BOMBA

Alm. Bombe (f), Fr. Bombe (f), İng. Bomb. Patlayıcı ve yanıcı maddeler ile doldurulmuş, çeşitli büyüklükte, canlı ve cansız hedefleri tahrip etmek için kullanılan patlayıcı savaş aracı.

Genellikle uçaklardan atılan bomba, ölüme, tahribe, sarsıntıya sebeb olur. Özel tip bombalar ise, yaygın, gaz, duman veya hastalık mikroplarını yaymak için kullanılır. Su altı bombaları, denizaltları tahrip etmek için uçaklardan ve gemilerden atılır. Daha küçük ve daha basit bombalar el veya mekanik aletlerle uzağa fırlatılabilir. Kendi sevk sistemine sahip olan bombalara güdümlü mermi, su altı güdümlü mermisine ise torpido denir.

Nükleer silahlar:Atom ve hidrojen bombaları, diğer bombalardan çok daha fazla tahrib edici olup, uzun bir süre radyoaktif kirlilik bırakır. Nötron bombası ise sadece canlıları öldürür. Fakat cansızları tahrib etmez.

Yüksek infilak gücüne sahip klasik yapıda bir bomba, patlama noktasından metrelerce uzaklıktaki alana, parçaları, ısısı ve rüzgarıyle etki eder. Fakat nükleer silahlar kilometrelerce genişliğindeki alanı tamamen imha eder. (Bkz. Atom bombası, Hidrojen bombası, Nötron bombası)

Klasik bombalar: Genellikle uçaklardan bırakılabilecek şekilde planlanmış olan bu bombalar, patlayıcı veya kimyasal maddeler doldurulmuş bir metal kap, düşerken düzgün hareket etmesini sağlayan bir cihaz ve hedefe çarptığı zaman bombanın patlamasına sebeb olan bir tapadan ibarettir.

Klasik bombaların, delici, genel amaçlı parçalı, duman, gaz ve yangın bombaları gibi çeşitleri vardır.

Delici bombalar: Zırh ve sert hedefleri delmek için kullanılır. Kalın cidarlı olup, değişik ağırlıkta olurlar. Yaklaşık % 30'unu patlayıcı madde teşkil eder.

Genel amaçlı bombalar: Büyük askeri harekatlarda kullanılır. İnfilak eder, etrafa parçalar saçar ve yıkma etkileri vardır. Bu tip bombalar, 45 ila 1362 kg arasında olup, yaklaşık % 50'sini patlayıcı maddeler teşkil eder. Patlayıcı maddeler, Triponal, Amatol, Trinitrotoluen veya daha başka patlayıcı karışımı olabilir.

Parçalı bombalar: Bu bombalarda, patlayıcının etrafını saran metal gövde küçük parçalara ayrılabilecek şekildedir. Ağırlıkları 1,8 ila 118 kg arasında olup, yaklaşık % 14'ünü patlayıcı maddeler teşkil eder. Patlayıcı maddeler Ednatol, TNT, Amatol veya Siklatol olabilir. Bu bombalarda tapa genellikle burun kısmında olur. Çeşitli büyüklükte olan bombalar çarpma esnasında parçalara ayrıldığı gibi, yüzlerce küçük misket bombalardan meydana gelip, daha fazla tesiri olanlar da vardır.

Yangın bombaları:Yangın bombaları, yakıt (napalm) doldurulmuş ince cidarlı kaplardır. Yanabilen tesislere, siperlenmiş askerlere ve araç konvoylarına karşı kullanılır. En önemli özelliği dokunduğu yere yapışarak yanmasıdır. Yangın bombaları 113-454 kg arasında olup, ağırlıklarının yaklaşık % 85'i yanabilen maddelerdir.

Seyyah bombalar(Akıllı bombalar): Bu bombalar ilk defa Vietnam harbinde kullanılmış olup, 3000 kilometrelik bir menzil içinde 80 m çapındaki bir hedefi bulabilme kabiliyetiyle, harp taktiklerinin tamamen değişmesine sebeb olmuştur.

Bir katı yakıt roketi ile ateşlenen füzede önce gövde yanındaki kanatlar mekanik olarak açılır. Sonra da 66 kg ağırlığında 2633 newtonluk itme gücü sağlayan küçük jet motoru devreye girer. Kısa sürede 650 km/saatlik hıza ulaşarak ve 30 metreye kadar alçalarak hedefe yönelir.

Uçuş öncesinde bilgisayara digital bir harita üzerinde coğrafi bilgiler, rota, yükseklik değişmeleri ve radardan kaçabilmesi için gerekli bilgiler yüklenmiştir.

Tercom ismi verilen elektronik sistem ile doğrudan hedef üzerine gitmeyip, çeşitli yönlerde ve yüksekliklerde yol aldığı için hangi hedefe gittiği anlaşılamamaktadır. Karşısına dağ veya vadi çıkması halinde hemen en yakın çevrede yol bularak manevra yapabilmekte, radarı ile de sık sık rotayı ve yüksekliği kontrol ederek  hassas bir şekilde düzeltilebilmektedir.

Bu bombalar laser ışınları rehberliğinde de kullanılır. Bunun için pilot hedefi infrared laser ışınlarıyla bombardıman ederek bombayı salıverir. Bomba laser ışınlarına tabi tutulmuş, hedefin verdiği sinyalleri alarak hedefi bulur. TV kameralarıyla yönlendirilen bombalar, sadece gündüz kullanılabildiği halde bunlar gece de kullanılabilir.

Tarihi

İlk bombalar tahkim edilmiş şehirlerde, müdafiler tarafından atılan mermilerdir. Ondan sonra bu mermiler hücum edenler tarafından duvarlar aşılarak atıldı. Daha sonraları patlayıcı toplarla atılan güllelere bomba denildi. Bu tip bombaların en büyükleri 1452 yılında Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed Han tarafından yaptırılmış ve İstanbul'un fethinde 1453'te kullanılmıştır.

Özellikle 1930 yılından sonra uçaklardan bırakılan bombaların gelişmesiyle, diğer tip cephanelere bomba denilmez olmuştur. Her ne kadar bombalar Birinci Dünya Harbinde havadan bırakılmaya başlanmış iseler de büyüklükleri ve hedefe isabet etmeleri askeri bakımdan sadece psikolojik ve sıkıntı veren bir etki olarak ifade edilmiştir. Almanya Birinci Dünya Harbinde İngiltere'ye havadan 270 ton bomba bırakırken, İkinci Dünya Harbinde müttefikler üzerine 1.554.000 ton bomba atmıştır.

