ISPARTA
Yüzölçümü: 8933 km2
Nüfûsu: 434.771
İlçeleri: Merkez, Aksu, Atabey, Eğirdir, Gelendost, Gönen, Keçiborlu, Senirkent,Sütçüler, Şarkikaraağaç, Uluborlu,Yalvaç, Yenişarbademli.
Güller ve göller diyârı, halısı ile meşhur bir ilimiz. Isparta Akdeniz bölgesinin Antalya bölümünde ve Göller yöresinde Burdur, Afyonkarahisar, Konya, Antalya, Beyşehir ve Burdur gölleri arasında yer alan şirin bir ildir. 30°01’ ve 31°33’ doğu boylamları ile 37°18’ ve 38°30’ kuzey enlemleri arasında kalır. Isparta’ya Türkiye’nin halı tezgahı ve gül bahçesi denir.Trafik numarası 32’dir.
İsminin Menşei
Hititler bölgeye “bereket” mânâsına gelen“Baris” ismini vermişler.Romalılar “Psidia” ismi verilen bu bölgeye hâkim olunca, “Baris” ismi yerine, kendi dillerine uygun olan “Sbarita” dediler. Şehir Türkler tarafından fethedilince buraya “İsbarita” dediler.Zamanla bu kelime halk dilinde “Isparta” olarak yerleşti.Osmanlı devrinde Isparta sancağına Hamidâbâd, sancak merkezine ise Isparta denmiştir.
Târihi
Isparta ve çevresi, târih sahnesine Hititlerle çıkar.Hititler zamânında bölgenin ismi “Arvaza” idi.Hititlerin yıkılışından sonra Frikya Krallığı bu topraklara sâhip olmak istemişse de, burayı Lidyalılar ele geçirmişlerdir. M.Ö. 4. asırda Lidyalıların elinde bulunan bu topraklarla, Kızılırmak batısındaki toprakları Persler istilâ etmiştir. Makedonya Kralı İskender, Doğu seferine çıktığında Perslerden bu bölgeyi almıştır.İskender’in ölümü ile Makedonya krallığı generalleri arasında taksim edilmiş ve Isparta çevresi Selevkos Devletinin olmuştur.Roma İmparatorluğu M.Ö. 1. asırda Selevkos Devletini ilhak edince, Isparta ve civârı Roma hâkimiyeti altına girmiştir.O târihlerde Isparta, “Psidia” isimli küçük bir şehir idi. Roma İmparatorluğu M.S. 395’te ikiye bölününce bu bölge Doğu Roma’nın payına düşmüştür.
1071 Malazgirt Zaferinden sonra Türkler,Isparta ve çevresini Bizanstan alarak fethetmişlerse de, Birinci Haçlı Seferinde Bizanslılar bu bölgeyi yeniden istilâ etmişlerdir. Selçuklu Türkleri 1203 senesinde Bizanslılardan geri alarak, yeniden bu bölgeyi ve Isparta’yı fethetmişlerdir. 1300 senesinden sonra Eğirdir’de bulunan Hamidoğulları Beyliği Isparta ve çevresini Türkiye Selçukluları ve İlhanlılara bağlı olarak idâre etmiştir. Bir ara topraklarına İlhanlılar tarafından el konulmuş ve bölgeyi İlhanlı vâliler idâre etmiştir. 1327’de Hamidoğulları Beyliği yeniden kurulmuştur. Bu beyliğin bir kolu da Antalya’da Tekeoğulları olarak hüküm sürmüştür.
1335’te İlhanlılar târih sahnesinden çekilince Hamidoğulları bağımsız olmuştur. 1380’de Sultan Murâd Han zamânında (Yalvaç ve Şarkikaraağaç) 80 bin Osmanlı altını karşılığı satın alınmıştır.Hamidoğulları Birinci Kosova Savaşında Osmanlılara asker yardımı yapmıştır. 1391’de Yıldırım Bâyezîd Hân, Isparta’nın geri kalan kısmını ve Hamidoğulları Beyliğini de Osmanlı Devletine katmıştır.Osmanlı Devrinde Isparta Anadolu Beylerbeyliğinin 14 sancağından birine, Tanzimâttan sonra Konya eyâletinin 5 sancağından birine merkez olmuştur.Isparta ismi yalnız merkez için kullanılmış sancağın ismi de “Hamid ili” (Hamidâbâd) olarak kullanılmıştır.
Isparta 1203 senesinden bu yana düşman istîlâsına uğramamış bir ilimizdir.Cumhûriyet devrinde il olmuştur.
Fizikî Yapı
Isparta topraklarının % 68’i dağlar, % 15’i yaylalar ve % 17’si ovalarla kaplıdır. Eğirdir Gölü orta kısmında, Beyşehir ve Burdur gölleri sınırlarında yer alır.
Dağları: Isparta topraklarının % 68’ini dağlar kaplar. Toros Dağlarının uzantıları olan bu dağlar,Antalya Körfezinin yukarısından iki kola ayrılarak, Isparta Ovasını çevirir ve Göller bölgesinde birleşir. İlin kuzeydoğusunda Sultan Dağları, kuzeyinde ise Karakuş Dağları yer alır. Başlıcaları:Sultan Dağları (Gelincikana Tepesi 2610 m), Karakuş Dağları (Karakuş Tepesi 1995 m), Kuyucak Dağları (Kocabulduk Tepesi 2337 m), Göl Dağları (Dedegöl Tepesi 2892 m), DavrazDağı (2635 m), Barla Dağı (Kapıdağı Tepe 2447 m), Kirişli Dağı (1893 m) ve Akdağ (1687 m)dır. 1500-2500 m arasında değişen yaylalar vardır.Keçiborlu,Avşar,Senirkent-Atabey ve Barla yaylaları başlıcalarıdır.
Ovaları: Isparta Ovası ilin en yüksek ovasıdır. Denizden yüksekliği 1000 m’dir.Çok verimli olan bu ovada buğday, arpa, gül ve meyve yetişir, Bozanönü Ovası: Denizden yüksekliği 950 m’dir. Tahıl, gülcülük ve meyve zirâati yapılır.Kuleönü Ovası:Küçük fakat çok verimlidir. Tahıl ve gül yetişir. Denizden yüksekliği 925 m’dir.
