına; banyosu ise her türlü romatizmal ağrılara, nefrit ve deri hastalıklarına iyi gelir.

Sultaniye Kaplıcası: Köyceğiz Gölü kıyısındadır. Tedâvi ve konaklama tesisleri mevcut olan kaplıcanın suyu, içme olarak karaciğer, safra yolları ve barsak hastalıklarına, rûhî ve bedenî yorgunlukların giderilmesinde faydalıdır.

Bozhöyük Kaplıcası: Yatağan’a 6 km uzaklıkta Bozyakası köyündedir. Tesisleri mevcuttur. Kaplıcanın suyu; mîde, karaciğer, safra kesesi hastalıklarına, taşlı taşsız kronik kolesistike faydalıdır.