BURDUR
Akdeniz bölgesinin göller kısmında yer alan bir ilimiz. Batı Anadolu ile Akdeniz bölgesini birbirine bağlayan Burdur, 36°53’ ve 37°50’ kuzey enlemleri ile 29°24’ ve 30°53’ doğu boylamları arasında yer alır. Isparta, Afyonkarahisar, Antalya, Muğla ve Denizli illeri ile çevrilidir. İrili-ufaklı 14 mâvi göl arasında yeşil bir beldedir. Trafik kod numarası 15’tir.
İsminin Menşei
Bizans devrinde bölgeye Polydorion denilirdi. Burdur isminin nereden geldiği hakkında çeşitli rivâyetler vardır. Burdur Gölü civârının güzelliği karşısında şaşıran Türkmen boylarından Kınalı oymağı mensupları, "Cennet buradadır" demişler, bu söz zamanla kısalarak Burdur olarak halk arasına yerleşmiştir. Burdur şehrinin kurucuları olan Türkmenlerin Kınalı oymağı, ilk önce bugün Hamambendi denilen yerde "Tirkemiş" kasabasını kurmuşlardır. En kuvvetli rivâvet ise, Burdur’a yaklaşan, fakat yaşlılık sebebiyle göremeyen aşîret beyi; "Burada güzel kokular duyuyorum. Her hâlde burası çok bereketli yer olsa gerek." diyerek aşîret mensuplarına; "Burada dur ve şehri şuraya kur!" emrini verir. "Burada dur" zamanla "Burdur" olur.
Târihi
Burdur ve çevresi dünyânın en eski yerleşim merkezlerinden biridir. Eski devirlere âit eşyâlar ve harâbeler bulunmuştur. Anadolu’nun ilk sâhipleri ve Anadolu’da ilk devlet kuran, Anadolu birliğini temin eden Hititler, M.Ö. 2000 senesinden M.Ö. 700 senelerine kadar Burdur bölgesine hâkim olmuşlardır. Hititlerin kendi iç bünyelerinde iktidar ve iç savaşları Hitit Devletini zayıflatmış ve Frigyalılara yenilince, bu bölge de Frigyalıların kontrolüne geçmiştir.Lidyalılar, Frigyalıları yenince bu sefer Lidyalılar bölgeye hâkim olmuşlardır. Perslerin de Lidyalıları yenmesiyle kısa bir müddet Perslerin işgâli altında kalan bölge, Makedonya Kralı İskender’in istilâsı ile Anadolu, İran ve Hindistan, Makedonya’ya katılmıştır. İskender’in ölümü üzerine imparatorluğu kumandanlar arasında bölünmüş ve Burdur, Selevkos Devleti içinde kalmıştır. M.Ö. 183 senesinde Romalılar bu bölgeyi ele geçirmişlerdir. M.S. 395 senesinde Roma İmparatorluğu parçalanınca, Burdur ve çevresi Doğu Roma (Bizans)nın payına düşmüştür.
1071 Malazgirt Zaferinden sonra Burdur, Selçuklu Devletinin toprağı olmuştur. Haçlı seferleri sebebiyle Bizanslılar kısa bir müddet yeniden bu bölgeyi istilâ etmişlerdir. Daha sonra bölgeye hâkim olan Hamidoğulları, 1308’e kadar Selçuklulara ve 1335’e kadar İlhanlılara tâbi olmuşlar. 1391’de Yıldırım Bâyezîd, Hamidoğlu Beyliğine son verince, Burdur ve çevresi Osmanlı Devletinin olmuştur. Timur’un 1402 senesinde burayı almasından başka hiçbir devlet tarafından bugüne kadar ele geçirilmemiş; Osmanlı devrinde Isparta (Hamidili) sancağına bağlı bir kazâ iken; Tanzîmâttan sonra Konya vilâyetine bağlı bir bağımsız sancak olmuştur. Birinci Dünyâ Harbinden sonra İtalyanlar Burdur’u işgâl ettiklerini îlân etmelerine rağmen, fiîlen işgâl edemediler. Mayıs 1921’de bölgeden askerlerini çektiler. Cumhûriyet devrinde vilâyet olmuştur.
Fizikî Yapı
Burdur’un % 60’ı dağlık, % 19’u ovalık, geri kalanı plato ve yayladır. Göl hâline gelmiş çöküntüler, kanyonlar ve mağaraların sayısı oldukça fazladır. Göller ve ovalar, dağlar arasında kalmış bir çöküntü bölgesidir.
Dağlar: Burdur ova ve göllerinin etrâfı dağlarla çevrilidir. Dağlar Batı Toroslar silsilesine dâhildir. En yüksek dağı Kızılcadağ (2591 m) dır. Başlıca dağları; Eşeler Dağı (Akkaya Tepesi 2268 m), Koçaş Dağı (2095 m), Rahat Dağı (2298m), Kestel Dağı (2231 m), Katrancık dağları, Akdağ (2271 m), Söğüt Dağı (Asar Tepe 1919 m). Kestel, Katrancık, Rahat,Koçaş ve Eşeler dağları, üzerindeki düzlükler (yaylalar) su kaynakları bakımından zengindir. Ayrıca geniş mer’aları ile hayvancılığa çok müsâittir.
