GİNE-BİSSAU

DEVLETİN ADI

Gine Bissau Cumhuriyeti

BAŞŞEHRİ

 Bissau

NÜFÛSU

 1.015.000

YÜZ ÖLÇÜMÜ

 36.125 km2

RESMÎ DİLİ

 Portekizce

DÎNİ

 % 30 İslâmiyet, % 5 Hıristiyan, % 65 Putperest.

PARA BİRİMİ

 Gine Bissau Pesosu

 Batı Afrika’da Atlas Okyanusu sâhillerinde Kuzeyden Senegal, güney ve doğudan Gine ile çevrili ülke. Yakın zamâna kadar Portekiz Ginesi olarak biliniyordu.

Târihi

Gine-Bissau’nun bilinen ilk târihi, 1466’da Portekizli Nuno Tristao’nın buraya, Portekiz adına gelerek hâkim olmaya çalışmaları ile ilgilidir. Burada çeşitli ticâret merkezleri kuran Portekizliler, özelikle 16-19. asırlar arasında sâdece esir ticâreti yapmışlardır. Portekizliler 19. asra kadar ülke topraklarına hâkim olmaktan ziyâde esir ticâreti için kurdukları merkezlerle yetinmişlerdi. 1886 senesinde ülke sınırları tesbit edilerek, tam mânâsıyla bir sömürge hâline getirildi. Bugünkü sınırları ise 1905 senesinde tesbit edilmişti.

1950 senesinde Amilcar Cabral liderliğinde millî bir siyâsî parti kuruldu. Bissaulular tarafından kurulan bu parti ülkede bağımsızlık savaşını başlattı. Gine-Bissau’nun idâresinde yönetimde söz sâhibi olmalarına rağmen, halk tam bir bağımsızlık için mücâdelesine devâm etti. Komşuları olan Gine ve Senegal’in bağımsızlığına kavuşması, bu ülke halkının kendi bağımsızlık mücâdelesinde bir destek oldu. Bu destek sâyesinde halk kendilerine bağımsızlık hakkı tanımayan Portekizlilere karşı 1963’te silâhlı mücâdeleye başladı. Sürekli bir mücâdele netîcesinde iç kontrolü tamâmen ele geçiren Gine-Bissau halkının bağımsızlığını kabul etmemekte direnen Portekiz, 1974’te meydana gelen hükûmet değişikliği netîcesinde Gine-Bissau’nun bağımsızlığını tanıdı. Ülke, Gine-Bissau Cumhûriyeti adıyla bağımsızlığına kavuştu. Luis de Almeida Cabral ilk devlet başkanı seçildi. 1980’de askerî bir darbe sonucunda yönetimi dokuz üyeli Devrim Konseyi ele geçirdi. 1984’te yapılan seçimlerle demokrasiye geçildi ve seçimleri kazanan Devrim Konseyi başkanı Vieiro devlet ve hükümet başkanı seçildi. 1989’da yapılan seçimleri tekrar Vieiro kazandı. Halihazırda devlet ve hükümet başkanlığını sürdürmektedir.

Fizikî Yapı

Yaklaşık 36.125 km2lik bir yüzölçümüne sâhib olan ülkenin, hemen hemen tamâmı alüvyon ovasından meydana gelmektedir. Atlas Okyanusu kıyılarına yakın olan Bissagos Takımadaları da Gine-Bissau’ya âittir. Komşusu olan Gine’deki Futo-Djalon Platosunun kumtaşlı alçak uzantılarının yüksekliği 300 m’ye erişemediği güneydoğu bölgesi, Gine-Bissau’nun en yüksek kesimidir. Ülkenin akarsuları umûmiyetle buradan çıkar ve Atlas Okyanusuna dökülür. Bu akarsulardan en önemlileri; Corubal, Geba ve Cacheu ırmaklarıdır. Yağış mevsimlerinde taşmaları ve arâzinin fazla eğimli olmaması sebebiyle özellikle kıyı bölgelerinde bataklıklar meydana getirirler. Atlas Okyanusu kıyıları çok girintili çıkıntılıdır. Özellikle ırmak yataklarında denizin aşındırması netîcesinde meydana gelen uzun mesâfeli haliçler, bol miktardadır. Ülke önemli bir göle sâhip değildir.

İklimi

Gine-Bissau’da genel olarak ekvator iklimi hüküm sürer. Nem ve sıcaklık yüksek olup, senelik sıcaklık değişimi hemen hemen yok denecek kadar azdır. Yağışlar yağmur şeklinde olup, umûmiyetle sağnak hâlindedir. Senelik yağış miktarı ortalama 2000 mm üzerindedir. Mayıs-kasım ayları arası yağışların bol olduğu mevsimdir.

Tabiî Kaynaklar

Çoğunluğu bataklıklarla kaplı olan ülkede bataklık bitkileriyle birlikte tropikal ormanlar, ülke yüzölçümünün önemli bir bölümünü kaplar. İç kısımlarda az bir bölümde tropik ormanlar yerini savanlara bırakır. Tropikal ormanlarda yaşayan hayvanlardan kaplan, fil ve bataklıklarda yaşayan timsahlar, Gine- Bissau’da bulunan yabânî hayvanların en çok görülenidir. Yeraltı kaynaklarından petrol ve boksit mâdenleri, yüzölçümü çok küçük olan ülkenin önemli yeraltı zenginliklerindendir.

