İZN-İ SEFÎNE
İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçecek yabancı gemilere verilen izinlere karşılık alınan resim (harç, vergi). Fâtih Sultan Mehmed Han Anadolu Hisarını tâmir ettirip Rumeli Hisarını yaptırdığı sene (1452) ilk defa sefîne harcı alınmaya başlandı. İstisnâsız bütün yabancı gemilerin muâyenesi ile geçme hakkı alındıktan sonra gitmelerine müsâade ediliyordu. 1650-1669 yıllarında yapılan antlaşmalara göre, izn-i sefînenin miktârı her gemi başına 300 akçe olarak tesbit edildi. Ancak sonraki yıllarda gemilerin buharlı ve yelkenli olmalarına göre farklı ücretler alındı. Geçişlerden o zamanki paraya göre senelik ortalama olarak 2500 altın gelir sağlanıyordu.
İzn-i sefîne fermanları ekseriya isim yerleri açık olarak Dîvân-ı Hümâyûn kalemince hazırlanırdı. Alınan paralar devletin umûmî gelirleri kısmına dâhil edilmezdi. Bunlar önceleri Dîvân-ı Hümâyûn kalemine ayrılırken sonraları liman idâresine bırakıldı.
Güney Marmara bölgesinde bir göl. Yüzölçümü 308 km2dir. Doğu-batı uzunluğu 32 km, genişliği 12 kilometredir. Türkiye’nin beşinci büyük gölüdür. Denizden yüksekliği 85 m, en derin yeri 65 metredir. Su toplama alanı 1246 km2dir. Uzanışı bakımından Gemlik Körfezinin devâmı biçiminde görülür. Kuzey ve güneyinde yükseklikleri 500 m kadar olan göle doğru dik yamaçlarla inen dağlar arasında bir göldür.
İznik Gölü çanağı, batıda Gemlik Körfezinden, doğuda Geyve-Pamukova çöküntü alanına kadar uzanan tektonik çukurlar dizisi içinde teşekkül etmiştir. İznik Gölü çevredeki dağlardan inen dereler ve kaynak suları ve yağmurlar ile beslenir. Gölden Gemlik Körfezine doğru açıktan bir ayak çıkmaz, sızıntı sular Karsak Deresi ile birleşerek Gemlik Körfezine dökülür. Göl seviyesi kış ve ilkbahar aylarında yükselmekte, sonbahar aylarında düşmektedir. Yükselme ve düşme arasındaki fark, 50-100 cm arasında değişmektedir. Bu düşme tarla ve bahçeleri sulamayı olumsuz yönde etkilemektedir. Bu tatlı sulu ve duru gölde çeşitli balıklar üremiştir. 15-20 cm’yi bulan balık türlerinden başlıcaları sazan, sarı balık ve yayındır. Gölde balıkçılık gelişmiş ve bir geçim kaynağı olmuştur. Göl çevresinde bir çok yerleşim yerleri, zeytinlikler, bağlar ve bahçeler vardır. Bunlardan doğu kıyısında târihî ve turistik İznik ile batısında Orhangâzi şirin bir kasabadır.
Alm. Isobare, Fr. Isobare, İng.Isobar. Kimyâda, kütle numarası aynı fakat atom numarası ve kimyâsal özellikleri farklı olan atomlar için kullanılan bir terim. Helyumun bir izotopu, hidrojenin bir izotopu ile izobardır. He3, 2 proton ve 1 nötron ihtivâ eden çekirdeğe, H3 (trityum), ise 1 proton ve 2 nötron ihtivâ eden çekirdeğe sahiptir. Yani bu iki elementin atom numaraları (proton sayıları) farklı fakat kütleleri aynıdır. İzobarlara misal olarak 48Cd113 - 49In113, 51Sb123 - 52Te123 verilebilir ve bunlar kararlı izobarlardır.
İki komşu izobar elementler pozitron veya beta dezentegrasyonu yaparak birbirine geçiş yapabilirler. Mesela 37Rb87 38Sr87 izobar çiftinde Rb bir (b-) dezentegrasyonu yaparak kararlı olan 38Sr87 hâlini alır.