Ovalar: İl topraklarının % 19’unu kaplayan ovalar, Burdur, Ağlasun, Bucak, Tefenni ve Yeşilova havzalarıyla Gölhisar çukurluğunda toplanmış olup, 700 ilâ 1400 metre yüksekliktedir. Eski kapalı havzaların dolması netîcesinde meydana gelen ovalar, kalın alüvyonlu topraklarla kaplıdır. Tefenni Havzasında Kağılcık-Karamanlı, Hasanpaşa ve Başpınar ovaları yer alır.Yeşilova Havzasında Akçay ve Erli ovaları; Ağlasun Havzasında Başköy, Ağlasun ve Öteyüz ovaları; Burdur Havzasında Yazıköy, Yarıköy, Hacılarköy, Eğneş, Kozluca, Elmacık, Çine, Kurköy ve Çeltikçi ovaları; Bucak Havzasında Kestel,Keçili, Bucak, Ürkütlü, Kızılkaya ve Karapınar ovaları; Gölhisar çukurluğunda Yamalı, Gölhisar, Çavdır ve Haravza ovaları yer alır. Ovaların hepsi su bakımından zengin ve bereketlidir.
Akarsular: Burdur’da büyük nehir ve ırmaklar yoksa da, akarsuları çok zengindir. Ovaları sular ve gölleri besler. Başlıca akarsuları şunlardır: Alakır Çayı: Eşeler Dağından çıkar. 80 kilometrelik bir yatağa sahip olup Burdur Gölüne dökülür. Burdur Çayı: İnsuyu, Gökpınar ve Yenipınar kaynaklarından çıkar. 25 kilometrelik bir yatağa sâhip olup, Kocayır yöresinden Burdur Gölüne dökülür. Arvallı Çayı: Tekkegözünden çıkar. 20 kilometrelik bir yatağı olup, Çeltikçi Çayı ile birleştikten sonra Onaç Çayı ismini alır ve Kestel Gölüne dökülür. Kravgaz Çayı: Kıravgaz Dağından çıkar. 45 kilometrelik bir yatağı izledikten sonra, Burdur Gölüne dökülür. Askeriye Çayı: Leften Yaylasından çıkar. 15 kilometrelik bir yatağı izleyip Burdur Gölüne dökülür. Dalaman Çayı: Gölhisar yöresinin en büyük akarsuyudur. Ege Denizine dökülür. İl sınırları içinde 30 kilometrelik bir yatağı vardır. Başköy Çayı: Başköy yöresinden çıkar. 25 kilometrelik bir yatağı izledikten sonra Aksu Çayına dökülür.
Aksu Irmağı Isparta’dan Burdur’a girerek kısa bir yol alıp, 5 km uzunluğundaki bir kanyondan geçer. Bu kanyonun genişliği 5-7 m, derinliği 60-100 metredir. Kanyonun seyrine doyum olmaz.
Göller: Burdur’a "göller memleketi" denmesinin sebebi, sınırları içinde en çok gölü olan ilimizdir. İrili-ufaklı 14 göl vardır. En büyüğü Burdur Gölü olup, çok tuzlu ve arsenikli olduğundan balık yaşamaz. Yüzölçümü 200 km2 olup, Türkiye’nin 7. büyük gölüdür. Genişliği 8.5 km ve uzunluğu 34 km olup, derinliği 110 metredir. Denizden yüksekliği 854 metredir. Manzarası fevkalâde güzeldir. Salda Gölü; 45 km2 yüzölçümünde olup, 1139 m yüksekliktedir. Suyu tatlı ve balığı boldur. Türkiye’nin Abant dâhil en güzel gölü kabul edilir. Kestel Gölü; 25 km2 yüzölçümünde ve 779 m yüksekliktedir. Suyu yazın çok azalır. Akgöl (çorak); yüzölçümü 12 km2 olup, yüksekliği 989 metredir. Pınarbaşı, Karaeyli, Mamak, Bereketli, Yaraşlı, Geçenli, Yazır, Çavdır ve Ambahar göllerinin yüzölçümü 10 km2den azdır. Çavdır Gölünde balık vardır. Göller akarsularla beslenir. Göllerin bir kısmı yazın kurur.
İklimi ve Bitki Örtüsü
Burdur’da kara iklimi hüküm sürer. Yüksek dağlar, bölgeyi Akdeniz ikliminden ayırır. Yazlar sıcak, kışları çok soğuk geçer. Sıcaklık -16,7°C ile +39,6°C arasında seyreder. Senelik yağış ortalaması 443 milimetredir. Güneyde bu miktar fazlalaşır. Yağış kışın fazladır. Ovalar, ekili arâzi, sebze, bol meyve ağaçları ve gül bahçeleri ile süslüdür.
Burdur ilinin % 20’si hiçbir ekime elverişli değildir. Geri kalan % 80 arâzinin, % 35’e yakını ormanlık, % 35’e yakını ekili ve dikili arâzi ve % 10’u çayır ve mer’adır. Ormanlar ova ve gölleri çevreleyen dağların üzerindedir. Ormanlarda karaçam, kızılçam, katran, meşe, ardıç, köknar, sedir ve akçam ağaçları bulunur.
Ormanlarda, sayıları gün geçtikçe azalan karaca, vaşak, karakulak, yaban kedisi, saz kedisi yaşamaktadır. Tavşan, porsuk, kurt, tilki, çakal ve domuz gibi yabânî hayvanlar da bulunmaktadır.
Ekonomi
Burdur’un ekonomisi tarıma dayanır. Faal nüfûsun % 75’i tarım, hayvancılık, ormancılık ve balıkçılıkla geçinir.
Tarım: Burdur ilinde en çok tahıl üretilir. Ayrıca Burdur merkez ilçesinde ve Ağlasun’da gül yetişir. Türkiye’nin gülyağı üretimin % 85’i Isparta ve % 15’i Burdur’dan elde edilir. Meyvecilik, üzüm bağları, bostan ve sebzecilik oldukça ileridir. Diğer tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, mısır, şekerpancarı, nohut, anason, soğan, patates ve haşhaştır. Türkiye’de en çok anason Burdur’da yetişir, üzümleri meşhurdur.Modern tarım araçları kullanılmakta, sulama, sun’î gübreleme ve ilâçlama yapılmaktadır. İlde bulunan Şeker Fabrikası, şekerpancarı üretimini artırmaktadır.