Bombaların tahrip güçleri atom ve hidrojen bombalarının gelişmesiyle çok daha fazla olmuştur. Sadece Japonya'ya atılan iki atom bombasının gücü yaklaşık 40.000 ton TNT'ye eşittir.

Çeşitli sebeplerle toprak kazıldıkça savaşlardan sonra saklı kalmış olan uçaksavar mermileri, mayınlar, tahrip kalıpları, el bombaları meydana çıkmaktadır.

İkinci Dünya Savaşında Alman bombalarının ateşleme sistemi elektrikliydi. Bomba atılır atılmaz elektrik bir kondansatörü şarjlamakta ve bomba hedefe çarptığında bu şarjlı elektrik fünyeyi ateşlemekteydi. Bu sistem iyi çalışmadığı için atılan çoğu bombalar patlamadan toprak altında saklı kalmıştır.

Daha sonraları saatli bombalar yapıldı. Bomba kurulduktan sonra saati tik-tak ederek çalışır. Böyle bir bombanın farkedilmesinde yapılacak ilk iş saatin tik-takları durana kadar çevreyi boşaltmaktır. Tik-taklar bir steteskopla uzaktan dinlenir. Bomba saat mekanizmasının çalışmasını engellemek için kuvvetli mıknatıs kullanılabileceği gibi karbondioksit sıkarak veya çabuk donan plastik dökülerek mekanizma, kilitlenebilir. Bomba imhası ile ilgili tedbirler geliştikçe, karşı tedbir olarak fünye sistemini aradan kaldıran bubi tuzaklı bombalar kullanılmaktadır.

Gerilla silahı: Terörist ve gerillaların sahneye çıkması ile bomba imha işleri yeni bir döneme girmiştir. Birçok terörist bomba yapmakta acemi olduklarından bomba ateşleme mekanizmaları umumiyetle yanlış ayarlanmakta, bu durum bomba uzmanlarını yanıltmaktadır. Bir kısım terörist ise, bombayı, sırf imha edenleri öldürebilmek üzere hazırlamaktadırlar. Bomba imha uzmanları bugün balistik naylon elbiseler giyerek bomba tesirinden korunabilmektedirler.

İmha işlemleri:İmha edilecek bombaya yapılacak işlemlerin başında bomba kabul edilen paketin röntgeni çekilir. Röngten filminden bombanın mekanizmasının şekli, tipi ve elektrik kablo çekimi görülür. Seyyar röntgen cihazı bulunan özel bir cihazla paketin röntgeni çekilir. Bu cihaz aynı zamanda patlayıcı madde dedektörü ile paketin gerçek bomba mı yoksa oyalayıcı mı olduğunu da hisseder. Eğer bombanın ateşleme sistemi pil veya akü ile ise dondurma metodu tatbik edilerek pil çalışmaz hale getirilir. Sonra bomba sökülür. Röntgen çekildikten sonra paketin uygun bir yerinden içine plastik köpük pompalanır. Böylece elektrik kabloları kısa devre olur. Mekanik kısımlar plastik donunca kilitlenir.

Bubi tuzağı şeklindeki bombaların imhasında ise İngilizlerin kullandığı ve “Weelbarrow” dedikleri uzaktan kumandalı robot arabalar iş görmektedir. Arabanın gagasında bir televizyon kamerası, özel bir imha tüfeği ile aydınlatma lambası bulunur. İmha tüfeği bombanın devrelerini çok çabuk kırdığı için bomba patlamaya vakit bulamaz. İngiliz kara kuvvetleri “Weelbarrow” un merdivenlerden dahi çıkıp inebilen manevra kabiliyeti fazla olan “Marauder” ismi ile çağrılan imha arabasını kullanmaktadır.

Bomba imha cihazları geliştikçe bomba ateşleme sistemleri de şekil değiştirmektedir. Tedbir daima karşı tedbiri davet etmektedir.

BONN

Almanya'nın yönetim merkezi olan bir şehri. Şehrin nüfusu 300.000 civarındadır. İkinci Dünya Savaşına kadar pek az gelişme gösteren Bonn, savaş sırasında da büyük zarar görmüştü. Ancak 1949'da Batı Almanya'nın başkenti yapıldıktan sonra gelişmesi hızlandı.

Ren Vadisinin elverişli bir yerinde kurulmuş olan Bonn, taşra şehri görünümünde bir turizm ve kültür merkezidir. Şehri, zenginler için bir mesken alanı olarak düşündüklerinden Bonn'a sanayi yatırımı pek yapılmamıştır. Şehirde daha ziyade başkentlikle ilgili yönetim ve hizmet sektörleri gelişmiştir. Yeni bakanlıklar semti şehrin güneyinde kurulmuştur.

Bonn ünlü müzisyen Beethoven'in doğum yeri olduğundan müzik merkezi olması devletçe desteklenmektedir.

Bonn'da Federal Demiryolları ile Köln Havaalanının sağladığı iç ve dış ulaşım imkanları da oldukça gelişmiştir.

1990'da Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesiyle Berlin Almanya'nın başşehri olurken, Bonn hükümet merkezi oldu.

BONO

Alm. Schuldschein (m), Fr. Bon (m), (a ordre), İng. Bond. Emre yazılı senet. Bir bedeli kayıtsız şartsız ödeme vaadini, kime veya kimin emrine ödenecekse onun ad ve soyadını, senedi tanzim edenin imzasını, tanzim ve ödeme gününü, vadeyi ihtiva eden, ciro ile devrolunabilen bir ticari senet.

Bononun ticari hayattaki önemi, bir kredi vasıtası olmasındandır. Ticari hayatta nakit para ihtiyacının karşılanmadığı zamanlarda yaygın bir ödeme aracı haline gelir. Bononun ciro edilebilme özelliği ile nakit gibi kullanılması mümkün olmaktadır. Bononun şekli, özellikleri ve kullanılışı, kanunlarla düzenlenir.

BOR

Alm. Bor (n), Fr. Bore (m), İng. Boron. Ametaller sınıfından, B sembolüyle gösterilen kimyasal bir element. Aslında metal ile metal olmayanların arasındaki sınırdadır. Bor, Fransız kimyacılardan Louis Gay-Lussac ve Louis Jacques Thenard tarafından keşfedildi. Bor ismi borun tuzu olan borakstan türetilmiştir. Bu isim, tuzun beyazlığına atfedilerek Arapça “burak” kelimesinden değiştirilerek gelmiştir.