Nüfus ve Sosyal Hayat

1.015.000’in üzerindeki nüfûsu yerli Balante, Fulanı ve Mandyoko kabîleleri ile “Assimilados” denilen Portekiz asıllılar ve melezler teşkil eder. Başşehri olan Bissau, ülkenin en önemli şehri ve limanıdır. Nüfûsun yaklaşık altıda biri başşehir ve civârında yaşamaktadır. Portekizce resmî dil olmasına rağmen, halk arasında yerli diller konuşulmaktadır. Nüfûsun hemen hemen yarısı Müslümandır. Çok az bir miktarda Hıristiyan bulunan ülkede, kalan halk ise Putperesttir. Portekiz sömürgesi olduğu zamanlarda eğitim ve öğretime hiç önem verilmediği gibi, bu yönde yapılan çalışmalar da sömürgeciler tarafından dâimâ engellenmekteydi. Bu sebepten okuma yazma bilenlerin sayısı % 10 gibi çok düşük bir seviyededir. Halk umûmiyetle çiftçilikle uğraşmaktadır. Pirinç, Gine-Bissau halkının temel beslenme maddesidir.

Siyâsî Hayat

Gine-Bissau bağımsızlığına kavuştuğu 1974 senesinde Cumhûriyet rejimini kabul ederek altı sene bu yönetim şekliyle idâre edildi. Fakat 1980 senesinde yapılan bir hükümet darbesi netîcesinde, ülke yönetimi General Joao Bernardo Vieria eline geçti. Ülke, Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliğine üyedir.

Ekonomi

Tarıma dayalı bir ekonomik yapıya sâhiptir. Evvelce de pek iyi olmayan ekonomisi, bağımsızlık savaşı yıllarında büyük sarsıntıya uğradı. Ormancılık zirâatten sonra ekonominin ikinci ana kaynaklarındandır. Tarım ürünlerinden pirinç, hindistan cevizi, manyok, tatlı patates, mısır ve yer fıstığı en önemlileridir. Hayvancılık umûmiyetle savan bölgelerinde büyük baş hayvan besiciliği olarak yapılmaktadır. Yeraltı zenginliklerinden yeteri kadar faydalanılamamaktadır. Bir miktar petrol üretilmesine rağmen, boksit üretimi yapılamamaktadır.

Sanâyi mevcut değildir. Mevcut fabrikalar umûmiyetle zirâat ürünlerini işlemek içindir. Bunun yanında bir petrol rafinerisi ve sabun fabrikaları mevcuttur. Demiryolunun bulunmadığı ülkede karayolları da yeterli değildir. Yurtiçi ulaşım, fizikî yapısının bir netîcesi olarak daha ziyâde ırmaklar ve bunları birbirine bağlayan kanallarla yapılmaktadır.

Ülke ticâretinde tekstil ve sanâyi ürünleri, ithâlâtının temelini teşkil ederken, hurma yağı, hindistancevizi, yerfıstığı ve kereste ise ihraç ürünlerindendir.

GİNSENG (Parax ginseng)

Alm. Ginseng (r), Fr. Ginsen, İng. Ginseng. Familyası: Sarmaşıkgiller (Areliaceae). Türkiye’de yetiştiği yerler: Yetişmez.

Ginseng veya cinseng, Uzak doğu, Rusya ve Kanada kökenli, büyük kazık köklü çok yıllık otsu bir bitkidir. 6-8 yaşındaki bitkilerin köklerinin çapı 10 santimetreyi bulmakta olup, beyaz veya kırmızı renklidir. Bitkinin yaşlı etli ve çatallı kökleri, ilâç olarak kullanıldığından, Çin,Japonya, Kore gibi Uzakdoğu ülkelerinde yabânî olarak bulunmasının yanısıra, kültürü (yetiştirilmesi) de yapılmaktadır.

Kullanıldığı yerler: Bitki ginsenosit adı verilen triterpenik saponositler, panaxosidesitler, panaxatnol, D grubu vitaminler taşımaktadır. Ginseng, Çin tıbbının çok meşhur bir bitkisidir. Bitkinin kan basıncını düzenleyici, kalp kuvvetlendirici, kolestrol seviyesini düşürücü, merkezî sinir sistemini uyarıcı ve özellikle yorgunluğu giderici özelliği vardır. Ayrıca iştah açıcı ve cinsel gücü kuvvetlendirici etkisi bulunmaktadır. 

GİRDAP

Alm. Strudel, Wasserwirbel (m), Fr. Tourbillon d’eau (m), İng. Whirlpool. Nehir, göl ve denizlerde, rüzgârlar veya iki akıntının birbiriyle birleşmesi gibi sebeplerle, suyun düşey bir eksen etrafında dönmesi sonucu hâsıl olan dâirevî bir hareket. Suyun hızla dâirevî hareketinden hâsıl olup, ortasında boşluk meydana gelmektedir. Cisimler girdabın ortasına geldiklerinde suyun dibine doğru batarlar. Aslında bu dönme gücünden hâsıl olan bir çekmedir. Girdap denizlerde ve nehirlerde düzgün olmayan kanallardaki su akışı veya birbirine ters akan iki su akıntısının birleşmesi ile de meydana gelebilir. Ayrıca dolu bir haznenin dibindeki bir delikten boşaltılması ânında, suyun hızlı hareketinden dolayı küçük bir girdabı görmek ve tanımak mümkün olur. 

GİRESUN

Fındığı ile tanınan şirin bir Karadeniz ilimiz. Kiraz ve fındığın bütün dünyâya buradan yayıldığı kabul edilen şirin Giresun ili, Doğu Karadeniz bölgesinde Karadeniz, Trabzon, Gümüşhâne, Erzincan, Sivas ve Ordu arasında yer alır. 40°07’ ve 41°08’ kuzey enlemleriyle, 37°50’ ve 39°12’ doğu boylamları arasında kalır. Trafik numarası 28’dir.