Hayvancılık: Çayır ve mer’aların çokluğu sebebiyle hayvancılığa çok müsâittir. İlde beslenilen başlıca hayvanlar kıl keçisi, koyun ve sığırdır. At, eşek, deve, katır gibi yük hayvanlarının sayısı gittikçe azalmaktadır. Tavukçuluk, arıcılık ve balıkçılık ekonomik açıdan önemli olabilecek oranda gelişmemiştir.
Ormancılık: Burdur’un % 35’e yakını ormanlıktır. Bu ormanlar Türkiye’nin inşaat ve îmâlat sanâyiinin mühim ihtiyâcını karşılar. Orman içinde ve sınırında yaklaşık 100 köy geçimini orman ürünlerinden temin eder. Ormanlar ayrıca Burdur’a güzellik veren ve onu süsleyen bir hazînedir.
Mâdenler: Burdur mâden bakımından zengin ise de mâden işletmeleri azdır. Tefenni ve Yeşilova’da krom, diğer bölgelerde linyit, manganez yatakları vardır.
Sanâyi: Burdur’da sanâyi hızla gelişmektedir. Başlıca sanâyi kuruluşları Burdur Şeker Fabrikası (1958), Et-Balık Kurumu kombinası, Süt Endüstri Kurumunun Süt Fabrikası, Burdur Traktör ve Önyükleyici Fabrikası (Burtrak) senede 20.000 traktör îmâl edecek kapasitededir. Gülyağı sanâyii Isparta’dan sonra gelir. Çiçek ve nebâtât esansları fabrikasında 500 ton gül işlenir. Mobilya sanâyii oldukça gelişmiştir.
El sanatları: El sanatlarından halıcılık, dokumacılık, tabakçılık, dericilik, keçecilik ve bakırcılık çok gelişmiştir. Halı ve dokuma tezgah sayısı 10.000 civârındadır. Evlerin % 70’inde el tezgahı vardır. Alaca denilen el dokumaları meşhurdur. Halıları Isparta halısı kadar değerlidir. Türkiye’nin en meşhur, heybe, torba, sofra altı örtüsü ve çobanların koyun ve keçi yavrularını tuzlamak için kullandığı torbalar Burdur’da yapılır.Heybe ve torbalardaki süsler ve motifler 5000 sene öncesine dayanır. Heybe ve torbalardaki süslemelerin Amerika’daki Kızılderili kabîlelerin süslemeleri ile tamâmen aynı ve eski Türk kavimleri ile pekçok benzerliklerin olması bâzı ilim adamlarının dikkatini çekmiş ve Kızılderililerin Orta Asya’dan Bering Boğazı ile Amerika kıtasına geldikleri tezini ileri sürmüşlerdir.
Ulaşım: Burdur, komşu illeri Denizli, Antalya, Isparta ve Afyon’a vasıflı bir karayolu ile bağlıdır. Karayolu ulaşımı ile Türkiye’nin her bölgesi ile irtibatlıdır. 1936 yılında Baladız istasyonundan ayrılan bir hatla Karakuyu-Eğridir demiryoluna bağlanmıştır. Böylece Ege bölgesine (İzmir’e) olduğu gibi Ankara ve İstanbul’a da demiryolu bağlantısı sağlanmıştır.
Nüfus ve Sosyal Hayat
1990 nüfus sayımına göre toplam nüfûsu, 254.899 olup bunun 129.112’si şehirlerde ve 125.787’si köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 6887 km2 olup, nüfus kesâfeti 37’dir.
Örf ve âdetler: Burdur, dünyânın en eski yerleşim merkezlerinden olup, 5000 senelik bir târihi vardır. Beş bin senelik bir geçmişin ve eski medeniyetlerin izleri kalmışsa da, örf ve âdetlerinde ve sosyal hayatlarında Türk-İslâm kültürü hâkimdir. Halkı çalışkan, örf ve âdetlerine bağlı, iyimser ve kendilerine yapılan hizmetleri takdir eden husûsiyetlere sâhiptir. Selçuklular bölgeye 11. asırda gelmişler ve 13. asır başına kadar Haçlı seferleri sebebiyle işgâl ve istilâ altında kalmışlarsa da, millî ve dînî değerlerine son derece sâdık kalmışlardır. On üçüncü asırdan bugüne hiç bir yabancı işgâli görmemiştir. Burdur’a mahsus mahallî kıyâfetlere ancak düğünlerde rastlanır. Meşhur yemekleri testi (çömlek) kebabı, kabak helvası ve ceviz ezmesidir. Burdur folklor bakımından da çok zengindir. Oyunların çoğunluğu zeybek türünden oyunlardır. Ağır zeybek, teke zortlaması, teke zeybeği, moğaz havası ve serenler zeybeği meşhurlarıdır. Burdur’un efsâneler, atasözleri, mâni ve masalları bakımından halk edebiyatı çok zengindir. Halk şâirlerinden Şemsi Baba, Kemal Baba ve Âşık Vecaî başlıcalarıdır. Kemal Baba, Burdur’da yetişen evliyâları şiirleri ile meth eder. Spor, bilhassa minder ve yağlı güreş yaygındır.
Eğitim: Burdur’da okur-yazar nisbeti % 80’dir. Bütün köylerinde ilkokul, bütün ilçelerde ortaokul ve lise vardır. Burdur’da 9 lise ve 19 meslek ve teknik lise, 2 fakülte (eğitim ve meslek yüksek okulu) mevcuttur.