Özellikleri: Periyodik cetvelin 3 A grubunun ilk ve en hafif üyesidir. Atom numarası 5'tir. Atom ağırlığı 10.811'dir. Borun erime noktası belirsizdir, fakat en iyi tahmini erime noktası 2200 ± 100°C, kaynama noktası ise 2550 °C'dir. Tabii halde iki tane izotopu vardır. 10B % 18, 8, 11B % 81, 2 oranında bulunur. Her ikisinin çekirdeği spine sahip olduğu için nükleer mağnetik rezonans araştırmalarında kullanılır. Borun radyoaktif izotopları 8B ve 12B ihtiva ederler. Kristal bor, önemli ölçüde hafifliğe, sertliğe, çizilmeye karşı mukavemete, ısıya karşı kararlılığa sahiptir. Bor kırmızı ötesi (infrared) ışığının bazı dalga boylarına karşı saydamdır ve oda sıcaklığında zayıf elektrik iletkenliğe sahiptir. Yüksek sıcaklıkta ise iyi bir iletkendir. Kristal bor kimyasal olarak inerttir. Bor, hidroklorik ve hidroflorik asitlerle kaynatıldığında bozulmaz. Sadece çok ince öğütülmüş bor, konsantre (derişik) nitrat asidi ile yavaşça oksitlenir.

Elde edilişi: Erime noktası yüksek ve erimiş halde aşındırıcı tabiatı olduğu için, boru çok saf olarak elde etmek zordur. % 95-98 saflıkta bor, borikoksidin magnezyum ile indirgenmesinden amorf (şekilsiz) halde elde edilir ve safsızlığı baz ve asit ile yıkayarak filitre edilir. Elde edilen bor, oksit ve bor bulunduran bileşikleri ihtiva eder ve küçük kristaller halinde, koyu kahve renklidir. Bor, tungsten yüzeyinde borikoksidin hidrolizi ile de elde edilir.

Bulunuşu: Bor, yer kabuğunda % 0.001 oranında bulunur. Okyanuslarda tuz halinde ve kurumuş deniz yataklarında konsantre halde (çok miktarda) vardır. Borun sodyum tuzlarının hidrate hali ve boraks yatakları daha ziyade Ortadoğu'da bulunur. Türkiye'de (Bandırma) bor minarllerinden pandermit bol miktarda bulunur. Amerika (Kaliforniya) ve İtalya'nın volkanik bölümünde bulunur. Önemli mineralleri, ortoborat asidi (B(OH)3) boraks (Na2B4O7.10H2O) Pandermit (Ca2B6O11 3H2O) ve borasit (2Mg3B8O15.Mg Cl2)'tir.

Kullanılışı: Bor telleri plastik ve metallerle kullanılır. Bunların mukavemetini arttırır. 10B termal veya yavaş elektronları çok iyi absorblar ve nükleer reaktörlerde kontrol çubuğu ve kılıf olarak kullanılır. Nötron dedektörü olarak kullanıldığı gibi roket yapımında da istifade edilir. Bor bileşikleri yakıtlar gibi yüksek enerji ile birlikte hafif bileşikler hasıl ederler. Bor ve bor bileşikleri, termo elektrik tipindeki elektrik üreticileri ve yüksek sıcaklıkta emniyetle çalışan yarı iletkenler için, infrared (kırmızı ötesi) ışınlara saydam olan pencereleri yapmak için malzeme olarak kullanılır. (Bkz. Boraks, Borik Asit)

BORAKS

Alm. Borax (r), Fr. Borax, İng.Borax. Meşhur ismi sodyum borat olan, borun oksi asidinin tuzu. Genellikle, kimyasal formülü Na2B4O7.10H2O olarak yazılırsa da, Na2(OH)2.8H2O) formülü daha doğru ve tuzun yapısını daha iyi izah etmektedir. Boraks ismi Arapça Burak kelimesinden gelmekte olup, parlak manasındadır. Kristal haldeki boraks renksizdir. Türkistan'da tınkal, Anadolu'da tenekar adları ile bilinir.

Özellikleri: Sodyum borat beyaz olup, toz ve kristal halinde bulunabilir. Yoğunluğu 1,73 gr/cm3tür. Sodyum borat suda ve gliserinde çözünür. Fakat alkolde çözünmez. Boraks 75°C'de erimeye başlar. Eridikçe kristal suyunu kaybeder. 200°C'de kaynar. Sodyum, borat, kızıl derecede, boraks camı olarak adlandırılan camımsı kütle şeklinde erir. Birçok metalik bileşikler çözünmüş metalik iyonlara mahsus bir renkte boraks incisi vererek erimiş materyalde çözünebilir. Renklenmiş boraks incisinin meydana gelmesi bakır, nikel, demir ve krom gibi gerçek metal iyonlarının mevcudiyetini anlamak için analitik tahlilde kullanılır.

Bulunuşu: Sodyum borat, bazı yabancı madde ile birlikte sodyum borat bulunduran tabii boraksta bulunur. Sodyum borat, kolomanit (CaB3O4(OH)3.H2O), kernit (Na2B4O7.4H2O), uleksit (Na2B4O7 Ca2B6O11.16 H2O) gibi çok sayıdaki diğer borat minerallerinden de elde edilir.

Elde edilişi: Sodyum borat, tuzlu göl sularının buharlaştırılıp kristallendirilmesinden elde edilir. Boraks, laboratuvarda borik asit ile susuz sodyum karbonatı reaksiyona sokarak elde edilir.

Kullanılışı: Sodyum boratın çoğu, dayanıklı ve kırılmaz borsilikat camının imalatında kullanılır. Boraks aynı zamanda porselen minelemekte, boyalarda, kola ve tutkallarda, deterjanlarda kullanılır. Boraks suyun sertliğini gidermek için çamaşır ağartmasında, kaynakta eritici ve pas önleyici olarak kullanılır. Bunlardan başka boraks tekstil boyacılığında, matbaacılıkta, donmayı geciktirmek için antifiriz olarak ve bitki öldürme ilacı olarak kullanılır. Az miktarda bor bazı bitki tiplerinin büyümesi için önemlidir.Topraktaki verimsizliği gidermek için toprağa boraks ilave edilir. Borakstan laboratuvarda analitik belirteç olarak da faydalanılabilir.