İsminin Menşei

Giresun’un adının menşei hakkında iki farklı görüş vardır. Bunlardan birincisini ünlü seyyah Evliyâ Çelebi Seyâhatnâmesi’nde şöyle ifâde etmektedir. Giresun Kalesi Fâtih Sultan Mehmed Han devrinde Muhâsip Mahmûd Paşa tarafından fethedilmiştir. Fâtih, kale fetholunurken, Mahmûd Paşaya; “Bu gece kale altuna giresun!” diye ferman edince, kaleye tüneller vâsıtasıyla girilip fethedildiğinden Giresun denmiştir.

İkinci olarak adının “kiraz” (Karesus veya Keressea)dan geldiği rivâyet edilir. Lâtinler bu şehre “Chirizonda, Kerasounde, Cera Sonte” demişlerdir. Romalı kumandan Lucullus, kiraz ağacını Giresun’dan alarak, Roma’ya getirmiş, buradan dünyâya yayılmıştır. Türkler, Giresun’a hâkim olunca ilk önce “Kerasun” dediler. Zamanla bu kelime halkın dilinde “Giresun” olarak yerleşti. Giresun’un ilk sâkinleri Orta Asya’dan gelen Tiberanler, Kalipler ve Mosineklerdir. M.Ö. 1100 senelerinde demircilikle uğraşıyorlardı. Hitit İmparatorluğunun yıkılışından sonra Frigya Konfederasyonuna katıldılar. Frigyalılardan sonra Miletliler (Miletoslar) bölgeyi ele geçirdiler.

Târihi

Giresun liman şehri İyonya (Batı Anadolu) kolonisi olarak kurulmuş, fakat İyonya hâkimiyeti sâhilden öteye girememiştir. M.Ö. 6. asırda Perslerin istilâsına uğramıştır. Makedonya Kralı İskender burasını ele geçirememiştir. Pers asıllı olup bilâhare Yunanca konuşan ve Hıristiyanlaşan (Ortodoks olan) Pontus Krallığı bu bölgeye, Kuzey Karadeniz ve Kırım’a hâkim olmuştur. Roma İmparatorluğu M.Ö. 2. asırda Lucullus emrinde Roma ordusunu göndererek Mithridates’in direnmesine rağmen Pontus Krallığı, bir eyâlet şeklinde Roma İmparatorluğuna bağlandı. M.S. 395’te Roma İmparatorluğu parçalanınca bu bölge bütün Anadolu gibi, Doğu Roma’nın (Bizans) payına düştü.

1071 Malazgirt Zaferinden sonra Anadolu fâtihi ve Anadolu’da Türk devletini kuran Kutalmışoğlu Birinci Süleymân Şah tarafından fethedildi. Haçlı Seferleri esnâsında Türkler, bir müddet buradan çekildi ve yeniden bu bölgeyi Bizanslılar istilâ etti. 1204’te Dördüncü Haçlı Seferinden sonra burası Trabzon Bizans İmparatorluğunun eline geçti. Türkler, Giresun’u 1381’de geri aldılar. Selçuklu Devleti yıkılınca bölge, Canik Beyliğinin eline geçti.

Yıldırım Bâyezîd devrinde Osmanlı Devletine ilhak edildi ise de, kesin olarak Fâtih devrinde 1461’de Osmanlı Devletine dâhil oldu.

Osmanlılar devrinde, Trabzon beylerbeyliğine (eyâletine) bağlı bir kazâ merkeziydi. Cumhûriyetten az önce 1920’de müstakil mutasarrıflık (vilâyet- il) oldu. Birinci Dünyâ Harbi sonunda Giresun gönüllü birlikleri, Rusların Giresun’u işgâlini önledi. Giresun gönüllü birlikleri İstiklâl Harbinde de büyük yararlıklar gösterdiler. Cumhûriyet döneminde bütün mutasarrıflıkların il olması üzerine Giresun da il olmuştur.

Fizikî Yapı

Giresun, Doğu Karadeniz dağlarının uzantısı olan Giresun Dağları üzerinde yer alır. Yüzölçümünün % 94’ü dağlar ve % 1’i yaylalardan ibârettir. Ovaları yok denecek kadar azdır.

Dağları: Doğu Karadeniz Dağları, Giresun ilinde, “Giresun Dağları” ismini alır. Kıyıdan 50-70 km sonra bu dağlar birden dikleşir ve sâhile paralel olarak uzanır. Dağların yamaçları çay bahçeleri ve iki bin metreye kadar çam ormanları ile kaplıdır. Karataş Tepesi 2754 m, Kırkızlar Tepesi 3038 m, Balaban Dağı 3450 m, Karagöl Dağı 3038 m ve Erimez Dağı 2690 m’dir. Giresun Dağlarının batısı doğuya nazaran daha alçaktır. 3000-2000 m arasında yer alan yaylalar yüzölçümünün yüzde birini az geçer. Başlıcaları Kümbet, Bektaş, Tamzara, Kulakkaya, Tamdere, Sağrak ve Karagöl yaylalarıdır.

Ovaları: Giresun ilinde ovalar yok denecek kadar azdır. Ovalar yüzölçümün binde ikisi kadardır. Bu ovalar, nehirlerin denize döküldüğü yerler olup, bol yağışlı ve çok bereketlidir. Mısır, buğday, fındık, arpa ve fiğ yetiştirilir. Kelkit ve Harşit çaylarının etrâfında uzanan vâdiler zirâat için çok elverişlidir. Kelkit Vâdisi doğu batı istikâmetinde uzanır. Harşit Vâdisi ise Karadeniz kıyısını Gümüşhâne’ye ve Doğu Anadolu’ya bağlayan tabiî bir geçittir.

Akarsuları: Giresun ilinin başlıca önemli akarsuları şunlardır: Kelkit Çayı: Gümüşhâne’den çıkar. Bir çöküntü olan Kelkit Vâdisini, doğu-batı istikâmetinde tâkib eder. Giresun içinde 70 km yol kateder ve Şebinkarahisar civârında Sivas’a girer ve Sivas’tan sonra Tokat’ta Yeşilırmak ile birleşir. Harşit(Doğankent) Çayı: Gümüşhâne’den çıkar. Günyüzü yakınında Giresun’a girer. Tirebolu yakınlarında Karadeniz’e dökülür.