Alm. Isobare (f), Fr. Isobare (f), İng. Isobar. Bir harita veya grafik üzerinde işâretlenmiş, üzerlerindeki atmosfer basıncı eşdeğer noktaları birleştiren çizgi. Genellikle meteorolojide kullanılır. İzobar çizgilerini meydana getirmek için ilk olarak yeryüzünde çeşitli gözlem istasyonlarındaki atmosfer basınçları ölçülür. Bunlar gerçek basınç değerleridir. Gerçek basınçlar da formül kullanılarak deniz seviyesine indirgenirler. Deniz seviyesine indirgemek o yerin deniz seviyesinde bulunması durumunda üzerinde olacak atmosfer basıncını hesaplamak demektir. Bâzı devletler, meselâ Güney Afrika Cumhûriyetinin güney kısmı deniz seviyesine çok yakın bir irtifâda olduğu için buralarda ölçülen değerler direk olarak kullanılabilir. Gözlem istasyonlarının işâretlenmiş bulunduğu harita da basınçları eşit olan noktalar birleştirilerek izobar çizgisi veya eşdeğer basınç çizgisi meydana getirilmiş olur.
İzobar çizgilerinin harita üzerinde meydana getirdikleri alanlara izobar alanı veya topografik alan adı verilir. Dünyâda genel olarak dört izobar alanı vardır. Bunlar, kutuplardaki kutupsal yüksek basınç (antisiklon) 60° paralellerindeki subpolar (kutupaltı) alçak basınç (siklon), 30° paralellerindeki subtropikal yüksek basınç ve ekvatordaki ekvatoral alçak basınç bölgeleridir. Bunlar geneldir. Asya’da olduğu gibi, yazın alçak basınç merkezi olan bir yer kışın yüksek basınç alanı olabilir. Bunların dışında siklon, antisiklon alanları, izobar vâdileri, talveg, boğaz ve diğerleri de vardır.
İzobarlardan elde edilecek bilgiler çok önemli olabilir. Bunlardan basınç merkezlerinden, basınç merkezleri arasında veya basınç merkezine doğru olabilecek hava hareketleri, bu hareketin şiddeti ve yönü de tahmin edilir. Böylece zararlı olabilecek durumlara karşı önceden tedbir alabilme imkânı ortaya çıkar.
İzobar terimi meteorolojinin dışında bâzı alanlarda da kullanılır. Fizikte sâbit basınç altında meydana gelen gaz genleşmesine izobar genleşme denir. Tıp ve biyolojide de molekül yoğunlukları, dolayısıyla ozmoz basınçları eşit olan iki sıvı için kullanılır.
Alm. Isoelektrischer, Punkt (m), Fr. Point (m) isoélectrique, İng. Isoelectric point. Kolloidal tâneciklerin elektrikî alanda hareket etmediği kolloidal suspansiyonun dağıldığı ortamın pH değeri.
Böyle bir noktada kolloidal çözeltide dağılmış olan tânecikler elektroforatik değildir. İzoelektrik nokta, protein gibi kolloidal maddeleri karakterize etmek için kullanılır.
Alm. Isomerie (f), Fr. Isomérie (f), İng. Isomerism. İki veya daha çok kimyâsal bileşiğin aynı sayıdaki (orandaki) aynı elementten meydana gelmesi olayı. Bu bileşiklere izomer bileşikler denir ki; bunların molekül ağırlıkları aynı olmasına rağmen, fiziksel veya kimyâsal özellikleri veya her ikisi de farklıdır. İzomeri olayı daha çok organik bileşiklerde görülür. Fakat inorganik bileşiklerde de rastlanır.