İlçeleri
Burdur’un biri merkez olmak üzere 11 ilçesi vardır.
Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 83.267 olup, 56.432’si ilçe merkezinde, 26.835’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 47 köyü vardır. İlçe toprakları genelde düzdür. Burdur Gölü ilçe sınırları içinde yer alır. Katrana Dağının kuzeybatı kısmı ilçe topraklarının bir bölümünü engebelendirir. Dağlar çam ormanları ile kaplıdır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıcı tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, mısır, baklagiller, şekerpancarı, haşhaştır. Sebze ve meyvecilik ve gül yetiştiriciliği gelişmiştir. Hayvancılık ekonomide önemli yer tutar. En çok küçük baş hayvan beslenir. Burtrak Traktör Fabrikası, Şeker Fabrikası, Gülyağı Fabrikası, SEK Süt Fabrikası başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. El tezgahlarında halı ve kilim dokumacılığı yaygındır.
İl merkezi, Burdur Gölünün kıyısındaki tepenin eteklerinde Kurna Deresi civârında kurulmuştur. Afyonkarahisar-Antalya karayolu ilçeden geçer. Afyonkarahisar-Eğridir demiryolundan ayrılan bir hat ilçe merkezine kadar gelir. Şehir merkezinin etrafı bağ ve gül bahçeleriyle kaplıdır. Burdur Gölü çevresinde birçok turistik tesis bulunur. Denizden yüksekliği 975 metredir. İlçe belediyesi 1872’de kurulmuştur.
Ağlasun: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 11.505 olup, 5252’si ilçe merkezinde, 6253’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 8 köyü vardır. Yüzölçümü 317 km2 olup, nüfus yoğunluğu 36’dır. İlçe topraklarının kuzey, güney ve doğusu dağlık, batısı ise alçak olup yer yer ovalıktır. Dağlar çam ormanları ile kaplıdır.
Ekonomisi tarıma dayanır. Başlıca tarım ürünleri gül, haşhaş, meyve ve sebzedir. Aksu Vâdisinde kavak, ceviz, kiraz, elma ve gül bahçeleri vardır. Hayvancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Köylerde el tezgahlarında halı ve kilim dokunur ve orman ürünleri işlenir.
İlçe merkezi Ağlasun Dağının güney eteklerinde Ağlasun Ovasının kuzey kenarında Aksu Çayının kollarının birinin vâdisinde kurulmuştur. Antalya-Isparta karayolu ilçeden geçer.
Altınyayla: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 12.251 olup 4118’i ilçe merkezinde, 8133’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 10 köyü vardır. Gölhisar bucağına bağlı bir bucak iken 19 Haziran 1987’de ilçe oldu. İlçe toprakları genelde dağlıktır.
Ekonomisi hayvancılık ve ormancılığa dayalıdır. Yaylacılık yöntemi ile daha çok küçük baş hayvan beslenir. Tarıma müsâit alanlarda buğday, arpa, soğan, patates, haşhaş ve şekerpancarı yetiştirilir. İlçede orman ürünleri işleyen küçük atölyeler vardır. İlçe merkezi Gölhisar-Fethiye karayolu üzerinde yer alır.
Bucak: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 54.427 olup, 27.407’si ilçe merkezinde, 27.020’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 19, Kızılkaya bucağına bağlı 9 ve Kocaeliler bucağına bağlı 8 köyü vardır. Yüzölçümü 1436 km2 olup, nüfus yoğunluğu 38’dir. İlçe toprakları Kestel Çukurluğu ve bunun çevresinde yer alan dağlardan meydana gelir. Batı ve kuzeyinde Kestel ve Katrancık dağları yer alır. Dağlar çam ve ardıç ormanları ile kaplıdır. İlçe topraklarını Arvallı Çayı, Kestel Deresi ve Aksu Çayı sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Kestel çukurluğunda yer alan ovalar önemli tarım alanlarıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, fiğ ve şekerpancarıdır. Gül ve gülyağı üretimi ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Meyvecilik gelişmiştir. Bâzı yerlerde az miktarda pamuk, zeytin ve Antep fıstığı yetiştirilir. Küçük baş hayvan besiciliği yaygındır. En çok kıl keçisi beslenir. Ormancılığın ekonomik değeri büyüktür. Köylerde halı ve kilim dokunur. Mobilya tuğla ve kiremit fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi dağlarla çevrili bir vâdide kurulmuştur. İlçe, Burdur’u Isparta ve Antalya’ya bağlayan karayolunun kıyısındadır. Merkez ilçeden sonra en kalabalık ilçesidir. 1926’da ilçe oldu. Bu târihten önce Oğuzhan isimli köy idi. Denizden yüksekliği 750 metredir. Belediyesi 1908’de kurulmuştur.
Çavdır: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 16.205 olup 3886’sı ilçe merkezinde, 12.319’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 14 köyü vardır. Gölhisar ilçesine bağlı bir bucak iken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları genelde dağlıkdır. Dağlardan kaynaklanan suları Çavdır Çayı toplar. Çavdır Çayı Vâdisinde geniş düzlükler vardır.
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, arpa, soğan ve patatestir. Yaylacılık yöntemi ile en çok küçük baş hayvan beslenir. İlçe de orman ürünlerini işleyen küçük atölyeler vardır. İlçe merkezi Gölhisar-Tefenni karayolu üzerinde yer alır. Belediyesi 1967’de kurulmuştur.