Giresun’un kuzey kısmında bol yağış olduğundan, bol su taşıyan dereleri çoktur. Özlüce Dere, Gelevara Deresi, Yağlıdere, Aksu ve Pazarsu Çayları, Giresun Dağlarının kuzeyinden çıkarak, Karadeniz’e dökülür.

Gölleri: Giresun ilinde büyük göl yoktur. Dağların yüksek yerlerinde buzul göller vardır. Karagöl Dağının tepesindeki Karagöl bir krater gölüdür.

Giresun Adası (Artetias Adası): Karadeniz’de topraklarımıza dâhil olan tek adadır. Yarımada biçiminde denize doğru uzayan Merkez ilçe topraklarının devamı şeklindedir. Adada kaynak su ve eski kale kalıntıları vardır. Târihte Giresun’u ele geçirmek isteyen devletler önce bu adaya asker çıkarırlardı.

İklim ve Bitki Örtüsü

Giresun ilinde iki ayrı iklim görülür. Kıyılar ılık ve yağışlıdır. Kelkit Havzası, yâni Giresun Dağlarının güneyinde yazlar sıcak, kışlar soğuk geçer. Kıyı bölgesinde yağış 1300-1760 mm arasında iken, güneyde 564 milimetredir. Giresun kıyı bölgesi Rize’den sonra Türkiye’nin en çok yağış alan bölgesidir. +9,8°C ile +37,3°C arasında ısı seyreder.

Giresun ili bol yağış aldığı için, bitki örtüsü bakımından çok zengindir. Her taraf yemyeşildir. İlin % 38’i ormanlarla kaplıdır. Çayır ve mer’alar ise % 27’dir. Toprağın ancak % 7’si zirâate elverişli değildir. Geri kalan kısmı zirâate elverişlidir. Giresun ilinde 1000 m yüksekliğe kadar her taraf fındık, kestâne, akasya, gürgen, meşe, ıhlamur, dışbudak, karaağaç, akçaağaç ve çeşitli meyve ağaçları ile örtülüdür. 1000-2000 m arasında çam ormanları (sarıçam ve ladin ağaçları) ile kaplıdır. 2000 m’nin üstünde Alp bitkileri görülür.

Ekonomi

Giresun ilinin ekonomisi tarıma (fındığa), balıkçılık ve tarıma dayalı sanâyiye dayanır. Faal nüfûsun yüzde 80’i tarımla uğraşır.

Tarım: Giresun’da ekim yapılan alanların yarısı fındık bahçeleri ile kaplıdır. Giresun fındığı dünyânın en kaliteli fındığıdır. Dünyâda fındık ihrâcâtında Türkiye ilk sırada olup, Türkiye’de yetişen fındığın da yüzde 25’ine yakınını Giresun temin eder. Fındık, Giresun tarımının bel kemiğidir. 90 milyona yakın fındık ağacından, 70.000 ton civârında fındık istihsal edilir. Giresun’da fındıktan sonra en çok mısır, buğday, arpa, fiğ, patates ve baklagiller yetişir. Sebzecilik gelişmiştir. Karalahana, domates ve fasülye yetiştirilir. Meyve olarak elma, armut ve kiraz yetişir.

Hayvancılık: Giresun ilinde hayvancılık gittikçe gelişmektedir. Bol yağış sebebiyle, yaylalar, mer’a ve çayırlar yazın bile yeşillik içindedir. Koyun, sığır, kılkeçisi beslenir. Arıcılık gelişmiştir. Kıyı bölgesinde balıkçılık önemli bir geçim kaynağıdır. Balıkçılık henüz modern bir şekle girememiştir. Fakat devamlı gelişme hâlindedir. Hamsi, istavrit, palamut, torik, sargan, kefal, kötek, barbunya, mezgit, kalkan ve izmarit sâhillerde ve açıklarda avlanır.

Ormancılık: Karadeniz kıyılarındaki diğer iller gibi Giresun da orman varlığı bakımından zengindir. Giresun Dağlarının Karadeniz’e bakan yamaçları tamâmen ormanlarla kaplıdır. İlin yüzde 38’i ormanlıktır. Orman sâhası 250.000 hektara yakındır. Ayrıca 20.000 hektara yakın fundalık sâha vardır. Ormanların yarısı normal koruluktur. Geri kalanı bozuk korular ve baltalıktır. Senede 200.000 m3e yakın sanâyi odunu, 300 bin ster’e yakın yakacak odun elde edilir. Bu oldukça önemli bir orman ürünüdür.

Mâdenleri: Giresun’da kurşun, kaolen, çinko, linyit, manganez, antimon, demir, şap, barit, mâden kömürü ve uranyum vardır.

Ulaşım: Giresun’da hava ulaşımı yoktur. Fakat kara ve deniz ulaşım trafiği çok faaldir. Sinop’tan Hopa’ya kadar kıyıya paralel olarak uzanan devlet yolu, Giresun ve 7 ilçesi içinden geçer. Giresun’un Karadeniz’de 122 km kıyısı vardır. Giresun bir liman şehridir. 1954’te 728 m uzunlukta rıhtım yapılmıştı. Limana günde iki gemi ve 10 motor yanaşabilir. Görele ve Tirebolu’da gemilerin yanaşmasına müsâit iskeleler vardır. Karadeniz’e sefer yapan bütün gemiler Giresun’a uğrarlar. Giresun, Trabzon ve Samsun-Ankara yolu ile İstanbul’a, Trabzon-Gümüşhâne-Erzurum transit yolu ile de Doğu Anadolu’ya bağlanır.