Akarsuları:Aksu Irmağı; Akdağ’ın kuzey eteklerinden çıkar, birçok dere sularını alarak Isparta’dan geçen Akdağ ve Davraz Dağı arasındaki dar bir boğazdan sonra, Burdur-Antalya’yı geçerek Akdeniz’e dökülür.Köprü Suyu; Göl Dağlarından çıkarak güneye akar, Yılanlı Ovası ve Kızıldere Boğazını geçip,Antalya’ya girer ve Akdeniz’e dökülür.
Gölleri: Isparta, “GöllerBölgesi”nde yer alır.İl içinde üç, sınırlarında iki göl vardır.
Eğirdir Gölü: Isparta ilinin ortasında 468 km2lik yüzölçüme sâhip, denizden 916 m yükseklikte ve 14 m derinlikte bir göldür.Gölün Hoyran ve Gelendost kıyıları bataklık, diğer kıyıları diktir.Gölde, Canada ve Yeşilada isimli iki ada vardır.Gölde, başta levrek ve sazan olmak üzere bol balık çeşidi bulunur. Türkiye’nin dördüncü büyük gölüdür. Göl; Keltepe-Akheçil Boğazı ile ikiye bölünür. Kuzey kısmına HoyranGölü de denir.Kovada Gölü: Yüzölçümü 25 km2 civârındadır. Eğirdir Gölü bir ayakla Kovada Gölüne bağlıdır.Gölün üzerinde iki hidroelektrik santralı vardır. Göl; güzel manzaralı, etrâfı ağaçlıklı ve av hayvanları ile doludur. Tatlı ve berrak su ile kaplı Kovada Gölünde, başta sazan olmak üzere bol balık bulunur.Gölcük: 1500 metre çapında bir krater gölüdür. Dipte kaynayan sular yağmur suları ile beslenir. Denizden yüksekliği 1300 m, derinliği 32 m’dir.Çevresi ağaçlarla süslüdür. Beyşehir ve Burdur gölleri,Isparta ili ile sınır teşkil eder ve bu göllerin bir kısmı Isparta iline âittir.
İklim ve Bitki Örtüsü
İklimi: Isparta’nın iklimi, Akdeniz bölgesi ile Orta Anadolu bölgesi iklimleri arasında bir geçiş özelliği gösterir.Yılın üçte birinde sıcaklık 0 derecenin altında seyreder.Kar yağışı azdır. Senelik yağış 445-620 mm arasında değişir.Genelde sıcaklık -17 derece ile +37 derece arasındadır.
Bitki örtüsü: Isparta il topraklarının % 40’a yakını orman ve fundalıklardan, % 20’si çayır ve mer’alardan, % 16’sı ekili ve dikili arâzilerden, % 24’ü ise tarıma elverişsiz arâziden müteşekkildir. Ekime müsâit arâzinin mühim kısmı gül bahçeleri ile kaplıdır. Atabey ve Keçiborlu’da gül bahçeleri daha çoktur. Aksu Vâdisi ve Davraz eteklerinde meyve, zeytin ağaçları vardır. 1500 m yüksekliğe kadar olan yerlerde meşe ve katran, ardıç ve maki cinsi ağaçlar ve daha yükseklerde çeşitli çam ormanları bulunur.
Ekonomi
İlin ekonomisi geniş ölçüde tarıma dayanır.Gülyağı îmâlatı en çok bu ilimizde yapılır. Halıcılık ve kükürt işletmeciliğinin de ekonomide tarımdan sonra önemli bir yeri vardır. İşsizlik azdır.
Tarım:Isparta’da en çok ekilen tahıldır. Buğday arpa, çavdar, baklagiller(nohut, fasulye ve fiğ) ve az miktarda şekerpancarı yetişir.Sanâyi bitkilerinden gül 2000 ton, haşhaş kapsülü üretimi 1000 ton ve haşhaş tohumu üretimi ise 1200 tondur.
Gül üretimine gelince; Türkiye’nin gülyağı için yetiştirilen gül bahçelerinin % 80’i bu ildedir. Hâlen senede üretilen iki milyon kilo gül çiçeğinden binde 30 nisbetinde gülyağı elde edilir ve çoğu dışarıya ihraç edilir. 1897’de Bulgaristan’a memur olarak giden Müftüzâde İsmâil Efendi, buradan getirdiği güllerle Isparta’da bir bahçe kurarak gülcülüğü başlatmıştır.Isparta’nın sebze ihtiyâcı il içindeki üretim ile karşılanır.Isparta ilinde bağcılık ve elmacılık oldukça gelişmiştir. Ayrıca ceviz, bâdem, armut, kızılcık, muşmula, vişne ve iğde yetişir.İlde sulama, gübreleme yapılmakta ve modern tarım âletleri kullanılmaktadır.
Hayvancılık:Isparta ekonomisinde hayvancılığın önemli yeri vardır. Türkmen göçebeler hayvancılıkla uğraşırlar. Koyun, kıl ve tiftik keçisi, sığır beslenir. Arıcılık gelişmiştir.Isparta ilinde bulunan göllerde balık çoktur. Eğirdir Gölü ise tatlısu balıklarının en çok bulunduğu bir göldür.Gölde, kerevit (hepsi dışarıya ihrâç edilir), kefal, sazan ve alabalık yakalanır.
Ormancılık: İlim % 40’a yakını orman ve fundalıktır. Fundalık saha 50 bin, ormanlık saha 300 bin hektar civârındadır.Sedir, kızılçam ve karaçam çoğunluktadır. Bin yaşında sedir ağaçlarına rastlanır. Bunların çapı iki metreye yakındır. Senede 200 bin m3 sanâyi odunu ve 250 bin ster yakacak odunu ile 200 tona yakın reçine elde edilir.