Çeltikçi: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 10.266 olup, 2911’i ilçe merkezinde, 7355’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 8 köyü vardır. Merkez ilçeye bağlı bucak iken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Güney doğusu ile Katrancı Dağı arasında geniş düzlükler vardır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, patates ve soğandır. Sebzecilik, meyvecilik ve gülcülük gelişmiştir. Hayvancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Yüksek kesimlerde küçük baş hayvan beslenir. İlçe merkezi Burdur-Antalya karayolu üzerinde yer alır. İlçe belediyesi 1968’de kurulmuştur. İl merkezine 36 km mesâfededir.
Gölhisar: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 14.763 olup, 10.434’ü ilçe merkezinde, 4329’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 6 köyü vardır. İlçe toprakları etrafı dağlarda çevrili geniş bir çukurluktan meydana gelir. Çukurluğun güney doğusunda Gölhisar Gölü yer alır. İlçe topraklarını Horzum ve Kelekçi çayları sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, arpa, soğan, patates, mısır, anason ve haşhaştır. Hayvancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Düzlüklerde sığır besiciliği, dağlık ve engebeli bölgelerde küçük baş hayvan besiciliği yapılır. İlçede orman ürünlerini işleyen çok sayıda atölye vardır.
İlçe merkezi, Gölhisar Gölünün batısında kurulmuştur. İl merkezine 100 km mesâfededir. Gölhisar 1953’te Horzum ve Armutlu köyleri birleştirilerek ilçe hâline getirildi. Belediyesi 1953’te kurulmuştur.
Karamanlı: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 8832 olup, 5293’ü ilçe merkezinde, 3530’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 5 köyü vardır. Tefenni ilçesine bağlı bucak iken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Akarsu vâdilerinde küçük düzlükler vardır. Sulama amaçlı kurulan Karamanlı Barajı ilçe sınırları içinde kalır.
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, patates, elma ve üzümdür. Dağlık bölgelerde küçük baş hayvan besiciliği yapılır. Köylerde el tezgahlarında, halı ve kilim dokuyuculuğu yaygındır. İlçe merkezi Burdur-Tefenni karayolu üzerinde kurulmuştur. İl merkezine 61 km mesâfededir. İlçe belediyesi 1911’de kurulmuştur.
Kemer: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 5059 olup, 2312’si ilçe merkezinde, 2747’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 7 köyü vardır. Merkez ilçeye bağlı bucak iken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları dağlarla çevrili ovadan meydana gelmiştir.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, şekerpancarı ve haşhaştır. Sebzecilik, meyvecilik ve gül yetiştiriciliği gelişmiştir. Yüksek kesimlerde küçükbaş hayvan besiciliği yapılır. İlçe merkezi Tefenni Ovasının güney batısında yer alır. İlçe belediyesi 1956’da kurulmuştur.
Tefenni: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 13.667 olup, 5458’i ilçe merkezinde, 8.209’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 15 köyü vardır. İlçe toprakları etrafı dağlarla çevrili çukur bir düzlük olup, güneydoğusunda Batı Toroslar, batı ve kuzeybatısında Eşler Dağı yer alır. İlçe topraklarını Eren Çayı sular. Eşler Dağı etekleri kızılçam, ardıç, sedir ve karaçam ormanları ile kaplıdır.
Ekonomisi tarıma dayanır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, arpa, soğan, elma, patates, anason ve üzüm olup, ayrıca az miktârda armut, mısır, fasülye ve haşhaş yetiştirilir.Hayvancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Köylerde halı ve kilim dokumacılığı yaygındır. İlçe topraklarında düşük kaliteli linyit yatakları vardır.
İlçe merkezi Eşler Dağı eteklerinde, Tefenni Ovasının güneybatısında yer alır. İl merkezine 71 km mesafededir. Gölhisar-Burdur karayolu ilçeden geçer. Belediyesi 1872’de kurulmuştur.
Yeşilova: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 24.657 olup, 5609’u ilçe merkezinde, 19.048’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 42 köyü vardır. Yüzölçümü 1351 km2 olup, nüfus yoğunluğu 18’dir. İlçe toprakları dağlıktır. Orta bölümlerdeki çöküntü alanlarında düzlükler vardır. Dağlardaki yaylalar hayvancılık açısından önemlidir. Salda Gölü ve Yaraşlı Gölünün bir kısmı ilçe sınırları içinde kalır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, arpa, nohut, patates, soğan ve üzüm olup ayrıca az miktarda anason, haşhaş, fasulye, mısır ve armut yetiştirilir. Köylerde halı ve kilim dokumacılığı yapılır. İlçede orman ürünlerini işleyen bazı atölyeler vardır.
İlçe merkezi, Sayda Gölünün 4 km güneydoğusunda, Burdur-Denizli karayolu üzerindedir. İl merkezine 52 km mesâfededir. Eski adı Satırlar iken 1936’da Yeşilova olarak değiştirilmiştir. İlçe belediyesi 1936’da kurulmuştur.
Târihî Eserler ve Turistik Yerleri
Burdur târihî eserler bakımından oldukça zengindir. Târihî eserlerin çoğu Osmanlı ve Selçuklu devrine âittir.
Ulu Câmi: Hamidoğlu Dündar Bey tarafından dördüncü asırda yaptırılmıştır. Yüksek bir tepe üzerindedir. Birkaç kere tâmir görmüştür.
Şeyh Sinan Câmii: 1776’da Çelik Mehmed Paşa tarafından medresesi ile berâber yaptırılmıştır. İnce görünümlü minâresi 1914 zelzelesinde yıkılmıştır.
Divan Baba Câmii: Değirmenler Mahallesindedir. Minârenin kitâbesinde 1775’te Tilurzâde Hacı Süleymân tarafından yaptırıldığı yazmaktadır. 1971 zelzelesinden sonra tâmir edilmiştir.