Sanâyi: Giresun, son 15 sene içinde hızlı bir sanâyileşme içine girmiştir. Aksu’da SEKA Kâğıt Fabrikası, Fiskobirlik Entegre Fındık İşleme Tesisleri ve Yonga Levha Fabrikası büyük sanâyi kuruluşlarıdır. Ayrıca Tirebolu Çay Fabrikası, fındık kırma atölyeleri, metal eşyâ, kolonya, dokuma tezgâları, doğrama bıçkı ve kereste fırınlama atölyeleri, Giresun peynir ve tereyağ fabrikası, üç un fabrikası, Bulancak Balık Unu ve Yağı Fabrikası ve bini aşan küçük işletme bulunmaktadır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfûsu: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 499.087 olup, 219.114’ü şehirlerde, 279.973’ü köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 6.934 km2 olup, nüfus yoğunluğu 72’dir.

Örf ve âdetleri: Giresun’a 11. asır başından îtibâren Türkmen aşîretleri yerleşmişse de, Fâtih Sultan Mehmed Han ile Yavuz Sultan Selim Han, Türkistan ve Anadolu’dan pekçok Tür aşîretini Giresun’a yerleştirdiler. Giresun, Türk-İslâm kültürü ile yoğrulmuştur. Türklerden önceki Hitit, Miletos, Pers, Pontus ve Roma kültürleri unutulmuştur. Giresun’da toplu yardımlaşma (imece) çok yaygındır.

Kıyâfet: Giresun’un güneyindeki kırlık bölgelerde kadınlar bel ve başlarını peştemalla örterler. Erkekler abadan yapılmış paçaları dar, yukarısı bol pantolon “zıpka” giyerler. Başlarında siyah başlık, ayaklarında mesk veya çapula denilen altı kabaralı ayakkabı bulunurdu. Bellerindeki kayışa kama; boyunlara “hamaylı” denilen gümüş bağ takılır. Bunlar eskiden yaygın olan kıyâfetlerdi. Kadınlar bellerinde gümüş kemer, başlarında tepelik ve boyunlarında beşibirlik bulundururlar.

Yemekler: Giresun’da en çok hamsi ve diğer balıklar, karalahana, mısır ve fasulye turşusu yenir. Mahallî yemekleri hamsi ızgarası, hamsi böreği, hamsi kızartması, hamsili mısır ekmeği, ısırgan püresi, poaça, karalahana çorbası, kiraz kavurması, karalahana sarması, sakarca kızartması, Evelek, Mendek çorbası, Madımak yemeği, Merulcan yemeği ve mısır dolmasıdır. Baklavası meşhurdur.

Folklor: Giresun, türkü, mâni, efsâne ve atasözü bakımından zengindir. Türkü ve oyunları Karadeniz’in diğer illerinden farklı değildir. En çok oynanan oyun “horon”dur. Oyunlarda kemençe, davul ve zurna kullanılır. “Giresun karşılaması” ile “metelik” oyunları meşhurdur.

Eğitim: Köyler, ormanlık ve dağlık arâzide ve dağınık olduğundan okul yapılması gecikmiştir. Okur-yazar nisbeti % 70’tir. 18 anaokulu, 788 ilkokul, 74 ortaokul, 11 meslekî ve teknik ortaokul, 15 lise, 18 Meslekî ve teknik lise vardır. Üniversite yoktur. Karadeniz Üniversitesi’ne bağlı Fâtih Eğitim Fakültesi ile Meslek Yüksek Okulu vardır.

İlçeleri

Giresun’un biri merkez olmak üzere on beş ilçesi vardır.

Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 102.294 olup, 67.604’ü ilçe merkezinde, 34.690’ı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 53 köyü vardır. Yüzölçümü 317 km2 olup, nüfus yoğunluğu 323’tür. İlçe toprakları dağlıktır. Kıyıda yer alan düzlüklerin hemen ardından dağlar yükselir.

Ekonomisi tarım ve balıkçılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünü fındıktır. Kıyı köylerinde balıkçılık dağ köylerinde ise hayvancılık yapılır. İlçede tarıma bağlı sanâyi gelişmiştir. Aksu Seka Kâğıt Fabrikası, Fiskobirlik Entegre Fındık İşletmesi, Sunta Fabrikası ve TSEK Süt Fabrikası başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, ters çevrilmiş kaşık görünümüyle Karadeniz’e uzanmış bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Doğu Karadeniz’in tek adası olan Giresun Adası, koyda bir zümrüt gibi parlar. İlçe kıyıdan yarımadanın yüksek noktasına doğru teraslar hâlinde tırmanır. Ordu-Trabzon kıyı yolu ilçe merkezinden geçer. Belediyesi 1875’te kurulmuştur.

Alucra: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 21.675 olup, 11.517’si ilçe merkezinde, 10.158’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 41 köyü vardır. İlçe toprakları dağlıktır. Kuzeyinde Giresun dağları yer alır. Dağlar kısım kısım zengin bir orman örtüsü ile kaplıdır ve akarsu vâdileri ile yarılmıştır. Akarsu vâdilerinde düzlükler vardır.

Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. Yüksek kesimlerdeki yaylalarda küçükbaş hayvan beslenir. Ekime elverişli arâzi az olduğundan üretim sınırlıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, çavdar ve fasülyedir. Kelkit Vâdisinde elma ve ceviz gibi meyveler yetiştirilir.

İlçe merkezi, bir akarsu vâdisinde denizden 1500 m yükseklikte kurulmuştur. Denize kıyısı olmayan ilçelerdendir. Yaylacılığın çok yapıldığı bir ilçe olduğundan nüfûsu yarı göçebedir. Orman varlığı zengindir. 1933’te ilçe olan Alucra’nın belediyesi 1892’de kurulmuştur. İl merkezine 131 km mesâfededir.