Mâdenleri: Türkiye’de en fazla kükürt Isparta ilinde çıkarılır. Memleketimizde bilinen kükürt rezervelerinin % 80’i Isparta’dadır.Türkiye’nin en büyük kükürt işletmeleri de bu ildedir.Kükürtten başka mevcut mâdenler şunlardır: Isparta Sav köyünde mâden kömürü; Kayı köyünde sodyum; İğdecik köyünde mâden kömürü; Lagas köyünde arsenik; Gölbaşı köyünde krom, çelik, arsenik ve cıva; Atabey-Koloğan köyünde manganez; Gelendost-Kötürnek köyünde mâden kömürü; Tokmacık’ta demir;Keçiborlu-Merkezde kükürt; Kozluca köyünde manganez; Gümüşgün köyünde demir, krom, altın, kömür ve Kaplanlı köyünde demir,Sütçüler-Darıbökü köyünde antrasit; Selköşede de taş kömürü; Şarkikaraağaç-Belceğiz köyünde manganez, kurşun, krom, bakır; Zengibar köyünde demir; Ördekçi köyünde krom,Yalvaç Yarıkkaya köyünde linyit kömürü bulunmuştur. Bu mâdenlerde, kükürtten başka hiçbiri işlenmemektedir.
Sanâyi: Isparta’da sanâyi sektörü tarıma dayalıdır.Halıcılık ve dokumacılık, gülyağcılık, orman ve mobilya, dericilik ve gıdâ sanâyii başlıca sanâyi kollarıdır.Her köy ve ilçede halı dokuma tezgâhları vardır. Bunların sayısı 25 bine yakındır. Senede 2,5 milyon m2 halı dokunur.İlde 10 iplik fabrikası, 15 halı yıkama atölyesi, 3 halı kırkımevi, halıcılık için lâzım olan pamuk ipliğini îmâl eden pamuk ipliği fabrikaları ve halıcılıkla ilgili her türlü sanayi işyerleri vardır. Dericilik sanâyii ileridir. Bir büyük fabrika ve 60 atölyede meşin, sahtiyan, kösele ve eldivenlik gibi deri yapan işyerleri vardır.Orman ürünleri ve mobilya sanâyii de önemlidir. Orman tesislerinde yonga, levha, prefabrik ev, karo ve mobilya îmâl edilir. Ayrıca bu sektörle ilgili başka iş yerleri de vardır.Gıdâ sanâyi sektörü olarak 3 büyük un fabrikası, bir bisküvi fabrikası, fruko-tamek meşrubat fabrikası, salça ve marmelat fabrikaları; yağ, çimento, tuğla, kiremit, bez ve ayakkabı fabrikaları vardır. Gülyağı (gül esansı) fabrikalarında elde edilen gülyağının çoğu yurt dışına ihraç edilir. Şarkikaraağaç’ta barit fabrikası vardır.
Ulaşım: Havaalanı yoktur.İzmir-Aydın demiryolu bir kolla Isparta’ya bağlanmıştır.Isparta ilinde 8 istisyon vardır. Demiryolu 26 Mart 1936’da gelmiştir. İl merkezini ilçelere ve ilçeleri köylere bağlayan yollar düzgündür.Isparta’nın komşu iller vâsıtasıyla İstanbul, İzmir, Antalya, Adana,G. Antep ve Ankara’ya ve ülkenin her tarafına karayolları ile irtibatı sağlanır.
Nüfus ve SosyalHayat
Nüfus: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 434.771 olup, 229.574’ü şehirlerde, 205.197’si köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 8933 km2 olup, nüfus yoğunluğu 48’dir. Şehire göç nisbeti ve gecekondu sayısı diğer şehirlere göre azdır.
Örf ve âdetler:Isparta 1071’den sonra Türklerin eline geçmiştir. 1203’ten sonra ise kesin ve devamlı olarak bir Türk beldesi olmuştur. Eski kültürlerden sâdece bâzı antik harâbeler kalmıştır.Isparta 900 seneye varan bir zamandan beri Türk-İslâm kültürü ile yoğrulmuştur.
Kıyâfet:Mahallî kıyâfet, köylerde ve mahallî oyunlarda giyilir. Sim işlemeli ve sırmalı yandan yırtmaçlı üçetek, çapraz düğmeli yelek, sırma veya kaytan işlemeli uzun mintan, şal kuşak ve pâzenden yapılmış şalvar, başa fes, ayağa yün çorap ve papuç giyilir. Fesin altına ve üstüne inci, elmas, gümüş ve altın takılır. Erkekler, boy entarisi, mintan, yemeni, fes, ayağa ceviz renginde çorap, şayak pantalon giyerler.Kadın ve erkek giyiminde geleneğe âit öğeler tamamiyle kalkmış gibidir.
Yemekleri: Pekmez, üzüm şırası, keten helva, nokul denilen tahinli ekmek, Uluborlu böreği en çok yapılanlardır.
El sanatları: Isparta el sanatları bakımından çok ileriye gitmiştir.Halıcılık çok yaygın ve ileri seviyededir.Halıcılığa ilâveten kilim de dokunur. Eskiden heybe ve şalvar da dokunurdu. Urgancılık da ileridir.Kendirden urgan, yular, kınnap, sicim, çul, çuval ve heybe dokunur.Târih boyunca saraçcılık ve semercilikte Isparta çok ileri durumda idi.Osmanlı, Kırım-Tatar ve Macar eğerleri ve diğer eğerlerin en güzeli bu ilde yapılırdı.Isparta asırlardır dericilikte isim yapmıştır.Koyun ve keçi derisinden yapılan meşin ve sahtiyanlar ile sığır ve manda derisinden yapılan kösele, çizme, çetik ve ayakkabılar Türkiye’nin iç pazarlarında aranan mallardır.
Halkedebiyâtı: Isparta halk edebiyâtı bakımından çok zengindir. Efsâne, ağıt, hikâye, masal, atasözü ve mânileri çoktur.Halk şâirleri olarak ÇapurAli,Âşık Diler,Esrârî, Âşık Mehmed Dizârî,Âşık Mehmed,Ispartalı ÂşıkSeyrânî,Âşık Lütfi başlıcalarıdır. Oyunlar ve türküleri:Isparta, halk müziği ve oyunlar bakımından da zengindir. Bunların kaynağı Orta Asya’dan gelen Oğuz boylarıdır.Oyunlarda zeybek ön sırayı alır.Oyun ve türküler,Afyon ve Denizli’ye benzer. Samah, teke oyunları ve okşama başlıca oyunlardır.Oyunları kadın ve erkek ayrı ayrı oynarlar.Oyunların bâzıları kıvrak bâzıları içlidir.Isparta türküleri bol ve meşhurdur.