Çeşmedamı Câmii: Çeşmedamı Mahallesindedir. 1914 zelzelesinde yıkılmayan birkaç yapıdan biridir. 1842 târihli bir vakıfnâmede câmiden muallimhâne olarak söz edilmektedir.
Kayışoğlu Câmii: Kuyu Mahallesindedir. Taş temel üstünde yükselen ahşap bir minâresi vardır. Yapım târihi kesin olarak bilinmemekle berâber 1872’de tâmir görmüştür.
Susuz Hanı: Mîmârî özelliklerinden Selçuklu devrine âit olduğu anlaşılan eser, Bucak ilçesinin Susuz köyündedir.
Saat Kulesi: 1830’da Konya Vâlisi Tevfik Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Tabak Hamamı: 1523’te Şeyhülislâm Bedâi Efendi tarafından yaptırılmıştır.
Burdur içindeki Çelikpaşalar Konağı ve Taşoda dış yapısı ve iç süslemeleri ile Osmanlı Türk sivil mîmârîsinin uzakta kalan ender yapılarındandır. İl merkezinde çok sayıda bulunan çeşmelerin büyük kısmı yıkık veya kullanılmayacak hâldedir. Üzerlerindeki süslemeler ve hat sanatı Türk taş işçiliğinin ince örnekleridir.
Burdur eski devirlere âit eserler bakımından da zengindir. Başlıcaları şunlardır: Hacılar: Burdur’a 25 km uzaklıkta olup, 7500-8000 sene önceye ait binâ kalıntıları, seramik eşya ve heykellerin bulunduğu yerdir. Höyükler:Hacılar dışında 34 adet höyük eski çağlara âit sayısız eserlerle doludur. Bu höyükler (7000-10.000) sene öncesine âittir. Burdur ve çevresi 50 büyük ve 20 kadar antik şehir kalıntısıyla Anadolu’nun en zengin köşelerinden biridir. Ağlasun: Makedonya Tralı İskender’in savaştığı Sağalasus Roma devrinden kalma 12.000 kişilik tiyatro, kale ve lahitler, Antonius mâbedi ve sütun başlıkları Burdur’a 31 km uzaklıktadır. M.S. 2. asra âittir. Gremna:Pisidya’nın korunma bölgesiydi. Çamlık köyündedir. Kale vesâir kalıntılar vardır. Gölhisar: Cibaya (Horzum) harâbeleridir. 20.000 kişilik 3 kademeli tiyatrosu, stadyumu, agorası, anıtları, tapınakları ve lahitler hâlen ayaktadır. İbecık-Lüba: Gölhisar yakınındadır. Tiyatro, stadyum, tapınak ve kalelerin kalıntıları vardır. Belenni, Bereket,Karacaören, Akçaören, Akviran Yuva, Kestel, Melli, Kızılkaya, Karaot ve Pırnas köylerinde eski çağlara âit kentlerin kalıntıları bulunur. Burdur’da antik çağlardan kalma eserlerin sergilendiği büyük bir müze vardır. Buradaki eserler çok kıymetlidir. Burdur’da kütüphâne Hamidoğullarından beri mevcuttur.
Mesîre Yerleri: Burdur’da tabiî güzelliği insanı rahatlandıran pekçok yer mevcuttur. İl sınırları içinde yer alan on dört göl ayrı güzelliklere sâhiptir. Fakat Salda Gölü, çevresini kaplayan ormanlarla birlikte fevkalâde bir görünüm arz eder. Gölhisar Dirmil ormanları, manzarası güzel, temiz suları ve havası ile ideâl bir mesîre yeridir. Aziziye, Çamlık ve Melli ormanları havası, suyu ve manzarası ile şâhâne bir yerdir. Erenardıç bol ağaçlı sulak yerdir. Çok soğuk ve lezzetli suyu vardır. Kocapınar, Beşköy ve Yazıpınar birbirinden güzel mesîre yerleridir.
İnsuyu Mağarası: Burdur-Antalya yolu üzerinde Burdur’a 12 km uzaklıktadır. Ülkemizin turizme açılan ilk mağaralarındandır. Dünyânın ikinci büyük mağarasıdır. Dünyâca meşhûrdur. İçinde 9 tâne gölcük vardır. En geniş yeri 80 metre, uzunluğu 597 metredir. Mağarada binlerce sarkıt ve dikit yer alır. Mağara içinde kolaylıkla dolaşılır. Mağaradaki şifâlı suyu şeker hastalarına iyi gelir ve şeker miktarını düşürür. Şeker hastalığının yanısıra mîde, sinir ve cilt hastalıklarına da iyi gelir. Mağara içinde çavlanlar da mevcuttur.
Yarıköy kükürtlü suyu, kaşıntı ve cilt hastalıklarına iyi gelir.Kokar pınar, mîde hastalıklarına iyi gelir. Barutlu su, Tefenni yakınındadır. Eski ismi sıtma suyu olup, böbrek kum ve taşlarını düşürür. Çerçin suyu, Çerçin köyündedir. Aktığı yerde kırmızı çökelek bırakır. Mîde ve böbrek hastalıklarına iyi gelir.
Türkiye’nin yedinci büyük gölü. Söğüt dağları ile Suludere-Yayladağ yükseklikleri arasında uzanan çöküntü havzasını işgâl eden bir göldür. Oluk şeklinde bir biçimi olan Burdur Gölünün yüzölçümü 200 km2dir. Uzunluğu 34 km ve en geniş yeri ise 9 km’dir. Deniz seviyesinden yüksekliği 854 m, en derin yeri kapı geçidi önlerinde 110 metredir.