Bulancak: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 56.878 olup, 24.172’si ilçe merkezinde, 32.706’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 29, Kovanlık bucağına bağlı 17 köyü vardır. İlçe toprakları dar kıyı şeridi ve hemen ardından yükselen dağlardan meydana gelir. Dağların kıyıya bakan yamaçlarında gürgen, kızılağaç, kavak, kestane, daha yüksek kesimlerde sarıçam, köknar ve ardıç ormanları ile kaplıdır. Güneyinde Karagöl Dağları yer alır. En önemli akarsuyu Pazarsuyu’dur.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık, mısır, arpa, patates ve fasulyedir. Halkın esas gelir kaynağı fındıkçılıktır. Ormancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Bir kıyı ilçesi olmasına rağmen, balıkçılık iç tüketime yöneliktir. Kereste, tuz, balıkyağı, deterjan, pik demir ve fındık kırma fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, deniz kıyısında Bulancak Deresi ağzında kurulmuştur. Ordu- Giresun-Trabzon sâhil yolu ilçeden geçer. il merkezine 14 km mesâfededir. Eski ismi Akköy’dür. 1834’te ilçe olan Bulancak’ın belediyesi 1920’de kurulmuştur. İlçede deniz ulaşımı için bir iskele vardır.

Çamoluk: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 10.641 olup, 1794’ü ilçe merkezinde, 8847’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 31 köyü vardır. İlçe toprakları Kelkit Vâdisinde yer alır. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, çavdar, elma, ceviz ve fasulyedir. Yüksek kesimlerde yaylacılık metodu ile küçükbaş hayvan beslenir. İlçe merkezi Kelkit Çayı kıyısında kurulmuştur. Denize kenarı olmayan ilçelerdendir. Alucra ilçesine bağlı bucakken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu.

Çanakçı: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 17.327 olup, 6264’ü ilçe merkezinde, 11.063’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 11 köyü vardır. İlçe toprakları dağlıktır. Giresun Dağları bütün topraklarını engebelendirir. Başlıca akarsuyu Çanakçı Deresidir.

Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünü mısır ve fındıktır. Yüksek kesimlerde yaylacılık yöntemiyle koyun ve keçi beslenir. İlçe merkezi Çanakcı Deresi vâdisinde Giresun Dağları eteklerinde kurulmuştur. Görele ilçesine bağlı bucak iken, 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu. Denize kıyısı yoktur.

Dereli: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 34.422 olup, 6058’i ilçe merkezinde, 28.364’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 25, Yavuzkemâl bucağına bağlı 9 köyü vardır. Yüzölçümü 820 km2 olup, nüfus yoğunluğu 42’dir. İlçe toprakları dağlık bir alanda yer alır. Giresun Dağları ilçenin büyük bir kısmını engebelendirir. Yüksek kesimlerde her mevsim çayırlarla kaplı yaylalar vardır. Aksu Çayı ilçenin başlıca akarsuyudur.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık, mısır olup, ayrıca az miktarda arpa, patates ve elma yetiştirilir. Yüksek kesimlerde mera hayvancılığı yapılan ilçede en çok koyun, sığır ve keçi beslenir. Arıcılık gelişmiştir. Hayvansal ürünlerde üretim düşüktür.

İlçe merkezi Aksu Çayı vâdisinde kurulmuştur. Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 28 km mesâfededir. Denize kıyısı olmayan ilçelerdendir. Denizden yüksekliği 250 metredir. 1958’de ilçe olan Dereli’nin belediyesi aynı sene kurulmuştur.

Doğankent: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 7736 olup, 3872’si ilçe merkezinde, 3864’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 5 köyü vardır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Batısında Zigana Dağları, güneyinde Giresun Dağları yer alır. Doğankent (Harşit) Çayı ilçe topraklarını sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri mısır, fındık, patates, elma, armuttur. Yüksek kesimlerde hayvancılık ve arıcılık yapılır. İlçe merkezi Doğankent (Harşit) Çayı kıyısında kurulmuştur. Trabzon-İran transit karayolu ilçeden geçer. Tirebolu ilçesine bağlı bucakken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu. Denize kıyısı yoktur.

Espiye: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 27.426 olup, 10.219’u ilçe merkezinde, 17.207’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 18 köyü vardır. İlçe toprakları dar bir kıyı şeridi ile bunun hemen ardından yükselen dağlardan meydana gelir. Topraklarının büyük bölümünü Giresun Dağları kaplar. Dağların denize bakan yamaçları fındık bahçeleri ile doludur. Bunların üst kısmında ise gürgen, kızılçam, akçaağaç, meşe, kestane, sarıçam, kayın, ladin ve köknar ağaçları yer alır. Yüksek kesimlerde hayvancılık açısından önemli yaylalar vardır. Özlüce ve Yağlıdere başlıca akarsularıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık ve mısırdır. Ayrıca az miktarda çay, patates, elma ve armut yetiştirilir.Kıyı kesimlerinde balıkçılık önemli gelir kaynağıdır. En çok hamsi avlanır. İlçe topraklarında bakır yatakları vardır. Zengin bir orman örtüsüne hâkim olmasına rağmen, ormancılık fazla gelişmemiştir.

İlçe merkezi, deniz kıyısında, Özlüce Deresi ağzında kurulmuştur. Giresun- Trabzon sâhil yolu ilçeden geçer. İl merkezine 27 km mesâfededir. Eski bir yerleşim merkezidir. Ticârî ilişkileri daha çok Trabzon’la yapılır. Belediyesi 1954’te kurulmuştur.