Eğitim: Isparta ili eğitim bakımından ön sıralarda yer alan bir ilimizdir.Okur-yazar nisbeti % 95’tir. Okulsuz köyü yoktur. İlde 41 anaokulu, 329 ilkokul, 68 ortaokul, 14 meslekî ve teknik orta okul, 15 lise, 24 meslekî ve teknik lise ve iki yıllık Eğitim Enstitüsü vardır. Son olarak Süleyman Demirel Üniversitesi kuruldu ve faaliyete geçti (1992).
Yetişen meşhurlar:Halil Hâmid Paşa (1736-1786), Eğirdir’de Pîrî Halîfe Hamîdî ve Burhâneddîn Eğridirî, Kemankeş Ali Paşa (1624) ve Seyyid Ali Paşa (1826) Osmanlı sadrâzamlarındandır.Süleymân Demirel son zamanların başbakanlarındandır.
İlçeleri
Isparta’nın biri merkez olmak üzere on iki ilçesi vardır.
Merkez:1990 sayımına göre toplam nüfûsu 133.061 olup, 112.117’si ilçe merkezinde, 20.944’ü köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları genelde düzdür. Doğusunda Davras Dağı, güney batısında Akdağ, orta kesiminde ise Isparta Ovası yer alır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır.Gülcülük ve gülyağcılık yaygındır. Bağcılık gelişmiştir. Yüksek kesimlerde hayvancılık yapılır.İplik Fabrikası, SümerbankHalı Fabrikası, Çimento Fabrikası un fabrikaları başlıca sanayi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi Akdağ’ın kuzey eteklerinde kurulmuştur. İzmir-Aydın-Eğirdir demiryoluna Bozanönü istasyonunda ayrılan bir hatla bağlanır. Mimârî bakımdan modern bir şehir olan Isparta Anadolu’nun hızla gelişen illerindendir.
Aksu:1990 sayımına göre toplam nüfûsu 9591 olup, 2921’i ilçe merkezinde. 6670’i köylerde yaşamaktadır.İlçe toprakları orta yükseklikteki engebeli alanlardan meydana gelmiştir. Doğusunda DedegülDağları yer alır. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. Başlıca tarım ürünleri buğday, patates ve soğandır.Yüksek kesimlerde hayvancılık yapılır. Evlerde halı ve kilim dokumacılığı yaygındır.İlçe merkezi,Dedegöl Dağları eteklerinde kurulmuştur. Eğirdir’e bağlı bucak iken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu.
Atabey:1990 sayımına göre toplam nüfusu 7561 olup, 5010’u ilçe merkezinde 2551’i köylerde yaşamaktadır.Merkez bucağına bağlı 5 köyü vardır.Yüzölçümü 202 km2 olup, nüfus yoğunluğu 37’dir. İlçe topraklarının kuzey ve batısında Barla Dağı güneyinde Bazonönü Ovası yer alır. Barla Dağının güneyinde zengin çayırlarla kaplı 1000-1500 m yükseklikte platolar vardır.
Ekonomisi gül yetiştiriciliği ve gülyağcılığına dayanır. El tezgahlarında yapılan Halıcılık önde gelen geçim kaynağıdır.İplik fabrikası başlıca sanayi kuruluşudur.İlçe merkezi denizden 1000 m yükseklikte Barla Dağı eteklerinde kurulmuştur. Eski adı Agros’tur. Tarihi çok eskilere dayanır.Güney batısında Antik Seleukei Sidara şehri kalıntıları vardır. 1921’de Büyük Millet Meclisi kararıyla Atabey ismini aldı. İlçe belediyesi 1910’da kurulmuştur.
Eğirdir: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 41.266 olup, 15.828’i ilçe merkezinde. 25.438’i köylerde yaşamaktadır.Merkez bucağına bağlı 23, Kocapınar bucağına bağlı 2 köyü vardır.İlçe topraklarını EğirdirGölü ile bu gölü Isparta Ovasından ayıran dağlardan meydana gelir.Kuzeybatısında Barla Dağı, batısında DavrasDağı, doğusunda Dedegül Dağı yer alır. Eğirdir Gölünün büyük bölümü ile Kovada Gölü ilçe sınırları içinde kalır. Başlıca düzlükler göle dökülen dere vâdilerinde yer alır.
Ekonomisi tarım, hayvancılık ve balıkçılığa dayanır. Başlıca tarım ürünleri buğday, patates, ve soğan olup, ayrıca az miktarda arpa, şekerpancarı, fasulye ve nohut yetiştirilir.Göl çevresinde sulanabilen arazide sebze ve meyvecilik yapılır. En çok elma üretilir. Yaylalarda ise ençok koyun ve kılkeçisi, köylerde ise daha çok sığır beslenir.Gölde tatlı su balıkçılığı yapılır.Kerevit, sazan ve sudak başlıca av ürünleridir.Kerevit yurt dışına ihraç edilir. Halı atölyeleri başlıca küçük sanâyi kuruluşlarıdır. Evlerde de halı ve kilim dokumacılığı yapılır.
İlçe merkezi Eğirdir Gölünün güney kıyısında göle doğru uzanan Kaleburnu Yarımadası üzerinde kurulmuştur. Isparta-Konya karayolu ilçeden geçer.İl merkezine 36 km mesafededir. Isparta’dan ilçe istasyonuna kadar gelen bir demiryolu vardır.Hamidoğulları Beyliğine başşehirlik yapmıştır.İlçede ülke çapında hizmet veren Kemik Hastalıkları Hastânesi ve Süleyman Demirel Üniversitesine bağlı, Su Ürünleri Yüksek Okulu vardır.