Burdur Gölünün suyu tuzludur. Fakat tuzluluk nisbeti fazla değildir (binde 24). Teşekkül târihi oldukça eskidir. Bir kapılı havza gölü olduğundan zamanla tuz birikimi olmuştur. Bilhassa klorür nisbetinin fazlalığı gölün eskiliğini gösterir. Gölde en fazla bulunan tuz sodyum sülfattır. Bu yüzden balık yaşamaz. Gölün seviyesi kış sonunda ve ilkbahar başında yükselmekte, yaz esnâsında alçalmaktadır. Bu iki devre arasında seviye farkı bâzı seneler bir metreyi bulmaktadır.
DEVLETİN ADI |
Burkina Faso |
BAŞŞEHRİ |
Ouagadougou |
NÜFÛSU |
9.261.000 |
YÜZÖLÇÜMÜ |
274.200 km2 |
RESMÎ DİLİ |
Fransızca |
DÎNİ |
İslâm, Putperestlik |
PARA BİRİMİ |
Frank |
Batı Afrika’da bağımsız bir cumhuriyet. 9° 25’ ve 15°07’ kuzey enlemleri ile 2°24’ doğu ve 5°31’ batı boylamları arasında yer alan Burkina Faso, kuzeyde ve batıda Mali, kuzeybatıda Nijer, güneyde Fildişi Kıyısı, Gara, Togo ve Berin ile çevrilidir.
Târihi
Burkina Faso târihi M.S. 11. yüzyılda Mossi kabîlesinin ülkeye girmesiyle başlar. Bu kabîle ülkede dört büyük krallık kurdu. Bunlardan ilki Tehkodogo idi. Diğerleri ise merkezî yayladaki Uagadugu, kuzeydeki Yatenga ve doğudaki Fada N’Gourma krallıklarıydı.
1400 ve 1500 yılları arasında Mossi kabîlesi, güneyde Gana’dan kuzeydeki Timbuktu şehrine kadar olan toprakları hâkimiyeti altında tuttu. Fakat 16. asrın ikinci yarısında Songhai imparatorluğu bunları yaylalara attı.
1893’te Mossi ülkesinin kuzeyini ele geçiren Fransa, 1896’da ülkeyi tamâmen kontrolü altına aldı. 1919’da Yukarı Volta kolonisi kuruldu. Buradan Fransız Batı Afrikasının diğer kısımlarında mecburen çalıştırılmak üzere işçi gönderildi. 1932’de Yukarı Volta kolonisi komşu sömürgeler arasında paylaştırıldı. Bunun asıl sebebi Fildişi Kıyısı’nda zorla çalıştırılmak üzere Mossi halkından işçi temin etmekti.
Fransa 1947’de Yukarı Volta’yı yeniden ayrı bir ülke hâline getirdi. 1950’lerde bağımsızlık hareketleri başladı. Bu hareketler 5 Ağustos 1960’ta Yukarı Volta’nın bağımsızlığını kazanmasıyla sona erdi. 1958’de hazırlanan bir anayasa küçük değişiklikler yapılarak 1960 Kasım’ında yürürlüğe kondu.
1966’da hükümet ve sendikalar arasındaki anlaşmazlığın ardından ordu yönetimi ele aldı ve 1960 Anayasası askıya alındı. Aralık 1970’te yeni bir anayasa hazırlanarak halk oylamasına sunuldu ve kabul edildi. Bu anayasa 1971’de yürürlüğe konuldu. 1970’li yıllarda meydana gelen kuraklıklar ülke ekonomisine büyük ölçüde tesir ederek açlık getirdi.
1982’de yapılan bir darbe sonucunda yönetimi ele geçiren Yüzbaşı Blaise Compaoré 1992 senesinde genel seçimlere gitti. Seçmenlerin büyük kısmının sandık başına gitmemesine karşılık Compaoré başkanı olduğu Halk Cephesi seçimleri kazandı. 1984’te Yukarı Volta ismini Burkina Faso olarak değiştirdi.
Fizikî Yapı
Burkina Faso topraklarının çoğu Volta Nehrinin üç ana kolu (Beyaz Volta, Kırmızı Volta ve Kara Volta) arasında yer alan alçak bir yayla hâlindedir. Ülke nehirlerinin çoğu güneyde Gana’daki Volta Nehrine karışır. Ülkenin doğusunda ve güneybatısında alçak dağ silsileleri yükselir. Burkina Faso’nun en yüksek noktası olan Tenekourou 749 metre yüksekliğinde olup, güneybatıda yer alır. Ülkenin en alçak noktası deniz seviyesinden 198 metre yüksektir.
İklim
Bütün yıl boyunca sıcak olan Burkina Faso’da, biri yağışlı, diğeri kurak olmak üzere iki mevsim vardır. Takriben mayıs ayı sonundan ekime kadar bol miktarda yağmur düşer. Yıllık yağış ortalamaları kuzeyden güneye doğru artmakta olup, 400 ilâ 800 mm arasında değişir. Kurak mevsim kasımda başlar mayısta son bulur. Bu mevsimde kuraklığa ek olarak Sahra’dan kavurucu rüzgârlar eser. Ortalama sıcaklıklar 25°C ilâ 30°C derece arasındadır.
Tabiî Kaynakları
Burkina Faso toprakları kuzeyde bozkır ve fundalıklarla kaplıdır. Güneyde ise yüksek otlar ve ağaç kümeleri ile kaplı çok sayıda yuvarlak tepeler bulunur. Ülkede eskiden çok sayıda bulunan vahşi hayvanlar artık günümüzde azdır. Ülkede mevcut olan belli başlı vahşi hayvanlar;yaban sığırı, çakal, sırtlan, aslan, leopar, yaban domuzu, ceylan, antilop, su aygırı, fil, maymun ve timsahtır. Başlıca yeraltı zenginlikleri olarak Burkina Faso’da manganez, altın ve elmas vardır.