Yapısal izomeride bileşiklerin bileşimi aynıdır. Fakat atomların uzayda dizilişi farklıdır. İskeletin dizilişi farklı olduğu gibi bağlanmalar, fonksiyonel ve atomik gruplar da farklıdır. Mesela, normal bütan ile 2-metil propan birbiri ile izomerdir ve burada iskelet düzeni farklıdır:
H H H H H H H
| | | | | | |
H ― C ― C ― C ― C ― H <―> H ― C ― C ― C ― H
| | | | | | |
H H H H H | H
Normal Bütan I
C4H10 H ― H ― H
2-Metil Propan
Görüldüğü gibi iki bileşik aynı sayıda karbon ve hidrojenden meydana gelmiştir. Hidrokarbonlarda karbon sayısı arttıkça izomer sayısı da artar. C5H12 bileşiğinin üç izomeri olduğu halde C9H20 bileşiğinin 35 tane izomeri vardır. C20H42 bileşiğinin teorik olarak 336.319 izomeri vardır. Mevkiye bağlı olan izomeri olayında çift bağların veya grupların yerleri değişiktir:
CI CI CI H
| | | |
H ― C ― C ― H CI ― C ― C ― H
| | | |
H H H H
1,2 Dikloretan 1,2 Dikloretan
Bu verilen misâllerde atom veya grupların mevkilerini değiştirmeleriyle izomer bileşikler meydana geldiği görülmektedir.
Fonksiyonel grupların değişik olması ile de izomeri olayı meydana gelmektedir:
H
|
CH3 ― C ― OH <―> CH3 ― O − CH3 ―> C2H6O
|
H
Etil Alkol Dimetil Eter
Steroizomeride bileşikler, aynı karbon iskeletine ve iskelette aynı pzisyonda aynı fonksiyonel gruplara sâhiptir, fakat uzayda üç buutlu düzenler farklıdır. Bunlar geometrik ve optik izomeri olmak üzere iki tiptir.
Maleik asit ile fumarik asit bir geometrik izomeri gösterir. Fiziksel ve kimyâsal özellikleri tamâmen farklıdır:
H COOH H COOH
\ / \ /
C C
|| ||
C C
/ \ / \
H COOH HOOC H
Maleik asit Fumarik asit
Optik izomeride moleküller her birinin asimetriği yâni biri diğerinin aynadaki görüntüsü gibidir:
COOH COOH COOH
| | |
H ― C ― OH HO ― C ― H H ― C ― OH
| | |
HO ― C ― H H ― C ― OH H ― C ― OH
| | |
COOH COOH COOH
(+) Tartarik Asit (-) Tartarik Asit Mesotartarik Asit
Alm. Isoprene, Fr. Isopréne, İng. Isoprene. Kapalı formülü C5H8 olan renksiz, uçucu sıvı hidrokarbon. 2-metil-1.3- bütadien olarak da bilinir. Petrol veya kömürün damıtılması ile elde edilir.
İzopren doymamış bir bileşik olarak polimerleşmeye yatkındır. İzoprenden tabiî kauçuğa çok benzeyen sun’î kauçuk polimerleşme işlemiyle elde edilmektedir. İzoprenin en çok kullanıldığı saha sun’î kauçuk üretimidir.
Alm. Isotherme (f), Fr. Isotherme (f), İng. Isotherm. Sâbit sıcaklıkta çizilen doğru veya eğriler. Sâbit sıcaklıkta gazların basınçları ile hacimleri arasında çizilen grafiklere izoterm grafikleri denir. Bu grafikle elde edilen eğri hiperboliktir.
Yapılan denemeler sâbit sıcaklıktaki bir gazın basıncı ile hacmi arasında P.V = K (sâbit) şeklinde bir münâsebet bulunduğunu göstermiştir. Buradaki P basınç, V hacimdir. Daha açık bir ifâdeyle, basınç ile hacim ters orantılıdır. Yani basınç arttıkça hacim azalır, basınç düştükçe hacim büyür. Bu deneme Boyle ve Mariotte tarafından yapılmış olduğundan, yukarıdaki ifadeye de Boyle-Mariotte kanunu denir. Bu deneme sonucu elde edilen değerlerle çizilen grafiğe de izoterm grafiği denir.
ŞEKİL VARRRR!!!!
Alm. Isotherme (f), Fr. Isotherme (f) İng. Isotherm. Bir harita veya grafik üzerinde işâretlenmiş, sıcaklıkları eşit noktaları birleştiren çizgi veya eğri. İzoterm eğrilerini ilk önce Alman bilgini A.Von Humboldt kullanmış, yeryüzünün yıllık izoterm haritalarını çizmiştir. İlk olarak yapılan aylık izoterm haritaları ise H. Doven’in Ocak ve Temmuz izoterm haritalarıdır.