Gelendost:1990 sayımına göre toplam nüfûsu 22.739 olup 7338’i ilçe merkezinde, 15.401’i köylerde yaşamaktadır.Merkez bucağına bağlı 13 köyü vardır.Yüzölçümü 624 km2 olup, nüfus yoğunluğu 36’dır.İlçe topraklarının kuzeyinde Kirişli Dağı, güneyinde Dedegül Dağı ve bu dağların ortasında GelendostOvası yer alır. Eğirdir Gölünün bir bölümü ilçe sınırları içinde kalır.Ovayı Doğanoğlu (Yalvaç)Deresi sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, nohut, haşhaş ve şekerpancarıdır. Bağcılık ve elma yetiştiriciliği yaygın olarak yapılır.Hayvancılık ikinci derecede geçim kaynağıdır. En çok koyun ve kılkeçisi beslenir. Ev tezgahlarında halı dokumacılığı yapılır.
İlçe merkezi, Eğirdir Gölünün doğu kıyısında bir ova kenarında kurulmuştur.Isparta-Konya karayolu ilçenin güneydoğu kıyısından geçer.İl merkezine 81 km mesafededir. Denizden 940 m yüksekliktedir. 1952’de ilçe olan Gelendost’un belediyesi 1951’de kurulmuştur.
Gönen:1990 sayımına göre toplam nüfûsu 11.103 olup, 6053’ü ilçe merkezinde, 5050’si köylerde yaşamaktadır.İlçe toprakları orta yükseklikteki düzlük alanlardan meydana gelir.Isparta Ovasının bir kısmı ilçe sınırlarında kalır. Ekonomisi tarıma dayalıdır.Gül yetiştiriciliği ve gül yağcılık yaygındır. Yüksek kesimlerde hayvancılık yapılır. Ev tezgahlarında halı dokunur. Merkez ilçeye bağlı belediyelik bir kaza iken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu.
Keçiborlu:1990 sayımına göre toplam nüfûsu 19.766 olup, 8955’i ilçe merkezinde 10.811’i köylerde yaşamaktadır.Merkez bucağına bağlı 15 köyü vardır.Yüzölçümü 565 km2 olup, nüfus yoğunluğu 35’dir. İlçe toprakları orta yükseklikte engebeli araziden meydana gelir.Kuzeydoğusunda Karakuş Dağı, güneybatısında Söğüt Dağı, doğusunda Kapı Dağı yer alır. Bu dağların ortasında bir plato vardır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, arpa, buğday ve elma olup, ayrıca az miktarda soğan, patates, armut ve haşhaş yetiştirilir. Bağcılık ve gülcülük yaygındır.Hayvancılık ikinci derecede gelir kaynağı olup, canlı hayvan ticaretine yöneliktir. Ev tezgahlarında halı dokumacılığı yapılır. İlçe topraklarındaki kükürt yatakları Etibank tarafından işletilir.
İlçe merkezi Keçiborlu Deresi Vâdisinde kurulmuştur.İstanbul-Antalya ve Eğirdir-Isparta-İzmir demiryolu ilçeden geçer. İl merkezine 40 km mesafededir. Denizden yüksekliği 1040 metredir.İlçe belediyesi 1902’de kurulmuştur.
Senirkent: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 24.388 olup, 10.738’i ilçe merkezinde, 13.650’si köylerde yaşamaktadır.Merkez bucağına bağlı 8 köyü vardır.Yüzölçümü 600 km2 olup, nüfus yoğunluğu 41’dir.İlçe toprakları kuzey ve güneyden dağlarla çevrilmiş bir alanda yer alır.Güneyinde Barla ve Kapı Dağları, kuzeyinde Karakuş Dağları ile bu dağların ortasında Senirkent Ovası yer alır. EğirdirGölünün bir bölümü ilçe sınırları içinde kalır. Ovayı Gençali Deresi sular.
Ekonomisi tarım ve dokumacılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, arpa, elma, üzüm, buğday ve soğan olup, ayrıca az miktarda patates, baklagiller ve armut yetiştirilir. El tezgahlarında halıcılık yaygın olarak yapılır.Salça fabrikası başlıca sanayi kuruluşudur.
İlçe merkezi Hoyran Gölüne (Eğirdir Gölünün kuzey parçası) açılan bir ovanın batı kenarında kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1040 metredir. İl merkezine 72 km mesafededir. Fazla gelişmemiş olan Senirkent 1952’de İlçe olmuştur.İlçe belediyesi 1886’da kurulmuştur.
Sütçüler: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 21.957 olup, 4062’si ilçe merkezinde, 17.895’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 20, Kasımlar bucağına bağlı 8 köyü vardır. Yüzölçümü 1288 km2 olup, nüfus yoğunluğu 17’dir. İlçe toprakları engebeli alanlardan meydana gelir. Doğusunda Dedegül Dağı, orta ve güneyinde KuyucakDağı yer alır. Dağların yüksek kesimlerinde hayvancılık açısından önemli yaylalar vardır. Dağlar meşe, köknar, kızılçam, karaçam, sedir ve ardıç ormanları ile kaplıdır.
Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. Ekime müsait toprakları azdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa ve elmadır. Ev tezgahlarında halı dokumacılığı yapılır. İlçe merkezi,Aksu Çayına karışan bir dere vâdisinde yamaçlara kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1000 metredir.Önemli yollardan, uzak olduğundan gelişmemiş, küçük bir yerleşim merkezidir. Eski ismi Cebel’dir.İl merkezine 102 km mesafededir. Belediyesi 1938’de kurulmuştur.
Şarkikaraağaç: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 38.993 olup, 12.253’ü ilçe merkezinde 26.740’ı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 27 köyü vardır.İlçe toprakları genelde dağlıktır.Kuzey ve kuzeydoğusunda Sultan Dağları, güneyinde Dedegül Dağı, batısında Anamas Dağı ve bu dağların ortasında Şarkikaraağaç Ovası yer alır.Ovayı Eğri Çayı sular. Beyşehir Gölünün bir bölümü ilçe sınırları içinde kalır. Dağlarda köknar, sedir, karaçam ve ardıç ormanları vardır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı,üzüm, buğday, elma, arpa, patates, haşhaş, nohut, soğan, fasulye ve armuttur.Hayvancılık gelişmiş olup, genelde sığır ve koyun beslenir. Ev tezgahlarında dokumacılık yapılır.Yem, barit, tuğla, kiremit fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.