BORÇ SERVİS ORANI

Bir ülkenin borçlarını geri ödeme kapasitesini ortaya koyan göstergelerden biri. Borç servis oranında genellikle, borç, anapara, taksit ve faiz ödemelerinin yıllık toplamları, ihracat gelirlerine oranlanır. İhracat gelirleri yerine toplam mal ve hizmet ihracından sağlanan döviz geliri de kullanılabilir.

Bu durumda eğer:

a: Yıllık Ana Para taksidi,

r: Yılık Faiz Ödemesi,

x: Toplam Mal ve Hizmet İhracatından Sağlanan Döviz Geliri ise,

a+r
d: (Borç Servis Oranı)  d=
¾¾   olarak yazılabilir.
                                            x

BORÇLAR

Alm. (Geldıiche) Schulden (pl.), Fr. Dettes (pl.), İng. Debts. Vecibe. İki veya daha çok kişi arasında doğan ve bunlardan birinin diğerine karşı bir şeyi vermeyi, yapmayı veya yapmamayı yüklendiği hukuki ilişki. Bir kitap satışında, kitapçının borcu kitabı, alıcının borcu ise parayı vermektir.

Borçlar hukuku: Borç ilişkilerini düzenleyen hukuk dalı. Borç ilişkilerini düzenleyen hukuk kaidelerinin başlıca kaynağı 4 Ekim 1926'da Medeni Kanun'la birlikte yürürlüğe giren Borçlar Kanunu'dur. Medeni Kanun, Ticaret Kanunu, İş Kanunu gibi kanunlar da Borçlar Hukuku'na kaynaklık etmekte, çeşitli borç ilişkilerini düzenlemektedir. Borçlar Hakuku'nda temel kanun, Borçlar Kanunu'dur. Diğer kanunlar bunu tamamlar durumdadır.

Borçlar Kanunu yürürlüğe girmezden önce ülkemizde, Borçlar Hukuku, İslam Hukuku'nun muamelata (alış veriş, borçlar, rehin, kira, miras, şirketler vb.) ait kısmının kanunlaştırılmış şekli olan Mecelle ile düzenlenmekteydi. Bugün İsrail'in Borçlar Hukuku'nun temeli Mecelleye dayanmaktadır. Filistin, İsrail tarafından işgal edildiğinde, Osmanlı Devleti zamanından beri burada yürürlükte olan Mecelle, kaldırılmamış aynen bırakılmıştır.

Borçlar Kanunu, Medeni Kanun ile birlikte, İsviçre'den alınmıştır. İsviçre Borçlar Kanunu, kendine has olmakla birlikte, Roma Hukuku'ndan etkilenmiştir. İsviçre Medeni Kanunu'nun bir kısmı olan Eşya Hukuku'nda, İslam Hukuku'nun tesiri görülür.

Borçlar Hukuku'nun konusu borç ilişkisidir. Borç ilişkisi, iki taraf arasında öyle bir hukuki bağdır ki, bu ilişkiye dayanarak alacaklı borçludan belli bir davranışta bulunmasını isteyebilmekte, borçlu da alacaklının isteğine uygun bir davranışta bulunmak yükümlülüğü altına girmektedir. Bir borç ilişkisini meydana getiren üç unsur vardır:

1. Alacaklı:Bir borç ilişkisinde, ilişkiye dayanarak bir şeyi istemek hakkına sahib olan.

2. Borçlu:Aradaki borç ilişkisi sebebiyle bir şey ödemekle veya vermekle yükümlü olan.

3. Edim: Alacaklının borç ilişkisine dayanarak istemek hakkına sahib olduğu ve borçlunun da yerine getirmekle yükümlü tutulduğu şey, yani borç ilişkisinin konusu. Edim, bir şeyi vermeye, yapmaya veya yapmamaya ait olabilir.

Bazı borç ilişkilerinde her iki taraf da borç altına girer. Mesela; satış akdinde satıcının borcu satılan şeyi (edimli) borçluya teslim etmek, alıcının borcu ise parayı (edimi) borçluya teslim etmektir. Burada taraflar hem alacaklı hem de borçlu durumdadırlar.

Borçlar Hukuku'nda, borç ilişkileri eşitlik temeline dayanır. Bu sebeple kamu (amme) kudretine dayanan devletin taraf olduğu borç ilişkileri (vergi borçları, para cezaları gibi) Borçlar Hukuku'na girmezler. Kamu Hukuku dalı olan İdare Hukuku'na girer.

Türk-İsviçre Borçlar Kanunu sistematik bakımdan iki büyük bölüme ayrılmıştır.

Birinci bölüme genel hükümler, ikinci bölüme ise akdin çeşitleri adı verilmiştir.

Genel hükümler:Bunlar bütün borç ilişkilerine uygulanan hükümlerdir. Genel hükümler beş kısma ayrılmıştır:

I- Borcun doğumu:Borç doğuran olaylar, yani borcun kaynakları üç tanedir:

a. Akitler (Sözleşmeler): Akit, irade sahibi iki tarafın, bir nokta üzerinde anlaşarak karşılıklı borç ve taahhüt altına girmeleri. Akitler çok çeşitlidir. Değişik açılardan sınıflandırılabilirler: Kefalet, hibe, satış, emanet, ödünç birer akittirler.

b. Haksız fiil: Bir fiil işleyen ile o fiilden zarar gören arasında hiçbir hukuki münasebet olmadığı halde, kanun tarafından korunan bir hak veya menfaatin bir fiille ihlal edilmesi. İhlal eden verdiği zararı tazmine mecburdur. Camı kıranın bunu ödemesi gibi. Haksız fiilde dört unsur bulunur: 1) Hukuka aykırı bir fiil, 2) Kusur, 3) Zarar, 4) İlliyet bağı.

c. Haksız iktisab (kazanç): Bir kimsenin haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimse zararına zenginleşmesi. Haksız iktisab olunan şeyin iadesi lazımdır. Bir kimsenin borçlu olmadığı bir şeyi, borçluyum zannederek vermesi halinde haksız iktisab söz konusudur.

II- Borcun hükümleri:Borcun ifası, borcun ödenmesi, yerine getirilmesi. Borcunu ödemeyene karşı, hukuk mahkemelerinde dava açılır.

İfa yeri: Borcun ödenme, yerine getirilme yeri.