Esas olarak izoterm eğrileri, eşit sıcaklıktaki alanların hava içinde meydana getirdikleri dalgalı eş sıcaklık yüzeylerinin yeryüzüne izdüşümüdür. İzoterm haritaları günlük, haftalık, aylık, senelik gibi çeşitli zaman birimlerine göre yapılır. Bu şekilde uzun zamanlar için yapılan yâni bir genellik teşkil eden izoterm eğrileri dünyayı esas alarak üç bölgeye ayırır. Bunlar ekvatordan îtibâren güney ve kuzey kutuplarına doğru sırayla uzanan, sıcak kuşak, orta kuşak ve soğuk kuşaktır. Bu bölgeler iklimsel hâdiselerin cereyanını tesbit ve tahminde büyük rol oynarlar. Ancak makroklima diye adlandırılan bu bölgelerin içinde mikroklima denilen değişik iklimsel özelliğe sahip olan yerler bulunabilir. Meselâ sıcak kuşakta coğrafî durumu sebebiyle çevresine nazaran daha ılıkça bir bölge görülebilir.
İzoterm eğrilerinin çizilmesinde yeryüzündeki belirli istasyonlardan faydalanılır. Buralarda ölçülen veya belirli bir zaman için ortalaması alınan sıcaklık değerleri harita üzerinde istasyonları belirten yere işaretlenir. Bunlar gerçek izoterm haritalarını meydana getirirler. Gerçek izotermler tahmin ve tespit işlerinde ancak ek hesaplamalarla kullanılabildiklerinden direk olarak kullanılmazlar. Bunlar her 100 m için 0,56°C eklenerek deniz seviyesine indirgenirler. Örnek olarak 1950 m rakımdaki Erzurum’da Ocak ayı izotermleri -15°C civarında iken bu değer 1950 metre için 11°C arttırılarak -4°C olan deniz yüzeyine indirgenmiş izoterm elde edilir. Deniz yüzeyine indirgenmiş sıcaklıkları eşit olan noktalar da birleştirilerek izoterm ağları da denilen izoterm haritaları elde edilmiş olur.
İzoterm terimi meteorolojinin dışındaki bâzı alanlarda da kullanılır. Matematikte Laplace denkleminin herhangi bir sâbite eşit kılınması ile elde edilen çizgiye “izoterm çizgisi” denir. Fizikte, gazların fiziksel durumlarını etkileyen değerlerden sıcaklığın sâbit tutulup, diğer değerler olan basınç ve hacimin değiştirilmesi (izotermik değişme) hâlinde elde edilen kıymetlerin grafik üzerinde gösterilmesi ile izoterm eğrileri elde edilir. Demiryollarında kullanılan ısı yalıtkanlığına sâhib olan ancak ısıtma veya soğutma sistemi bulunmayan vagonlara “izotermal vagon” denir. Yine bunlara benzeyen, termos gibi kaplar da “izotermik” kaplar olarak adlandırılırlar.
Alm. Isotonisch, Fr. Isotonique, İng. Isotonic. Aynı basınçlı demektir. İzotonik sıvı çözeltileri insan serumuyla aynı osmotik basınca sahiptir. Geçiş özelliği aynıdır. Bu sebeple vücutta zararlı etkilerde bulunmazlar, alyuvarları eritmezler ve dokuları tahrip etmezler. Bu özellikleri ile vücuttan kaybolan sıvıyı yerine koymak için kullanılabilirler. Bu kayıplar ciddî kan kayıpları olabildiği gibi şiddetli kusmalar veya ağır ishaller sebebiyle olabilir. Ağızdan beslenemeyenlerde damardan beslenmek için kullanılan izotonik çözeltiler de vardır.
İzotonik sıvılardan bâzıları izotonik tuz çözeltisi, ringer çözeltisi, Darrow çözeltisi, izotonik şeker çözeltisidir. Bunlardan izotonik tuz çözeltisi yara pansumanında da kullanılır.