Uluborlu: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 11.970 olup, 10.072’si ilçe merkezinde, 1898’i köylerde yaşamaktadır.Merkez bucağına bağlı 4 köyü vardır.Yüzölçümü 322 km2 olup, nüfus yoğunluğu 37’dir. İlçe toprakları üç tarafı dağlarla çevrili bir alanda yer alır.Kuzey ve batısını Karakuş dağları, güneyini ise Kapıdağ engebelendirir. Dağlardan kaynaklanan suları Gençali Deresi toplar. Senirkent Ovasının bir bölümü ilçe sınırları içinde kalır.
Ekonomisi tarım ve dokumacılığa dayanır. Başlıca tarım ürünleri arpa ve buğday olup, ayrıca az miktarda elma, üzüm, nohut, patates, armut ve soğan yetiştirilir. Süt üretimi gayesiyle sığır besiciliği yapılır. Ev tezgahlarında halı dokumacılığı yaygındır. İlçe topraklarında kireçtaşı yatakları vardır.
İlçe merkezi, Kapıdağ eteklerinde düz bir alanda kurulmuştur.Tarihi çok eski devirlere kadar uzanmaktadır.Konya’yı Yalvaç üzerinden Denizli’ye bağlayan karayolu ilçeden geçer.İl merkezine 69 km mesâfededir. Belediyesi 1864’te kurulmuştur.
Yalvaç: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 85.053 olup, 28.028’i ilçe merkezinde, 57.025’i köylerde yaşamaktadır.Merkez bucağına bağlı 21, Bağkonak bucağına bağlı 9 köyü vardır.Yüzölçümü 1415 km2, olup nüfus yoğunluğu 60’tır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Kuzeyinde Karakuş Dağları ve Sultandağları, güneyinde Güllüce Dağı, güneybatısında Kirişli Dağı yer alır. Dağların iç kesiminde orta yükseklikte düzlükler vardır. Dağlardan kaynaklanan suları Hoyran ve Yalvaç dereleri toplar.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri elma, buğday, üzüm, arpa, şekerpancarı, patates, armut, soğan ve haşhaştır. Hayvancılık gelişmiştir. Koyun ve sığır besiciliğinin yanında az miktarda Ankara keçisi de beslenir. Tuğla, kiremit fabrikaları ve tabakâneler başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi Eğirdir Gölü havzasının kuzeydoğusunda Sultan Dağlarının eteklerinde kurulmuştur. Deniz’den yüksekliği 1160 metredir. Akşehir’i Senirkent üzerinden Denizli ve Isparta’ya bağlayan karayolu ilçeden geçer.Târihi çok eski devirlere dayanan bir yerleşim merkezidir.İsmini Oğuz Beylerinden Sakız ve Emir boyuna mensup Yalvaç Beyden almıştır.İlçe belediyesi 1864’te kurulmuştur.
Yenişarbademli: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 7323 olup, 6199’u ilçe merkezinde 1124’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 2 köyü vardır.İlçe toprakları dağlıktır. Batısında Dedegül Dağları yer alır. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Evlerde halı dokumacılığı yaygındır.İlçe merkezi Dedegül Dağları eteklerinde kurulmuştur. Şarkikaraağaç’a bağlı bir bucak iken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu.
Târihî Eserler ve Turistik Yerleri
Isparta ili, tabiî güzellikleri, târihî zenginlikleri, ulaşım kolaylığı, gül ve kiraz bahçeleri, gölleri, balık ve av hayvanları ve meşhur halıları ile turistik bir şehrimizdir.
Târihi yerleri: Isparta’da Selçuklu ve Osmanlı devrine âit târihî eserler eski devirlere âit kalıntılar vardır.
Hızırbey Câmii: 1312’de HamidoğullarındanHızır Bey yaptırmıştır.Keçeci Mahallesinde bulunan câmi, 1889 zelzelesinde yıkılmış, daha sonra tekrar yaptırılmıştır.
Kutlu Bey Câmii:1415’te Hamidoğullarının Isparta Subaşısı Kutlu Bey tarafından yaptırılmıştır.Çarşı içinde olan câmi, 1914 zelzelesinde yıkılmış daha sonra yaptırılmıştır.
İplik Câmii:1550’de Isparta eşrafından Hacı Abdi Ağa tarafından yaptırılmıştır.Hacı Abdi Ağa Câmii olarak da bilinir.İplikPazarı semtindedir. 1781’de sadrâzam HalilHamid Paşa tâmir ettirmiş ve câminin yanına bir kütüphâne yaptırmıştır.Kütüphânede nâdir yazma eserler ve 14 bin cilt eser vardır. 1914 zelzelesinde büyük hasar görmüş olup, 1917’de yeniden ve iki katlı olarak yapılmıştır.
Firdevs BeyCâmii: 1561’de Isparta vâlisi FirdevsBey tarafından yaptırılmıştır. 1914 zelzelesinde zarar görmeyen câmilerden biridir.MîmârSinân tarafından inşâ edildiği için Mîmâr SinânCâmii olarak da bilinir. 1783’te sadrâzam Halil Hamid Paşa tâmir ettirmiştir.
Atabey Ertokuş Medresesi: Atabey ilçesindedir. 1224’te Mübârizüddîn Ertokuş yaptırmıştır. 1964’te tâmir ettirilen medresenin yanında Gâzi Ertokuş’un türbesi vardır.
Dündar Bey Medresesi: Eğirdir ilçesindedir. 1119’da Kılıçarslan tarafından yaptırılmıştır. 30 oda, 1 mescid, 2 dershâne ve hamam vardır.Nakışlı ve süslü mermer taştan yapılmıştır.Türk mîmârlık ve süsleme sanatının eşsiz şâheserlerindendir. İki katlı olan medreseden günümüze sâdece bir katı kalmıştır.