İfa zamanı: Borcun ödeme, yerine getirilme tarihi. Borcun ifası eğer  bir zamana bağlı ise, müeccel (tecilli) borç, eğer bir zamana bağlı değilse veya ödeme zamanı gelmişse, bu halde muaccel (peşin) borç söz  konusudur.

Alacaklının temerrüdü: Borçlu, sözleşme hükümlerine göre  borcunu ödemek istediği halde, alacaklının kabul etmemesi. Bu halde borçlu masraf, alacaklıya ait olmak üzere borcunu banka gibi bir yere yatırarak borcundan kurtulabilir. (Bkz. Alacak)

Borçlunun tereddüdü: Borçlunun tereddüdü vadesinde, vade süresi yoksa alacaklının ihtarına rağmen ödenmemesi. (Bkz. Alacak)

III- Borcun sona ermesi:Bunlar: 1) İfa: Borcun kararlaştırılan şekilde  ödenmesi, yerine getirilmesi, borcu yerine getirmeyene karşı ifa  davası açılır.

2) Yenileme (Tecdit): Eski bir borcu, yeni bir borç yaparak ortadan kaldırma.

3) Alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi, aynı kimsede toplanması. Mesela; mirasçının miras bırakandan alacaklı olması durumunda, miras  bırakanın ölümüyle mirasçı hem alacaklı hem de borçlu sıfatlarını kendinde birleştirmiş olmaktadır.

4) Takas: Aynı kimseler arasındaki karşılıklı veya aynı cinsten misli şeylere ait alacakların birbirini yok etmesi.

5) Zaman aşımı: Eğer bir kimse kanunda belirtilen süre içinde alacağının  ödenmesini taleb etmezse, borçlunun borcu düşer. Borçlu isterse borcunu ödemez.

IV- Borcun çeşitleri: Bu kısımda aslında birbiriyle ilgisi olmayan hukuki ilişkiler incelenmiştir.

Müteselsil borçlar: Birden ziyade kimsenin (borçluların) her birinin ayrı ayrı tamamından sorumlu bulundukları borç.

Müteselsil alacaklar: Bir borcun tamamını istemeye hakkı olan birden ziyade alacaklılar.

Şarta bağlı borçlar : Bir borcun yerine getirilmesi veya hükümden düşmesinin ilerde meydana gelmesi, belirsiz bir olayın gerçekleşmesine  bağlı tutulması.

Pey akçesi: Akdin yapıldığına delil olmak üzere  verilen bir miktar para veya menkul eşya.

Pişmanlık akçesi: Akitten dönenin ödediği para.

Cezai şart: Sözleşmenin yerine getirilmesi veya noksan yerine getirilmesi  durumunda ödenmek üzere taraflar arasında kararlaştırılan belirli meblağ.

V- Borcun taraflarında hukuki işlemle meydana getirilen değişiklikler:

1. Alacağın temliki: Bir kimsenin borçlusunda olan alacağını üçüncü bir  kişiye devretmesi.

2. Borcun nakli: Bir kimsenin diğerine ait borcu üstlenerek, eski borçluyu borçtan kurtarması ve kendisinin borç altına girmesini doğuran  sözleşme.

Akdin çeşitleri:Borçlar Kanunu'nun ikinci bölümünde bazı akitler incelenmiştir. Akit çeşitleri kanunda sayılanlarla sınırlı değildir. Kanuna muhalif olmamak şartıyla istenen tipte akit yapılabilir. Burada yalnızca akitlerin isimleri sayılacaktır. Akit çeşitlerinin her birinin geniş anlatılması kendi başlığı altında yapılacaktır:

1. Devir borcu doğuran akitler: Satış, trampa, bağışlama gibi.

2. Kullandırma akitleri: Adi kira, hasılat kirası, ariyet, karz gibi.

3. İş gördürme akitleri: Hizmet, eser, neşir, vekalet, komisyon, taşıma  akitleri.

4. Tehlikeli akitler: Kefalet, kumar ve bahis, ölünceye kadar bakma akdi. (Bkz. Akit)

İslam Hukukunda Borçlar Hukuku: İslam hukukunda Borçlar Hukuku, fıkhın muamelat kısmında düzenlenmiştir. Borç doğuran münasebetlere  fıkhın muamelat, ukubat ve münakehat kısmında rastlanır. On dokuzuncu asır sonlarından itibaren Borçlar Hukuku, fıkhın muamelata ait kısmının kanunlaştırılmış şekli olan Mecelle'de düzenlenmiştir. Mecelle, hukukçu ve tarihçi Ahmed Cevdet Paşa başkanlığındaki bir heyet tarafından hazırlanmıştır. Bu kanun hazırlanırken Kur'an-ı kerim ve hadis-i şerifler ve fıkhın ilgili kısımları esas alınmıştır. Sadece dini konuları değil, bütün sosyal konuları da içine almaktadır. Hanefi mezhebinde, insanların din ve dünyada rahat etmeleri için karşılaşacakları beş yüz binden fazla meselenin cevapları verilmiştir.

BORDRO

Alm. Lohnliste, Gehaltsliste (f), Fr.Bordereau (m), İng. Payroll. Aynı konudaki çeşitli örnekleri toplu ve özet olarak ortaya koyan cetvel.

Bordrolar konuyla ilgili görüş ve kavrayışı kolaylaştırırlar. İktisadi hayatta, özellikle mali uygulamalarda kullanılır. Ücret, hesap, mahsup ve nakit bordrosu adı altında çok sayıda bordro çeşidi olmakla birlikte, en yaygın kullanma alanı, kamu ve özel sektör kuruluşları personelinin istihkak kesinti ve net ücretlerinin kişi ve toplam olarak ayrı ayrı genel bir tabloda gösterilen aylık hesabıdır.

Bordrolar, evrak listesi, günlük ödeme ve tahsilat listeleri ve işlem miktarını gösteren cetveller olarak da düzenlenebilir.

BORİK ASİT

Alm. Borsaure (f), Fr. Acide borique (m), İng. Boric acid. Ortoborik asit için kullanılan isim. Borik asit, elementel borun bir oksiasidi olup, formülü H3 BO3  şeklindedir.

Özellikleri: Borik asit, kokusuz, tatsız, havada kararlı, beyaz kristaller şeklinde bir maddedir. Molekül ağırlığı 61.83, erime noktası 169°C ve kaynama noktası 300°C'dir. Özgül ağırlığı 1.46 g/cm3tür. Borik asit suda orta derecede çözünür. Sıcak sudaki çözünürlüğü soğuk sudakinden fazladır. Alkol ve gliserinde çözünür. Borik asit bir lewis asidi vazifesi yapan ve bir hidroksil iyonu olan çok zayıf mono bazik asittir.