Eynesil: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 16.692 olup, 6713’ü ilçe merkezinde, 9979’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 12 köyü vardır. Yüzölçümü 51 km2 olup, nüfus yoğunluğu 327’dir. İlçe toprakları dar kıyı ovası ve hemen ardından yükselen dağlardan meydana gelir.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık ve çaydır. Mısır, patates, elma ve armut üretimi iç tüketime yöneliktir. Kıyı kesimlerinde balıkçılık dağlık bölgelerde ise küçükbaş hayvan besiciliği yapılır.

İlçe merkezi deniz kıyısında kurulmuştur. Giresun-Trabzon karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 69 km mesâfededir. Ticârî ilişkileri daha çok Trabzon ile yapılır. 1960’ta ilçe merkezi olan Eynesil’in belediyesi 1953’te kurulmuştur.

Görele: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 43.949 olup, 20.745’i ilçe merkezinde, 23.204’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 48 köyü vardır. İlçe toprakları dar kıyı ovası ve hemen ardından yükselen dağlık arâziden meydana gelir. Dağlar gür ormanlarla kaplıdır. Başlıca akarsuyu Çanakçı Deresidir. Dağlardan kaynaklanan suları küçük dereler toplar.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık, mısır ve çaydır. Az miktarda elma, armut ve patates yetiştirilir. Dağlık bölgelerde koyun ve keçi besiciliği, kıyılarda ise balıkçılık ve tekne yapımcılığı başlıca ekonomik uğraştır. Doğrama, hızar, mobilya, fındık kırma ve karoser atölyeleri başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. İlçe topraklarında demir yatakları vardır.

İlçe merkezi deniz kıyısında kurulmuştur. Eski bir yerleşim merkezidir. Giresun-Trabzon sâhil karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 57 km mesâfededir. Balıkçı teknelerinin yanaşmasına uygun iskelesi 120 m uzunluktadır. İlçe belediyesi 1873’te kurulmuştur.

Güce: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 15.614 olup, 2890’ı ilçe merkezinde, 12.724’ü köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Yüksek kesimlerde hayvancılık ve arıcılık yapılır. Tirebolu merkez bucağına bağlı belediyelik bir köyken, 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu.

Keşap: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 26.504 olup, 8208’i ilçe merkezinde, 18.296’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 33, Karabulduk bucağına bağlı 7 köyü vardır. Yüzölçümü 222 km2 olup, nüfus yoğunluğu 116’dır. İlçe toprakları diğer kıyı ilçelerinde olduğu gibi, dar kıyı şeridi ve hemen ardından yükselen dağlardan meydana gelir. Dağlar kızılağaç, kayın ve ladin ağaçları ile kaplıdır. Keşap Deresi dağlardan kaynaklanan suları toplar.

Ekonomisi tarıma dayanır. Başlıca tarım ürünleri fındık ve mısırdır. Ayrıca az miktarda patates, elma, armut yetiştirilir. Kıyı kesiminde balıkçılık, dağlık bölgelerde ise hayvancılık yapılır. Un, fındık kırma fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, deniz kıyısında kurulmuştur. Giresun-Trabzon sâhil yolu ilçeden geçer. İl merkezine 13 km mesâfededir. 1945’te ilçe olan Keşap’ın belediyesi aynı sene kurulmuştur. Yakınlığı sebebiyle il merkezi ile birleşmek üzeredir.

Piraziz: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 17.643 olup, 7685’i ilçe merkezinde, 9958’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 17 köyü vardır. İlçe toprakları dar kıyı şeridi ve hemen bunun ardından yükselen dağlardan meydana gelmiştir. Dağlar ormanlarla kaplıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık, mısır ve fasulyedir. Ormancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Balıkcılık iç tüketime yöneliktir. Fındık kırma atölyeleri başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, deniz kıyısında kurulmuştur. Ordu-Giresun sâhil yolu ilçeden geçer. Bulancak ilçesine bağlı bir bucak iken, 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. İl merkezine 18 km mesâfededir.

Şebinkarahisar: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 39.897 olup, 23.330’u ilçe merkezinde, 16.567’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 55 köyü vardır. Yüzölçümü 1378 km2 olup, nüfus yoğunluğu 29’dur. İlçe toprakları dağlıktır. Kuzeyinde Giresun Dağları güneyinde Kelkit Vâdisi yer alır. Dağlardan kaynaklanan suları Kelkit Çayı toplar. Avutmuş Deresinin Kelkit Çayına katıldığı yerde düzlükler vardır.

Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. Başlıca tarım ürünleri buğday, tütün, şekerpancarı, kızılcık, arpa ve çavdardır. Cevizi meşhurdur. Çok miktarda sığır ve koyun beslenir. Arıcılık ve koyunculuk gelişmiştir. İlçe topraklarında şap, simli kurşun, linyit, uranyum ve flüorit yatakları vardır. Önemli bir sanâyi kuruluşunun olmadığı ilçede, dokumacılık yapılır.

İlçe merkezi, Avutmuş Deresi vâdisinin batısında kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1500 metredir. Giresun-Suşehri-Sivas karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 92 km mesâfededir. Çok eski bir yerleşim merkezi olan Şebinkarahisar 1923’te il, 2197 sayılı kânunla 1933’te ilçe oldu. Belediyesi 1933’te kurulmuştur.

Tirebolu: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 33.458 olup, 13.144’ü ilçe merkezinde, 20.314’ü köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları kıyıdaki dar düzlüklerin hemen ardından yükselen dağlardan meydana gelir. Dağlardan kaynaklanan suları Doğankent (Harşit) Çayı ve Gelevera (Özlücü) Deresi toplar. Dağlar kestane, kızılağaç, ladin ve kayın ormanları ile kaplıdır. Yüksek kesimlerde hayvancılık açısından önemli yaylalar vardır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri mısır, fındık, patates, elma, armut, fasülye ve çaydır. Yaylalarda hayvancılık ve arıcılık yapılır. Kıyı kesimlerinde balıkçılık önemli gelir kaynağıdır. Fındık kırma, çay ve kereste fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. İlçe topraklarında simli kurşun, barit, bentonit ve mermer yatakları vardır.