Ertokuş Han: Eğirdir-Konya karayolu üzerindedir. 1223’te Ertokuş Bey tarafından yaptırılmıştır. EğirdirGölü kıyısındadır.
Firdevs Bey Bedesteni: 1561’de FirdevsBey Câmiine gelir getirmek için yapılmıştır. 1967’de tâmir gören bedesten kapalı çarşı olarak kullanılmaktadır.
Eğirdir Kalesi:Üç tarafı göl sularıyla çevrili kasaba karadan surlarla çevrilidir.İç ve dış olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir.Kale yıkık vaziyettedir.İç kalenin 10-15 metrelik kısmı sağlamdır.
Uluborlu Kalesi:Kapıdağ’ın yamacında yapılmıştır. Doğusu çok dik ve sarptır.İç ve dış kaleden meydana gelmiştir.Ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı belli değildir.
Mesîre Yerleri: Isparta, tabiî güzellikler bakımından oldukça zengin bir ildir.
Gölcük:İl merkezinin güneybatısında Hisartepe’de yer alan ve çevresi ağaçlarla kaplı krater gölü olup, il merkezine 13 km uzaklıktadır.
Eğirdir Gölü:Türkiye’nin Abant’tan sonra en güzel göllerinden biridir.Isparta’nın orta kısmında, dağlar arasında ormanlık bir sahada yer alır.Göl suları temiz ve durudur.
Kovada Gölü Parkı:Gölün etrâfı fevkalâde güzel manzaralıdır.Göl çevresi millî park îlân edilmiş olup, çınar, meşe ve kızılçam ağaçları ile doludur.Gölde irili ufaklı adacıklar vardır.
Çamyolu:Eğirdir-Sütçüler karayolu üzerinde DavrazDağı eteklerinde çam ormanlarıyla kaplı, bol ve lezzetli suları bulunan bir piknik yeridir.
Kuyucak:Keçiborlu-Senirkent karayolu üzerinde dinlenme yeridir.
Kızıldağ Millî Parkı: Şarkikaraağaç ilçesindedir. Ormanlık bir sahadır.Kızıldağ ile BeyşehirGölü arasında erozyonla aşınarak değişik arâzi şekilleri meydana gelmiştir.
İçmeler ve kaplıcalar: Isparta şifâlı sular bakımından çok zengin bir il değildir. Bilinen içmeler ve kaplıcaları şunlardır:
Sinap (Sav) Suyu: İl merkezine 8 km uzaklıkta Sav köyü yakınlarındadır. İçme olarak kullanılır.
Değirmendere İçmesi:Keçiborlu’ya 2 km uzaklıkta Değirmendere köyü yakınlarındadır.Mîde hastalıklarına iyi geldiği söyleniyorsa da, suda bulunan serbest kükürt asidi yüzünden içilmemesi tavsiye edilmektedir.
Tota İçmesi: Isparta-Eğirdir yolu üzerinde Tota ormanları içindedir. Mîde ve barsak hastalıklarına iyi gelmektedir.
Kükürtlü Kaynar Suyu: Keçiborlu’ya 4 km uzaklıktadır. Banyo ve çamur kürleri cilt hastalıkları tedâvisinde faydalıdır.
Mîlâttan önceki yüzyıllarda Yunanistan’da kurulan şehir devletlerinden biri. Isparta, Peloponnes’in güneyinde etrafı dağlarla çevrili Evrotas Vâdisinde bulunan tipik bir Dor şehridir. Dorların bu bölgede yerleşmesiyle üç sınıf halk ortaya çıkmıştır: Isparta topraklarını aralarında paylaşmak sûretiyle Isparta şehrinde yaşayan Dorlara, Ispartalılar adı verildi. Isparta’nın dağlık mevkilerinde ve köylerde yaşıyan hür fakat siyâsî ve askerî bakımdan tamâmen Ispartalılara bağlı köylüler ve işçilerden meydana gelen Periokler. Üçüncüsü ise Ispartalıların toprağa bağlamış oldukları Helotlar idi. Ispartalılar yerli halktan pek az oldukları için, toplu bir halde yaşıyorlardı. Helotların çalışması sâyesinde kendileri iş görmezlerdi.
Ispartalılar kuvvetli ve disiplinli orduları ile komşularının zararına olarak yeni topraklar elde ettiler. Batı taraflarındaki Meserya üzerine seferler düzenlediler. Ele geçirdikleri topraklar üzerinde yaşayan yerli halkı Helot (esir) yaptılar. Bu başarılardan sonra Isparta, Yunanistan’ın en kuvvetli devleti hâline geldi. Komşu şehir devletleriyle ittifak ederek Peloponnes birliğini kurmayı başardılar.
M.Ö. 430 yılında başlayan ve Helen Birliği devletleriyle, Attik Delos Deniz Birliği devletleri arasında geçen Peloponnes savaşlarından üstün olarak çıkan Isparta, Yunan şehir devletlerini tamâmiyle emri altına aldı. Atina’nın dahi iç işlerine karışmaya başladı. Kuvvetli donanmaları sâyesinde deniz hakimiyetine de sâhiptiler. Isparta’nın bu başarısında kurnaz bir komutan ve diplomat olan Lisandros’un payı büyüktü. Bu sırada Anadolu’da da Pers istilâsı baş göstermişti. İyon şehirleri Perslere karşı Isparta’dan yardım istediler. Kendilerini bütün Yunan dünyâsının hâmisi sayan Ispartalılar, Anadolu’ya büyük bir ordu gönderdiler. Ancak bu sırada bir kısım Yunan şehirlerinin ayaklanması üzerine ordu geri çağrıldı. Ispartalılar isyan eden şehir devletlerini yeniden itâat altına aldılarsa da, donanmaları Atina’ya yenildi. Denizdeki hâkimiyetlerini kaybettiler. Bu sırada Yunan şehir devletlerinden Tebai, son derece kuvvetli bir hâle gelmişti. Pelopidas adlı komutan, Boitya şehirlerini hâkimiyeti altına aldı. Aynı zamanda Ispartalılar da Boitya’ya girmişti. İki ordu arasında meydana gelen savaşta Ispartalılar bozguna uğradı (M.Ö. 370). Bu zaferden sonra Tebaililer, Orta Yunanistan şehirlerinin bir çoğunu ellerine geçirdiler. Pelaponnes üzerine seferler yaparak, Ispartalılar’a ağır darbeler indirdiler ve onların bir daha toparlanmasına imkân vermediler.