Borik asit 175°C'ye kadar ısıtılırsa su kaybederek metaborik asit (HBO2) şeklini alır. Daha çok ısıtıldığında tetraborik asit (H2B4O7) meydana gelir. Hatta daha da asıtıldığında camsı bor trioksit halini alır.  Borik asit, sodyum peroksit ile reaksiyona sokulursa, beyazlatıcı olarak ticarette kullanılan peroksoborat elde edilir. Gliserin gibi belirli polialkollerle reaksiyona girer ve asidik çelat kompleksleri verir. Metal oksitlerle eritildiği zaman gerçek metal iyonlarını karakterize eden oldukça renkli camsı boratları verir. Bu olay metal iyonlarının analizinde kullanılır.

Bulunuşu: Mineral halinde bulunabilir. Fakat daha çok çözeltilerde bulunur (mesela kaplıca sularında). Ayrıca buhar püskürten volkanların yakınında da bulunabilir. Laboratuvarda, borik asit, bor halojenürlerin hidrolizinden elde edilir. Ticari maksatlı borik asit, boraks çözeltisine klörür veya sülfürik asit ilavesiyle elde edilir. Ticari borik asit % 99.9 saflıktadır.

Kullanılışı: Borik asit, ısıya dayanıklı borosilikat camı ve aynı zamanda cam elyafı üretiminde kullanılır. Metalurjide kaynak ve bakırın pirinçle kaplanması için de kullanılır. Ahşap malzemeyi havaya karşı korumada ve kumaşları ateşe dayanıklı hale getirmede kullanılır. Dahilen kullanıldığında borik asit zehirleyicidir. Özellikle çocuklar için çok az miktarı dahi zehirlidir. Borik asit haricen hafif antiseptik olarak kullanılır. Göz damlasında, ağız gargarası ve kozmetikte kullanılır. Yara tozlarının içine de katılabilir. Suların sertliğini gidermekte de faydalıdır.

BORSA

Alm. Börse, Fr. Bourse, İng. Stock-Exchange. Hisse senedi ve tahvil gibi menkul kıymetlerin, kıymetli madenlerin, çeşitli zirai ürünlerin ve yabancı paraların ticaretini yapanların toplandığı yerler. Borsalar iş konularına göre adlandırılır. Menkul kıymetler borsası, ticaret borsası (zirai ürün ve madenler için), döviz borsası, opsiyon borsası, altın borsası gibi. Dış ülkelerde ve son yıllarda yurdumuzda da, en fazla bilineni, hisse senedi borsalarıdır.

Menkul kıymetler ticareti hem borsada hem de borsa dışı piyasalarda (over the counter piyasa) yapılır. Borsaların diğer menkul kıymet piyasalarından üç önemli farkı vardır. Birincisi, borsada sadece kote edilmiş (alım satım işlemlerini borsa içinde yapılabileceği borsa idaresi tarafından kabul edilmiş) olan hisse senetlerinin ticareti yapılabilir. İkincisi, alım satımın borsa idaresi ve kanunlarca düzenlenmiş belirli kurallara göre yapılabilmesi. Üçüncüsü ise, borsanın belirli bir yerde (bina veya salon) bulunması ve ancak yetkili kişilerin borsa içinde işlem yapabilmeleridir.

İşlem hacmi en yüksek olan borsalar Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Japon borsalarıdır. Dünyanın en büyük hisse senedi borsası Amerika'daki New York Borsasıdır. Bunu Japonya'daki Tokyo Borsası takip eder. Gerek işlem hacmi olarak, gerekse toplam piyasa değeri olarak bu iki borsa dünya toplamının üçte ikisini meydana getirirler. Batı Avrupa'daki en büyük borsa ise Londra Borsasıdır.

Sanayileşmiş ülke borsalarının en belirgin özellikleri yüksek işlem hacmi, çok sayıda firmanın kote edilmiş olması, yoğun ticaret, aracı komisyonlarının ve alış satış fiyat farklarının düşük olmasıdır. Bu borsalarda alım satım işlemlerini düzenleyen kurallar ve aleniyet (açıklık) şartları oldukça sıkıdırlar. Bütün bunların sonucu olarak ortaya oldukça güvenilir ve büyük sürprizlerin pek görülmediği bir piyasa yapısı ortaya çıkmıştır. Türkiye, Güney Kore, Hong Kong ve Singapur gibi gelişmekte olan borsalarda ise çok büyük karlar ve riskler söz konusudur.

Türkiye'de Borsa Tarihi

Türkiye'de ilk borsacılık faaliyetleri 19. yüzyılda başlamıştır. Önceleri sadece yabancı şirketlerin ihraç etmiş oldukları tahvil ve hisse senetlerinin ticaretiyle başlayan borsa hareketleri, Kırım Harbinden sonra devlet borçlanma senetlerinin yaygın şekilde alım satımıyla hızlanmıştır. Nihayet 1866 yılında ilk resmi borsa olan Dersaadet Tahvilat Borsası açılmış ve asrın sonlarına doğru Avrupa'nın sayılı büyük borsaları arasına girmiştir. O zamanlar borsayla daha ziyade azınlıklar ilgileniyordu. Borsa bir ara dört ay kapatılmak zorunda kalmış. 1906 yılında yeniden teşkilatlanmış ve Esham ve Tahvilat Borsası adı altında tekrar faaliyete geçmiştir. Cumhuriyet döneminde 1926 yılında İstanbul Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsası kurulmuş, ancak borsaya canlılık kazandırılmamıştır. 1936'daki Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu 1938'de borsanın Ankara'ya nakli devletçi müdahaleler sonucu borsa işleyemez hale gelmiştir. 1941 senesinde borsa yeniden İstanbul'a taşınmıştır. 1980'li yıllarda yaşanan hızlı kalkınma ve liberalleşme sonucu sermaye piyasalarımız ve borsada gerçek manada bir hareketlilik görülmüştür.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (kısa adıyla İMKB) 26 Aralık 1985 tarihinde açılmış ve 2 Ocak 1986 günü ilk seans yapılmıştır.