Alm. Isıtop (n), Fr. Isotope (m), İng. Isotope. Atom numarası aynı, fakat atom ağırlıkları farklı olan elementlere verilen ad. Kimyâsal özellikleri hemen hemen aynı olduğu için periyotlar cetvelinde aynı yerde bulunan, bu elementlere izotop elementler denir.
Târihçe: 1907’de H.N. Mc Coy ve W.H. Ross belirli radyoaktif bozunma ürünlerinin toryumda olduğu gibi aynı kimyevî özelliğe ve farklı atom ağırlığına sâhib olduğunu keşfettiler. 1913’te bu elemente izotop adı F.Soddy tarafından verildi. Kararlı halde bulunan izotopların varlığını ilk önce 1913’te Thomson, pozitif neon iyonlarının manyetik alanlardaki sapmalarını ölçmek suretiyle keşfetti. Bu metodlaThomson birinin kütlesi 20, öbürünün kütlesi 22 olan iki neon iyonunun mevcut olduğunu gördü. Aston ve Dempster tarafından sürdürülen ve “kütle spektrometresi” temeline dayanan çalışmalar, birçok elementin aslında kütle sayıları farklı izotop karışımlarından meydana geldiğini gösterdi. Aynı senelerde Soddy veFajans’ın çalışmaları sonucu kimyevî yolla ayrılamayan elementlerin varlığı ortaya kondu. Bu elementler biribirinden radyoaktif devir ve atom ağırlıklarının farklı olmasıyla ayrılabilir. Bugün yaklaşık 1500 tâne izotop bilinmektedir. Bunlardan 280 tânesi kararlı ve 25 tânesi radyoaktif olmak üzere tabiatta bulunur. Yaklaşık 1200 kadarı da sun’î olarak elde edilmiştir.
Kararlı izotoplar:Berilyum, sodyum, kobalt gibi bâzı elementlerin sadece bir tane kararlı izotopları vardır. Diğer elementlerin kararlı izotoplarının sayısı iki ilâ on arasında değişir. Meselâ klorun iki, kükürdün dört, kalsiyumun altı ve kalayın on tâne kararlı izotopları vardır. Kalay en çok kararlı izotopa sâhip elementtir.
Kütlesi küçük olan elementlerin çoğu bir veya iki kararlı izotoplara sâhiptir. Bu izotopların her birinin çekirdeğindeki nötron sayısı, genellikle proton sayısı ile aynıdır. Ağır elementlerin çoğunun iki ilâ on arasında değişen kararlı izotopları vardır. Bu izotoplarda, çekirdeğin kararlılığı için nötronun protona oranının büyük olması gerekir. Meselâ kalayın bir izotopunun çekirdeğinde 74 nötron ve 50 proton vardır. Nötron, proton oranı 1,5 tan fazla olan çekirdeklerde kararlılık, oran büyüdükçe azalır.
Radyoaktif izotoplar:Elementlerin her biri hiç olmazsa bir radyoaktif izotopa sâhiptir. Meselâ hidrojenin radyoaktif izotopu trityum olup, bunun yarılanma müddeti 12,5 yıldır. Kütle numarası büyük olan elementlerin 30 kadar radyoaktif izotopları olur.
Takribi 1200 kadar radyoaktif izotop vardır. Bunlar çekirdeklerin, çekirdek reaktörlerinde veya tanecik siklotronlarıyla bombardımanından elde edilir. Bunların nötron proton oranları kararlı izotopların oranlarından farklıdır. Bâzı radyoaktif izotoplar tabiî olarak meydana gelmiştir ki bunların bazılarının yarılanma süreleri milyon x milyon yıldır.
İzotopların ayrılması:Fiziksel veya kimyasal bir yolla bir izotopun başka bir izotopa göre miktarının arttırılması (karışımda nisbî artış sağlama) demektir. İzotopları ayrıştırma metodlarından biri gazların diffüzyonudur. Bir gaz karışımı pörözlü bir materyalden (sırsız porselenden, sıkıştırılmış grafitten vb.) geçirildiği zaman molekül ağırlığı hafif olan gaz önce diffüzlenir. Böylece geriye kalan gaz, ağır madde bakımından zengindir. Bu teknikle uranyum izotopları uranyum hekzaflorür bileşiği haline getirilir ki bunlar gaz bileşikleridir. Yukarıdaki işlemle reaktörlerde kullanılan uranyum 235 diğer izotoplarından ayrıştırılmış olur.