İlçe merkezi deniz kıyısında küçük bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Giresun-Trabzon sâhil karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 39 km mesâfededir. Çok eski bir yerleşim merkezidir. İlçe belediyesi 1877’de kurulmuştur.

Yağlıdere: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 26.931 olup, 4899’u ilçe merkezinde, 22.032’si köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları dağlıktır. Dağlardan kaynaklanan suları Yağlıdere toplar.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri fındık ve mısırdır. Ayrıca az miktarda çay, patates, elma ve armut yetiştirilir. Yüksek kesimlerdeki yaylalarda hayvancılık yapılır. İlçe merkezi Yağlıdere Vâdisinde kurulmuştur. İl merkezine 40 km mesâfededir. Espiye’ye bağlı bucakken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. Belediyesi 1972’de kurulmuştur.

Târihî Eserler ve Turistik Yerleri

Giresun, târihî eserler, fındık bahçeleri, orman içi mesîre yerleri, gür ormanları, tabiî mağaraları, yeşil ve güzel kıyıları, ılık iklimi ile turizme çok müsâit olan illerimizdendir.

Giresun Kalesi: Şehrin ortasında bir tepe üzerindedir. M.Ö. ikinci asırda yaptırıldığı zannedilmektedir. Kalenin kuzeyinde çok büyük mağara sığınaklar vardır. Surların bir bölümü yıkık vaziyettedir.

Şebinkarahisar Kalesi: Yapım târihi ile ilgili kesin bilgiler yoktur. Mengücükoğulları devrinde onarılmış olan kale, yıkık bir vaziyettedir.

Tirebolu Kalesi: İlçe merkezinde küçük bir yarımada üzerindedir. Cenevizlilerden kalan kale, oldukça sağlamdır. Küçük ve ince görünüşlüdür.

Bedrama (Bodrum) Kalesi: Tirebolu ilçesinde Harşit Çayı kıyısındadır. Oldukça yıkık durumda olmasına rağmen, kale özelliğini korumaktadır.

Andoz Kalesi: Espiye ilçesinde, Yağlıdere çayı kıyısındadır. Romalılar döneminde yapıldığı tahmin edilen kale, sur ve burçlarının bir bölümü sağlamdır.

Hacı Hüseyin Câmii: 1594’te Çobanoğlu Hacı Hüseyin tarafından yaptırılmıştır. Daha sonraları yıkılan yapıyı 1861’de Dizdarzâde Murâd Beyin kızı tâmir ettirmiştir. Daha sonra şadırvan ilâve edilmiştir. Tahtadan yapılmış olup, mîmârî değeri yüksektir.

Fahreddîn Behramşah Câmii: On ikinci asır sonlarında Mengücükoğulları zamânında yapılmıştır. Şebinkarahisar ilçesindedir. Gördüğü tâmirler yüzünden mîmârî değerini kaybetmiştir.

Fâtih Câmii: Fâtih Sultan Mehmed’in, Trabzon seferi sırasında yaptırılmıştır. Ahşap câmi, iki kez yanmıştır. Yeniden yapılmıştır.

Şeyh Hacı Abdullah Efendi (Sarı Halife) Zâviyesi:Yağlıdere ilçesine bağlı Tekke köyündedir. Kânûnî Sultan Süleymân Han devrinde yapılmıştır. Günümüzde bakımsız bir haldedir. Şeyh Hacı Abdullah Efendinin türbesi zâviyenin bahçesindedir.

Seyyid Vakkas Türbesi: İl merkezindedir. Fâtih Sultan Mehmed Han devrinde uçbeyi olan bu zât, 1461’de vefât etmiştir. Kabri üzerine türbe 19. asırda yapılmıştır.

Mesîre yerleri: Giresun’un her köşesi ayrı bir güzelliğe sâhiptir. Tabiî güzellikleri ve mesîre yerleri çoktur.

Çamlık Kalesi: İl merkezinde yer alan açık bir dinlenme yeridir. Çam ağaçları ile çevrilidir. Salon Çayırı: Giresun-Dereli karayolu üzerinde Kümbet Yaylası mevkiindedir. Ladin ağaçları ile kaplı orman içi dinlenme yeridir. Kulakkaya:Balaban Dağı eteklerinde orman içi dinlenme yeridir. Suyu boldur. Gedikkaya: Çok güzel manzarası olan bu kayalık tepe il merkezinin yakınındadır. Uzaktan kartal ağzı gibi görülür. Aksu Deresi: Güzel manzaralı bir mesîre yeridir. Depsut Suyu: Çamları, soğuksuyu, eti ve kaymağı ile meşhur bir piknik yeridir.

Aymaç Çayırı: Kümbet Yaylası içerisinde etrafı çamlıklarla çevrili geniş bir piknik yeridir. Her sene temmuz ayı ortalarında şenlikler düzenlenerek Yayla Ağası seçilir.

İçmeler ve Kaplıcalar: Giresun şifâlı su kaynakları bakımından fazla zengin değildir. Bilinen şifâlı sularından bâzıları şunlardır: İnişdibi Mâden Suyu: Merkez ilçededir.Karaciğer ve safra kesesi yolları, kansızlık, böbrek taşları, kum sancısı ve mîde rahatsızlığına iyi gelir. Çaldağı Mâden Suyu: Merkez ilçededir. Batlama Deresi Osmaniye köyü sınırları içerisindedir. Şebinkarahisar Mâden Suyu: Şebinkarahisar’ın Tamara köyündedir. Mîde, böbrek, barsak, safra yolları ve karaciğer hastalıklarına iyi gelir.