Nüfus ve Sosyal Hayat
9.261.000 nüfûsu ile Burkina Faso Batı Afrika’da en fazla nüfus yoğunluğuna sâhip ülkelerden biri olup, km2ye 24 kişi düşer. Ülkenin en büyük nüfus merkezleri 200.000 nüfusu ile en sür’atli büyüyen Ouagadougau şehri ile 150.000 nüfuslu Bobo Dioulasso’dur.
Burkina Fasolular Batı Afrika etnik gruplarının yarısının karışımıdır. Fulse, Kibsi, Kipirsi, Kurumba ve Nioniosse çok öncelerden beri Burkina Faso’da yaşayan ülkenin asıl yerlileridir. Bu esas yerli halklara Ninisi (toprağın çocukları) denir. Mali sınırına yakın kuzeybatıda Marka, Samo, Samogho ve Diula grupları yaşar. Gana ve Fildişi Kıyısı sınırları boyunca Lobi etnik grubu bulunur. Kara ve Kırmızı Volta arasındaki ve güneydeki Gana halkları ile karışanlar ortak olarak Gurunsi adını alırlar. Kuzeydoğuda Fulbe Peul ve Tuarep halkları bulunur. Kırmızı ve Beyaz Volta arasındaki topraklara hâkim olan Mossi, Burkina Faso’nun en çok tanınan halkıdır. Mossi kültürünü paylaşan şahıslar ülkenin en kalabalık grubunu meydana getirir. Her etnik grup kendine has dile veya lehçeye sâhiptir. Mossi dili olan More diğerlerinden daha fazla konuşulur. More, Nijer-Kongo dili âilesinin Voltaic alt grubuna âittir. Ülkenin resmî dili Fransızcadır.
Burkina Fasoluların yarısı (% 50) Putperest, beşte biri (% 20) Müslüman, % 8’i Katolik, kalanı diğer dinlere mensuptur.
Burkina Faso dünyânın en fakir ülkelerinden biri olduğundan, pek çoğu her yıl Fildişi Kıyısı ve Gana’ya çalışmaya gider. Nüfus artışı % 2,5 civârında seyretmektedir. Kötü beslenme, parazit taşıyıcılar, uyku hastalığı, cüzzam ve diğer tropikal hastalıklar ülkenin başlıca sağlık meseleleridir.
Burkina Faso’da eğitim Fransız sistemine göredir. Fakat yavaş yavaş değişmektedir. Her ne kadar eğitim ücretsiz ve mecbûrî ise de 15 yaşından küçük okul çağındaki çocukların % 10’dan azı okula devâm etmekte ve nüfusun % 13’ü okuma-yazma bilmektedir.
Siyâsî Hayat
Burkina Faso cumhûriyetle idâre edilen bir ülke olup, 10 idârî bölgeye ayrılmıştır. Cumhurbaşkanı ve Millet Meclisi üyeleri beş yılda bir seçilir. Ülke 1983’ten 1992’ye kadar Ulusal Devrim Konseyince yönetildi. Konseyin ve sonra kurulan Halk Cephesi Partisinin başkanı olan Yüzbaşı Compaoré 1992 seçimlerini kazanarak devlet başkanı oldu. Ülke, Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği teşkilâtlarına üyedir.
Ekonomi
Burkina Faso ekonomisi, yiyecek bitkileri tarımına ve hayvancılığa dayanır.Toprakların % 15’inden azı ekilidir. Verim düşüktür. Kuraklık, bitki hastalıkları, böcekler, kemiriciler ve iptidâî tarım teknikleri üretimi düşük tutmaktadır. Sığır, keçi, koyun ve tavuk, yetiştirilen belli başlı hayvanlardır.
Akdarı, sorghum (süpürge darısı), fasulye, Hint yerelması, manyok, mısır, yerfıstığı, pamuk, susam ve Batı Afrika’ya has tohumundan yağ çıkarılan ağaçlar en önemli bitkilerdir. Pamuk, yerfıstığı ve susam ihraç edilmektedir. Çiftlik hayvanları ve hayvan derileri ihracat gelirlerinin önemli bir kısmını meydana getirir.
Sanâyi tesislerinin çoğu Banfora, Bobo, Dioulasso, Boromo, Koudougou ve Ouagadougou arasındaki demiryolu boyunca bulunur. Sabun, nebâti yağlar, şeker, pamuk ve kösele ürünleri îmâlâtın çoğunluğunu teşkil eder. Elektrik enerjisinin çoğu termal olarak üretilir. Fakat bir çok hidroelektrik projeleri Komod ve Kara Volta üzerinde tasarı hâlindedir.
Makina, eczâ ürünleri, petrol, giyim eşyâsı ve yiyecek ithali çoğunlukla Fransa, Fildişi Kıyısı, ABD ve Almanya’dan yapılır. İhrâcâtı Fransa, Fildişi Kıyısı, Gana ve Birleşik Krallığa (İngiltere)dır. Ülke sürekli olarak ticâret açığı verir. Dışarıda çalışan işçilerin gönderdiği paralar önemli bir döviz kaynağıdır.
Ülkenin 14.500 km civârındaki demiryolu ağı Fransızca konuşan Batı Afrika ülkeleri arasında en uzunudur. Karayolları çoğu kasabaları ve şehirleri birbirine irtibatlar. Milletlerarası Hava alanı iki büyük şehir olan Ouagadougou ve Bobo Dioulasso yakınındadır.