Diğer ayrıştırma metodları da şunlardır: Diferansiyel elektroliz, buharlaştırma, kimyasal yer değiştirme ve elektromagnetik ayrıştırma.
Kullanılışı: Ayrıştırılmış izotoplar veya zenginleştirilmiş karışımlar sanayide ve ilmî araştırmalarda yaygın olarak kullanılır. En çok kullanılan izotoplar; uranyum 235, kobalt 60, iyot 131, kurşun 208’dir. Uranyum 235 reaktörlerde enerji üretmek ve ilmî araştırmalar yapmak için, kobalt 60 X ışınları analizinde kullanılır.
Alm. Isotropie (f), Fr. Isotropie (f), İng. Isotropy. Fizikte her yönde maddenin özelliğinin aynı olması. Meselâ bir gaz veya sıvı izotropik maddedir. Her yöndeki özelliği aynıdır. Buna karşılık kristallerin özellikleri yöne bağlıdır. Başka bir örnek de ahşap malzemesidir. Ahşap izotrop sayılmaz; çünkü liflerine dik yöndeki özellikleriyle, lifleri yönündeki özellikleri farklıdır.
Sultan Üçüncü Ahmed Han devri vezirlerinden. Devrin seçkin şâir ve ediplerindendi. Doğum târihi kesin belli değildir. Vezir Damad Muhammed Paşanın oğludur.
1727 yılında Defterdar Mektupçusu, yâni Mâliye Bakanlığı Özel Kalem Müdürü tâyin edildi. Daha sonra babası gibi o da Defterdarlığa (Mâliye Bakanlığına) getirildi. 1729 yılında, görülen kabiliyet ve dirâyeti sebebiyle, vezirliğe terfi ettirildi. Sultan Ahmed Hanın vefâtından sonra, yerine geçen Sultan Birinci Mahmûd Hanın ilk Mâliye Bakanı olarak da hizmet verdi. Lâle devrinin önde gelen ilim ve irfan sâhiplerinden ve edebiyatçılarındandı. 1732 târihinde Bağdat ordusunda vazifelendirildi. Daha sonra Anadolu vâliliği ile Revân’a gönderildi. Bu sırada Sadâret Kaymakamlığına (Sadrazam Yardımcısı) tâyin olundu. 1734 târihinde Doğu Orduları Serdârı tâyin edilerek İran Seferine gönderildi. Revân’da bulunduğu sırada, aynı yıl içinde vefât ederek, buradaki Sâliha Sultan Câmii yakınında defnedildi.
İzzet Ali Paşa, aldığı devlet hizmetlerini başarı ile yürüttü. Dirâyetli, zekî ve çalışkan bir devlet adamıydı. Şiirle ve edebiyatla olan alâkası, kendisini çağının güçlü şâir ve münşîleri (yazar) seviyesine yükseltmişti. Şiirlerini ihtiva eden Dîvân’ı el yazması hâlindedir. Şiirleri berrak, lezzetli ve makbûldür. Kendisi aynı zamanda iyi bir hattat idi. Dîvânî üslubuyla yazdığı yazılar, üslûbunda örnek kabul edilmiştir. Kasımpaşa’da Sel Kuyusu civârında bir çeşme yaptırmıştır.
Bir gazelinden:
Sevk-i takdîrde endâze (ölçü) vü mîzân (terazi) olmaz,
Feyz-i Mevlâya göre nâkıs ü kâmil birdir.
Bir olur Adl-i İlâhî’de Süleymân ile mûr (karınca),
Dergeh-i Hak’da hemân şâh ile sâil (dilenci) birdir.
Yine erbâbı bilir ehl-i kemâlin kadrin,
Bezm-i cühhâlde Hassân ile Bâkı birdir.
İzzetâ rahmet-i Hak nîk ü bede yeksândır,
Yağsa bârân-ı kerem, bahr ile sâhil birdir.
(Bkz. Keçecizade İzzet Molla)