İdari yapı ve kanuni çerçeveleri itibariyle borsalar üç sınıfa ayrılabilir: Tamamen hükumet tarafından kontrol edilen “resmi borsalar” (Paris Borsası gibi), bağımsız statüdeki “özel borsalar” (Amerikan ve Japonya borsaları gibi) ve umumiyetle bankaların kontrolünde olan “banker borsaları” (Almanya ve İsviçre borsaları gibi). İMKB bu üç sınıfın karışımı melez bir yapıya sahiptir. Bazı özellikleri ile banker borsalarına daha fazla benzeyen yarı resmi bir borsa durumundadır. İMKB'nin ilk başkanı, 1989'a kadar görev yapmış olan Muharrem Karslı idi.

Borsa üyesi olabilmek için, bankaların SPK'den izin almaları, aracı kurum ve borsa komisyoncularının ise borsa bankerliği belgesine sahip olmaları gerekir. Bankerlik belgesinde belirtilen yetkiler dahilinde, borsa üyeleri kendi nam ve hesaplarına veya başkası nam ve hesabına aracı olarak işlem yapabilirler. Üyeler, aracı olarak yaptıkları işlemler için müşterilerinden komisyon (kurtaj) alırlar. Bu komisyon, yapılan işlemin lira değerine bağlı olarak küçük alım satımlarda yüzde 1'den, yüksek alım satımlarda binde 2'ye kadar değişmektedir.

Bir şirketin hisse senetlerinin borsada işlem görebilmesi için o şirketin borsa kotuna dahil olması gerekir. Bu kararı borsa yönetim kurulu verir. 1990 yılı Ağustos ayında 90 kadar şirketin hisse senetleri İMKB'de işlem görmekteydi.

Borsada işlem gören bir hisse senedi veya tahvili almak veya satmak isteyen yatırımcı, bir borsa üyesi ile temasa geçer ve gerekli emri verir. Borsa üyesinde belirli bir komisyon karşılığı müşterisinin emrini yerine getirmek üzere emri borsaya aktarır. Alım satım emirleri üç kategoride toplanabilir: Piyasa emirleri, limitli emirler ve şartlı emirler. Piyasa emrinde, emir borsaya intikal ettiği andaki en iyi fiyattan işlem yapılır.  Limitli emirlerde ise müşteri kabul edebileceği en düşük satış veya en yüksek alış fiyatını belirler. Şartlı emirler ise aracı ile müşteri arasında özel bir antlaşma mahiyetindedir. Mesela, eğer fiyat şu seviyeye düşerse al gibi bir emir şartlı emir sayılabilir.

İMKB'deki fiyat belirleme mekanizması "devamlı müzayede” şeklindedir. Gelen müşteri emirleri, borsa elemanları nezaretinde, üyeler tarafından panolara yazılır. Bu panolarda her hisse senedi için ayrı bir tablo vardır ve her tabloda bir alış bir de satış bölümü vardır. Üye, almak veya satmak istediği miktar ve fiyatı ilgili bölüme yazarak teklif eder. Bir başka üye bu yazının üstünü çizerse teklif kabul edilmiş ve fiyat belirlenmiş olur. İki üye arasında basit bir akit imzalanır ve hazır olan borsa memuruna verilir. Akitler daha sonra bilgisayara geçilir. Mekanizma seans boyunca devam eder. Ağustos 1990 tarihinde bir günlük seans iki saat (sabah 10.00-12.00) sürmekteydi. Böylece oluşan fiyat, miktar ve ilgili istatistikler günlük ve haftalık bültenler yoluyla ilan edilir.

Satışı kesinleşmiş olan hisse senetlerinin alıcıya teslimleri ve bedellerinin satıcıya ödenmesi, işlemi takip eden ilk iş gününde yapılmasıdır. Burada fiziki bir teslim veya ödeme olması şart değildir. Üye kuruluşta bulunan müşteri para ve portföy hesapları ayarlanarak bu gereklilik yerine getirilmiş olur.

Borsa Yatırımları

Diğer yatırımlarda da olduğu gibi, hisse senedi yatırımlarının esas gayesi tasarrufları değerlendirmek ve para kazanmaktır.

Hisse senedi yatırımcısı, iki şekilde para kazanır (veya kaybeder): Birincisi, şirketin ortaklara yapacağı temettü (kar payı) ödemesidir. Şirket idaresi dağıtacağı toplam karı belirlemekte serbesttir ve isterse hiç kar dağıtmaz. Kar dağıtımı halinde her ortak hissesi nisbetinde para alır. İkinci kar şekli ise hisse fiyatlarının yükselmesi ve eldeki hisselerin alış fiyatından daha yükseğe satışı sonucu elde edilecek kardır. Buna sermaye kazancı denir. Fiyatları düşürmesi de mümkündür. Bu durumda sermaye kaybı söz konusudur.

Hisse senedi fiyatlarına tesir eden çeşitli faktörler vardır. Bunlar iki kategoride toplanabilir: Özel faktörler ve Genel faktörler. Özel faktörler, sadece o şirketin hisse fiyatlarını etkileyen olaylardır. Mesela, şirketin beklenenden daha fazla kar etmesi, şirkette umulmayan bir istifa, grev gibi olaylar özel faktörlerdir. Genel faktörler ise, borsayı ve sermaye piyasalarını ilgilendiren makroekonomik faktörlerdir. Enflasyon, iktisadi büyüme hızı, faiz oranları, siyasi şartlardaki değişmeler gibi.

Gerek fiyatlardaki gerekse temettü miktarlarındaki belirsizlik (tahmin edilememe) hisse senetlerini diğer menkul kıymetlere göre daha riskli yapmaktadır. Yatırımcılar gereğinden fazla riske girmemelidir. Bu konuda borsa uzmanlarından yardım almalıdır.

Yatırım riskini asgariye indirmenin ilk şartı birden fazla hisse senedine yatırım yapmak ve böylece ortaya çıkan portföyü en iyi şekilde çeşitlendirmektir. Gerek işlem maliyetleri (aracı, komisyonları vs.)gerekse hisse senetlerinin fiyat seviyeleri yüzünden küçük ve orta boy yatırımcılar için portföy çeşitlendirmesi imkansızdır veya yeterli derecede yapılamaz. Bu yatırımcılar menkul kıymet yatırım fonları (MKYF) veya yatırım ortaklıkları (MKYO) yoluyla dolaylı yoldan çeşitlendirme elde edebilirler. Adlarından da anlaşılacağı gibi, yatırım fonları ve ortaklıkları çok sayıda yatırımcının tasarruflarının toplanmasından meydana gelen yatırım şirketleridir. Toplanan paralar, uzmanlar idaresinde çeşitli menkul kıymetlerden meydana gelen büyük bir portföye yatırılır. İktisadi şartlara göre, fon portföylerinin yapısı ayarlanır ve farklı fonların farklı gayeli (dolayısıyla farklı yatırımcılara hitap eden) portföyleri vardır. Her yatırımcı kendi şahsi tercihlerine en uygun fonu seçmelidir.