Ispartalıların başında kral bulunuyordu. Kral aynı zamanda ordularının da komutanıydı. Barış zamanında idarî, askerî ve adlî işlere bakardı.Kralların yanında altmış yaşını doldurmuş ihtiyarlardan meydana gelen ve Gerusia denilen bir danışma meclisi vardı. Otuz kadar üyesi bulunan bu meclis, kanun yapma yetkisine sahipti. Gerusia’nın yaptığı kanun tasarılarını krallar kabul veya reddederlerdi.
Isparta’da sosyal hayat çok değişikti. Devlet bütün halkın hareketlerini gözönünde bulundurmaktaydı. Yeni doğan çocuklar muâyene ettirilir, sağlam iseler annesine verilir, değilse ölüme terk edilirdi. Bütün işleri Helotlar gördüğü için, Ispartalı erkekler, askerlikten başka bir iş görmezlerdi ve yasaktı. Onlar için en büyük şeref savaş meydanında ölmekti. Isparta kadınları da, erkekleri gibi cesûr ve fedâkârdılar.
Alm. Hummer (m), Fr. Homard (m), İng. Lobster. Familyası: Homaridae (Denizıstakozları), Astacidae (Tatlı su ıstakozları). Yaşadığı yerler: Deniz ve tatlı su diplerinde yaşar. Kışın derinlere iner veya kazdığı dehlizlerde barınır. Amerikan ıstakozu, kış uykusuna yatan yılanların yuvalarına girerek onları yer ve burada barınır. Özellikleri: Vücutları sert kitin bir kabukla örtülüdür. Beş çift bacağından ilk çifti gelişmiş kıskaç hâlindedir. Solungaç solunumu yapar. Etçil bir eklembacaklıdır. Ömrü: 30 yıl kadardır. Çeşitleri: Tatlı su ıstakozu (Astacus fluviatilis), Avrupa ıstakozu (Humarus vulgaris), Amerikan ıstakozu(H. americanus), Norveç ıstakozu(Nephrops norvegicus) en çok bilinenleridir.
Kabuklular (Crustacea) sınıfının onayaklılar (Dekapoda) takımından, tatlı suların çamurlu zeminlerinde veya denizlerin yosunlu kayalık diplerinde yaşayan bâzı eklembacaklıların genel adı. Vücutları kitinden yapılmış kireçli sert bir kabukla örtülüdür. Dış iskelet ödevini gören bu kabuk yeşil mavi renkli ve sarı lekelidir. Sıcak suda haşlandıkları zaman kırmızı renk alırlar. Baş ve gövdeleri kaynaşmış olup “karapaks” denen bir plak ile örtülüdür. Karın kısmı altı adet hareketli halkadan meydana gelir. Son halka yelpaze şeklinde parçalı “telson” denen bir kuyrukla son bulur. Istakozlarda göğüs bölgesinden çıkan beş çift bacak bulunur. Birinci çift bacaklar gelişmiş kuvvetli kıskaçlarla sona erer. Avlarını bu kıskaçlarla yakalarlar. Denizdeki erkek ıstakozların kıskaçları dişilerinkinden daha büyüktür. Kıskaçın biri diğerinden daha gelişmiştir. Istakoz; kurt, balık, salyangoz, midye, yengeç ve kokuşmuş etlerle beslenir. Avlarını büyük kıskacıyla yakalayarak ezer, küçük kıskacıyla da etlerini kemiklerinden ayırarak yer. Bu hayvanların midelerinde kitinden meydana gelen dişler bulunur. Öğütücü midelerinin ikisi altta, biri üstte olan kitin dişleri birbirine sürterek besinlerini öğütürler.
Kayaların üstünde ayaklarıyla yürür veya kuyruklarını hızla çarparak geri geri yüzerler. Bacaklarının göğüsle birleştiği yerde bulunan solungaçlarıyla solurlar. Başlarının üzerinde hareketli iki çift anten bulunur. Birinci çift antenler küçük ve ikişer kamçılıdır. İkinci çift antenler gelişmiş olup, tek kamçılıdır. Gelişmiş olan gözleri sap adı verilen iki çıkıntı üzerinde yer alır. Istakozlar daha çok gece faaliyet gösteren ürkek hayvanlardır. Birbiriyle döğüşürken kopan kolları yeniden çıkar. Tatlı su ıstakozu, dibi çamurlu sularda yaşar. Gündüz su altındaki sığınaklarında gizlenir. Gece aktiflik gösterir. Deniz ıstakozlarından daha küçüktür. Boyu 10-12 cm kadardır. Kerevit veya kerevides olarak da bilinir. Istakoza benzeyen “langust”lar güçlü ve iri kıskaçlardan yoksundur. Buna karşılık antenleri son derece gelişmiştir. Tehlike anında antenlerini kamçı gibi kullanır. Kabuğunda da sivri dikensi çıkıntılar bulunur. Akdeniz’de bol rastlanır.
Istakozlar yumurtlayarak ürerler. Her dişi 12.000-40.000 kadar yumurta yumurtlar. Yumurtalar açılıncaya kadar karın ayakları arasında taşınır. Tatlı su ıstakozlarının yumurtaları 6 ayda, deniz ıstakozlarının 11-12 ay zarfında açılır. Çıkan yavrular ana karnına yapışarak taşınırlar. Küçük, saydam ve iyi yüzücüdürler. 2-3 yıl içinde erginleşir ve 30 yıl kadar yaşarlar. Her kabuk değiştirmede bir miktar uzarlar. “Istakoz sepeti”denen tuzaklarla avlanır. Beyaz balık ağlarına da takılır. Türkiye denizlerinde yaşayanlar 30-40 cm boyundadır. Yurdumuzda yakalanan ıstakozlar daha çok ihraç edilir.