Borsa Endeksi

Borsadaki hisse senetleri fiyatlarının genel temayülünü takip için borsa endeksi kullanılır. Herhangi bir andaki endeks değeri o andaki hisse senedi fiyatlarının belirli bir yöntemle hesaplanan ortalamasıdır. 1990 yılındaki İMKB endeksi borsadaki bütün hisse senetlerini ihtiva eden ve toplam değer ağırlıklı aritmetik ortalama fiyatı gösteren bir endekstir. New York Borsa'sı için kullanılan meşhur Dow Jones endeksi ise en büyük 30 hisse senedinin fiyat ağırlıklı aritmetik ortalamasıdır.

Borsa endeksleri bir manada ortalama performansı gösterdikleri için portföylerin başarıları genellikle endekse kıyas edilerek ölçülür. Yüzde getirisi endeksten daha yüksek ve aynı zamanda riski ortalama riskten daha düşük olan bir portföy başarılı sayılır.

BORU HATTI

Alm. Rohrleitung (f), Fr. Ligne de tuyaux, İng. Pipe line. Gazların ve sıvıların bir yerden bir yere nakli için pompalar, vanalar ve borularla donatılmış hat. Buralarda kullanılan boruların çapları 5 cm ile 9 m arasında değişir. Hatlar çoğunlukla çelik, dökme, demir ve alüminyum gibi metal veya beton, seramik ve plastik borulardan döşenir. Boru hatları genellikle yer altına gömülür. Hatlarda döşenen boruların aşınmasını azaltmak için, boru boyunca negatif elektrik yükü uygulama, boyama, plastik ve lastik kaplama, camelyafı, asfalt veya keçe sarma, akan maddenin içine aşınmayı geciktirici kimyevi maddeler karıştırmak ve düzenli temizlemek lazımdır. Borular kazıyıcı olarak bilinen aletlerin içlerinden geçirilmesi ile temizlenir.

Ülkemizde dört boru hattı vardır. Bunlardan ilki 1967’de açılan Batman-Dörtyol arasındaki Ham Petrol Boru Hattıdır. Uzunluğu 494 km olup, senelik taşıma kapasitesi 3,5 milyon tondur. İkincisi 1977’de açılan Kerkük- Yumurtalık arasındaki Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattıdır. Uzunluğu 986 km olup, Türkiye sınırları içinde kalan kısmı 641 kilometredir. Boru hattının senelik kapasitesi başlangıçta 35 milyon ton iken, 1983-84’te yapılan bir çalışma ile 46,5 milyon tona çıkarıldı. Ancak 1991'de BMtarafından Irak'a konulan ambargo sebebiyle kapatılmış olup, faaliyeti durmuştur (1992 Aralık). Üçüncüsü ise Yumurtalık-Kırıkkale Boru Hattıdır. Uzunluğu 447 km olup, senelik taşıma kapasitesi 5 milyon tondur. Boru hattı Kerkük petrolünü Orta Anadolu Petrol Rafinerisine ulaştırmaktadır. Dördüncüsü ise Türkiye’nin en uzun boru hattı olan Rusya Federasyonu-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattıdır. 114 kilometrelik kısmı Marmara Denizinde olmak üzere 818 kilometredir. Bulgaristan sınırından girerek Hamitabat’tan Ankara’ya kadar uzanan boru hattı normal kapasitesine 1994’te ulaşacak ve senede 6 milyon m3 gaz taşıyacaktır.

Halihazırda proje aşamasındaki boru hatları ise Katar Doğal Gaz Boru Hattı ile İran-Türkiye Doğal Gaz ve Ham Petrol Boru Hattıdır. Ülkemizdeki boru hatlarının yapım ve işletmesi BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.)ın görev ve sorumluluğundadır. Petrol ürünleri boru hatları ise yapımından işletmeye Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO)nın görev alanında kalır.

BORUÇİÇEĞİ (Datura)

Alm. Weichhaariger Stechapfel (m), Fr. Liseron de Provence (m), İng. Downy thorn-apple. Familyası: Patlıcangiller (Solanaceae). Türkiye'de yetiştiği yerler: Bütün Anadolu'da yer yer. 20-100 cm yüksekliğinde, dik gövdeli, bir senelik otsu, zehirli bir bitki. Tatula, şeytanelması olarak da bilinir. Yapraklar saplı, büyük, oval, kenarları tam, az girintili veya sivri lopludur. Çiçekler beyaz ve büyüktür. Çanak yaprak uzunsu bir tüp şeklinde, tepede 5 lopludur. Taç yapraklar uzun bir huni şeklindedir. Meyveler 3-4 cm boyunda, üzeri dikenli, 4 yarıklı olup çok tohumludur. Dünya üzerinde tesbit edilmiş 10 kadar boruçiçeği türünden yalnız iki tanesi memleketimizde bulunmaktadır. Datura stramonium ve D. metel.

Organik madde bakımından zengin boş tarlalar, harabeler, hendek ve yol kenarlarında bulunur. Nadiren çiçekleri için bahçelerde yetiştirilmektedir.

Kullanıldığı yerler: Halen tedavide D. stranonium ve D. metel türlerinin yaprakları, çiçekleri ve tohumları kullanılmaktadır. Yapraklar azami büyüklüklerini aldıkça alt taraftan başlanarak toplanır. Gölgelik ve havadar bir yerde kurutulur. Tohumlu meyveleri olgunlaştığı zaman toplanır ve kurutulur.

Boruçiçeği türlerinde hiyosiyamin ve az miktarda atropin ve skopolamin isimli alkaloitler bulunmaktadır. İyi bir uyuşturucu, antispazmodik (kramp çözücü), antiasmatik (nefes darlığına karşı) tir. Yapraklardan ve bazı çiçeklerden hazırlanan sigaralar nefes darlığına karşı içilir. Yağlı merhemi mevzii ağrılara karşı haricen çok kullanılır. Zehirli bir bitki olduğu için hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır.